Cilt Bakımı,Cilt maskesi,Sivilceler için maske,Siyah noktalar,Saç Bakımı,Normal Cilt Bakımı,Saç Sağlığı,aç Bakımı Saç Maskeleri saç dökülmesi saç bakım ürünleri evde saç bakımı saç maskeleri doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı erkek cilt bakım saç bakımı cilt maskeleri cilt lekeleri siyah noktalar sivilceler Bitkisel Cilt Bakımı Cilt Bakımı ve Güzellik Kuru Cilt Bakımı doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı epilasyon laser epilasyon

Blog Arşivi




Lekeler Sivilce izleri ve kırışıklıklar

Ciltte yaşlanmaya, sivilcelere, yaralanmalara ve güneş ışınlarının olumsuz etkilerine bağlı olarak ortaya çıkan kırışıklık, leke, şekil bozukluğu gibi estetik kusurların düzeltilmesi için kullanılan fleecy yöntemler büyük ilgi görmekte... Hiçbir acı çekmeden, connatural yaşamı etkilemeden uygulanır olması fleecy yöntemlere üstünlük sağlıyor. Kişinin estetik sorununun niteliğine ve beklentilerine göre muayeneden sonra hangi yöntemin kullanılacağına karar veriliyor.

Dolgu maddeleri enjeksiyonu...

Dolgu maddelerin cilt içine enjekte edilmesiyle, kırışıklık bölgesinde hacim yaratılarak kırışıklık çizgileri düzeltiliyor. Dolgu maddeleri, yüzdeki yaşlılık çizgileri, yaralanmalarla oluşan çizgiler, yüzdeki şekil bozuklukları, kişinin derin sivilce izleri gibi sorunlarda tercih ediliyor. Ayrıca kişinin dudak kalınlaştırma, dudak şekillendirme gibi estetik değişiklik taleplerinde de bu yöntemler rahatlıkla uygulanabiliyor.

Dolgu yapılmasında kullanılan birçok madde bulunmaktadır. Bunlar sıvı parafin, sıvı silikon (ülkemizde kullanımı yasal değil) kolajen, hyalüronik asit, otolog yağ, otolog kolajen gibi maddelerdir. Kliniğimizde uygulanan dolgu maddesi, alter edilmiş hyalüronik asittir. Tamamen organizmaya uyumlu ve organizma tarafından eritilebilen doğal bir maddedir. Fonksiyonu, vücudun kendi hyalüronik asidinin tüketildiği yere hacim eklemektir.

Kalıcılığı ne kadar?

Dolgu maddeleri enjeksiyonun kalıcılık süresi 5 -12 ay arasında değişiyor. Metabolizmanın, hyalüronik asidi su ve karbonhidrata dönüştürmektedir. Büyüme faktörleri ve hormonlar, glikoz ve oksijen gibi önemli besleyici ajanların serbest geçişine olanak verir. Hyalüronik asit jelinin parçaları arasında hücreler dolaşabilir ve sağlıklı bir cilt ortaya çıkar. Test ihtiyacı olmadığından kişi hemen uygulamaya alınabilir, anında tatmin sağlar. Enjeksiyonun hemen sonrasında kişi connatural yaşantısını sürdürebilir. Her yaşta uygulanabilir. İstenildiği sıklıkta tekrar edilebilir. Alerji riski yoktur.

BT-A (Botilinum Toksin - A) enjeksiyonu

BT-A, 1980 yılından bu yana tıbbın çeşitli alanlarında başarıyla kullanılıyor. Bazı kişilerin alışkanlık olarak kaşlarını çatmasıyla zamanla o bölgedeki çizgiler belirginleşmekte, bu da hoş olmayan bir yüz ifadesine neden olmaktadır. BT-A enjeksiyonu en sık, alın, iki kaşın arası, göz çevresi, çene ve dudak çevresindeki çizgilere uygulanmaktadır. Bu bölgelerin sinir ileti bozukluğuna ait anormalliklerinde özellikle tercih edilir. BT-A enjeksiyonunun etkisinin kalıcılığı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Ortalama 4 -12 ay kalıcı etki elde edilir. Hiçbir sistemik yan etki gözlenmemiştir. Uygulamanın isteğe bağlı tekrarı mümkündür. BT-A enjeksiyonu uzman doktorlar tarafından yapılmadığında, kaş ve göz kapağı düşmesi, göz altı şişmesi gibi geçici yan etkiler görülebilir. BT-A uygulaması öncesi, hekimin, hastanın yüzündeki patalojiyi iyi belirlemesi, uygulayacağı dozu ve yöntemi belirlemesi gerekir.

BT-A enjeksiyonunun diğer kullanım alanları

BT-A enjeksiyonunun diğer kullanım alanları olarak, koltuk altı, el ve ayak gibi bölgelerdeki aşırı terlemeyi azaltmak amacıyla da uygulanabildiğini belirtiliyor. BT-A’nın ter bezlerinin yakınına enjekte edilmesi ile o bölgede, kişiden kişiye değişiklik gösteren biçimde 4 - 12 ay süreyle terlemenin azaltılması sağlanabiliyor.

BT-A enjeksiyonu yapılabilmesi için, kişide, başka hiçbir kas hastalığının bulunmaması ve en az 1 ay öncesinden o kişinin yüzüne, başka herhangi bir uygulama yapılmamış olması gerekiyor.

BT-A enjeksiyonuna bağlı olarak henüz bildirilmiş ciddi ya da kalıcı bir yan etki bulunmaması, bu uygulamanın önemli bir özelliği olarak kabul ediliyor.

Kimyasal shedding nedir?

Cildin zarar görmüş tabakasının değişik kimyasal maddelerin farklı konsantrasyonlarda kullanılarak kaldırılması işlemine shedding adı veriliyor. Kimyasal shedding TCA, rezorsin, laktik asit, sitrik asit, glikolik asit gibi birçok maddeyle yapılabiliyor. Bu yöntemlerden hangisinin hastaya uygulanacağına hekim karar veriyor. Kimyasal peeling, güneş hasarı sonucu oluşmuş ince çizgilerin hafifletilmesi ve kalın çizgilerin inceltilmesi, sivilce tedavisi, sivilce izlerinin hafifletilmesi, cildin yumuşaklığını artırarak, piaster kaba yapısının giderilmesi, parlaklığının artırılması ve ayrıca çeşitli dermatolojik bozukluklarda uzman hekimler tarafından uygulanan bir yöntemdir. Peeling öncesinde hasta-doktor beklentilerini, hastanın ulaşmak istediği iyilik, elde edilebilecek iyileşmenin seviyesi, hastanın tıbbi geçmişi, hastanın daha önce kullandığı ürünler ya da görebileceği tedavileri içeren karşılıklı tartışma, tedavinin başarısı için gereklidir. Hastanın yaşı, cilt tipi, cinsi, vücudunda düzeltme ihtiyacı gördüğü bölgelere göre kimyasal maddenin konsantrasyonu, süresi ve seans sayısı ayarlanır. Ortalama 8-10 seanstır.

Hangi durumlarda uygulanmaz?

Kimyasal peelingin uygulanamayacağı durumlar da bulunuyor. Bu nedenle hekimin, hastanın vücudunda, shedding yapılacak bölgeyi dikkatlice muayene edip karar vermesi büyük önem taşıyor. Aktif herpes enfeksiyonu (uçuk) bulunan, yeni operasyon geçirmiş, radyoterapi gören, cildinde yara izi oluşma ihtimali olan, siğil bulunan kişilerde kullanımı uygun değil. Ayrıca son bir ayda krioterapi (soğuk tedavisi) uygulanması ve bazı ilaçların kullanımı da kimyasal shedding uygulamasının yapılmaması gereken durumlar arasında yer alıyor. Kimyasal shedding uygulandıktan sonra o bölge güneşe maruz bırakılmamalı, ayrıca tahriş yapabilecek her türlü etkiden korunmalıdır.

Krioterapi -Soğuk tedavisi

Krioterapide, kaynama derecesi çok düşük bazı gazlar uygulanarak vücudun bir bölgesi istenilen soğutulma derecesine getiriliyor. Bu sayede güneş etkisiyle oluşan kahverengi yaşlılık lekeleri, et benleri, siğiller, virüs enfeksiyonlarının izleri başarıyla gideriliyor.

Krioterapiyle cildin yüzeyindeki istenmeyen oluşumların kaybolması sağlanıyor. Uygulanan endikasyonlarda başarı oranı çok yüksektir. Uygulama süresi çok kısadır. Herhangi bir lokal anestezi ya da cerrahi girişim gerektirmez. Kullanılan gaz, cildin yüzeyine sprey ya da dokundurma sistemiyle saniyelerle ifade edilebilecek kadar kısa süre uygulanır. Lezyonun özelliğine göre bir ya da birkaç seans yeterlidir. Uygulama sonrasında bir sızı olabilir. Krioterapi uygulandıktan sonra uygulama bölgesinde bir kızarıklık oluşur. İyileşme süreci vücudun onarım süreci kadardır. Kişide soğuğa karşı aşırı duyarlılık ya daönemli bir sistemik hastalığın bulunması durumunda krioterapi uygulanmıyor.

kaynak:sacveciltbakimi.com

Kimyasal bir peeling...

Kendinize olan güveniniz cildinizi nasıl gördüğünüz etkili bir etmendir. Sivilce izleri, güneşe bağlı cilt bozuklukları ve yaşlanma cildinizin görüntüsünü etkileyen en önemli faktörlerdendir. Ciltteki bu tür izleri yok etmek çeşitli soyucu yani shedding ajanlarıyla sağlanmaktadır. Peeling yönteminin aggregation prensibi; hasarlı cilt tabakasının üstündeki hasarlı tabakayı kaldırmak ve hasar görmemiş tabakayı canlandırmaktır. Sonuç ise daha sağlıklı, canlı, düzgün ve gergin bir cilt elde etmektir. Geçmişte shedding maddesi olarak fenol veya trikloroasetik asit (TCA) kullanılmaktaydı. Bu counsel kimyasal peelingler, genellikle derin shedding yapılmasını gerektiren durumlarda etkilidirler ve ayrıca hücreler için zehirli etkileri de vardır. Fenol ve TCA, gereksiz cilt koyulaşması veya açılması (Hiperpigmentasyon veya hıpopigmentasyon) ve muhtemel cilt çukurlanmalarına yol açabilirler. Bu tedaviyi alan hastaların cildinin iyileşmesi uzun süreye ihtiyaç duyabilir. Bugün hala daha derin shedding gerektiren aktinik keratozlar yada akne vulgaris skarları olan kişilerde kullanılabilmektedir fakat kullanımları azalmıştır. Günümüzde özellikle yüzeyel shedding gerektiren durumlarda Alfa hidroksiasitler(AHA) kullanılmaktadır. Dr.Eugene Van histrion ve Dr.Ruey Yu 20 yıldan uzun bir zamandır Alfa Hidroksiasitlerin kullanımı ve gelişimi ile ilgilenmiş ve birçok bilimsel çalışma yayınlamışlardır. AHA, çeşitli meyve ve yiyeceklerde doğal olarak bulunur ve meyve asitleri olarak bilinir. Bu grup birçok meyve asiti ihtiva eder ve bugün en yaygın kullanılanı şeker kamışı suyunda doğal olarak bulunan glikolik asittir. Glikolik asit yöntemi ile derinin stratum tabakası parsiyel olarak kaldırılarak hücrelerin kendilerini yenilemeleri ve cildin canlanması sağlanmaktadır. Bu yöntem derin shedding yöntemlerine nazaran daha kontrollü olarak cildi yeniler. Glikolik asit günümüzde kullanılan en en yaygın yüzeyel shedding ajanıdır. Glikolik Asit uygulamasında, doktorun tavsiye edceği bir ürünle cilt en az 2 hafta peelinge hazırlanır. Bu hazırlık döneminden sonra peelinge başlanır. Ortalama shedding seans sayısı 6-7 dir fakat yapılma amacına ve hastaya bağlı olarak bu sayı değişebilir.Seans sonralarında doktorun tavsiye edeceği jel, krem yada losyonların kullanılması cildin yenilenme işlemini shedding seansları arasında da devam ettirecektir. Yüzeyel shedding işlemi ile güneş hasarı sonucu oluşmuş ince çizglerin, pigmentasyon düzensizliklerinin hafifletilmesi, sivilce izlerinin hafif yada orta düzeye indirilmesi sağlanabilmektedir. Cilt daha yumuşak ve parlak olabilmektedir. Peeling tedavisinden önce doktorun hastadan iyi bir öykü alması, hastanın yaşına ve cilt yapısına göre uygun shedding zamanını ve shedding tipini belirlemesi gerekmektedir. Aktif uçuk öyküsü, ciltte yara yada minik yarıklar, son dönemlerde cerrahi girişim(yara iyileşmesi), daha önceden aynı bölgeye shedding veya dermabrazyon uygulanmış olması, yakın zamanda radyasyon tedavisi, 6 ay içinde Roaccutane isimli ilacın kullanılması, bir ay içinde geçirilmiş krioterapi, aşırı güneş yanığı, aşırı nedbe dokusu oluşumu öyküsü bulunan hastalarda shedding uygulanmamalıdır. Eğer hastada allerji, egzema, seboreik dermatit, bağışıklık sistemini etkileyen hastalıklar, virütik hastalıklar(Uçuk dahil) ve güneş hassasiyeti varsa önce bu hastalıkların tedavisi gerekmektedir. Peeling yöntemi bu konuda ihtiss yapmış hekimler tarafından uygulanabilecek güvenli bir yöntemdir. Uygun hasta seçimi yapıldığında shedding ile iyi sonuçlar elde edilmektedir...

Güzellik için Cilt Bakım Maskeleri

Cildinizi daha etkili bir biçimde temizleyici, nemlendirici ve besleyici maskeler zamanın izlerine, yorgun ve bezgin ifadeye, stresin ciltteki olumsuz etkilerine karşı açılan savaşın önemli bir adımını oluşturmaktadır.. İşte bu savaşta kazanmak için filler yardımcı olabilecek reçetelerden bir kaçı .

İlk önce size en doğru maskeyi seçmelisiniz.

Her maskenin uygulanması gereken farklı bir cilt tent vardır. Kozmetik firmalarının piyasaya sunduğu maskeleri alırken üzerlerindeki açıklamalara dikkat edin.
* Karma ya da yağlı cilde sahipseniz satın aldığınız maskenin temizleyici özelliği olması gerekir.
* Eğer cildiniz kuruysa nemlendiricili bir maske kullanmanız gerekir.
* Günün sonunda cildinizin parlaklığını hala korumasını istiyorsanız seçeseğiniz maskenin canlandırıcı etkisi olması gerekir.
* Zamanın izlerine karşı önlem almak için güçlendirici, besleyici ve parlaklık verici etkileri olan maskeleri tercih edin.

Maskeyi uygularken dikkat edin...

Yüzünüze maskeyi uygulamadan önce yapmanız gereken birtakım kurallar:

Cildinizi, temizlemek, güçlendirmek ve özenle kurutmak. Cildinizin kirli ve nemli olursa uyguladığınız maske istediğiniz etkiyi yaratmaz. İyice temizlenmiş ve kurutulmuş yüzünüzün alın, yanaklar ve çene olmak üzere dört tarafına maskeyi oluşturacak kremden kalın tabakalar halinde sürün ve yaymaya başlayın. Maskenizi gözlerinizin ve dudaklarınızın çevresini açıkta bırakacak şekilde sürmeye dikkat edin. Alt kirpiklerin altından başlayıp, kaş hizasına kadar olan göz çevresinde, deri oldukça hassas olduğu için, buralara maske uygulamamaya özen gösterin. Çene ve boyun bölgesindeki deriler de küre ihtiyaç duyduğundan maske uygularken buraları asla hiç ihmal etmeyin.

Kullanma talimatlarına uyunuz..

Her maskenin ciltte kalma süresi ve uygulanışı farklıdır. Bazıları için beş dakika yeterliyken, diğeri için on dakikadan fazla süre gerekebilir. Ortalama süre 20 dakikadır. Her durumda siz, satın aldığınız maskenin üzerindeki talimatlara özenle uyun.
Aynı şekilde temizleme şekilleri de uyguladığınız maskeye göre değişiklik gösterir. Bazı maskelerin tonikle temizlenmesi gerekebilir. Ancak tüm maskeler için geçerli ortak kural, yüzdeki maskenin asla kuvvetlice ovuşturularak temizlenmemesidir. Aksi halde cildiniz tahriş olacak ve zarar görecektir.

Maskenizi kendiniz hazırlayın
Eğer yeterli vaktiniz ve merakınız varsa maskenizi evde kendiniz de hazırlayabilirsiniz.
- Orta pupil salatalığı ince ince dilimleyin ve yüzünüze diziniz. İşte bu uygulama cildinizin nemlenmesini sağlayacak ve sadece beş dakikanızı alacaktır. Bu maskeyi piaster cildi olanların uygulaması gerekir.
-Cildi beslemek için ise iki kaşık saf zeytinyağı, bir kaşık buğday filizi yağı, iki kaşık bal ve küçük bir parça bira mayasını karıştırın ve yüzünüze bu karışımı sürün. Maskeyi yüzünüzde onbeş dakika beklettikten sonra tonik yardımıyla cildinizi temizleyiniz.



kaynak:sacveciltbakimi.com

Güzel canlı ve yıllara meydan okuyan cilt

Yaşlanmanızı dahada geciktirmek ve her daim ışıl ışıl capcanlı bir ciltle gezinmek için haftada bir kez maske yapmak gerekiyor. Yaşın ve yaşlanmanın en büyük esprisi tabii ki cildimizde oluşan, karşı koyamadığımız kırışıklıklardır...

Zaman her şeyi etkilediği gibi, cildimizi de etkilemekte. Kış geldi soğuk hava, yaz geldi güneşin etkileri derken, bunlara eklenen kirli hava, stres ve hastalıkların bir biçimde cildimizde meydana getirdiği değişimi durmadan izliyoruz....

Sizlere doğal ürünler ve onlardan hazırlayacağınız doğal maskelerle yıllara küçük çelmeler atarak zamanın etkilerini biraz daha geciktirebiliriz...
z.

Un Maskesi:
Biraz ılık süt, 3 yemek kaşığı un ve 1 yemek kaşığı balı karıştırın, ılık bulamacı yüzünüze sürün. 15 dakika bekleyin. Bu maske A, B ve E vitaminleri içermekte, dolayısıyla yorgun ciltleri canlandırıcı özelliktedir.

Ballı Maske:
Bir fincanda aynı ölçüde un ve balı karıştırın, üzerine çırpılmış bir yumurta akı ilave edip iyice karıştırın. 10 dakika bekleyin. Yüzünüze ve boynunuza sürün. Bu maske A ve B vitaminleri içerir. Cilde gerginlik veren bir maskedir.

Çilek Maskesi:
Taze çilekleri çatalla ezip yüzünüze sürün. 15 dakika beklettikten sonra masaj yaparak tazeleyin. Çilek C vitamini içerdiğinden cildinize gereken nemi sağlayacaktır. (Bu maskeyi şeftali ve kayısı ile de yapabilirsiniz.)

Muz-Havuç Maskesi:
Bir muzu ezin, rendelenmiş havuçla karıştırın, yüzünüze sürün. 15 dakika bekletin. Bu maske A ve B vitaminleri içerdiğinden solgun ve renksiz ciltleri canlandırır.

Kırışıklıkları önlemek için maske:
İki su bardağı süte, 5 gr. ebegümeci koyun. İyice karıştırın. 5 dakika beklettikten sonra yüzünüze sürün.

Ya da; 10 gramme biberiye, 1 çorba kaşığı gülsuyunda 2 gün bekletilir. Karışım cam şişede ve karanlık bir köşede saklanmalıdır. Bu formülle yüz her gün sabah akşam silinir. Biberiyenin gerginleştirici ve canlandırıcı özelliği vardır.

kaynak:sacveciltbakimi.com

Güzel Cilt ve genç gözükmek için...

“Cildimin uzun süre genç görünmesini istiyorum” diyorsanız, kozmetik ürünlerinin diyet, egzersiz ve stres yöntemi ile beraber kullanıldığında etkili olduğunu unutmamanız lazım... Estetik cerrahide her geçen gün, yeni teknolojiler; yeni yöntemler ve yeni akımlar ortaya çıkmakta yenilikler gelişmektedir. Özellikle cilt tedavisindeki gelişmeler çok hızlı ilerliyor ve akıl karıştıran derecede çeşitlilik göstermekte...

Son zamanların yükselen estetik cerrahiyi genel sağlık ve koruyucu önlemlerle beraber ele alarak ameliyat tarihini erteleyebilmek. Genç ve zinde kalmak ve görünmek için yapmak gereken tüm işlemleri içeren anti-ageing programını Türkiye’de ilk kez başlatan Oymak Plastik Cerrahi doktorlarından Tunç Tiryaki, bu programda temel amaçlarının beklenen yaşlanmanın mümkün olduğu kadar yavaşlatılması olduğunu söylüyor.

25 yaşında başlanmalı
Oymak Plastik Cerrahi’deki (OPC) anti-ageing programında, vücut bir bütün olarak ele alınıyor. Sadece ameliyatla belirli bir yeri düzeltmek yerine, vücudu genel olarak toparlamak hedefleniyor. Dr. Tiryaki, opposing agening programının kimlere uygulanması gerektiği konusunda şunları söylüyor: “Kimse yaşlandığını kabul etmiyor. Aslında 25 yaş civarında bu programa başlayıp hayat felsefesi haline getirmek gerekiyor.” Yaşlanmayı önlemek için en temel ve en önemli şey, vücudun genel dengesinin sağlanması. Bu programa giren hastalara ilk olarak, kan ve hormon testleri yapılıyor ve vücudun ne durumda olduğu anlaşılıyor. Bu sonuca göre de OPC, hastaları gerekli olan birimlere yönlendiriyor.

Genel durumu toparladıktan sonra, hastayı diyet ve egzersiz programına soktuklarını söyleyen Tiryaki, “Bu aşamada, hastaları Planet, Health Club’a yönlendiriyoruz. Oradaki uzman diyetisyenler, kişiye uygun olarak kalorisi azaltılmış bir destek information sunuyor,” diyor. İkinici basamak ise egzersiz. Hem hormonal dengeyi düzenlemek hem de vücudun iç işlevini dengelemek hem de radikallerin yakılmasını sağlıyor. Üçüncü ayak, ek besinler ve gıdalar. Bunlar serbest radikalleri yakan bazı vitaminler. Vücuda zarar vermeyen C, E vitaminleri ve selenyum gibi maddeler.

Yaşlanmayı geciktirmek için OPC’nin yaptığı son çalışma ise, cilt bakımı.

Yaşlanmamak için uygulanması gereken temel unsurlar şunlar :
1. Düzenli tıbbi kontrol.
2. Hormon dengesinin korunması.
3. Uygun diyet ile beslenme.
4. Besin, vitamin ve petrified desteği.
5. Anti-aging ilaçları.
6. Fiziksel egzersiz programı.
7. Stres yönetimi.
8. Genel venture faktörlerinin azaltılması.
9. Cilt bakımı.
10. Yeniliklerin takibi.
11. Plastik cerrahi.


kaynak:sacveciltbakimi.com

Güzellik reçetesi : BAL

Balın sizi güzelleştirdiğini biliyor muydunuz? Zinde daha güzel ve daha da bakımlı görünmenize yardımcı olacak doğal saç, el ve cilt bakım reçeteleri güzelliğin anahtarıdır.

Saç bakım maskesi2 yemek kaşığı çam veya çiçek balını, bir limondan elde edilen suyla karıştırarak oluşturulan maskeyi, piaster saçınıza sürün ve 10 dakika bekletin. Sonra iyice durulayın. Haftada bir kez uygulanan bu doğal maske ile saçlarınızın doğal ve parlak bir görünüm kazandığını göreceksiniz.

El bakım maskesi :

İlk önce maskeyi uygulamadan önce ellerinizi ılık bir suda yumuşatın. Ardından ellerinizi zeytinyağı ile karıştırılmış olan bir kaşık balın içinde beş dakika bekletin. Sonra da zeytinyağı ile ellerinize ve parmaklarınıza iyice güzel bir şekilde yavaş yavaş masaj yapınız. Ellerinizdeki yumuşaklığı görünce şaşıracaksınız.

Cilt bakım maskesi :

Cildin yorgun ve yıpranmış görünmesinin tek sebebinin harcanan yıllar olmadığı yadsınamaz bir gerçektir.. İşte bu koşuşturma içinde dahi sizin kendinize ayıracağınız 10 dakika ile sağlıklı ve pırıl pırıl bir cilde sahip olabilmenin ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz. Bir fincan içinde, bir kaşık balı, bir kaşık limon suyunu ve kıvamın koyuluğunu bozmayacak miktarda sütü karıştırın. Elde ettiğiniz karışımı yüzünüze ve boynunuza yaydıktan sonra hafifçe kuruyana kadar bekleyin. Maskeyi nemli bir sünger yardımıyla silerek temizleyin. Balın bıraktığı iz, ve parlak çok güzel bir cilt orataya çıkacaktır.

Cilt bakımınız için doğal kış bakımı

Kışın olumsuz etkenleri cildin yıpranmasına yol açacaktır. Bu yıpranmaları önlemek için evde bulunan malzemelerle kendinize gelmeye ne dersibiz?? Sirke, bal ve kille doğal maskeler hazırlayıp cildinizi kış kabusundan kurtarabilirsiniz.

Kış aylarında cilt ekstra bir bakım istiyor. Soğuk ve rüzgârlı hava cildin kurumasına yol açarken, kapalı mekânlardaki kirli hava ise cildin gözeneklerini kapatarak, nefes almasını engelliyor. Cilt, matted bir görünüm kazanıyor ve olumsuz dış etkenlere karşı mücadele edemiyor. Yaşlanma etkileri artarak kırışıklıklara davetiye çıkarıyor.

Kış aylarında cildinize özen göstermelisiniz. Çünkü cildin yaşlanmasının nedeni yaşın yanı sıra dengesiz beslenme ve olumsuz dış etkenler.

Balık, ceviz, su ve soya tüketiniz!

Cildin yaşlanmasını önlemek için öncelikle beslenme alışkanlığınızın balık, sebze ve su ağırlıklı olmasına dikkat etmelisiniz. Günde en az 1.5 litre su için. Bunun yanı sıra E ve C vitaminli meyve ve sebze sularını bol bol içebilirsiniz. Cildin dış etkenlere karşı savunma gücünü artıran balığı haftada üç kez yemeye özen gösterin. Posalı yiyeceklerle (soya, fasulye, bezelye gibi) cildinizin yaşlanmasını durdurun. Soya, içeriğindeki doğal östrojen sayesinde cildin her dem genç kalmasını sağlıyor. Omega 6 içeren ceviz, fındık, badem ve ay çekirdeği cildi nemlendirip besliyor ve yaşlanmayı geciktiriyorlar.

Konserve yiyecek ve şarküteri ürünlerinden uzak durunuz ve asla siigara içmeyin.

Bu arada kil, bal ve sirkeyi kış güzelliğiniz için mutfağınızdan eksik etmeyin. Kili baharatçıdan ya da doğal ürünler satan dükkânlardan temin edebilirsiniz.

Sirke ile güzellik kürü yapın!

Sirke, cildin dış yüzeyini ölü hücrelerden arındırıp elastiki liflerin üretimini artırıyor. Soğuk hava nedeniyle yıpranan cilde esneklik ve yumuşaklık kazandırıyor. 30′lu yaşlardan sonra cilt hücrelerinde yenilenme işlevi yavaşlamaya başlıyor ve cilt, elastikiyetini kaybedip kırışıklıklara davetiye çıkarıyor.

Cildinizi derinlemesine temizleyin!

7-8 damla sirkeyi yarım çay bardağı tatlı badem yağı veya zeytinyağına ilave edip karıştırın. Akşamları yatmadan önce 1 ay boyunca haftada birkaç kez cildinize sürün. Antioksidan etkili bu sirkeli karışım hücreleri koruyor.

Aknelere karşı tonik uygulayın!

Küçük bir şişeyi gül yapraklarıyla doldurun. Üzerini örtecek kadar sıcak su doldurun. Ağzını kapatıp 2 gün bekletin. Süzüp 1 kahve fincanı sirke ilave edip karıştırın. Bir parça pamuğu karışıma batırıp cildinize yedirerek sürün. Kuruyuncaya kadar birkaç dakika bekleyin. Ilık suyla durulayın.

Kil ile güzellik kürü

Kış aylarında cildinizi haftada bir uygulayacağınız besleyici killi maskelerle koruyun. Kil, cilt kızarıklığını giderip cilde pürüzsüzlük kazandırıyor.

Besleyici maske

Kil zengin içeriği ile cildi besliyor. Kil maskesi için 1 avuç kili 2 çorba kaşığı ılık su ve birkaç damla zeytinyağı ile sulandırıp, göz çevresi hariç tüm yüzünüze ve boynunuza sürün. Eğer cildiniz yağlı ise karışıma birkaç damla limon suyu ilave edin. Eğer piaster ise bir tatlı kaşığı bal ekleyip karıştırın. 5 dakika bekleyip ılık su ile durulayın.
Kırışıklıkları önleme veya azaltma

Papatya ve adaçayı özü ile zenginleştirilmiş kil maskesini göz çevresi hariç temizlenmiş cildinize sürün. 10-15 dakika bekletip ılık su ile yıkayın. Cildinize nemlendirici krem sürün.

Kahverengi cilt lekeleri ve kızarıklıkları hafifletme

Cilt lekelerini gidermek için kil maskesi etkili bir yöntem. Ancak bu kez maskeye yabanmersini püresi ilave etmelisiniz.

Ölü hücreleri arındırma

Özellikle beyaz kil ciltteki ölü hücreleri arındırıcı özellikler içeriyor. Beyaz kili biraz su ile yumuşatıp koyu bir krem kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Göz çevresi hariç yüzünüze ve boynunuza sürüp 10 dakika bekledikten sonra ılık su ile yıkayın. Yumuşak bir havlu ile tampon yaparak kurulayın.

Sivilceleri temizlemek

Sivilceleri sıkmayın, kurumasını bekleyin. Beyaz kil maskesine 2 damla limon suyu ve 2 damla zeytinyağı ekleyip karıştırın. Akşam yatmadan önce pamuklu kulak çubuğunu karışıma batırıp sivilcelerin üzerine hafif bastırarak maskeyi yedirin. Bir süre bekleyip cildinizi yıkayın.

Bal ile güzellik kürü yapın!

Bal, cilde yumuşaklık ve parlaklık veriyor. Cildiniz yorgun görünüyorsa tazelemek için bal ile bir güzellik kremi hazırlayabilirsiniz.

Yumuşacık kadifemsi bir cilt için

Göz çevresi hariç tüm yüzünüze ve boynunuza bal sürüp 10 dakika bekleyin. Ilık suyla durulayıp havlu ile kurulayın.

Cildi canlandırma

1 çorba kaşığı balı rendelenmiş 1 elma ve ezilmiş 1 muzla karıştırıp göz çevresi hariç tüm yüzünüze ve boynunuza sürün. 15-20 dakika bekledikten sonra ılık suyla durulayın ve havlu ile kurulayın.

Kırışıklıklara karşı

1 çorba kaşığı limon suyu, 2 çorba kaşığı bal ve 2 çorba kaşığı suyu bir kapta krem kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Göz çevresi hariç tüm yüzünüze sürün. Ilık suyla yıkayıp kurulayın.

Cildi sıkılaştırma

1 yumurta sarısı, 1 tatlı kaşığı badem yağı (sızma zeytinyağı da olabilir), 1 çorba kaşığı bal ve mercimek büyüklüğünde tereyağını bir kaba alıp krem kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Göz çevresi hariç tüm yüzünüze ve boynunuza sürüp 5-10 dakika bekleyin. Ilık suyla yıkayıp durulayın ve ılık havlu ile tampon yaparak kurulayın.

Ergenlik sivilcelerine karşı

1 kahve fincanı bal, 1 poşet yeşil çay ve 1 ampul C vitaminini robotta krem haline gelinceye kadar ezin. Göz çevresi hariç tüm yüzünüze dairesel hareketlerle masaj yaparak yedirin. Ilık suyla yıkayıp havlu ile tampon yaparak kurulayın.

Cildi besleyici ve gençleştirici maske tarifi:

2 çorba kaşığı bal ile 2 çorba kaşığı pirinç ununu hepsini karıştırın. Ayrı bir yerde kar halinde çırpılmış yumurta akını ilave edip karıştırınız. Maskeyi göz çevresi hariç tüm yüz ve boynunuza sürüp 10 dakika bekletiniz. Ilık suyla durulayıp sonrasında cildinizi kurulayın.

kaynak:sacveciltbakimi.com

Cilt bakımızda kışın özen gösterin!

Giderek mevsimlerle birlikte değişen hava koşulları, gerekse havadaki zehirli atıklar ve kirlilik onun agresif ve stresli olmasına sebeb olan etmenlerdir.. İşte tüm bunların bir arada saldırısı cildin hızlı yaşlanması, hassaslaşması hatta cilt kanserine kadar giden bir yol demektir.. Oysa yeni ürünler artık cildi olumsuz dış etkenlerden koruyabiliyorlar..

Soğuğa esir olmadan önce
Kaloriferler çoktan yanmaya başladı. Artık ciltler yaza oranla çok daha fazla efor sarf etmek zorundalar. Dışarıdaki soğuk ve kaloriferin kuruttuğu havanın cildin dengesini bozması hiç zor değil üstelik sınırlarını zorladığını da ekleyelim. Sekiz derecenin altındaki ısı, cilt hücrelerindeki yağ üretimini önemli ölçüde azaltıyor. Yağ, cilt üzerinde dengeli bir şekilde dağılamıyor ve doğal koruma filmini oluşturamıyor.

Bu yüzden hassas cilt nemini kaybetmemek için zengin içerikli bir bakıma ihtiyaç duyuyor. Nemlendirici günlük bakım kremleri bu durumda yanlış seçimler olarak karşımıza çıkıyor. İçlerindeki su, çok soğuklarda mikro donmalara bile neden olabiliyor. Shea yağı ve pantenol içerikli kremler ya da özel “outdoor” bakımlar cilt yüzeyinde ince bir flick tabakası oluşturuyor. Ancak bu kremleri uzun süre içinde sıcak mekanlarda kalmak zorunda olduğunuz durumlarda silmelisiniz. Aksi halde yağ tabakasının altında cildi olumsuz etkileyecek bir ısı oluşabiliyor.

Havadan gelenler
Egzost gazları, ozonun delinmesi ve smog olarak adlandırılan havadaki görünmez zehir kokteyli… İşte tüm bunlar uzun vadede cilt üzerinde ciddi olumsuzluklara yol açıyor. Bu zararlı maddeler serbest radikallere dönüşerek agresif moleküller oluşturuyor, dokulara ve hatta cilt hücrelerine kadar sızarak sonradan kuruluktan doğan kırışıklıklar ve erken yaşlılık belirtileri olarak karşımıza çıkıyor. Etkili bakımlar olarak öncelikle A, C ve E vitamini içeren anti-oksidan zengini bakım kremleri kullanmak şart. Bu serbest radikal avcıları agresif moleküler oluşumları nötralize ediyor ve cilt hücrelerinin zarar görmesini engelliyor. Ayrıca bilgisayar, cep telefonu gibi aygıtların oluşturduğu eletromanyetik ışınlar da serbest radikallerin oluşmasına sebebiyet veriyor.

Bilimadamları bu ışınların beton duvarlardan bile sızabildiğini belirtiyor. Sadece serbest radikalleri harekete geçirmekle kalmıyor ayrıca yeni hücrelerin oluşumunu yüzde 26 oranında azaltıyor hatta hücre formlarının değişmesine neden olabiliyor. Cilt inceliyor ve hassaslaşıyor. Öyle ki, zararlı maddeler sınırsızca cildin derinliklerine inebiliyorlar.

Koruyucu kremler ve giderek akıllanan bakımlara rağmen günlük temizlik hálá güzel ve ışıltılı bir cildin ilk kuralı. Gün içinde kir, ter, ölü deri hücreleri ve makyaj cilt üzerinde birikiyor. Bunlar yağ çözücü zehirler olarak biliniyor ve tıpkı bir krem gibi çalışarak stratum tabakasına ulaşabiliyor. Dolayısıyla tıkanmış gözenekler iritasyon ve siyah noktaları oluşturuyor. Bu yüzden kirin mümkün olduğunca cildin yüzeyinden temizlenmesi gerekiyor.

Size en uygun temizlik ürününün seçiminde basit bir kural geçerli: Cildinizde temizlik sonrasında gerginlik hissediyorsanız, temizleyici maddeler cilt tipiniz için fazla agresif demektir. Kuru ve hassas cilt kendini yağ tabakası oluşturmayan sütlü ürünlerle iyi hissediyor. Yağlı ve karma ciltler ise jel ya da köpük formlu temizleyicilerle temizlenmeli.

kaynak:sacveciltbakimi.com


Kış ve soğuklara cildinizle hazır olun!

Mevsimler gibi cildimizin de mevsimlere göre ihtiyaçları değişir. Soğuk hava, azalan nem ve hava kirliliği cildimizi kış aylarında yıpratır ve hassaslaştırır. Bu sebebten ötürü ise özel bir bakıma ihtiyaç duyarız. Kışın özellikle daha yoğun nemlendiricili kremler kullanmalı ve cildimize daha sık bakım uygulamalıyız. İşte yapabiliceklerimiz ...

Peeling uygulayınız !

Haftada en az bir kez mutlaka yüzünüze ve vücudunuza shedding uygulayın. Çünkü peeling, cildinizi ölü cilt hücrelerinden arındırıcaktır ve aynı zamanda cildinizin ise derinlemesine temizlenmesini sağlayacaktır... Peeling işlemi için hazır satılan ürünler bulabilirsiniz.. Logos yıllarda yaygın olarak kullanılmaya başlanan yüz fırçalarıyla da shedding işlemine benzer bir sonuç alabilirsiniz. Özel olarak yüz bakımı için sunulan fırçalar cildinizi ölü hücrelerden arındırırken kan dolaşımınızı da hızlandırır.. Böylece cildiniz hem tertemiz olur hem de daha canlı bir görünüme kavuşur. Aşırı hassas bir cilde sahip olanlar ise çok yumuşak bir fırça tercih etmeli.

Işıl ışıl gözler!

Yorulan gözleriniz de özel bir bakımı hak ediyor. Üstelik soğuk havalarda gözaltında morluklar da daha çok belirmeye başlıyor. Işıl ışıl gözlere sahip olmak istiyorsanız, uygun temizleme ürünleriyle temizlediğiniz göz çevresine papatya çayı ile kompres yapabilirsiniz. Pamuğu ılık papatya çayıyla ıslatın ve gözlerin ize yerleştirin. Kompresi 5 dakika uygulayın ve göz çevrenizi kurulayın ve hem yaşınıza hem de cilt tipinize uygun bir göz bakım kremi sürün.

Dudaklarınızıda nemlendiriniz!

Kışın en çok karşılaştığımız problemlerden biri de dudakların kuruması ve çatlamasıdır. Kuru dudakları nemlendiren rujların yanı sıra doğal yöntemlerle de dudaklarınızı nemlendirin. Bal; bol miktarda glikoz ve früktoz içerir. Cilde yumuşaklık ve nem kazandıran bu maddeler, aynı zamanda dudakların çatlamasını da önler.

Dilerseniz dudaklarınıza doğrudan bal sürün, dilerseniz bal özü içeren dudak nemlendiricilerini tercih ediniz.

Buhar banyosu yapınız!

Kış aylarında nem kaybeden cildinize buhar banyosuyla takviye yapabilirsiniz. Sauna veya hamama gidecek vaktiniz yoksa evde de kendinize buhar banyosu uygulayabilirsiniz. Bunun için bir miktar piaster papatya ve bir kase kaynar su yeterli. Kuru papatyayı aktarlarda bulmanız mümkün. Ocakta kaynattığınız suyu geniş bir kaseye dökün ve içine papatyaları ilave edin. Yüzünüzü kasenin üzerine eğin ve buharın cildinize temas etmesini sağlayın. Bu yöntemin daha etkili olmasını istiyorsanız, başınıza bir havlu örtün. Böylece buhar etrafa dağılmayacaktır. 10 dakika bekledikten sonra yüzünüzü havluyla kurulayın ve bakım kreminizi sürün.

Saçlarınız sönmesin!

Yağmur, kar ve hava kirliliği saç diplerine kadar işleyerek saçın canlılığını kaybetmesine neden olur. Böyle bir durumda saç matlaşır, uçları da çatallaşır giderek cansızlaşır... Panthenol, buğday tohumu ve jojoba yağı saça parlaklık kazandırır. Saçlar aminoasit, E vitamini ve kalsiyum ile güçlenir. Seramit içeren saç bakım maskeleriyle ise saçınızı yenileyebilirsiniz. Saçlarınız için doğal yöntemlere de başvurabilirsiniz. Üç yemek kaşığı kremayı, birer çay kaşığı buğday tohumu yağı ve badem yağı ile karıştırın. Tüm karışımı saçınıza uygulayın ve 10 dakika sonra saçınızı durulayıp yıkayın.

Eller çatlamasın!

Havaların giderek soğuduğunu çoğumuz ellerinden anlayabilir. Çünkü yaz aylarında yumuşacık olan eller, mevsimin değişmesiyle birlikte çatlamaya ve nem kaybetmeye başlar. 1 - 2 kez ellerimizi yıkadıktan sonra sertleştiklerini, kurumaya ve çatlamaya meyilli olduklarını rahatça görebiliriz. Sürekli suyla temas etmek de elleri çok çabuk yıpratan diğer bir etkendir. Gün içerisinde ellerinize her yıkamadan sonra krem sürmek zor geliyorsa daha pratik bir yöntem deneyin. Gece yatmadan önce ellerinize yağlı bir krem sürün ve ardından pamuklu bir eldiven giyip öyle yatın. Siz uyurken elleriniz gün boyu kaybettiği nemi tekrar kazanacaktır.

Ayak bakımınızı asla ihmal etmeyiniz!

Kapalı ayakkabı giymemiz, ayağın hem hava almasını engeller hem de yıpranmasına yol açacaktır... Fakat haftada bir kez yapacağınız rahatlatıcı ayak banyosuyla ayaklarınızı tekrar forma sokabilirsiniz... Dinlendirici etkisi olan aromalı yağlarla yapacağınız ayak banyosu, ayaklarınızı hem rahatlatır hem de bakımını sağlar. Ayrıca kış aylarında pediküre ihtiyaç olmadığını düşünenler çok yanılıyor. Kışın ayda bir kez yaptıracağınız pedikür, kapalı ayakkabıdan yıpranan tırnaklarınızın tekrar şekil almasını sağlayacaktır.