Cilt Bakımı,Cilt maskesi,Sivilceler için maske,Siyah noktalar,Saç Bakımı,Normal Cilt Bakımı,Saç Sağlığı,aç Bakımı Saç Maskeleri saç dökülmesi saç bakım ürünleri evde saç bakımı saç maskeleri doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı erkek cilt bakım saç bakımı cilt maskeleri cilt lekeleri siyah noktalar sivilceler Bitkisel Cilt Bakımı Cilt Bakımı ve Güzellik Kuru Cilt Bakımı doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı epilasyon laser epilasyon

Blog Arşivi




Limon Ve Yoğurtla Bembeyaz Bir Cilt Elde Ediniz..

İhtiyacımız oLan maLzemeler:

Limon, Yoğurt

UyğuLaması:

Limonla Yoqurdu iyice Karıştırıyoruz. Karıştırdıktan sonra Yüzümüze Maske yapar qibi Sürüyoruz. Yaklaşık 12-20 Dakika Bekletiyoruz. Ve bu uyquLamayı 10 gün Belkide Daha Fazla Suratımıza uygulayalım.
Suratımız Yumuşak, Parlak Ve Daha Beyaz oLacaktır......

Daha Sağlıklı ve Güzel Eller İçin

Ellere ne zarar verir?

. Fazla sıcak ve fazla soğuk su
. Deterjanlar, evde kullanılan temizlik ürünleri
. Güneş, soğuk, yağmur, deniz ve toprak da elleri hırpalar.
Elleri nasıl korumalısınız?
. Suyla yapılacak işlerde lastik eldiven giyin.
. Ev işlerinde ise pamuklu eldiven kullanın.
Elleriniz için küçük yardımcılar
. Ellerinizi ıslattıktan sonra iyice kurulayın. El kremi ya da losyon sürün.
. Ellerinizi günde iki, üç kere yumuşak sabunla yıkayıp bol suyla durulayın. Günde bir kere parmakları, tırnakları fırçalayın.
. Sert olmayan bir ponza taşı da elleriniz için yararlıdır. Sert derileri aldığı lekeleri de çıkarır.
. Haftada bir kere ellere çok yağlı kremle masaj yapın. Her parmağın ucundan başla¤¤¤¤¤ dibine kadar iyice sıvazlayın. Avuç ve el üstüne masaj yapmayı unutmayın. Bunun için en uygun zaman gece yatmadan öncedir.
. Arada bir ellerinize kalın tabaka krem, vazelin sürün pamuklu eldiven takıp yatın. Uyumakta biraz zorlanabilirsiniz. Ama sabah kalktığınızda elleriniz çok bakımlı olacaktır.
. El üstlerine sürülecek parafin tabakası gözenekleri açmak için çok yararlıdır.
. Limon da eller için yararlıdır. Elin rengine iyi gelir.
Özel bakım gerektiren durumlar

1. Esmer lekeler: Bunlara yaşlılık lekeleri denir. Ellerde kahverengimsi lekeler oluşur. Bu lekelerin çıkmasını geciktirmek, hatta önlemek mümkündür. Bunun için filtreli güneş ilacı kullanabilirsiniz. Eldeki benekler için de pigmen renklerini açan bir krem yararlı olur. En kötü ihtimalde suda çıkmayan fondotenle kapatabilirsiniz. Bu yöntem aynı zamanda damarların gözükmesini engeller.

2. Soğuk kabarcıkları: Parmakların yeteri kadar hareket etmemesi, soğuk ve nemden yeterince korunmaması neden olur. En iyi yol, egzersiz yapmaktır. Çünkü bu egzersizler kan dolaşımını hızlandırır.

3. Sert deri ve çatlaklar: Bunlara soğuk hava, elleri fazla zorlayan işler yol açar. Çatlaklara kir dolabilir. Bu kirleri limonla çıkarabilirsiniz. Sonra da bir parça pamuk yardımıyla zeytinyağı sürün. Bir süre bekledikten sonra ellerinizi sabunlu suyla yıkayıp iyice durulayın. Tabii ki sonra krem sürmeyi unutmayın. Bunun her gün yaparsanız elleriniz düzelir.


El ve parmak egzersizleri

1. Yumruk açma: Yumruğunuzu iyice sıkın. Sonra parmaklarınızı öne doğru mümkün olduğunca açın. İki eli de aynı zamanda yapın. Bu hareketi en az 6 kere yapmalısınız.

2. Parmak ayırma: Ellerinizi avuçlarınızın yere bakacağı şekilde tam önünüze koyun. Parmaklar birbirlerine sıkaca yapışmış olsun. Sonra parmaklarınızı açabildiğiniz kadar açın

Kahve ve Zeytinyağı İle Güzelik Sırları

Her zaman genç ve güzel görünmek istiyorsanız; dudaklarınıza çok iyi bakmalısınız. Özellikle de dolgun dudaklara sahip olmak bunu daha çok ortaya çıkarıyor. Kadınlık hormonları dudakların durumunu etkiliyor ve dudakların kalın olması bir kadının doğurgan olduğuna işaret ediyor. Dudakların güzelliğini etkileyen en önemli faktör ise güneş. Güneş ışınları dudakların zamanından önce yaşlanmasına neden oluyor. Özellikle güneşlenirken dudaklarınıza koruyucu kremler sürmeyi unutmamalısınız. Özel yağlar ve vitamin içeren dudak kremleri kullanarak da bu hassas bölgenin gençliğini korumasını sağlayabilirsiniz. Unutmayın dudaklar yüzümüzdeki en önemli güzellik faktörü.


Kahveyi harika bir vücut peelingi olarak kullanmaya ne dersiniz? Kuru veya nemli cilde yapılan hafif bir masaj mat bölgelerin parlamasını sağlıyor. Kahve tozu ölü ve pullanmış deriyi ortadan kaldırıyor, cildi yumuşak ve narin hale getiriyor. Ayrıca kafein, kan akışını hızlandırdığı için dokular sıkılaşıyor ve bu da daha az selülit anlamına geliyor. Kahve mucizesiyle kendinizi daha güzel hissedeceksiniz...
Güzelliğin konu edildiği her efsanede zeytinyağının da adı geçiyor. Doğal bakım reçetelerinde de zeytinyağı ilk sıralarda. Çünkü içeriğindeki E vitamini gibi bir çok bileşen sayesinde cildi ve saçı besliyor.Cildin genç görünmesine, saçların kuvvetlenip parlamasına yardımcı oluyor. Hücre yenilenmesini hızlandırdığı için de zeytinyağı antiaging etkisi yapıyor. Hem yiyerek hem de cildinize sürerek bu doğal güzellik reçetesinden en iyi şekilde yararlanmalısınız

Şiş gözlere son !

Şiş gözlere son !


Gözaltı torbalarıyla ne giyerseniz giyin, yakışmaz !Gözü besleyen kanalların yavaş akması sonucu gözlerde şişlik oluşabilir. Sürülecek bir solüsyon ile ilgili kanalların daha iyi akışı sağlanabilir. Derin nefes alma, masaj ve egzersiz de size yardımcı olur. 10 kez derin nefes alın, 10 kez gözlerinizi altından ve üstünden kukla oynatır gibi çekin. 10 dakika içinde en iyi kremden daha etkili olduğunu göreceksiniz.

Eğer düz bir zeminde veya yüz aşağı yatarak uyuduysanız, sıvı gözlerinizde birikmiş olabilir. Şekerleme yaparken başınızın dik olmasına dikkat edin.

Her yemekte tuzluk kullanıyor musunuz? O halde bu da gözlerinizin şişmesine neden olabilir. Tuzu ve diğer sodyum içeren yiyecekleri azaltın. Sushinizi yerken soya sosuna batırmak da aşırı sodyum almanıza neden olabilir.
Aşırı su içmek de diğer önemli bir nedendir. Aşırı alınan su sistem tarafından dışarı atılmaya çalışılır. Bu nedenle ne kadar su içtiğinizi akılda tutmaya çalışın.

Gözlerdeki şişlik kızarmış gözlerle ilişkilendirilebilir. Her iki sorunda yanmayı önleyici salatalalık veya papatya gibi malzemelerle giderilebilir. Göz kapaklarınızın üzerine papatya çayı veya kahve poşeti de koyabilirsiniz.

4 dakikada şiş gözler ve kızarıklık sorununuz giderilecektir.

Şiş gözler yaşınızla da ilişkili olabilir, bu nedenle profesyonel tedavi uygulanması gerekebilir. Şişlik yağla ilgiliyse cerrahi müdahale gerekebilir. Bu tip şikayetleriniz varsa doktorunuzla konuşmalısınız.

Son olarak da, gözaltı şişlikleri için hemoroid kremi kullanmanın faydalı olup olmayacağı merak ediliyor. Bu tür kremleri tercih ediyorsanız dikkatli olmalısınız. Denemek istiyorsanız, alerjik reaksiyonlar ile göz çevresinin çok hassas bir cilde sahip olduğunu gözönünde bulundurmalısınız. Özellikle düğün günü kesinlikle kullanmayın, gözaltı şişliğinizi tercih eder duruma düşebilirsiniz.

Yüzünüze sabun sürmeyin!

Yüzünüze sabun sürmeyin!

Dermatologlara göre sağlıklı bir cilde sahip olmanın ve geç yaşlanmanın yolu aslında çok basit formüllerden geçiyor.


Cildinizin erken kırışmasını önlemek için sigarayı, sağlıklı saçlara kavuşmak içinse onunla uğraşmayı bırakın!..

Her kadın güzelliğine düşkündür ve iyi görünmek için elinden gelen her şeyi yapar. Son çıkan ürünleri takip eder, kendisi için en doğru ürünü bulmaya çalışır ve mümkün olduğu kadar geleceğine yatırım yapmaya çalışır. Oysa doğal ve kusursuz bir güzelliğe sahip olmanın yolu bazen son derece basit formüllerden geçiyor. Amerikan Dermatoloji Akademisi'nden Dermatolog Arielle N.B. Kauvar, uygulaması son derece kolay olan bu formülleri açıkladı...

Güneş koruyucu kullanın, kırışmayın
Güneş ışınlarının ne kadar zararlı olduğu malum. Bu zararlı ışınlardan minumum derecede etkilenmek için her gün mutlaka güneş koruyucu krem kullanın. Ve kullandığınız kremin en az 15 faktörlü olduğuna dikkat edin. Günümüzde birçok kozmetik ürünü de, güneşten koruma özelliği taşıyor. Bu ürünleri kullanmak zamandan ve paradan kazanmanızı sağlıyor. Örneğin; sağlıklı bir cilt için, güneşten koruma özelliği de taşıyan günlük bir nemlendirici kullanabilirsiniz. Bu ürünler, hem cildinizin nem kaybetmesinin önüne geçer hem de elleriniz gibi sürekli güneşe maruz kalan bölgelerinizin kuruyarak kırışmasını önler.

Cildiniz tükettiğiniz besinlerin aynasıdır
Nemlendirici, bakım kremi gibi ürünler cildin sağlıklı ve genç kalması için çok önemlidir. Ama asıl önemli olan tükettiğimiz besinlerdir. Vitamin ve antioksidan açısından zengin olan bir diyet, cildinizin görünümünde gözle görü lür değişikliklere yol açar ve geleceğe yatırım yapar.

Saçınızla mümkün olduğunca az oynayın
İş saç bakımına gelince, yapılacak en doğru şey; en az müdahalede bulunmaktır. Saçlarımız için gereksiz ürünleri kullanmaktan kaçının. Ve perma, boya, balyaj, röfle gibi işlemlerden mümkün olduğunca uzak durun. Çünkü tüm bu işlemler saça zarar verir. Her ne kadar saçınızda yaptıracağınız bu tür değişiklikler daha güzel görünmenizi sağlasa da, uzun vadede doğallığını ve canlılığını kaybetmesine neden olur. Saçınız için yapabileceğiniz en iyi ve en sağlıklı şey, onu kendi haline bırakmak olacaktır.

Sabun Cildinizi Kurutur
Her ne kadar sabun temizliği miz için vazgeçilmez ürünlerden biri olsa da, çok yağlı bir cilde sahip olmadığınız sürece, cilt temizliği için sabun kullanmanıza gerek yoktur. Sadece su da temizlenmek için yeterli olacaktır. Yine de yüz, kol altı ve kasık bölgesi temizliğiniz için sabun kullanmanız gerekebilir. Ama unutmayın ki yaşlandıkça sabun cildinizi daha çok kurutur. Bu nedenle sabunu mümkün olduğunca az kullanın.

Altı ipucuyla gelen güzellik!

Parlak saçlara sahip olun

Saçlarınızın çok kuru olduğundan yakınıyor, daha parlak görünmesini mi istiyorsunuz? İşte işe yarayacak bazı öneriler:

Bir muzu iyice ezin. Bir çay kaşığı bademyağıyla karıştırıp saçınızın diplerinden başlayarak uygulayın. 20 dakika beklettikten sonra durulayın.

Bir başka öneri ise şöyle; 1 yumurtayı, 1 çorba kaşığı sirkeyi, 2 çorba kaşığı bitkisel yağı karıştırın çırpın. Bu karışımı baş derinize ovarak iyice yedirin. Saçlarınızı tarayarak bütün karışımın saçlarınıza eşit yayılmasını sağlayın. 15 dakika böyle bekledikten sonra saçlarınızı yıkayarak durulayın.

Salatalık sürün canlanın

Salatalık ile cildinizi canlandırmaya ne dersiniz? A, B ve C vitaminleri ile fosfor, potasyum, demir, magnezyum ve gençlik iksiri olarak tanımlanan selenyum deposu salatalık, her türlü cilt sorununa iyi geliyor. Susuzluğu giderici özelliği ile cildin nem oranını dengeliyor. Canlandırıcı ve yumuşatıcı etkisi nedeniyle kozmetik ürünlerinin vazgeçilmez besinlerinden biri. Cildiniz için her gün
1 salatalık yiyin. Ayrıca salatalığın kabuğunu biraz kalın soyup yüzünüze sürün, cildinizde ani canlanma ve yumuşama etkisini hissedeceksiniz.

İyi bir uyku çekin

Cildimiz kendini onararak yenilenmek ve beslenmek için organizmanın derin uyku halini, yani geceyi bekler. Cilt, gece yarısından sonra hormonlar tarafından daha iyi sulanır; kılcal kan dolaşımı da aynı şekilde bu dönemde canlanır. Cildin uygulanan ürünlerden en yoğun olarak yararlandığı saatler ise sabahın dördüdür. Gecenin cildimize sunduğu en büyük hizmet sakinleşmektir. Yani gün boyunca kendisini güneşe, rüzgara karşı savunurken, yaptığı strese bağlı ya da mimiklerle ilgili kırışmaların asıl nedeni olan adale kasılmaları gece boyunca sakinleştiğinde ortadan kalkar ve cilt rahatlar.

Kırışıklıklara meyve

Bilim adamları, güneş ışınlarından meydana gelen cilt kırışıklıklarının yiyeceklerle de ilgisi olduğunu açıkladı. Araştırmacılar; sebze, baklagiller, zeytinyağı ve bazı meyvelerin, güneş ışınlarının olumsuz etkisine karşı cildi koruduğunu belirtiyor. Cildi güneş ışınlarının etkisinden koruyan diğer anti-kanserojen besinler ise balık, erik, elma ve çay. Öte yandan ciltte kırışıklıkların, et, sütlü besinler, şeker, tereyağı ve margarin tüketenlerde daha fazla meydana geldiği gözlendi.

Dudaklar balla parlasın

Bal, içeriğindeki vitamin mineral, antioksidan ve aminoasitlerle değerli bir besin maddesi olmasının yanı sıra, tedavi edici özelliklere sahip. İşte çatlayan dudaklar için tedavi edici bir dudak parlatıcısı:

1 fincan tatlı badem yağını ve yarım fincan balmumunu, mikrodalga fırında balmumu eriyene kadar tutun. 2 kaşık balı ilave edip karıştırın. Soğumaya bırakın. Karışımı kapaklı minik kaplara döküp kullanın.

Kuru cildin ilacı gül

Yağlı cilt kadar kuru cilt de sorun yaratır. Özellikle soğuk aylarda kuru cilt yeteri kadar beslenmezse, çatlaklar ve tahrişlere açık hale gelir. Kuru bir cildiniz olduğundan yakınıyorsanız gülden yararlanabilirsiniz. Gül suyu ve gül yağı kozmetikte de oldukça yaygın olarak kullanılıyor. Üç damla gül yağını, üç damla lavanta yağı ile karıştırarak cildinize sürün. Cildinizin bir anda gerginlikten kurtulduğunu hissedeceksiniz.

Parfümün tenine uygun mu?

20'li yaşlar: Her şey sizin için yeni. Bu yüzden daha deneysel olabilirsiniz. Bu yaşların "uçarı" ruhuna en uygun kokular keskin ve güçlü ifadelidir. Kendinizi ortaya koymak ve hissetmek için önemlidir. Meyveli ve egzotik içerikli nar kokusu aynı zamanda seksapeli ortaya çıkarıyor. Beyaz yapraklı portakal çiçeği ve inci çiçeği dışında vanilya ve amber notalarıyla erotik sinyaller veriyor.

30'lu yaşlar: Konferanslar, iş toplantıları, mesleki sorumluluklar... 30'lar, genellikle işyerinde geçirilen uzun saatleri de içine alıyor. Bu yüzden kullanılan kokular bu yaşlarda kendini fazla ön plana atmadan elde edilmiş hakimiyeti simgeler. Listenin başında genellikle yeşil ve baharat içerikli tasarım kokular yer alır. Güçlü turunçgil notaları da kendine güven ve cazibeyi ortaya koyan kokulara hayat verir.

40'lar: Bu yaşlardaki kadınlar artık parfümlerinden güzel kokması dışında başka şeyler de bekler. Kullandığı koku onu görünmeyen bir koza gibi sarmalı ve kişisel bir imzasına dönüşmelidir. İdeal olanlar ise bir tutam buhur içeren rahatlatıcı kokulardır. Pudralı yumuşak dokunuşlar stresi azaltıcı özellikleriyle öne çıkar. Lavanta, biberiye ve zencefil gibi aromatik karışımların da rahatlatıcı etkileri bilinmektedir.

50'ler: Değerlerin en fazla öne çıktığı yaşlardır. Artık zamansız gerçek lüks duygusunun dönemidir. Klasik elegan parfümler 50'li yaşların vazgeçilmezidirler. Koku kompozisyonları, çiçeksi ve rafine kalp notalarıyla belirlenir. Gül, yasemin, sandalağacı parfümün uzun vadede sıkıcı olmasını önleyen çiçeklerdir.

Sivilceden Kurtulmanın Bir Basıt Yolu Daha

• Tencereyi yarısına kadar su ile doldurun ve ocağa koyun. O buhar oluşturana kadar sizde bu arada yüzünüzü yıkayın ve havlunuzu yanınıza alın. Buharlaşmaya başlayan suya başınızın üstüne havluyu koyarak eğilin ve 10 dakika bekleyin. Bunun düzenli yapılması cildinizin sıklaşmasına ve sivilce oluşturan ortamın zamanla yok olmasına yarayacaktır.

• 1 kaşık limon suyuna, 1 kaşık tarçın karıştırın ve sivilcelere sürün. Kuruduktan sonra yıkayın.

• Portakal kabuğunu rendeleyin ve havanda ezerek krem haline getirin, sivilcelere sürün. Bir süre sonra yıkayın.

• Bir diş sarımsağı ikiye kesin ve iç kısmını tam sivilcenizin üzerine surun. Bunun devamlı yapılması probleminizi ortadan kaldıracaktır.

Yüzünüzü temizlemeyi biliyor musunuz ?

Yüzünüzü temizlemeyi biliyor musunuz ?

Yüz temizliği hem güzellik ve bakımın ilk adımı, hem de hijyenik bir harekettir. Sağlıklı, ışıltılı ve taze bir cilde sahip olmak için yüzü kirlerden, salgılardan ve makyajdan arındırmak vazgeçilmez bir alışkanlık haline gelmelidir. Yüz derisi oldukça ince ve hassastır. Vücudunuza oranla çok daha çabuk bozulur ve yıpranır. İyi bir temizlik, yaşınız ve cilt tipiniz ne olursa olsun cilt güzelliğinizi korumak için ilk ve en önemli etaptır. Zamanınız ne kadar kısıtlı olursa olsun, cildinize ayıracağınız beş dakika ilerde size yıllar olarak geri dönecektir.

Neden?

Günlük makyaj temizliği cildinizin ışıltısı ve tazeliği için vazgeçilmez bir etaptır. Kolayca ve kısa sürede yapılan bu işlem cilde sağlık, canlılık verdiği gibi, dış etkenlere karşı kendini korumasına da yardımcı olur. Sabah ve akşam temizlenmeyen bir cilt donuklaşacak, hassaslaşacak ve dıştan gelen etkilere karşı dayanıksız olacaktır. Günlük cilt temizliği cildin fizyolojik dengesini koruması açısından son derece önemlidir.

Ne zaman?

Günde iki kez: Sabah ve akşam.

- Sabah: gece boyunca biriken sebum ve atıklardan cildi temizlemek için.
- Akşam: makyaj artıklarından ve gün boyu cilt üzerinde birikmiş olan kir ve tozlardan cildi temizlemek için

Nasıl?

İhtiyaç ve eğilimlerinize uygun yapıda ve ambalajda pek çok temizleyici ürün çeşidi vardır: süt ve losyonlar, jeller, yağlar, makyaj temizleyici mendiller gibi. Bu temizleyicilerin büyük çoğunluğu içeriklerinde bulunan pek çok aktif madde sayesinde cilt bakımı yapma, tahrişi, kızarıklıkları, kırışıklıkları engelleyip, cildi yatıştırma özelliklerine de sahiptir.

Göz makyajını temizlemek

1- Pamuğunuzu göz makyajı temizleyiciniz ile ıslatın. Gözlerinizi kapatın. Yavaş ve hafifçe kirpik köklerinizden uçlara doğru rimelinizi çıkarın. Kirpiklerinizin rimelden tamamen arındığından emin olduktan sonra, üst göz kapağınızı içten dışa doğru temizleyin. Makyajınızı süt veya yağ ile çıkardıysanız suyla durulayın.

2– Göz makyajınızı temizlerken sert ve yıpratıcı hareketlerden kaçının. Göz çevresindeki deri çok ince ve hassastır; kolaylıkla tahriş olur ve kırışabilir.

3– Göz makyajınızı tamamen temizleyip duruladıktan sonra bir kağıt mendil veya yumuşak bir havluyla iyice kurulayın. Islak kalmış bir cilt nemsizliğe neden olur

Cildiniz gülümsüyor mu ?

Biz cildimize nasıl davranırsak o da bize o kadar güzel görünmeye çalışır! İçimizi güldürmenin, cildimizi güzelleştirmenin en etkili yollarından biri beslenme alışkanlıklarımızda gizli. Vücudumuzu bir makine olarak düşünürsek, mekanizmanın işlemesini sağlayan tüm elemanların birbirini önemli oranda etkilediğini söyleyebiliriz. Vücudumuzdaki tüm organlar birbirini etkilerken; fizyolojik olaylar duygu ve düşünceleri, duygu ve düşünceler de bedensel tepkileri oluşturur, bu süreç yaşam boyu sürer durur. Işıl şıl, sağlıklı bir cilde sahip olmak aslında bütün bir çabayı gerektirir. Mekanizmanın doğru işlemesini sağlamak için içten ve dıştan cildimiz için doğru davranışları geliştirmeliyiz. Temiz tutmalı, bol sıvı tüketmeli ve beslenmemize dikkat etmeliyiz. Güzel bir cilde sahip olmak için nasıl beslenmemiz gerekir?
İlk önce nasıl beslenmememiz gerekir, ondan kısaca bahsedelim. Cilt sağlığı ve güzelliği üzerinde tereyağı, kırmızı et ve şekerli yiyeceklerin olumsuz etkisi vardır. Kızartma, kan dolaşımını ve ciltteki sebum oranını negatif yönde etkilemekte; sigara ve alkol de gözeneklerin tıkanmasına, ince çizgilerin belirginleşmesine ve cildin matlaşmasına neden olmaktadır.

Daha güzel bir cilde sahip olmak ve onu korumak için yapacaklarımız, aslında beden ve zihinsel sağlığımızı da doğrudan etkilemektedir. İşte yapmamız gerekenler:

• Zeytinyağı, çiçekyağı, mısır özü yağı gibi doymamış yağ oranı yüksek olan ürünlerin ölçülü kullanımı kalp ve damar sağlığını korumakta, bu da cilt güzelliğini artırmaktadır.

• Meyve ve sebzeler; zengin vitamin, mineral, doğal şeker ve lif kaynağıdır. Bunlar yaşlanma etkilerini azaltarak, cildin yenilenmesine yardımcı oluyor.

• Somon ve onun gibi yağlı balıklar, cildin su tutma kapasitesini artırarak yumuşak ve taze görünmesini sağlıyor. Nemli bir cilt daha diri oluyor ve kırışıkların oluşması gecikiyor.

• Portakal, kivi, ıspanak, tatlı patates ve biber, cildin darbelere karşı daha dayanıklı olmasını sağlıyor. Güneşe karşı dayanıklılık, cilde elastikiyet ve gençlik kazandırıyor.

• Soyalı ürünler cildin incelmesini ve kurumasını yavaşlatarak, yaşlanmayı geciktiriyor. Cildin kendini yenilemesine yardımcı oluyor.

• Süt ve süt ürünlerinin içindeki kalsiyum, ciltteki hücrelerin sürekli olarak kendilerini yenilemesini sağlıyor. Ciltteki su oranını dengeliyor dolayısı ile canlı bir cilde sahip olmaya yardımcı oluyor.

• Tam buğday ekmeği, kepekli makarna, yulaf ekmeği ise antioksidan deposu olarak cilde pembelik kazandırıyor ve gençleşmesine yarıyor.

• Havuç, ıspanak, kayısı ve şeftali ise cildi ultraviyole ışınlarından koruyor. Güneş ışınlarından zarar görmüş cildin kendini toplamasına yardımcı oluyor. Fazla güneşte kalmanın neden olacağı kırışıklık riskini azaltıyor.

• Çilek, portakal, kivi ve ıspanak, cilde elastikiyet ve dirilik sağlayan kolajen ve elastin yapısını koruyor. Özellikle çilek, sigaranın cilde verdiği zararlara karşı korunma mekanizması oluşturuyor.

Saçları parlatan öneriler

Saçları parlatan öneriler

Kurumuş yıpranmış saçlara sahip olanlara sıcak yağ tedavisi, fazla ince, çabuk kırılan saçlar için hint yağı tedavisi öneren uzmanlar, koyu renk saçların parlak görünmesi için ise zeytinyağı ve bal tedavisini tavsiye etti. Uzmanlar, güzel, parlak, canlı ve kolay şekil alan saçlara sahip olmak için şu önerilerde bulundu.

- Sıcak Yağ Tedavisi
Kurumuş ve yıpranmış saçları en iyi canlandırma yöntemi zeytinyağı tedavisidir. Saçlarınıza parlaklık vermek ve beslemek için 2 çorba kaşığı zeytinyağını ısıtın. Bunu yavaş yavaş tüm saç derinize yedirin. Sıcak suda ıslattığınız bir havluyu sıktıktan sonra bir türban gibi başınıza sarın. Havlu soğurken bu işlemi iki veya üç defa tekrarlayarak, başın yağı iyice emmesini sağlayın. Sonra saçlarınızı yıkayarak, iyice durulayın.

- Hintyağı Tedavisi
Yarım çay fincanı hintyağını ısıttıktan sonra baş derinizi ovarak saçınızın yağı emmesini sağlayın. Yavaş yavaş tarayacağınız saçlarınızı kaynar suya bastırıp sıktığınız havluyla sarın. Bu işlemi yaptıktan sonra yarım saat kadar bekleyip şampuanla yıkayın. Bu tedavi, fazla ince, çabuk kırılan, kuru saçlara iyi gelir.

- Zeytinyağı ve Bal Tedavisi
Yarım çay fincanı yeşil zeytinyağıyla bir çay fincanı süzme balı karıştırın. Bu sıvıyı iyice sallayıp çalkalayın ve bir kaç gün dinlenmeye bırakın. Daha sonra bu karışımı baş derinize ovarak ve tarayarak yedirin. Ancak bu işlemi yaparken tarağın dişlerinin baş derinize batmamasına özen gösterin. Başınıza bir naylon torba geçirerek, başın sıcaklığını muhafaza etmeyi sağlayın. Karışımı başınızda yarım saat beklettikten sonra, saçlarınızı bol suyla durulayın. Bu işlem, koyu renk saçların ışıltılı bir hal alıp parlamasını sağlar.

- Protein Tedavisi
Yumurta ile yapılacak protein tedavisi hemen hemen her tür saç için uygundur. İki yumurtayı çırpın ve içine yavaş yavaş bir çorba kaşığı zeytinyağı, bir çorba kaşığı gliserin, bir çorba kaşığı sirke, mümkünse elma sirkesi ilave edin. Saçınızı bir kez şampuanladıktan sonra saçlarınıza bu karışımı sürüp 15-20 dakika bekleyin. Saçlarınızı iyice duruladıktan sonra saçlarınızın çok kısa sürede canlandığını fark edeceksiniz.

- Kakao Yağı Tedavisi
Koyu renk saçlı kişilerin uygulayabileceği bir başka bakım yöntemi ise aşağıda anlatılan bu karışımdır. İçinde su kaynayan genişçe bir tencerenin içine daha küçük bir kabı oturtun. Yarım çay fincanı ayçiçeği yağını, 1 çorba kaşığı kakao yağını, 1 çorba kaşığı susuz lanolini bu ikinci kabın içinde eritin. Bütün bu yağlar eriyince, kabı kaynar suyun içinden alın ve karışımı iyice çırpın. Bu karışımdan 1 çorba kaşığı kadarını alarak buna 1 çorba kaşığı su katın, iyice karıştırın. Bu sıvıyı ovarak başınıza sürün ve bu durumda 15 dakika ile yarım saat arasında bekleyin. Ardından saçınızı yıkayıp durulayın. Bu tedavi koyu renk saçlara yeni bir canlılık ve parlaklık verir.

- Mayonez Tedavisi
Kuru saçların en büyük ihtiyacı saç derisinin tıkanmış olmasından dolayı kaynaklanan yağ eksikliğidir. Bu açığı gidermek için mayonez tedavisi uzmanlar tarafından önerilen bir bakım türüdür. Bir yumurtayı, 1 çorba kaşığı sirkeyi, 2 çorba kaşığı bitkisel yağı, işe koyulmadan hemen önce karıştırarak çırpın. Bu karışımı baş derinize ovarak iyice içirin. Ardından saçlarınızı tarayarak bütün karışımın saçlarınıza eşit yayılmasını sağlayın. 15 dakika böyle bekledikten sonra saçlarınızı yıkayarak durulayın. Bu tedavi baş derisine nem kazandırılmasına yardım eder, kuru saçın yağla beslenmesini sağlar.

Cildi Sıkılaştıran Alternatifler

İnsanın en önemli organı cilt. Zaman içinde bu önemli organ değişime uğrayabiliyor. Elastikiyetini kaybedebiliyor. Cildin güçlü ve esnek kalmasını sağlayan çok önemli bir protein kolajen.

Onun eksikliği nedeniyle ciltte kırışıklıklar meydana geliyor.. Nemlendirici kremler, doğru beslenme ve güneşten korunma, cildin yaşlanma sürecini yavaşlatmak için önemli etkenlerdir. Cildin elastikiyeti kolajen ve elastin gibi doğal proteinlerin miktarına bağlı.
Son dönemde birçok kadın güzelleşmek tıpta, alternatif tedavide ve kozmetikte kullanılan bitkilerden yararlanıyor. Herbalium olarak bize bu konuda çok fazla başvuru oluyor. Elimizden geldiğince yanıt verip, şifalı bitkilerle doğal güzellik ve doğal zayıflama hakkında yol gösteriyoruz. Bu şifalı bitkilerin çiçek, meyve, kabuk ve yaprakları çok önemli vitaminler ve mineraller ihtiva ediyor. Cildin işlevlerini destekleyen maddeleri içinde saklıyor. Örneğin, biberiye cilde canlılık kazandırıyor. Papatya, ciltlerde yaraları iyileştirici ve cildi besleyici işlev görüyor. Kayısı, yüzdeki sivilceleri gideriyor ve tene tazelik sağlıyor. Saça uygulandığında dökülmeyi durduruyor. Bu anlamda bilinmesi gereken ayrıntılar var: Örneğin, Doğayı dost bilenler ve o kanalla güzelleşmek isteyenler cilt kuruluğu için zeytinyağını, kırışıklıklar içinse ahududu ve böğürtlen gibi orman meyvelerini tercih ederlerse iyi sonuç alırlar. Kolajen içeren bitkiler de çok önemlidir. Şunu unutmayın koyu yeşil yapraklı bitkiler bol miktarda antioksidan içerir. Bazılarında bol miktarda demir bulunur. Demir çok önemli çünkü eksikliği yüzde koyu renkli halkalar oluşturur belirir. Bazılarında çinko bulunur ki çinko kolajen üretilmesini sağlar .

Cildinizi hem içten hem de dıştan destekleyip korumak ebegümeci, ısırganotu yağı, üzüm çekirdeği, adaçayı ve nane kullanmak çok önemli. Kan dolaşımını hızlandıran adaçayı, hücre yenilenmesini ve cildin elastikiyetinin artmasını sağlar. Nane de dokuların elastikiyetini kuvvetlendiren bitkilerden. Üzüm çekirdeği ise yaşlılık lekelerinin giderilmesini ve aynı zamanda kan damarlarının genişlemesini sağlıyor.
İşte mükemmel cilt için bazı doğal çözümler

Biberiye
Eski zamanlarda genç kalmak için faydalanalırmış. Sivilcelere iyi gelen biberiye aynı zamanda cildin esnekliğini ve sıklığını da artırıyor. Bir litre suya, biberiye ve kekik yağından iki kaşık ekleyin. Bu karışımı cildinizi temizlemek ve yumuşatmak için kullanın.

Gençlik iksiri ısırgan
Isırganotu yağı da "gençlik yağı" olarak da biliniyor. Isırganotu yağı içindeki AHA ve ALA adı verilen değerli maddelerden dolayı cilt bakım ürünlerinde kimyasal olarak yararlanılıyor.. Bu kremler kırışıkların giderilmesinde etkili. Krem şeklinde değil de doğrudan kullanmak isteyenler için ısırganotu, badem ve üzüm çekirdeği yağı da işe yarayabiliyor. Bunlar ciltten emilimi hızlı yağlar..

Soya
Sivilceyi önleyen soya, hangi formda olursa olsun tam bir cilt kurtarıcısıdır. İçerdiği östrojene benzeyen kimyasallar nedeniyle, akne oluşumunun önüne geçebilir. Ayrıca soyada, yeni hücre oluşumuna yardımcı olan ve cildi nemli tutan E vitamininden de bol miktarda bulunur.

Yulaf
Yulaf ezmesi, cildin derinlemesine temizlenmesi ve siyah noktaların yok edilmesini sağlar. Yulaftan maske hazırlıyarak yararlanmak mümkün. cildin fazla yağlanmasını da engeller. (Kuru ciltli kişiler tarafından pek fazla kullanılmamalı.) Yapılışı şöyle: Pişirdiğiniz yulafları süzdükten sonra, bunları geniş bir kabın içinde bir kaç dakika ezin. Hazırladığınız bu karışımı yüzünüze sürün. 15 dakika sonra ılık suyla temizleyin.

Kabak Maskesi
Pişirilmiş kabaktan 2 çorba kaşığı iyice karıştırıldıktan sonra, içerisine 1 çorba kaşığı zeytin yağı veya badem yağı karıştırılır. Elde edilen karışım yüze sürülür, 20 dakika sonra ılık su ile yıkanır.

Zambak, papatya, ıhlamur ve lavanta
Uykusuzluk, alkol, stres ile bilgisayar ve televizyon gibi etkenler şiş gözlere neden oluyor. Bunun için zambak, papatya, ıhlamur ve lavanta çayları çok işe yarar. Bir tutam ıhlamuru 1 çay fincanı kaynar suya ilave edip 10 dakika bekletin. Süzüp soğumaya bırakın. 2 makyaj pamuğunu çaya batırıp göz kapaklarınıza uygulayın. 10 dakika bekleyip, yıkayın. 2 dilim çiğ patatesi göz kapaklarınıza yerleştirip 15 dakika bekleyin. Yıkayıp kurulayın. Gözaltı şişliklerine antioksidan özellikteki göz kremleri de sürebilirsiniz.

Hint yağı
Kirpikleri uzatmak için hint yağı ve kakao yağından yararlanın.
1 bardak suyu kaynatın. 1 çay kaşığı hint yağı ve 12 gr kakao yağı ekleyip karıştırın. Kabı sıcak su dolu bir başka kabın içine koyup krem kıvamına gelene kadar ısıtın. Karışımı soğutup 15 gün boyunca yatmadan önce kirpiklere gerçekleştirin.

Cildiniz doğal yolla ışıldasın
Sağlığın en önemli göstergesi cilt, dönem dönem belli sağlık sorunlarına yönelik belirtiler gösteriyor. Estetik açıdan ise kadınlar kadar son yıllarda erkekler tarafından da özen gösterilen cilt; zamana karşı da sarkma veya kırışıklıklarla mücadele veriyor. Uzmanlar; cildinizi hem içten hem de dıştan destekleyip korumak için bazı besin maddelerine ağırlık verilmesini, ebegümeci, ısırganotu yağı, üzüm çekirdeği, adaçayı ve naneyi öneriyor. Kan dolaşımını hızlandıran adaçayı, hücre yenilenmesini ve cildin elastikiyetinin artmasını sağlarken; nane koyu yeşil rengiyle cilde enerji, canlılık ve yoğun bir ferahlık hissi veriyor. Ayrıca dokuların elastikiyetini kuvvetlendiriyor. Üzüm çekirdeği ise yaşlılık lekelerinin giderilmesini ve aynı zamanda kan damarlarının genişlemesini sağlıyor. .

Havuzlardaki klor saçlara zararlı

Havuzlardaki klor saçlara zararlı

--------------------------------------------------------------------------------

Uzmanlar, güneşin yaydığı ultraviyole ışınları ile deniz suyundaki tuz ve havuzdaki klorun, saçın en büyük düşmanı olduğunu belirtiyorlar.


İnternet'ten derlenen bilgilere göre uzmanlar, bayanların saç rengini açmak için kullandıkları kimyasal madde olan 'oryal'in, tüm kadınlar tarafından endişe duyularak kullanıldığını, oysa havuz suyundaki klorun bundan çok daha tehlikeli olduğu vurgulandı. Havuz suyunda bulunan klorun mayoların bile rengini soldurduğuna, saçlarda da renk değişimine, kuruluğa, kırılmalara ve genel yıpranmaya neden olduğunu belirten uzmanlar, buna rağmen kadınların yüzde 99'unun havuza girerken saçlarını
koruyacak bir bone kullanmadıklarına dikkati çekiyorlar.


Deniz suyundaki tuz ve güneşteki ultraviyole ışınlarının da tıpkı havuz suyu gibi saça zarar verdiğine işaret eden uzmanlar, tuz ve klorun saça çok çabuk nüfuz ettiği için yıpranmayı da hızlandırdığını belirterek, özellikle uzun süre suda kalınıp, çıktıktan sonra da saçlar duru suyla iyice yıkanmalı yoksa telafisi güç sorunların ortaya çıkabileceği bildiriyorlar.


Öncelikle havuz ya da denizde saçların mutlaka bone ile korunması, sudan çıktıktan hemen sonra da saçın bol duru suyla yıkanması, ayrıca, fön çekerken ya da çektirirken makinenin sıcaklık derecesinin yükseltilmemesi öneriliyor. Fönün sıcak ayarı ne kadar yüksek olursa saçtaki yıpranmanın da o kadar hızlı olacağına işaret eden uzmanlar, yaz - kış saçların 36 dereceden yüksek ısıdaki su ile yıkanmaması ve yıkandıktan sonra da uzun süre ıslak bırakılmaması gerektiğine dikkat çekiyorlar.

Güneş yanığı, kansere sebep olabilir

Güneş yanığı, kansere sebep olabilir

Her yıl tedbirsiz güneşlenme sebebiyle birçok ölüm vakaları ile karşılaşılıyor. Güneş yanığı belirtileri kısa vadede kendini göstermese de uzun vadede güneş lekelerine, katarakta, ciltte yaşlanmaya, cilt kanserlerine ve kırışıklıklara sebep olabiliyor.

Uzmanların belirttiğine göre, güneş yanığı, çok fazla güneşe maruz kalındığında veya ultraviole ışık kaynağından etkilenildiğinde, vücuda rengini veren ve ışığa karşı cildi koruyucu özellikte olan 'melalin' maddesinin bu koruyucu özelliğini zamanla kaybetmesiyle ortaya çıkıyor.

Güneş yanıkları, hassas ciltliler için korkutucu boyutlara ulaşabiliyor. Güneşten çok daha kolay etkilenebiliyorlar ve oluşan yanıkların iyileşme süreci esmer tenlilere göre daha uzun süre alıyor. Çok hassas bir cilde sahip kişiler öğlen güneşinde 15 dakika kalabilirlerken esmer tenliler ise dakikalarca güneşlenebilirler. Ancak korunmak her iki cilt tipi için da şart.

Uzmanlar, güneş yanığı belirtileri kısa vadede kendini göstermese de uzun vadede güneş lekeleri, katarakt, ciltte yaşlanma, cilt kanserleri ve kırışıklıklar meydana gelebildiğine dikkat çekiyor. Güneş yanığının belirtilerinin kızarıklık ile başladığını, daha sonra su toplamalar ve deride soyulmalar oluştuğunu ifade eden uzmanlar, "Ancak, uzun süreli kontrolsüz güneşlenme, kan damarlarına bile zarar verebiliyor" diye uyarıyorlar.

Uzmanlar, işi gereği güneşe çok maruz kalanlara ise şu önerilerde bulunuyor:

"Düzenli olarak cilt bakımı yaptırın. Doğum lekelerinizi sık sık kontrol ettirin. Doğum izlerinizde renk ve boyut değişiklikleri tehlikeli bir durumun sinyalleri olabilir. Güneşe çıkarken koruyuculuk özelliği en az 15'in üzerinde olan kremler sürün. Bol bol sıvı alın. Güneşten koruyucu giysiler, ultraviole filtreli gözlükler kullanın."

Güneş yanığına karşı soğuk duş almanın ve soğuk kompres uygulamanın yararlı olabileceğini kaydeden uzmanlar, "Eğer cildiniz su topladı ise vücudunuzda açık yara bırakmayın, üzerini steril bandaj yardımı ile kapatın. Hekim önermedikçe Benzokain içeren ilaçlar kullanmayın. Eğer baş dönmesi, yanık bölgesinde çok fazla acı ve yüksek ateş varsa, su dolu kabarcıklar oluşmuşsa mutlaka bir hekime başvurun" diyorlar.

Akne ile İlgili Öneriler

Akne ile İlgili Öneriler

Yorgunluk ve stresin; stres hormonlarını ve dolaylı olarak yağ yapımını artırdığı bilinmektedir. Yorgunluk ve stresten olabildiğince uzak kalmaya çalışın.
Uyku esnasında cilt beslenmekte ve kendini yenilemektedir. Bu yüzden uykunuzu iyi almaya özen gösterin.
Egzersiz herşeyden önce genel sağlık için çok yararlıdır. Kan dolaşımını hızlandırır ve cildin de aralarında bulunduğu hayati organlara daha fazla oksijen gitmesini sağlar. Egzersizden sonra yüzünüzde biriken ve bakteriler için ortam yaratan yağ ve teri mutlaka dikkatlice yıkayın. Aksi takdirde aknelerin artması mümkündür.
Su, vücut ve ciltteki hücrelerin içeriğinin önemli bir bölümünü oluşturur, toksinlerin vücuttan atılmasını kolaylaştırır ve besinlerin vücutta taşınmasını sağlar. Su içmek akneleri yok etmez ama cildin sağlığını korumaya yardımcı olur.
Saunalardan ve havalandırması olmayan mutfaklardan uzak durun.
Akneleri sıkmayın, üzerindeki deriyi ve iltihaplı kısımları koparmayın.
Ellerinizi sık sık yıkayın. Zaman zaman çok güçlü bir istek duysanız bile akneleri sıkmayın. Okurken, televizyon izlerken ya da ders çalışırken ellerinizin yüzünüzden uzak tutmasına özen gösterin..
Yüzünüzü günde iki defa dermatoloğunuzun önerdiği bir sabunla yıkayın. Havlunuzu her gün değiştirin. (Nemli havlu bakterilerin üremesi için çok uygun bir ortamdır).
Haftada en az iki kez saçınızı yıkayın. Uyurken saçlarınızı yüzünüzden uzak tutmaya çalışın. Gün içinde saçlarını yüzüne değmeyecek şekilde toplayın.
Aşırı güneşlenmeyin.
Dermatologla olan randevularınızı düzenli olarak takip edin. Nelerin denendiğini ve nasıl sonuç verdiğini kaydedin. Tedaviyi yarım bırakmayın.

Yetişkinlerde Akne

Yetişkinlerde Akne

Akne genelde vücudun erkeklik hormonu olan androjenin yüksek miktarda salgılandığı ergenlik döneminde görülür ve 20'li yaşlarda azalarak kendiliğinden geçer. Ama bazı yetişkinlerde akne problemi 30'lu hatta 40'lı yaşlarda bile devam eder.

Bunun en büyük nedeni hamilelik, menapoz sonucu oluşan hormonal dengesizlikler ve genetik özelliklerdir. Yetişkinlerde görülen akneler dermatoloğa başvurulduğu takdirde tıpkı ergenlik akneleri gibi tedavi edilebilir.

Akne ile İlgili Yanlış Bilinenler

Akne ile İlgili Yanlış Bilinenler


Akneler cildin yeterince temizlenmemesi yüzünden oluşur. (YANLIŞ)
Akne esas olarak kir ya da yüzey yağları nedeniyle oluşmaz. Her ne kadar fazla yağlar, ölü hücreler ve gün içinde biriken kirler cildi bakımsız gösterse de bunları elle ovalayarak temizlememelidir. Cildi temiz tutmanın kesinlikle birtakım yararları vardır ama aşırı yıkama vücudun daha fazla yağ üretmesine ve aknenin daha kötü olmasına neden olur. Bir miktar sebum, derinin çok fazla kurumasını önlemek için gereklidir; dolayısıyla aşırı yıkama yarardan çok zarar getirebilir.
Çocuğumun cildini nasıl temizlemeliyiz?

Eğer çocuğunuzun aknesi varsa yüzünü cilde zarar vermeyen temizleyicilerle düzenli olarak temizlemeniz gerekmektedir. Yüzüne dokunmadan önce mutlaka ellerini yıkamasını sağlayın.
Yüzünü dairesel hareketlerle yavaşça yıkasın. Sakın sert hareketlerle fırçalamasın, bu sadece cildin tahriş olmasına ve aknelerin alevlenmesine sebep olacaktır.
Yüzünü günde iki defa ılık su ve beyaz, kokusuz, pH: 5.5 olan bir sabunla yıkasın. Yumuşak, temiz ve kuru bir havluyla kurulasın.
Yağlı temizleyicileri, fondötenleri, içerdiği maddeleri tam olarak bilmediğiniz güneş koruma kremlerini ve ilaç içeren ürünleri kullanmasını engelleyin.
Akneler kirden oluşmaz. Aslında yağlı ciltli insanlar diğer insanlara göre daha temiz bir cilde sahiptirler; çünkü ciltlerini daha sık temizlerler. Ama aşırı yıkama akneleri daha kötüleştirir, cildi kurutur, kızartır ve yara oluşumuna yol açabilir.

Yüzüne çok sık dokunmasını önlemeye çalışın. Yüzüne her dokunduğunda akneye neden olan yağları ve bakterileri yaydığını ona anlatın.
Yağlı gıdalar akneye neden olur. (YANLIŞ)
Artık günümüzde akneli kişilerde balıkyağı, çikolata, patlamış mısır, süt ve yağlı yiyecekleri kısıtlama eğilimi ortadan kalkmıştır. Çünkü bilimsel araştırmalar aknenin beslenme ile bir ilişkisi olmadığını göstermektedir.
Stres akneyi etkilemez. (YANLIŞ)
Stres doğrudan doğruya akneye neden olmaz ama durumunu ağırlaştırabilir. Akneye yatkın insanlarda, stresli durumlarda artan hormon üretimi sonucunda aknelerde alevlenmeler meydana gelebilir.
Güneşlenmek akneleri iyileştirir. (YANLIŞ)
Bronzlaşmış ciltte leke ve izler daha az görülür. Çok düşük dozda güneşin aknelere iyi geldiği iddia edilmektedir. Ancak doz ve süre uzadıkça ne yazık ki sivilceler daha da artabilir. Çünkü güneşe bağlı terlemenin artması yine gözenekleri tıkayan bir başka faktör yaratacaktır. Ayrıca uzun süre güneşe maruz kalmak, cildin kalınlaşmasına, kurumasına ve gözeneklerin sert bir tıkaçla tıkanmasına yol açmaktadır. Öte yandan ultraviyolenin genel olarak cilt sağlığına yönelik zararları giderek daha da çok fark edilmektedir.
Dermatologların pek çoğu akne lezyonlarının yaz tatilleri sonrasında arttığını gözlemlemiştir. Güneşten korunmanın en kolay ve etkili yolu ise ince bir �t-shirt� giymek ve şapka takmaktır. Eğer siz ve çocuğunuz güneşe maruz kalacaksanız 15 ya da daha yüksek koruma faktörlü bir koruyucu krem kullanmayı unutmayın. Yağsız ve komedon oluşturmayan bir koruyucu kullanmanız çok daha iyi olacaktır. Cilt tipinize göre güneşten korunmak için kullanmanız gereken koruyucu faktörlerle ilgili bilgileri aşağıdaki tablodan bulabilirsiniz.
Tip Cilt Türü Saç Rengi Özellikleri Önerilen güneşten koruma faktörü
Gündelik kullanım Açık havada
I Çok beyaz Kızıl Kolay yanar, hiç bronzlaşmaz 15 25-30
II Beyaz Sarı, kestane Kolay yanar, hafif bronzlaşır 12-15 25-30

III Buğday Kestane, siyah Bazen yanar, orta düzeyde bronzlaşır 8-10 15

IV Esmer (Akdeniz) Siyah Az yanar, iyi bronzlaşır 6-8 15
V Koyu esmer (Ortadoğu) Siyah Nadiren yanar, yoğun bronzlaşır 6-8 15
VI Siyahi (Zenci) Siyah Hemen hiç yanmaz, koyu renkli 6-8 15



Akneyi kendi haline bırakın. (YANLIŞ)
Akne tedavi edilebilir bir hastalıktır. Günümüzde geliştirilen yeni tedavi yöntemleri ve ilaçlar sayesinde hiç kimsenin aknelerle yaşamasına gerek yoktur.

Akne İzleri

Akne İzleri

Aknede iz oluşumu, sanıldığının aksine asıl olarak derin kistlerin ve şiddetli enfeksiyonların olduğu vakalarda saptanmaktadır.

Aknelerin kızlarda ve erkeklerde iz bırakma riski eşittir.

Aknede oluşabilecek izin derecesini önceden saptamak mümkün olmamasına rağmen, erken ve etkili tedavinin iz oluşumunu önlediği bilinmektedir.

Akne izleri, şiddetli aknede vücudun tüm bölümlerinde olabilirse de, göğüs ve sırtta daha belirgindir.

Akneler sıkılmadığı takdirde iz oluşturma ihtimali, büyük ölçüde düşer.

Akne nasıl tedavi edilir?

Akne nasıl tedavi edilir?
Akne, ister hafif ister ciddi olsun dermatoloğunuzun yardımıyla kontrollü ve güvenli biçimde tedavi edilebilir. Ancak farklı türde ve farklı ciddiyet derecesindeki akneler için değişik tedavi seçenekleri vardır.
Dermatoloğunuzun önerilerine uymanız ve tedaviyi bilinçli bir şekilde ve aksatmadan sürdürmeniz gerekmektedir.

İlaç Tedavisi
Reçeteli ilaçlar mutlaka bir dermatolog tarafından yazılmalıdır. Unutmayın ki; en etkili tedavi bile aylar boyunca sürebilir. Akneden şikayetçi olanların %92'si tedavi başladıktan sonra altı ay içinde %80 iyileşme kaydederler. Tedavi, tekrarlanan kürler nedeniyle uzayabilir. Bu konuda sabırlı olmanız gerekmektedir.
1) Deriye yüzeysel olarak uygulanan (topikal) tedavi alternatifleri:
Ergenlik döneminde görülen akneler (fizyolojik akne) genellikle topikal tedaviye iyi yanıt verirler. Ancak topikal tedavinin yanıt vermediği durumlarda ağızdan ilaç tedavisi gerekli olacaktır.

Benzol Peroksit (Benzoyl Peroxide): Benzol peroksit akneye neden olan P.Acnes bakterisini yok etmek için kullanılır. Sonuç vermesi iki hafta kadar zaman alır ve uzun süre düzenli olarak kullanılması gerekmektedir. Yağ üretimini durdurmadığı için kullanıma ara verildiği takdirde akneler tekrarlar. Pek çok losyonda, kremde ve jelde bulunmaktadır. Daha hafif akne vakalarında kullanılması tavsiye edilir.
Salicylic Acid (Salisilik Asit): Salisilik Asit ciltteki hücrelerin anormal olarak kuruyup dökülmesine iyi gelmektedir. Yağ üretimine ya da P.Acnes'ye doğrudan bir etkisi yoktur. Tıpkı benzol peroksit gibi uzun süreli ve düzenli olarak kullanımı gerekmektedir. Kullanımı bıraktıktan sonra akneler yine belirgin hale gelecektir. Piyasadaki pek çok losyon ve kremin içeriğinde bulunmaktadır.
Topikal antibiyotikler: P. acnes'in üremesini durdurarak veya yavaşlatarak enfeksiyonu engellemeye çalışır. Doktorunuz size krem, jel ve losyon şeklindeki topikal antibiyotiklerden birini önerebilir. Topikal antibiyotiklerin, ağız yoluyla alınan antibiyotiklere göre etkisi daha sınırlıdır.
Topikal retinoid ilaçlar: Soyucu etkileri vardır. Gözeneklerin dolmasını engelleyerek akneleri kontrol altına alırlar. Benzol peroksit ve ağızdan alınan antibiyotiklerle birlikte kullanılabilirler. Bu konuda dermatoloğunuzun önerilerini dikkatle uygulamaya özen gösterin.


2) Ağızdan kullanılan ilaçlar:
Ağızdan ilaç kullanımı orta derecede ve şiddetli aknesi olan hastalar için önerilmektedir. Bu tür ilaçlar sıklıkla topikal tedavi ile birlikte kullanıldığında daha iyi sonuç verir.

Oral antibiyotikler: Topikal tedavinin yeterli olamadığı durumlarda topikal tedavi ile birlikte veya yalnız başına oral antibiyotik tedavisi uygulanabilir. Antibiyotik tedavisi akne oluşumunda rolü olan bakterilerin (P. Acnes) sayısını azaltır ve bu bakteriler nedeniyle oluşan iltihaplanmayı ortadan kaldırır.
Oral kontraseptifler (Ağızdan kullanılan doğum kontrol ilaçları): Yağ bezleri kısmen seks hormonlarının kontrolündedir; bu nedenle akne genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar. Hormonlar ergenlik döneminde hem genç kızlarda hem de genç erkeklerde daha fazla miktarda üretilir. Hormonal tedavide amaç vücudun bu hormonları salgılamasını kontrol altına almaktır. Bu ilaçların kullanımı ile ilgili kararı mutlaka hekiminiz vermelidir. Yalnızca bayanlar için geçerli olan bir tedavi seçeneğidir.
Oral retinoidler: Bu gruptaki ilaçlardan izotretinoin akne tedavisinde çok etkilidir ve yalnızca dermatologlar tarafından reçete edilerek kullanılabilirler. Diğer tedavi yöntemlerine cevap vermeyen ve şiddetli aknesi olan kişilerde başarı ile uygulanmaktadır. Yağ bezlerinin yağ üretimini önemli ölçüde azaltır. Siyah ve beyaz noktaların oluşumunu engeller. Antibiyotik olmamasına rağmen bakteri sayısını ve enflamasyonu giderir. Kullanım sırasında dermatoloğunuzun öneri ve uyarılarına dikkatle uymaya özen gösterin.


Temizleyiciler: Piyasada akneye iyi geldiği söylenen pek çok sabun ve temizleyici ürün bulabilirsiniz. Bu ürünlerden çoğu aslında gereksizdir ve cilde ciddi zararlar verebilir.

Akne Tedavisi Niçin Gereklidir?

Akne Tedavisi Niçin Gereklidir?

Akne tedavisinin en önemli amaçlarından birisi, iyileşmekte olan kist ve nodüllerin cildinizde iz bırakmasını önlemektir. Çünkü izler ortaya çıktıktan sonra cildi pürüzsüz bir hale getirmek oldukça zordur.

İkinci önemli amaç akneli olarak geçirdiğiniz süreyi (bu süre bazı olgularda 10 yıldan çok daha uzun olabilir) kısaltmaktır.
Üçüncü önemli amaç ise aknenin neden olduğu hoş olmayan görüntüden dolayı oluşabilecek sıkıntıyı ve olası psikolojik sorunları ortadan kaldırmaktır.

Aknenin Dört Temel Nedeni

Aknenin Dört Temel Nedeni

Akne, kıl-yağ bezleri biriminin hastalığıdır.
Yağ bezleri isimlerini ürettikleri yağlı bir madde olan sebum'dan alırlar. Normal şartlar altında sebum, kıl folikülü boyunca ilerler ve cilt yüzeyine çıkar. Akne oluştuğu zaman sebum folikülün içinde kalır ve dışarı çıkamaz. Akneler yağ bezlerinin daha yoğun olarak bulunduğu yüz, boyun, sırt, kolların üstü ve omuzlar gibi bölgelerde daha çok oluşur. Siyah nokta şeklindeki akne lezyonlarına komedon adı verilirken, kırmızı, şişmiş ve irinli lezyonlara papül, nodül ve püstül denilmektedir.
Komedonların oluşmasını sağlayan dört temel etken vardır:

Hormonlar (androjenler)
Artan sebum üretimi
Folikülün içindeki değişiklikler
Bakteriler
Hormonlar (androjenler):
Akneler genelde, vücut androjen hormonunu daha fazla üretmeye başladığı zaman oluşur. Androjen üretimi 11-14 yaşları arasında en üst seviyeye ulaştığında akneler de artmaktadır. Genç kadınlarda menstrüel döngü nedeniyle değişen hormon seviyeleri aknelerde alevlenmelere neden olmaktadır. Bu değişiklikler yağ bezlerinin androjenlere olan hassasiyetini de etkilemektedir.
Artan sebum üretimi:
Yağ bezleri androjenler tarafından uyarıldıktan sonra daha fazla sebum üretmeye başlarlar. Yağlı sebum, folikülün içinde birikir ve yukarıya doğru hareket eder. Yukarı doğru hareket ederken, normal cilt bakterileri ve ölü cilt hücreleriyle birleşir. Sebum üretimi arttıkça, kıl folikülünün tıkanma ve komedonlara neden olma ihtimali de artmaktadır.
Folikülün içindeki değişiklikler:
Androjen üretimi arttıkça ve yağ bezleri genişledikçe, kıl folikülünün cildin altına doğru uzanan yapısı da değişime uğramaktadır. Normalde ölü hücreler kademeli olarak dökülürler ve cilt yüzeyinden uzaklaşırlar. Ergenlik döneminde hücreler daha sık dökülürler ve birleşip yapışmaya daha müsaittirler, sebumla temas ettiklerinde folikülü tıkayabilirler. Bu durumda sebum ve ölü hücreler folikülde bir tıkaç oluştururlar.
Bakteri
Kapalı folikül, bakterilerin üremesi için uygun bir ortamdır. Özellikle bu ortamda yaşayan bakteri P. acnes bakterisidir. Bu bakteri, sebumla beslenir ve aknesi olsun olmasın herkesin cildinde bulunur. Yağ bezi tıkandığında ve içi sebumla dolduğunda P.acnes bakterisi çok daha çabuk çoğalır. Bakterinin ürettiği kimyasallar folikül içinde ve cilt yüzeyinde inflamasyona neden olur.
Tüm bilgileri birleştirirsek...
Tıkalı foliküller iki çeşit akne oluşumuna neden olabilirler:
(1) komedon, ya da enfeksiyonsuz siyah noktalar, ya da
(2) papül, püstül ve nodül adı verilen enfeksiyonlu lezyonlar

Akne Kimde ve Neden Oluşur?

Akne Kimde ve Neden Oluşur?

12-17 yaş grubundaki hemen hemen herkes, ırktan ve etnik özelliklerden bağımsız olarak akne problemi yaşayabilir. Bu kişilerin çoğu basit tedavilerle akne probleminden kurtulabilirken, daha ciddi durumdakiler uzun süreli tedavi görmelidirler. Ergenlik dönemindeki gençlerin neredeyse %40'ı akne sorunları için bir dermatolog yardımına ihtiyaç duyacak kadar ciddi sorunlar yaşamaktadır

Pek çok kişide akne sorunu 10-13 yaşları arasında ortaya çıkar. Genelde 5-10 yıl sürer ve 20'li yaşların başlarında geçer. Buna rağmen aknenin 20'li ve 30'lu yaşlarda da devam ettiği, hatta ergenlik döneminde akne sorunu yaşamayan kişilerde yetişkinlikte akne problemi yaşandığı da görülmektedir.

Akne lezyonları en çok yüzde oluşur ama aynı zamanda boyun, çene, sırt, omuz, kafa derisi, kollar ve bacakların üst kısmında da görülebilir.

Ergenlik döneminde görülen aknelerin sebebi, kişilerin çocukluktan gençliğe geçiş döneminde yaşadıkları değişikliklerdir. Fiziksel olgunluğu sağlayan hormonlar, yağ bezlerinin daha çok sebum üretmesine neden olurlar.
Yağ bezleri üzerinde en çok etkili olan hormon androjen hormonudur. Erkeklik hormonu olan androjen, kadınlarda da bir miktar bulunur.

Yağ bezleri, içinden bir kılın büyüdüğü kıl foliküllerinde bulunurlar. Ergenlik döneminde folikülün etrafında bulunan hücreler daha sık dökülürler. Akneli kişilerde, akneli olmayan kişilere göre hücreler daha çok dökülür ve birbirine yapışır. Dökülen hücreler sebumla karışıp birbirine yapıştığında, folikülün ağzını tıkamaktadır. Bu esnada yağ bezleri sebum üretmeye devam etmekte ve foliküller sebumla dolmaktadır.

Buna ek olarak, ciltte yaşayan bir bakteri olan P.acnes, kapalı kıl foliküllerinde, daha kolay ve hızlı bir şekilde çoğalmaya başlar. Bu bakteri ciltte inflamasyona neden olan tahrişler yaratır; bazen folikülün duvarı patlayarak enfeksiyon cilde yayılır. Akne lezyonlarının siyah nokta lardan, sivilcelere, onların da nodüllere dönüşmesi işte bu şeklide olmaktadır.

Cildinizi temizleme yöntemleri!

Cildinizi temizleme yöntemleri!

Günde bir kez vücudun kısımlarının arındırılması, cinsel organların da yıkanması, temizlenmesi gerekir.

Yüz ve boynunuzun dışarıyla sürekli temas karşısında, sabun ve suyla yıkanmasından başka, pahalı olmayan temizlik malzemesiyle temizlenmesinde yarar vardır. Pahalı temizleme malzemesi alıp, bütün işleri bunlarla yapmakta bir fayda yoktur, renklendirme, nemlendirme, derinin beslenmesi gibi işlemleri, güzellik uzmanının yaptığı gibi pahalı malzeme ile yapmak doğru olmaz. Hangi usulle, araçla olursa olsun cildin temizlenme ihtiyacının yerine getirilmesi esastır. Kimileri, derilerinin sabunla, suyla yıkanmadıkça temizlenmediğini söylerler, doğrudur, olabilir, ama siz onlara benzemek zorunda değilsiniz. İnsan ilkin kendine uyar, buna sadık kalır.

Sivilcelerinizi sıkmayın!

Sivilcelerinizi sıkmayın!

Cildinizdeki sivilce ve lekeleri sıkmayın, aksi halde hastalığın deri altına yayılmasını hazırlarsınız.

İltihaplanmamış, esmer sivilce başlıklarını sıcak banyodan sonra, vücut gözenekleri açılmışken hafifçe sıkmak doğru olabilir, cildin açık ve parlak olabilmesi için hafif antiseptikli kremlerle temizlenmesinde yarar vardır. 'Over-the-counter' denilen leke kremlerini kullanmayın, cildiniz çok yağlı ise, sert içerikli kremlerden sakının. Bunlar bakterilerin yayılmasını hazırlar.

Ergenlik sivilceleri neden çıkar

Ergenlik sivilceleri neden çıkar

Ergenlik çağındakilerin hemen hepsinde bu sivilceler olabilir. Fazla miktarlarda üretilen cinsiyet hormonlarının ciltte çok oranda 'sebum' denilen sivilcelere neden olduğu gözlenmektedir. Sebum, vücudun tiksintisini ifade eder, alacalı bezeler ya da bulaşıcı sivilceler olabilir. Hormonla ilgili bu sorun için doktorunuza başvurursanız, size reçeteyle alıp uygulamak şartıyla yararlı ilaçlar verecektir.

Stres sivilceyi besler!

Stres sivilceyi besler!

Stresi her yaş için sivilcenin kanıtlanmış bir nedeni olarak gösteren Perricone, stres hormonu kortizol salınımının, yağ bezlerini uyararak sivilceyi şiddetlendirdiğini savunuyor. Perricone bu tezini, sivilcelerin önemli bir iş görüşmesi, nikâh veya özel bir randevu öncesi ortaya çıkma özelliğiyle destekliyor. Beslenme tarzı ve yediklerimizin vücuttaki iltihaplanmayı kontrol altına almada etkili olduğunu belirten Perricone, anti iltihapsal bir beslenmenin kortizol düzeylerini düşürmede temel öneme sahip olduğunu belirtiyor. Diyet tarzının dışında yeterince uyumanın, kahveyi bırakıp yeşil çay içmenin, günde 8 - 10 bardak su tüketmenin ve kendinize zaman ayırmanın da yapılması gerekenler arasında yer aldığını belirten Perricone, beslenmede bol miktarda temel yağ asitlerinin bulunmasını şart koşuyor. Badem, fındık, avokado ve somon balığının temel yağ asitlerinden zengin kaynaklar olduğunu vurguluyor.

Gözenekleri derinden temizleyen maske

Gözenekleri derinden temizleyen maske

• 1 tatlı kaşığı balmumu
• 1 yemek kaşığı lanolin
• 50 ml. gülsuyu
• 1 yemek kaşığı kil

İsteğe bağlı ek: 1 tatlı kaşığı İrlanda sosunu ya da ayva veya badem ezmesi

1.Kısık ateşte balmumu ve lanolini bir arada eritirken kaşıkla sürekli karıştırın.

2.Karışımı ateşin üzerinden alıp gülsuyu katarak soğuyana dek kaşıkla karıştırmayı sürdürün.

3.Kili (ve isteğe bağlı ekleri) de katın. Yumuşak bir macun elde edinceye kadar kaşıkla karıştırmaya sürdürün.

Krem halindeki yüz maskeleri

Krem halindeki yüz maskeleri

Yulaf ezmesi, badem ezmesi ya da kil tek başına veya karışık olarak yüz maskesinin temel taşıyıcısını oluştururlar. Bunların hepsinin ciltteki kirleri çıkarma yeterliliği bulunmaktadır.

2 yemek kaşığı temel taşıyıcıya 2-3 yemek kaşığı güçlü yararlı ot infuzyonunu veya meyve sıkıcısı ile elde ettiğiniz yararlı ot suyunu ekleyin.

Yeşil yararlı otlar maskesi

Yeşil yararlı otlar maskesi

Aşağıdaki otlardan herhangi biri yeşil yararlı ot maskesi yapımında kullanılabilir. İki avuç dolusu taze yararlı ot yaprağı ya da 3 yemek kaşığı kuruları (bunlar bir gece kaynar suya bastırılmış olmalıdır) alın. Buna 2 yemek kaşığı damıtık su ya da maden suyunu ekleyin. Ve bu karışımı mikserde yüksek hızla birkaç saniye içinde sıvı durumuna getirin.


Bu işlem oldukça sulu bir karşımı meydana getirir. Ama, bir küvette ya da havlu üzerinde yatarsanız sakınca yaratmadan yüze uygulanabilir. Eğer karışımı biraz katılaştırmak isterseniz, bir parça kil ya da badem ezmesi ekleyerek istediğiniz katılığı elde edebilirsiniz.

Yüz maskeleri için bitkisel olmayan öğeler

Yüz maskeleri için bitkisel olmayan öğeler

Süt ürünleri yumuşatıcı ve hafif ağartıcı niteliklere sahiptir. 1 yemek kaşığı yararlı ot yerine 1 yemek kaşığı kaymaklı süt kullanabilirsiniz.

1 tatlı kaşığı balı iyileştirici nitelikleri nedeniyle katınız.

Limonun birkaç damla suyu cildin asit örtüsünü yenilemeye yardımcı olacaktır.

Kuru ciltler için bir yumurtanın sarısını, yağlı ciltler için çırpılmış yumurta akını da ekleyin.

Ezilmiş salatalık, çilek, domates, limonun suyu ve greyfurt suyu da büzücü olarak iyidir. Avokado ve olgun şeftali ise, güçlü nemlendiricilerdir.

Yüz maskeleri için yararlı otlar

Yüz maskeleri için yararlı otlar

• Normal ciltler için: Rezene, ardıç yemişi, aslanpençesi, ıhlamur çiçekleri, nane, ısırgan.

• Kuru ve duyarlı ciltler için: Karakafesotu, damkoruğu, gülhatmi, ezilmiş keten ya da ayva tohumu (Bu tohum yumuşatıcı yapışkan bir sıvıyı içerir.)

• Yağlı deriler için: Adaçayı, civanperçemi; 2 yemek kaşığı dövülmüş rezene ya da acı bakla tohumu deriyi pul pul edip dökmek ve gözenekleri arıtmak üzere.

Lazer epilasyonun yan etkileri var mıdır ? Uygulama esnasında acı hissediliyor mu ?

Lazer epilasyonun yan etkileri var mıdır ? Uygulama esnasında acı hissediliyor mu ?


Lazer epilasyon uygulamasının kalıcı bir yan etkisi yoktur. Uygulama esnasında kıl köklerinin, enerjiden etkilendiğini gösteren hafif kabartılar ve kızarıklıklar oluşabilir. Ancak uygulama bölgesinde oluşabilecek bu durum çok kısa bir süre içerisinde kaybolacaktır.Uygulama esnasında hafif bir yanma hissedilebilir. Ancak seans öncesinde uygulanan anestezi etkili kremler ile bu durum en aza indirgenebilir.

CYNOSURE Apogee 5500 Elite lazer epilasyon sistemi ile gelişmiş ayar mekanizmaları sayesinde
en etkili ve güvenli doz seçilebilir, havalı soğutma sistemi ile acısız, hızlı ve konforlu epilasyon sağlanır.

Lazer epilasyon uygulaması sonrası cilt nasıl olmaktadır ?

Lazer epilasyon uygulaması sonrası cilt nasıl olmaktadır ?


Lazer epilasyondan sonra cilt üzerinde, birkaç saat içerisinde geçmek üzere hafif bir güneş yanığına benzeyen bir yanma hissi oluşabilir.

Gebelikte de lazer epilasyon uygulaması yapılabilir mi ?

Gebelikte de lazer epilasyon uygulaması yapılabilir mi ?


Henüz klinik çalışmalar olmadığından herhangi bir olumsuz etki bildirilmemiş olmasına rağmen bebeğin oluşumunun gerçekleştiği ilk 3 aylık dönemde lazer epilasyon uygulamıyoruz.

Lazer epilasyon kimlere uygulanabilir ?

Lazer epilasyon kimlere uygulanabilir ?


Tüyleri koyu renk olan herkese, 12 yaşında itibaren kadın ve erkeklere lazer epilasyon uygulanabilir. İstenmeyen ve bazen aşırı olabilen kıllanma için pek çok epilasyon yöntemi bulunmaktadır. Bunların içinde "Lazer Epilasyon" ağrısız kolay uygulanabilmesi ve etkili olması sebebiyle en çok tercih edilen yöntemdir.
Mükemmel sonuçlar beyaz tenli ve koyu renkte kıla sahip kişilerde alınmaktadır. Ancak cildin ve kılın rengine bağlı olarak gerekli doz ve süre ayarlamaları yapılarak aynı sonuçlar elde edilmektedir. Yine de renksiz kıla ve siyah tenli kişilere lazer epilasyon uygulanmamaktadır. Lazer epilasyon 12 yaşından itibaren koyu renkte kıla sahip herkese uygulanabilir.

Lazer epilasyon tedavisi sonrasında iz kalır mı?

Lazer epilasyon tedavisi sonrasında iz kalır mı?


Lazer epilasyon sonrasında 5-10 dakika bazen yarım saat süren kızarıklık olabilir. Bu geçicidir. Soğutma sistemi olmayan lazer epilasyon cihazlarında ışığın cildin üst tabakasındaki melanin pigmentlerinden de emilmesinden dolayı ciltte yanık ve sonrasında leke iz kalma riski her zaman mevcuttur. Soğutma sistemli lazerde cildin ısınmasına fırsat verilmediğinden yanık riski azalır, çok nadiren hafif bir iz kalsa dahi zamanla tamamen geçer.Epiderm'de kullanılan alexandrite lazerin önemli bir üstünlüğü de kalıcı iz bırakmayan lazer tipi olmasıdır.

Her cilt renginde lazer epilasyon uygulanır mı?

Her cilt renginde lazer epilasyon uygulanır mı?


Lazer epilasyon uygulaması için en ideal aday açık cilt rengi üzerinde tüyleri koyu renk olanlardır. Son teknoloji ürünü Alexandrite tipi lazer epilasyon cihazları ile koyu cilt rengine sahip olanlar da dahil olmak üzere her cilt rengine uygulama yapılmaktadır. Bronzlaşmamak şartı ile her tüm mevsimlerde lazer epilasyon yapılabilir.

Lazer ışını nasıl epilasyon yapar?

Lazer ışını nasıl epilasyon yapar?


Lazerin epilasyon yapma mekanizması: Milisaniyelik atışlarla cilde uygulanan lazer ışını, kıldaki melanin pigmenti tarafından emilir, çevre dokuya zarar vermeden cildi geçerek seçici olarak kıl kökünde yoğunlaşır, burada ısı oluşturur ve kıl kökünü tahrip eder. Birbirini izleyen birkaç seans sonunda uygulama yapılan bölge tüylerden arınır. İlk seanstan itibaren kıl sorunu yaşamazsınız.

Hangi bölgelere lazer epilasyon yapılabilir ?

Hangi bölgelere lazer epilasyon yapılabilir ?


Hemen hemen vücudun bütün bölgelerine lazer epilasyon uygulaması yapılabilir. Erkeklerde ve kadınlarda tüylenme dağılımı ve miktarı farklıdır. Esas olarak kadınların problemi olan aşırı kıllanma erkeklerin de kaş arası, elmacık kemiği üstü, sırt, boyun, göğüs ve ense gibi bölgelerde rahatsız edici olabilir. Her atışta 25-30 kıl kökü tahrip edilir ve bu sayede de lazer epilasyon uygulama süresi çok kısalır.

Lazer epilasyon nedir ve kıllara nasıl etki eder

Lazer epilasyon nedir ve kıllara nasıl etki eder



Lazer epilasyon ile kıl kökü yok edilirken amaç seçici ısıtma yaparak yani kıl köklerindeki hücrelerin yakılarak hasara uğratılmasıdır. Kıl kökü tarafından emilen bu enerji, ısıya dönüşerek kıl kökünü tekrar büyüyemeyecek şekilde tahrip eder. Milisaniyeler süresinde cilde uygulanan lazer ışığı, cilde zarar vermeden geçerek kıl kökündeki pigmentlere nüfuz eder. Tüm lazer epilasyon türleri kıl gelişiminin geciktirip kılların daha zayıf ve azalarak çıkmasını sağlarlar. Kalıcı lazer epilasyon için kıl kökünün papilla denilen kısmının yok edilmesi amaçlanır. Tedavi esnasında tüylerin büyüme aşamaları olan anajen, katojen veya telojen fazda olması tedavi açısından önemlidir. Uygulama anında kılların farklı evrelerde olması, lazer epilasyonda sonucun ortalama 4-6 seans sonrası alınmasına neden olur. Lazer ışının uygulama süresi ve dozu kişinin cilt rengi ve yapısına göre değişiklik gösterir.

Epilasyonda (lazer Epilasyonda) ne tip lazerler kullanılır?

Epilasyonda (lazer Epilasyonda) ne tip lazerler kullanılır?



Epilasyon amaçlı kullanılan lazerler alexandrite, ruby, diod, nd:yag olarak sayılabilir. Bu lazerlerin isimleri yaydıkları enerjinin dalga boylarına göredir. Lazer epilasyon sırasında lazer enerjisi kıl köküne ulaşana kadar cildi geçer. Lazer, kıl kökünde yüksek ısı etkisi yaparak kökün yok olmasını sağlar. Koyu renkli ve kalın tüyler ısıyı daha iyi tuttukları için lazer epilasyon ile tedavileri daha başarılıdır. Tüy rengi cilt renginden koyu olanlar en kısa sürede en az yan etki ile sonuca ulaşabilirler.

Kıl artışınızın hormonal bir soruna bağlı olduğu düşünülürse neler yapılacaktır?

Kıl artışınızın hormonal bir soruna bağlı olduğu düşünülürse neler yapılacaktır?


Nadiren de olsa (% 2- 3) bazı kişilerde kıl sorunu hormonsal nedenlere bağlı olabilmektedir. Bu durumda kalıcı netice alınabilmesi için lazer epilasyon mutlaka tıbbi tedavi ile eş zamanlı olarak yapılmalıdır.
Lazer Epilasyon Tedavisi sonrasında iz kalır mı?
Lazer epilasyon uygulaması sonucu ciltte kızarıklık görülmesi beklenen bir durumdur. Normalde uygulamayı takip eden bir kaç saat içerisinde tamamen sona ermesi gerekmektedir. Ancak aşırı hassas ciltlerde veya aşırı doz verilen ciltlerde Lazer Epilasyon sonrası hafif kızarıklık benzeri bir tablo görülebilir. Bu durum 1-2 günlük tedavi ile iz kalmadan düzelir. Ayrıca Lazer epilasyon sonrası kişinin güneşlenmesi veya solaryuma girmesi, kalıtımsal pigmentasyon problemi bulunması gibi özel durumlarda ciltte açık veya koyu renklenmeler görülebilir. Genel olarak bu vakalar geçicidir ve zaman içerisinde geride hiçbir iz bırakmadan kaybolur.

Lazer epilasyon kimlere uygulanabilir?

Lazer epilasyon kimlere uygulanabilir?

Mükemmel sonuçlar beyaz tenli ve koyu renkte kıla sahip kişilerde alınmaktadır. Ancak cildin ve kılın rengine bağlı olarak gerekli doz ve süre ayarlamaları yapılarak aynı sonuçlar elde edilmektedir. Yine de renksiz kıla ve siyah tenli kişilere lazer epilasyon uygulanmamaktadır. Lazer epilasyon 12 yaşından itibaren koyu renkte kıla sahip herkese uygulanabilir.

Lazer epilasyon hangi bölgelere uygulanabilir? Seans aralıkları ne kadardır?
Kaş ve göz arası haricinde gözleri özel koruma gözlükleri ile koruma şartı ile tüm vücut bölgelerindeki tüylere uygulanabilir. Seans araları yüz bölgesinde 4-6 hafta, vücudun diğer bölgeleri için 8-10 hafta arasında değişir.

Lazer güvenlimidir?

Lazer güvenlimidir?



Tıbbın önemli teknolojik buluşlarından olan lazer son 30-40 yıldır gelişerek bir çok alanda (göz ameliyatlarından diş dolgusuna kadar) güvenle kullanılmaktadır. Bu kullanım alanlarından bir yenisi de lazer epilasyondur. Doğru vakada doğru doz seçilerek güvenli kullanım sağlanır. Lazerin epilasyon amaçlı kullanımında kanserojen etki yoktur, kimyasal bir madde veya radyasyon etkisi olmaz.

Lazer Epilasyon kontrol seansı nedir?


Lazer Epilasyon kontrol seansı nedir?

Büyük bölgeler (kol-bacak-sırt-göğüs-genital) için her seanstan sonra uygulama sırasında atlanmış olabilecek tek tük kıllar için seanstan 15-20 günlük süre sonra ücretsiz bir kontrol seansı uyguluyoruz. Bu uygulama bir rötuş mahiyetinde olup randevu alınarak gelinebilir. Gerek görülmediği taktirde kontrole gelinmemesi tedaviyi olumsuz etkilemez. Kontrol seansı belirli bir süreden sonra tedavinin seyrini bozmamak için uygulanamaz. Zamanı geçtikten sonra yapılan kontrol seansı kılın oluşum evresini etkileyeceğinden bir sonraki seanstan netice alınmasını engeller ve tedavi sürecini bozar.

Bronzlaşmış, güneşten yanmış cilde lazer epilasyon yapılırmı?

Bronzlaşmış, güneşten yanmış cilde lazer epilasyon yapılırmı?




Evet, NdYag tipi lazer ile bronzlaşmış, koyu renk ciltte yazın dahi lazer epilasyon uygulaması mümkündür. Fakat bazı merkezler 3 ayrı neden ile bu uygulamayı yapmayı uygun görmemektedir:
1- NdYag lazer fiziksel özellikleri nedeni ile kıl kökü derinliğine tam inemediğinden kalıcı etkisi düşük olmakta, bu da hasta memnuniyetsizliğine yol açmaktadır.
2- NdYag lazer'de Alexandrite lazerden farklı olarak ciddi ve kalıcı leke bırakan yanık oluşma riski mevcuttur.
3- NdYag lazer uygulamaları Alexandrite lazere göre çok daha acılı olmakta, uygulama yaptıran kişilerin bir çoğu gerekli doz verildiğinde tedaviyi terk etmektedir.
Lazer epilasyon asla acil bir tıbbi müdahale değildir, 2 ay kadar sonra cilt renginiz açıldıktan sonra bu uygulamayı yaptırmanız daha uygun olacaktır. Lazer ne demektir?

"Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation" ın baş harflerinden oluşan İngilizce LASER kelimesinin Türkçe kullanımı lazer'dir. Lazerler bir yönde ilerleyen ve enerji içeren yoğun bir ışık üretir. Lazer ışığı renkli olduğu gibi renksiz olup görülmeyebilir. Görünürlük dalga boyu ile ilgilidir. Dalga boyu ve gücü lazerlerin tıbbi kullanım alanlarını belirler. Günümüzde yaygın olarak farklı tipte ve dalga boyunda lazerler tıpta lazer epilasyon ve bir çok değişik amaçlarla kullanılmaktadır.

Dijital spektrofotometre cihazı nedir, lazer epilasyon uygulamasında ne işe yarar?

Dijital spektrofotometre cihazı nedir, lazer epilasyon uygulamasında ne işe yarar?



Lazer ışınının doğru dozda kıl köküne ulaşarak tekrar kıl üretemeyecek şekilde hasar vermesi lazer epilasyon uygulamasındaki amaçtır. Bunu yapacak yeterli lazer dozu verilirken fazlasının verilerek lazer epilasyon sırasında ciltte tahriş veya yanık yaratmaması amaçlanmaktadır. Bu hassas ayarı uzman kişilerin dahi göz ile yapmaları çok zordur. Ciltteki Melanin, kandaki Hemoglobin ve cildin ışığı yansıtma özelliklerinin bir arada dijital spektrofotometre ile değerlendirilmesi ile uygun doz seçilmekte, zaman içinde ciltteki değişiklikler izlenerek lazer epilasyonda sürekli doz ayarlaması yapılmaktadır.

Lazerin epilasyon yapma mekanizması

Milisaniyelik atışlarla cilde uygulanan lazer ışını, kıldaki melanin pigmenti tarafından emilir, çevre dokuya zarar vermeden cildi geçerek seçici olarak kıl kökünde yoğunlaşır, burada ısı oluşturur ve kıl kökünü tahrip eder. Birbirini izleyen birkaç seans sonunda uygulama yapılan bölge tüylerden arınır. İlk seanstan itibaren kıl sorunu yaşamazsınız.

Alexandrite Lazerin diğer epilasyon yöntemlerine göre üstünlüğü nedir?
Tüm dünyada yaygın kullanımı ile elde edilen deneyimler alexandrite lazerin diğer yöntemlerle kıyaslanamayacak kadar güçlü olduğunu kanıtlamıştır. Kalıcı olması, yok denecek kadar az acı oluşturması, kısa sürede büyük alanlarda uygulanabilmesi, özel bakım gerektirmemesi diğer üstün özellikleridir.
Lazer Epilasyon 'da kullanılan Alexandrite lazer ışını kıldaki koyu rengi sağlayan melanin pigmenti tarafindan emilerek kıl kökünü yok eder. Lazer epilasyon sistemimizdeki hava soğutma sistemi bu sırada cildi korur ve acı hissini ortadan kaldırır. Epiderm son teknoloji Amerikan FDA onaylı CYNOSURE Apogee 5500 Elite Lazer Epilasyon sistemi kullanmaktadır; insan sağlığına zararı olmayan güvenilir ve etkili lazer epilasyon sistemi (Alexandrite laser) olduğu FDA tarafından bilimsel olarak belgelenmiştir.

10 Adımda İyi Bir Manikür

10 Adımda İyi Bir Manikür

Eski ojeyi çıkartın. Bunun için bir pamuğa oje çıkartıcı döküp tırnağınızın üstünde 1 dakika bekletebilirsiniz. Ojeyi çıkartırken pamuğu tırnak üstünde ovuşturmak yerine, sert hareketlerle tırnak etlerine bulaştırmadan yapmaya dikkat edin.


Törpü ile tırnaklarınıza şekil verin. Gerekirse önce makasla kesin daha sonra törpü ile düzeltin. Kenardan ortaya ve ortadan kenara doğru yumuşak hareketlerle törpüleyin. Sert davranmayın.


Tırnak etlerinizi kremle yumuşatıp, ılık suda bekletiniz. Suya daha iyi temizlemesi için sabun, limon suyu yada zeytin yağı katabilirisiniz.


Tırnak eti eriticisi bir ürün kullanarak tırnak etlerinizi yok edin ve kalan kısmını yumuşakça geri itin. (Tırnak etlerinizi kesmeyin- bu enfensiyona neden olabilir)


Ellerinizi ılık suyla yıkayın.


Kalmış olabilicek yağlı kalıntılıarı da yok etmek için gerekirse tekrar oje çıkartıcısıyla tırnaklarınızı silin.


İnce bir kat oje sürüp kurumasını bekleyin. Ojeyi ortadan başlayarak sürün.


İkinci kat ojeyi de sürüp kurumasını bekleyin.


Daha sonra ojelerin çatlamasını önleyen koruyucu oje sürün.


Ojelerinizin daha dayanıklı olmasını ve parlaklığını korumasını istiyorsanız, kolonya, limon, parfüm gibi çözücü maddeler içeren şeylere temas etmekten kaçınınız.

TIRNAKLARINIZ ÖNEMLİDİR

TIRNAKLARINIZ ÖNEMLİDİR

Tırnaklarınız İçin..

Tırnakların renklendirilmesi ve bakımı tarihten beri bilinen bir olgudur. Hem kadınlar hem erkekler tırnaklarını renklendirmişler ve bakımlarını yapmışlardır.

Eski Mısır'da eller ve tırnaklar kına ile renklendirilmişti. Bazı kraliçeler ise kırmızı rengi tercih etmişlerdi. Kleopatra pası renklendirmede kullandı. Romalı askerler savaşa giderlerken saçlarını bukleler halinde büktürtmekte ve tırnaklarını renklendirmekte idiler. Tarihte ilk kez tırnakları renklendiren ve koruyan malzemeleri Çinliler bulmuşlardır. Altın, gümüş, siyah ve kırmızı o zamanlarda üretilen ve tercih edilen renklerdi.

Günümüzde gökkuşağındaki tüm renkler tırnaklara taşınabilse de, tırnak bakımı ve korunması daha önemli bir yer tutmaktadır. İyi ve kaliteli olarak seçilen cila çıkartıcılar tırnaklara ve cilde herhangi bir zarar vermeden etkilerini göstermektedirler. Uygun nemlendiriciler tırnak ana hücrelerini güçlendirmekte daha sağlıklı ve güçlü tırnaklar sağlamaktadır.

Tırnak sağlığınız için dikkat etmeniz gereken bazı noktaları aşağıda bulacaksınız


Tırnaklarınızı sudan uzuak tutunuz. Tırnaklar su emebilen yapılardır ve su emdiklerinde daha yumuşak ve zayıf bir yapıda olurlar. Ev işlerinde mutlaka eldiven kullanılmalıdır.

Ellerinizi ve tırnak köklerinizi mutlaka besleyici ve nemlendirici kremlerle günde bir kaç kez destekleyin. Özellikle ıslanma öncesi ve sonrası mutlaka kremleme yapın.

Tırnak cilalarınızı asla soymaya kalkmayınız. Tırnaklarınızdan da küçük dahi olsa bazı kısımlar bu cila parçaları ile kopacaktır. Cilaları soymak yerine ince bir kat daha sürmeyi ve cilaların kalkmasını engellemeniz daha doğru olur.

5 Günde %30 Daha uzun Tırnaklar

5 Günde %30 Daha uzun Tırnaklar

Tırnakları yeterince uzamayanlara veya sık sık kırılanlara hatta tırnaklarını yiyenlere
bir müjdemiz var.

Tırnak bakımında lider olan dünyaca ünlü marka, Sally Hansen’ın ürünü Nail Growth Miracle- Tırnak Uzatan Mucize ile tırnaklarınız 5 gün içerisinde %30 daha fazla uzuyor.

‘Uzun Tırnak’ istediğinizde imdadınıza yetişen sadece yetkili eczanelerden bulabileceğiniz bu ödüllü ürünü satın alıp her 2 günde 1 tırnaklarınıza uygulamanız yeterli olacaktır. Sadece tırnaklarınızı uzatmakla kalmayıp, aynı zamanda tırnaklarınızın bakımını da yapan bu ürünü deneyin farkı göreceksiniz.

Ayak Bakımı

Ayak Bakımı

ayak bakımı

Nasırdan Kurtulmanın yolu

Ayaklarınızı ayak tuzu ve sirke karışımından oluşan ılık suyun içerisinde 15-20dk. bekletin. Nemini havlu yardımıyla aldıktan sonra ponza yapıp derinizin inceldiğini hissedene kadar törpüleyin.Törpüleme bittikten sonra Nasır üzerini suyla durulayıp üzerine yoğun bir nemlendirici kullanın. Tercihiniz deriyi onarıcı ve yapılandrıcı bir ürün olmalıdır. Burada özellikle doğal antibiyotik görevi olan propolisli krem tercihiniz olabilir. Aynı zamanda nasırların üzerine konulan ceviz yağı zamanla bunların yok olmasını sağlar.

Mantarla Savaşın

Elma Suyu Sirkesi: 1 bardak elma suyu sirkesiyle, 1 bardak sıcak suyu karıştırın ve seramik veya cam kaseye dökün. İltihaplanmış bölgeyi 10 dakika içinde bekletin ve sıcak suyla yıkayıp, her gün tekrarlayın. İyileşmesini hızlandırmak içinse bölgeyi elma suyu sirkeli ve sıcak sulu pamukla bandajlayın. Tüm gece bekletin sabah çıkarın ve tekrar aynı işlemi uygulayın.Aloe vera jeli ve microsilver gümüşleri ile mantarlar iyileşir.

Ayaktaki Kuruluk ve Çatlak için: Her banyodan sonra ponzo taşıyla yumuşak hareketlerle ölü deriyi temizleyin. Çatlak bölgeleri, içeriğinde E vitamini ve jojoba yağı bulunan ayak kremleriyle gün boyu sık sık kremleyin. Çatlaklarınız kaybolana dek, sürekli çorap ve kapalı ayakkabı giyin.

Yorgun ayaklar için

Temel banyo karışımı, 2 damla portakal yağı, 3'er damla lavanta ve biberiye yağı, sıcak banyo suyu. Yada footcare menthol özlü ayak banyosuyla ayaklarınızı 15-20dk. ılık suda bekletin ve kurulayıp nemlendiriniz.

Şiş ayaklar için

Temel banyo karışımı, 3'er damla lavanta yağı ve ardıç yağı, 2 damla nane yağı ve sıcak banyo suyu. Yada footcare menthol özlü ayak banyosuyla ayaklarınızı 15-20dk. ılık suda bekletin ve kurulayıp nemlendiriniz.

Ağrıyan ayaklar için

Temel banyo karışımı, 3'er damla adaçayı yağı ve bergamut yağı, 2 damla ardıç yağı ve sıcak banyo suyu. Yada footcare menthol özlü ayak banyosuyla ayaklarınızı 15-20dk. ılık suda bekletin ve kurulayıp nemlendiriniz.

Masaj yağı, ağrıyan ve terleyen ayaklar için 1/4 bardak susam yağı veya ayçiçeği yağı, sıcak su banyosunda (benmarin) ısıtılır ve içine 5 damla oğulotu(melisa) yağı eklenir. Yağ karışımı masajla ayaklara yedirilir. Footcare ayak spreyini ayak terlemesini önler.

Batık Tırnak

Tedaviyi yapıcak kişinin steril ortamda tedaviyi yapması gerekir. İltihap yoksa ılık tuzlu suda ayaklar yıkanır ayaklar kurulandıktan sonra parmağa antiseptik sürüp microsilver ile nemlendirip parmağı bandaj ile sarın. Enfeksiyon varsa Uzman kişi, batan tırnağın o kısmını küçük bir prosedürle alabilir. Tedavi için Podiatristinize ve uzmanınıza başvurunuz.

Tırnaklarınız Sararıyorsa

1 adet limonu çok az suyla karıştırıp tırnaklarınızı birkaç dakika içinde bekletin. Kolay kırılmalarını önlemek için de, tırnak diplerine propolisle masaj yapın. Çünkü vazelin kolayca emilip cildi nemlendirir ve tırnakların güçlenmelerini sağlar.

LR Health&Beauty Systems TR

Anti Aging + lekelere karşı bakım kremi

Anti Aging + lekelere karşı bakım kremi



OLAY’den tek adımda çözüm : Anti Aging + lekelere karşı bakım kremi

En güzel çağınızdasınız, ama hala ergenlik sivilceleri ve siyah noktalar hayatınızın bir parçası olmaya devam mı ediyor? İlerleyen yıllara karşı cildinizi korumak, gerekli bakımı yapmak istiyorsunuz; ama aynı zamanda sivilce, siyah nokta gibi lekeleri de hayatınızdan çıkarmak istiyorsunuz.

Yapılan çalışmalar kadınların en güzel çağında dahi sivilce, siyah nokta problemleri ile karşı karşıya kaldığını göstermektedir. Oysa ki kadınlar bu dönemlerinde genç görünümlerini korumak için ürünler kullanmayı istiyorlar. Bir yandan da bu ürünlerin sivilceler üzerindeki etkisinden tedirginlik duyuyorlar. Dünya kadınlarının cilt bakım uzmanı OLAY’in yeni ürünü “Anti Aging + lekelere karşı bakım kremi” yaşlanmanın 7 işaretine karşı savaşırken, aynı zamanda sivilce ve siyah noktaların oluşmasına engellemeye de yardımcı oluyor.

Yepyeni ve taze kokusuyla OLAY Anti Aging + lekelere karşı bakım kremi, 7 vitamin ve mineralin yani sıra söğüt kabuğu, keklik üzümü gibi bitkilerde bulunan salisilik asit de içermektedir. Sivilce, kızarıklık, siyah nokta gibi lekelerin giderilmesine yardımcı olurken, bir yandan da yaşlanmanın 7 işaretiyle savaşan OLAY Anti Aging lekelere karşı bakım kremi; çizgi, kırışıklık ve gözeneklerin görünümünü azaltır, cilt dokusunu pürüzsüzleştirir. Cildi nemlendirip rengini dengeler ve matlığını gidererek sağlıklı bir ışıltı verir.

Hızla emilen ve cildi yağlandırmayan Anti Aging lekelere karşı bakım kremi normal, kuru, yağlı ve karma cilt tipleri için uygundur. OLAY’in cilt bakımında bir devrim yaratan anti-aging serisi Total Effects’in Anti Aging lekelere karşı bakım kremi dermatolojik olarak test edilmiştir.

Yeni Olay Skın Adapt Serisi İle Karma Ciltlere Akıllı Çözüm

Yeni Olay Skın Adapt Serisi İle Karma Ciltlere Akıllı Çözüm

OLAY SKIN ADAPT

Yüzünüzün farklı bölgelerinin farklı ihtiyaçları için tek çözüm…

Karma ciltlerde kuru ve yağlı bölgelerin farklı ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçları dikkate alan OLAY, yeni serisini kadınların beğenisine sundu… OLAY Skin Adapt, karma ciltler için akıllı çözüm… Yağlı bölgelerdeki fazla yağı temizler, kuru bölgeleri nemlendirir ve böylece yumuşak bir cilde kavuşturur.

Farklı cilt tipleri, yağ salgılamalarının değişkenliği, doğal hücre yenilenmesinin oranları, yağlı ve kuru lekeler ve T bölgesi gibi etkenlerden dolayı kadınların cildi oldukça değişkenlik gösteriyor. T bölgesindeki yağ hücrelerinin fazlalığı bu bölgede temizlik ihtiyacını arttırırken, yanaklar nemlendirilmeye daha fazla ihtiyaç duyar. Cilt yapısından kaynaklanan bölgesel farklılıklara ek olarak, gün içinde karşılaştığımız farklılıklar, iklim değişiklikleri, hava kirliliği gibi çevresel faktörler ve stres gibi duygusal faktörler de cildin değişkenlik göstermesinde etmendir.

Farklı ihtiyaçların giderilmesi için farklı ürünleri bir arada kullanan kadınlara OLAY’in yeni çözüm önerisi; yüz temizleme jeli, süt ve tonikten oluşan yepyeni seri OLAY Skin Adapt, kadınların ciltlerinin farklı ihtiyaçlarını karşılayarak karma ciltler için akıllı çözümler sunuyor.

OLAY Skin Adapt, cildin farklı ihtiyaçları için tek çözüm!

Kadınların cilt ihtiyaçlarını anlayarak onlara çözüm önerileri sunan dünya kadınlarının cilt bakım uzmanı OLAY, temizleme konusunda cildin nelere ihtiyacı olduğunu gördükten sonra; cildin ihtiyaçlarına yanıt veren özel formülü ile Skin Adapt serisini kadınlarla buluşturdu.

Yüz temizleme jeli, tonik ve sütten oluşan OLAY Skin Adapt serisi, yağlı bölgelere narin bir temizleme uygularken, kuru bölgelere ihtiyacı olan nemlendirmeyi sağlayarak karma ciltleri dengesine geri kavuşturuyor.

El, Ayak, Tırnak Bakımı

El, Ayak, Tırnak Bakımı


Kışın soğukla, yazın da sıcakla her an temas halinde olan eller ve tırnaklar, yaşınızı, yüzünüzden daha çabuk ele veriyor. Bunun yanı sıra, sürekli yapılan diyet kürleri de vücuttaki albümin ve mineralleri yok ederek, tırnaklarınızın kolayca kırılmasına ve yumuşamasına sebep oluyor. Ellerin ve tırnakların ültraviyole ışınlarına ve serbest radikallere karşı dayanıklı olmaları için bakımlarına özen gösterilmesi gerekiyor. Yazın sık sık giyilen sandaletlerin içinde bakımlı ve sağlıklı ayaklara sahip olmak için, pediküre de ayrı bir önem verilmeli. Normal şartlarda dört hafta boyunca yeterli olan pedikür, yazın en fazla üç haftada bir yapılmalı.

Uzmanlar, manikür yapmanın en iyi zamanının, alınacak uzun ve ılık bir duş sonrası olduğunu bildiriyor. Tırnak etlerinin yumuşaması ve manikürden iyi bir sonuç alabilmek için, ellerin sabunlu suda bir müddet bekletilmesi gerektiğini belirten uzmanların diğer önerileri ise şöyle:

"Ojenizi temizledikten sonra yumuşaklık ve parlaklık kazanmaları için, tırnaklarınızı limonla ovun. Tırnak etlerinizi kesmek yerine, tırnak çubuğu ile dibe doğru itin ve temizleyin. Yumuşak ve sterilize edilmiş bir törpü ile tırnaklarınızı düzeltin. Ellerinize nemlendirici sürmeyi unutmayın. Ellerinizi son kez ılık suda duruladıktan sonra tekrar nemlendirici sürün. Tırnaklarınıza önce sertleştirici sürün. Böylece tırnaklarınız hem güçlenecek hem de kalıcı parlaklık kazanmış olacak. Ojenizi sürdükten sonra, çabuk kurumasını istiyorsanız, ellerinizi buzlu suda bir müddet bekletin. Tırnaklarınızı ve ojenizin rengini korumak için, bir kat da tırnak koruyucusu sürebilirsiniz."

Şımarık ayaklar

Uzmanlar, yazın sık sık giyilen sandaletlerin içinde bakımlı ve sağlıklı ayaklara sahip olmak için, pediküre ayrı bir önem verilmesi gerektiğini de kaydediyor. Normal şartlarda dört hafta boyunca yeterli olan pedikürün, yazın en fazla üç haftada bir yapılmasını öneren uzmanlar, ojeleri iyice temizledikten sonra ayakların sabunlu ve limonlu suyun içinde yaklaşık 10 dakika kadar bekletilmesi gerektiğini vurguluyor.

Uzmanlar, deniz, kumsal gibi faktörlerden ayakların mikrop kapıp enfeksiyonlara maruz kalmaması için, tırnakların etlerin dibinden kesilmemesi gerektiğini hatırlatarak şu önerilerde bulunuyor:

"Tırnaklarınızı yuvarlak değil, düz kesmeye dikkat edin. Çabuk uzamaması için etlerinizi kesinlikle kesmeyin. Ayaklarınıza ponza taşı ile masaj yapın. Ağrıyan ve şişen ayak bileklerinizi, ılık suda dinlendirin. Kan dolaşımını düzene sokmak için ise ayak masajınızı ayaklardan dizlerinize doğru yapın. Ayaklarınızı suda bir müddet bekletin ve havluyla nemini alın. Daha sonra da dilediğiniz renkte bir oje sürün. Pedikürünüz bittikten sonra, ayaklarınıza bakım kremi sürün ve sprey sıkın."

Uzmanlar, çok yürüyen kişilerin ayaklarını mutlaka dinlendirmesi gerektiğini de ifade ederek, bunun için yapılacak işlemin çok basit olduğunu anlatıyor:

"Orta boy bir leğenin içine sıcak su doldurun, içine antiseptik veya deniz tuzu katarak erimesini bekleyin. Ayaklarınızı 15 dakika boyunca bu suyun içinde dinlendirin. Daha sonra ayaklarınızı sudan çıkarın, iyice kurulayın ve yorgunluk alıcı bir jel veya krem ile bir süre masaj yapın."