Cilt Bakımı,Cilt maskesi,Sivilceler için maske,Siyah noktalar,Saç Bakımı,Normal Cilt Bakımı,Saç Sağlığı,aç Bakımı Saç Maskeleri saç dökülmesi saç bakım ürünleri evde saç bakımı saç maskeleri doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı erkek cilt bakım saç bakımı cilt maskeleri cilt lekeleri siyah noktalar sivilceler Bitkisel Cilt Bakımı Cilt Bakımı ve Güzellik Kuru Cilt Bakımı doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı epilasyon laser epilasyon

Blog Arşivi




Yüz güldüren yöntemler

Günümüzde yüze genç ve dinamik bir görünüm kazandırmak için pek çok yöntem uygulanıyor. Bunlar birleştirildiğinde daha kalıcı, az riskli ve az komplikasyonlu sonuçlara ulaşılabiliyor.

Yüz germe ameliyatı denilince hemen aklımıza tüm yüz derisinin, deri altı yapılarından ayrılıp bütün kırışıklıkları giderecek şekilde gerilmesi gelebilir. Ama yüzdeki kırışıklıkların hepsini sadece deriyi gererek ortadan kaldırmaya çalışmak mimiksiz bir ifade ortaya çıkarır, bu da yüze bir maske görünümü verebilir. Oysa alın, göz ve dudak etrafındakı kırışıklıklar ilave metotlarla ayrıca tedavi edilebilir.

Yüz germe ameliyatında derinlik olarak üç tabakada işlem yapılabilir: En üstteki tabaka deridir ve sadece bunun tek başına fazla gerilmesi ile "rüzgara karşı yürüyen bir insanın yüz görünümü" ortaya çıkabilir.



Önemli olan ikinci tabaka, yani yüze uyum ve istikrar sağlayan, SMAS denilen tabakadır. Bu tabakayla birlikte boyun ve alın adalelerinin ayrı olarak gerilmesi, daha doğrusu sarkmış durumdaki yerlerinden eski pozisyonlarına getirilmesi, yüze eski doğallığını ve dinamizmini kazandırır.

Üçüncü tabaka ise periost denilen, kemik üzerindeki tabakadır. Bu tabakanın lifting'i genellikle endoskopi tekniği ile yapılır. Bazı otoriteler bu metodu uygulayarak yüzü gençleştirmenin yanında yüzde aşikar ifade değişikliklerinin meydana gelmesine sebep olmuşlardır. Bu değişiklik ihtimali ameliyattan önce hastayla mutlaka konuşulmalıdır.

Yüz gerdirmede neler uygulanıyor?

Face styling: Face lifting ile bütün yüz kırışıklıklarını gidermek mümkün değildir, dolayısıyla başka ilave yöntemlerle kombine etmek gerekir. Ekzodermpeeling, laserpeeling, dermabrazyon, yağ veya diğer dolgu maddeleri ile doldurma işlemleri gibi. Dünyada bazı plastik cerrahlar son zamanlarda popüler olan bu kombinasyon yöntemini "Face styling" olarak adlandırıyor.

Midface-lifting: Klasik face lifting'de genellikle yüzün sarkmış olan orta bölümünü etkin bir şekilde germek mümkün değildir. Yüzün orta kısmının sarktığı durumlarda "midface-lifting" denilen orta yüz germe yöntemiyle bu kısımlar, alt göz kapağının kenarından yapılan kesiyle tamamen kemik üzerinden sıyrılıp yukarı asılır. Deri ve onun altındaki SMAS tabakasının çekilmesiyle yüzün sadece üçte ikilik alt kısmı gerilir. Alın ve göz bölgeleri için ayrı bir işlem yapmak gerekir.

Alın germe: Kaşların devamlı kaldırılması ile alında ortaya çıkan yatay çizgilenmeler, yüzün kırışık olmayan diğer kısımlarıyla tezat yaratabilir. Ayrıca devamlı kaş çatmadan veya güneşten gözü koruma refleksinden dolayı kaşlar arasında ortaya çıkan dikey derin çizgiler de yüze sert bir ifade verebilir. Günümüzde botoks enjeksiyonları ile bu kırışıklıklar sadece geçici olarak ortadan kaldırılabilmektedir. Devamlılık ise sadece alın germe ameliyatı ile sağlanabilir. Klasik olarak alın saç sınırından 3-4 cm. kadar içeriden, bir şakaktan öbür şakağa kadar uzanan bir kesiyle alın derisi alın adalesiyle birlikte alın kemiğinden sıyrılır, fazla aktif olan alın ve kaş çatma adaleleri kısmi olarak zayıflatılır veya kesilerek pasif hale getirilir. Aşağıya sarkmış kaşlar eski pozisyonlarına getirilir ve saçlı deriden 1-2 santimlik bir şerit çıkarılarak alın gerilir.

Endoskopik alın germe ve kaş kaldırma: Bilhassa gençlerde, alınları fazla gevşememiş, çok fazla deri çıkarılması gerekmeyen hastalarda 3-5 mini kesi ile bütün alın derisini mobilize etmek ve endoskopik kamera yardımıyla görerek kaş arası adalelerini zayıflatmak ve kaşları normal pozisyonlarına getirmek mümkündür. Endoskopik alın germenin kalıcılık süresi klasik alın germe ameliyatının kalıcılığı kadar uzun değildir.

Kaş kaldırma: Alın germe gibi büyük ameliyat işlemi arzu etmeyen hastalarda ve bilhassa erkeklerde, kaşın üst sinirinden yapılan kesiyle elips şeklinde deri çıkartılması ve bu şekilde kaşların normal pozisyonlarına getirilmesidir. Ayrıca kaş ve şakak arasında deri altından tünel açılarak mini kesilerle kaşı asmak da çok sıklıkla uygulanan bir tekniktir.

Şakak liftingi: Genellikle tek bir ameliyat olarak genç hastalarda uygulanan bir metottur. Çökmeye başlamış yanak bölgesinin yukarıya kaldırılması ve göz etrafındaki kırışıklıkların hafifletilmesi sağlanır.

Mini-lifting: 40 yaş civarındaki, boyun sarkıklığından ziyade yanağın sarktığı durumlarda uygulanan, fazla kesi gerektirmeyen, genellikle sadece derinin gerdirildiği bir yöntemdir. Birçok cerrah tarafından da "Model-lifting" diye adlandırılır. Kalıcılığı çok uzun süreli değildir.

Midi-lifting: Mini-lifting'e ilave olarak derin tabakaların da gerildiği bir metottur. İşkadınlarının ve erkeklerin çok rağbet ettiği bir yöntem olmaya başlamıştır. İyileşme sürecinin kısalığı ve kalıcılığının mini-lifting'e nazaran daha uzun olması avantajlarıdır. Boyun gerilmesinin gerekmediği durumlarda kısa kesilerle uygulanması mümkündür.

Kaynak : Milliyet / DR. SERDAR EREN

Yüzü ne zaman gerdirmeli?

Eğer yüzünüzde sarkma yoksa cerrahın kapısını çalmayın. Yüzde sarkmayı önleyici ameliyat yoktur, sarkmayı tedavi edecek ameliyat vardır.

Günün birinde aynaya baktığımızda ve yüzümüzün yerçekimine yenildiğini fark ettiğimizde kendiliğinden başımızı dik tutarak yüzümüzü gergin görmeye çalışırız. İşte bu an face lifting ile tanışma zamanının geldiğinin sinyalleridir.

Sarkmamış bir yüzde kuvvetli mimik adalelerinin ortaya çıkardığı kırışıklıkları yüz germe ameliyatı ile yok etmek mümkün değildir. Bu yalnızca adalelerin fonksiyonunun giderilmesi ile mümkün olur -ki bu da hareketsiz, ifadesiz bir yüz görünümü yaratabilir.



Yılların ve yaşam şartlarının geride bıraktığı izleri yok etmek hastalarımın birincil isteklerindendir. Yüz bundan dolayı "ruhun vitrini" olarak tanımlanır. Kişi yüz adalelerinin yansıttığı ifade tarzıyla iç dünyasını dışa vurur. Yüzde çirkin bir görünüm yaratmak için 60 adalenin kasılması gerekirken bir gülüş için 10 adalenin fonksiyonu yeterlidir.

Yüz uyum içinde yaşlanıp sarkar. Dolayısıyla gerilmesi de uyum içinde olmalıdır Yüzde gerilmesi gereken aşağı doğru sarkmış üç bölüm vardır: Alın, yanaklar ve boyun. Yüzün yaşlanması ve sarkması bir uyum içindedir. Dolayısıyla gerilmesi de uyum içinde olmalıdır. Hastalarım genellikle yüzün bir bölümünün sarkmasından şikayet eder ve bu durumun düzeltilmesini isterler. Çünkü kendileri aynanın karşısında defalarca iki parmakları ile o sarkmış bölgeyi gerdirmişlerdir. En güzel örnek de boyun derisini baş ve işaret parmağı arasında tutup kulak arkasına çekmeleridir. Çünkü en çok göze çarpan sarkıklık oradadır. Ancak yüzün diğer bölgelerini eski durumunda bırakıp sadece boynu germek uyumu bozduğundan aslında tüm yüze ameliyat edilmiş bir yüz görünümü verir.

Oysa yüz germe ameliyatından sonra yüzün gençleşmiş ifadesi doğal olmalı ve yüz yapısı uyumunu korumalıdır. Ameliyatın sonucu kişinin görünümünü yıllarca geriye bile götürse, bu genç görünüm hastanın yakınlarınca bilinen, hafızalardaki tanıdık yüz ifadesinden uzaklaşıp yabancı bir yüz gibi algılanmamalıdır. Bence bir plastik cerrahın en hoşuna gidebilecek söz, hastasına başkalarının "Ameliyatın çok güzel yapılmış" yerine "Çok güzel, genç ve dinlenmiş görünüyorsun" demesidir. Bu da ancak yüzün iyi bir analizden sonra uyumu koruyucu bir strateji ile ameliyat edilmesiyle mümkündür. Bu kazanılmış güzel görünüm kişinin sosyal ve duygusal yaşamını mutlaka pozitif bir şekilde etkileyecektir. Kişinin kendine güveni artacak, kendini daha iyi hissedecektir. Ama bu etkiyi fazla abartıp da, Dr. Ulrich Hinderer'in söylediği gibi, bu tür estetik ameliyatları her zaman "bıçak ile psikoterapi" diye tanımlamak doğru değildir.

Face lifting'in yaşı yoktur, dokuda sarkmanın olup olmadığı önemlidir

Face lifting kötü anıların ve duyguların bıraktığı izleri silebilir ama yaşanmakta olan ruhsal çöküntüyü asla... Hastalarımın ruh dünyalarında fırtınaların estiği ve benim fark etmediğim anlarda yaptığım yüz estetiği operasyonları hem hastanın hem de benim başımı ağrıtmıştır. Yüz germe ameliyatı isteyen hastalarıma şunları söylüyorum: "Eğer kendinizi genç, canlı ve dinamik hissederken aynaya baktığınızda yorgun ve yaşlı bir yüz görüyorsanız, bu farklılığı ameliyatla gidermek istemeniz normaldir."

Yüz germe ameliyatı denilince hemen aklınıza tüm yüz derisinin, deri altı yapılarından ayrılıp bütün kırışıklıkların giderilerek gerilmesi gelebilir. Bütün kırışıklıklar giderilirse mimiksiz bir yüz ortaya çıkar ki bu, yüze bir maske görünümü verir. Oysa alın ortasındaki, göz ve dudak etrafındaki kırışıklıklar ilave yöntemlerle ayrıca tedavi edilebilir.

Hastaların konsültasyonlarda hep sorduğu bir soru vardır: "Bu yüz germenin etkisi ne kadar sürer?" Benim verdiğim yanıt ise "ömür boyu"dur. Sık sorulan ikinci soru ise şu: "Bu ameliyatı şimdi mi yaptırayım, yoksa daha bekleyeyim mi?" Ben bu soruyu karşı bir soru ile cevaplandırmak isterim: "Sizi mutlu edebilecek, beğendiğiniz, hoşunuza gidebilecek bir şeye sahip olma imkanınız olduğunda, bu mutluluğu hemen yaşamak mı yoksa 4-5 yıl ertelemek mi istersiniz?" Kısacası face liftingin yaşı yoktur, dokuda sarkmanın olup olmadığı önemlidir. Yüzünüzde hiç sarkma yoksa plastik cerrahın kapısını çalmanıza da gerek yoktur çünkü yüzde sarkmayı önleyici ameliyat yoktur, yüzde sarkmayı tedavi edecek ameliyat vardır. Bunun yaşı ise sarkmanın belirginleşmesi ile başlar. Yapılacak ameliyatın metodu ve kapsamı da bu sarkmanın derecesi ile alakalıdır. Kaynak : Milliyet / DR. SERDAR EREN

Burun güzelliği ve felsefesi

Burun pek çok işlevi ve anlamı olan bir organdır. Bu yüzden, burnundan rahatsızlığı olan hastaların ameliyat olmadan önce dikkatli bir biçimde incelenmesi gerekir.

Türkiye'de yapılan estetik operasyonlarda burun estetiği ameliyatları ön sıralarda yer alıyor. Bu ameliyatların nasıl yapıldığını muhtemelen pek çoğunuz biliyorsunuzdur veya burun ameliyatı geçirmiş kişilerdeki değişimi ve neticelerinin nasıl olduğunu mutlaka görmüşsünüzdür. Ben bu yazımda burun hakkında bilinmeyen veya algılanamayan diğer önemli hususlara değinmek istiyorum.

Burun insan vücudunun en enteresan organlarından biridir. Çünkü sırtı önde, tepesi aşağıda, kökü yukarıda ve kanatları aşağıdadır. Aldığımız havanın ısınmasını sağlayan, onu tozlardan arındıran ilk duraktır. Kadınlar östrojen hormonlarından dolayı erkeklerden daha iyi koku alırlar. Kadınların ovülasyon (yumurta oluşumu) zamanında, yani östrojen düzeylerinin en yüksek olduğu zamanda koku alma hassasiyeti çok daha artar. İnsanların 4 bin kokuyu ayırt etme kabiliyetleri vardır.



Burnun aynı zamanda ruh dünyasının bir amblemi olduğunu tarihçi filozof Johann Gottfried Seume yazmıştır. Dahlke ise psikosomatikle ilgili el kitabında burnun simgelediklerini şöyle tarif ediyor: "Hükmetmek, gurur, güç, seksüalite."

Bornemann adlı sosyolog 1991'de, bir kitabında burnun erkekte "iktidar" işareti olarak anlaşıldığını, bundan dolayı toplumda burun büyüklüğünün veya küçüklüğünün penis ile orantılı görüldüğünü, burada kastedilenin aslında cinsel arzu ve güçle ilişkisi olduğunu yazdı.

Johan Caspar Laveter adlı sosyolog ve psikolog burnun sadece nefes almak, koku almak gibi işlevleri gören bir organ olmadığını, onun ayrıca cinsel gücü yansıttığını ve bir sembol olduğunu belirtti.

Geçmişe bakıp burnun seksüalite ile ilişkisini göz önüne alacak olursak, onun üzücü kaderine de şahit oluruz. Yüzyıllar önce I. Friedrich tecavüz edenlerin, evlilik dışı ilişki kuranların burnunu kestirmişti.

Hiçbir organ günlük konuşma diline burun kadar girmemiştir

Eğer anlamlı bakılacak olunursa sifilis hastalığının bulaşma şekli (cinsel ilişki) ile bu hastalığa yakalananlardaki burun dokusu lezyonu ve kaybı arasındaki psikodinamiği göz ardı etmek mümkün değildir.

Edmond Rostand komedisinde Cyrano de Bergerac'ı çirkin ve koca burunlu ama iyi yürekli bir figür olarak göstermiştir. Collodi'nin yalan söyledikçe burnu büyüyen Pinokyo masalını ise hepimiz biliriz.

Çirkin görünümlü bir burun edebiyatta ve resim sanatında sıklıkla kullanılan bir motiftir. Hiçbir organ burun kadar günlük konuşmada mecazi olarak kullanılmamıştır: Burnu bir karış havada, burnu büyüdü, burnundan hiç kıl aldırmıyor, hık demiş burnundan düşmüş, burnunu her yere sokuyor, burnunun ucunu görememek...

"Korku ve öfke duygusunun yansıması cinsel organlaradır ve bu organlardaki problem olarak algılanır. Bu yansıma eğer cinsel organlara olmazsa, bu takdirde onun sembolik karakterlerine yönelir, tıpkı burun gibi." Bunu Roth 1959 yılında "The Face-Genital Equvation" adlı kitabında yazmıştır.

Burnun genel anlamından da anlaşıldığı gibi kimi zaman ruhsal şikayetleri olan hastalarda psikolojik bozuklukların yansıması burunda gerçekleşir ve hasta burnunda sorun olduğunu düşünür. Psikozları tedavi edilmemiş veya tanınamamış bir hastaya yapılan burun ameliyatının hasta ve cerrah açısından çok sıkıntı verici problemlere yol açabileceği aşikardır.

Bütün bunları dikkatle göz önüne aldığımızda burnun bir sürü fonksiyonunun ve anlamının olduğunu görüyoruz. Böyle önemli bir organından rahatsızlığı olan hastaları, ameliyat etmeden önce çok daha dikkatle incelememiz gerekiyor.

Başarılı bir burun estetiği ameliyatı sonrasında hasta özgüven kazanır

Burun estetik görünüm bakımından çok dikkat çeken bir organdır. Travmatik veya doğumsal burun şekilsizlikleri hep dikkat çeker ve çoğu zaman kişi çevreden kırıcı, gücendirici veya alaycı davranışlarla karşılaşır. Bundan dolayı da bu psikolojik baskıya sadece çok dengeli karakter ve ruh hali olan kimseler katlanabilir. Bilhassa 25 yaşına kadar olan, sosyal yaşamı henüz tam oturmamış kişilerde burnun şeklini ve formunu değiştirme arzusu sosyal kabullenme açısından çok daha yüksektir. Bu yaş sınırı atlatıldıktan sonra mesleki ve ailevi yaşamın getirdiği güven ve denge kişiyi burun probleminden uzaklaştırır. Bu psikolojik baskı bu aşamadan sonra da hâlâ devam ediyorsa kişi o zaman plastik cerrahi yoluyla çözüm aramayı denemelidir.

Eğer bir burnun düzeltilmesi için ameliyat kararı doğru verildiyse ve ameliyat teknik açıdan kurallara uygun olarak yapıldıysa neticenin getireceği pozitif psikolojik etki bütün estetik ameliyatlar içinde en etkin olanıdır. Başarılı bir burun ameliyatından sonra hastanın kendine güveni gelir ve bunun böyle olmasına da şaşırmamak gerekir. Çünkü burun tam yüzün ortasındadır, görmemek imkansızdır.

Kaynak : Milliyet / DR. SERDAR EREN

Kaşlarınız ve yaşınız

40 yaşını geride bırakanlar için en büyük problem, yüzün sıkılığını ve diriliğini kaybetmesiyle kaşların yavaş yavaş göz kapaklarının üzerine yığılmaya başlaması.

Bu yaşlardaki kişilerin yapması gereken ilk iş öncelikle kaşlarını çok inceltmekten kaçınmaları, burun köküne yakın kısmı mümkün olduğunca doğal bırakmaları ve şekil vermek için sadece kaşların uç kısımlarıyla oynamaları. Böylece gözlerinin daha çekik görünmesini sağlayabilirelr. Nasıl mı?

Kaşların uca doğru olan bir-iki santimlik kısmını tamamen alabilirler. Ardından da bir kaş kalemiyle, doğal kaş çizgisinin hemen üzerine (çok fazla yukarıda olursa yapay bir görünüm olabilir) yeni bir hat çizmeleri. Yeni kaşlarını oluştururken dikkat etmeleri gerekense tek bir çizgi yerine minik minik dokunuşlarla birçok küçük çizgiden yararlanmaları.



Kalıcı makyaj

Kaşlarınız sizden yılların ve onları hiç düşünmeden yolduğun günlerin acısını çıkarıyorsa, imdadınıza kalıcı makyaj yetişebilir. Kaşları küsen ve bir daha çıkmayanlar kalıcı makyajla daha kalın kaşlara sahip olabilirler. Kalıcı makyajda bir çeşit dövme ve yaklaşık 1 yıl boyunca kalıcılığını koruyor. Kaşların kontürünü belirlerken gerçek yerinden biraz daha yukarıya çizerek gözlerinize daha çekik bir ifade vermek mümkün.

Ayrca kaşlarınızı ve kirpiklerinizi boyatarak da daha çarpıcı görünmelerini sağlayabilirsiniz. Çünkü bazen kaşların yoğunluğu ve biçimi güzel olduğu halde renklerinin açık olması belirsiz görünmelerine neden olabiliyor. Tabii aynı şeyi kirpikleriniz için de geçerli. Üstelik kirpiklerinizi boyattıktan sonra sürekli bakra kullanmanıza da gerek kalmayacaktır. Bu işlemi ayda bir-iki ayda tekrarlamanız gerekebilir.

Dolgun dudaklara sahip olabilirsiniz

Dolgun dudakları niçin güzel buluyoruz biliyor musunuz? Çünkü dolgun dudaklar bir anlamda gençliğin simgesi.

Neden mi? Zamanla kadınlık hormonlarının üretimi azaldıkça kadınların vücudunda önemli dğeişimler olur. Doğurganlığın azalması, cildin kuruması, saçların azalması ve dudakların incelmesi bu dğeişimlerdendir. İşte bu nedenle belki de bilmeden kalın ve dolgun dudakları güzel buluyoruz. Eğer dudaklarınız zamana yenilip eski dolgunluğunu yitirdiyse bu konuda önlem alabilir ve küçük bir girişimle birkaç yaş geriye dönebiliriz.



Enjeksiyon

Yabancı dolgu madde enjeksiyonu

Kolajen ve hyalurinik asit dudaklara dolgun görünüm vermek için en sık kullanılan yabancı dolgu maddeleri. Bunların uygulaması son derece basit ve kişi günlük hayatına hemen dönebiliyor. ancak dezavantajları kalıcı bir çözüm getirmemeleri. Çünkü en fazla 6 ay içinde dudaklar eski haline dönüyor.

Operasyon

Kişinin kendi dokusuyla

Hastanın kendi vücudundan alınan yağ ve deri gibi dokuları kullanarak da dudaklar dolgunlaştırılabiliyor. Bu dokularla hazırlanan doku kokteyli dudaklara enjekte ediliyor. Çok komplike bir işlem değil ve lokal anesteziyle yapılabiliyor. Kişinin kendi dokusu olduğu için alerji riski de yok. Ancak bu dokular da zamanla eriyor, işlemde kalıcılık sağlamak için birkaç kez tekrarlamak gerekiyor.

Kesilerle

Dudakları dolgu maddeleri kullanmadan çeşitli kesi teknikleriyle daha kalın ve biçimli görünür hale getirmek olası. Bu operasyonlarda amaç dudak kenarlarını daha dışarı taşırmak ve dudaklara daha kalın bir hal kazandırmak. Bu operasyonun sonucu kalıcı oluyor ve değişmiyor. Bu operasyonlar da dolgu maddesi enjeksiyonları gibi lokal anestezi altında yapılabilen basit girişimler.

Uzun yaşamın sırrı: Esnek olmak

Dünyanın çeşitli yerlerinde 100 yılı geride bırakan kişilerin sağlıklı biçimde bu yaşa ulaşmalarında, dengeli beslenme ve kalıtımın yanı sıra "baskın ve şüpheci" bir kişiliğin ve idealist yerine, pratik ve esnek bir yaşam tarzının etkili olduğu ortaya çıktı.

ABD'nin önde gelen haber dergisi TIME, 4 ayrı ülkede asırlık yaşlara ulaşan kişiler üzerinde bir araştırma yaparak, uzun yaşamın sırlarını bu haftaki sayısının kapak konusu yaptı.

İrade şartı

"100 Yaşına Kadar Nasıl Yaşanır" başlıklı araştırma, ABD'nin New England ve Kanada'nın Nova Scotia bölgeleri ile İtalya'nın Sardinya ve Japonya'nın Okinava adalarında yapıldı. New England 100 Yaş Çalışmaları Merkezi'nden Dr. Thomas Perls, "Sağlığımızla ilgili davranışlarımızda bazı değişiklikler yaparak, hepimizin 60 yaşından sonra ömrümüze en az 25 yıl katabileceğimize inanıyorum. Ama bu, irade gerektiriyor" dedi.



16 farklı kişilik özelliği var

1988'den bu yana, 100 yaşına varan 145 Amerikalı üzerinde çalışma yapan Georgia Üniversitesi öğretim üyesi Leonard Poon da, bu kişilerde 16 farklı kişilik özelliğine rastladığını kaydetti ve "zorluklarla baş etmelerini" sağlayan bu özellikleri şöyle açıkladı:

100 yaşına varan kişiler, daha baskın ve sözünü geçiren kişiler. İşlerin kendi istedikleri gibi gitmesinden yanalar ve bunu elde etmeye alışkınlar.

"Asırlık"ların pek çoğunun huyu "kuşkucu" biçimde tanımlanıyor. Bilgileri yüzeysel düzeyde ele almıyorlar, ama önlerindeki konuyu sorguluyor ve üzerinde düşünüyorlar.

İdealist olmaktan çok, pratik olma eğilimindeler.

Hayata olan yaklaşımlarında daha rahat ve esnekler. Yani güçlü bir karaktere sahipler, ama katı ve sinirli değiller.

100 yaşına ulaşan kişilerin ayrıca iyi bir kavrama yetenekleri var; mutlaka yüksek zekâya sahip olmayabilirler, ama sorun çözme becerileri var.

Göbekler fora

Düşük belli pantolonlar, kısa tişörtler derken göbekler artık hiç kapanmıyor. Genç kadınlar da modaya uyabilmek uğruna göbeklerini düzelttirmek için estetik cerrahlara koşuyor

Artık son moda pantolonların belleri o kadar düştü ki üzerine ne giysek belimiz, göbeğimiz kapanmıyor. Anneler "Kızım böbreklerini, yumurtalıklarını üşütürsün" diyedursunlar bu durumdan şikayetçi olan yok. Yeter ki o pantolonların kemer kısımlarının üzerine karnımızdan, belimizden yağlar sarkmasın. Bir de madem açıkta kalıyor, göbek deliğimiz de şöyle Ebru Şallı'nınkini aratmasın.



Ama bu o kadar kolay değil. Moda dediğimiz şey de bir anda geliviriyor, önceden haber vermiyor. Hoş geçen senelerde göbekler açılmaya başlamıştı ama bu kadar artacağını bilemezdik. O zaman hızlı ve etkili bir çözüm gerekiyor. İşte böyle diyenler kendilerini estetik cerrahların eline bırakıyor. Özellikle Amerika'da kadınlar karınlarını düzleştirmek, göbek deliklerini güzelleştirmek için sıraya giriyor. ABD Plastik Cerrahi Birliği bu yaz şimdiye kadar

2 bin kadının göbek deliğini güzelleştirmek için bıçak altına yattığını söylüyor.

"20-35 yaş arasındaki kadınlar geliyor"

Türkiye'de de durum çok farklı değil. "Aslında göbek bölgesine estetik müdahale yıllardır yapılıyor çünkü bikini de giyiyor kadınlar. Ama düşük belli pantolon ve kısa tişörtlerle her yerde göbek açık kalmaya başladıktan sonra daha fazla özen gösterilmeye başlandı bu bölgeye" diyor Estetik Plastik Rekonstüriktif Cerrahi Uzmanı Dr. Ömer Alp.

Estetik Cerrah Nuri Soysal da Alp'i şu sözlerle destekliyor: "Genç kızlar bu tip kıyafetleri daha rahat giyebilmek için hiç düşünmeden geliyorlar. Aslında yaş aralığı 18-50 ama tahmin edersiniz ki 35-40 yaşını geçmiş olan kadınlar zaten göbeklerini açıkta bırakacak kıyafetlere çok rağbet etmiyorlar." Dr. Ömer Alp ise yaş aralığının 20-35 olduğunu belirtiyor.

Peki bu müdahale ne zaman gerekiyor? Yine işin uzmanı Ömer Alp anlatıyor: "Doğum yapanlarda, çok kilo alıp verenlerde doku gerginliği azalıyor. Göbek deliği yukarı doğru gidiyor, neredeyse yok oluyor. Oysa göbek deliğinin ucunun aşağıya doğru olması makbüldür. Yine aynı kişilerde göbek çevresindeki deri büzüşüyor, çatlaklar meydana geliyor. Göbek deliğinde bir bozukluk varsa bu doğumsal fıtıktan ya da göbek kesiminin yanlış yapılması yüzünden olabilir. Bunların düzeltilmesi isteniyor."

"Bu senenin modası çizgi şeklinde göbek"

Karın kısmındaki estetik müdahaleler ikiye ayrılıyor. Sürekli çok miktarda kilo alıp vermeden ya da birkaç doğum yüzünden gerçekten sarkan ve deforme olan karınlarda tam germe ameliyatı yapılıyor. Ama göbek deliklerinin şekillerinin düzelmesine de yardımcı olacak şekilde fazla yağlarından kurtulmak isteyen genç kadınlarda yarım germe tercih ediliyor. Yani karnın alt bölümüne sezaryen kesiği gibi bir kesik atılıyor, alt karın gerdiriliyor. Tabii bu arada yağlar alınıyor. Böylece oradaki çatlaklar da gidiyor. Bu müdahale 30 dakika ile 1,5 saat arasında sürüyor. Üç hafta sonra da izleri geçmiş oluyor. Piyasada yaklaşık 2 bin dolar artı hastane masrafları karşılığında yapılıyor.

Gelelim bu senenin göbek modasına... "Bize ellerinde fotoğraflarla, şununki gibi göbek isterim diye gelenler oluyor ama herkesin kendine ait bir yapısı var, biz o yapı içinde düzeltme yapabiliyoruz. Bu yıl daha kaslı karınlarda gördüğümüz çizgi şeklinde, üst tarafı hafif T şeklinde göbek deliği revaçta" diye anlatıyor Nuri Soysal bu senenin modasını.

Çatlaklar ve kusurlar için piercing ve dövme

Sacred Ink Tatoo-Piercing'den Ayçin Aydoğan'dan aldığımız bilgiler:

Genç kızlar göbek deliklerindeki kusurları kapatmak ya da tam tersine süslemek için piercing yaptırıyorlar.

Çatlakları, yara izlerini kapatmak içinse dövme tercih ediliyor.

Son iki senedir, özellikle bu yaz piercing yaptıranların sayısı çok arttı.

Sterilizasyon dahil olmak üzere yaklaşık yarım saat sürüyor piercing.

Düşük belli pantolonlarla dövme göğüsten kasığa indi. Genç kızlar kasıklarına kedi patisi, kalp, yıldız dövmesi yaptırıyorlar.

Egzersizler

"Mekik çoktan yasaklandı" diyen Planet Health Club'dan Seçkin Aydın'ın daha gergin ve formda bir karın ile göbek için önerdiği egzersizler şöyle:

Tüm karın ve göbek için

1. Sırt üstü yatılarak bacaklar bükülüyor.

2. Eller ensede.

3. Çene yukarı bakıyor ve sanki çeneyle göğüs arasında bir portakal varmışçasına bu iki bölge birleşmiyor.

4. Sırt hafifçe yerden kalkıp tekrar iniyor. Her kalkışta nefes veriliyor.

5. 3x10, 3x20 gibi belli sıklıkta yapılıyor.

Alt karın için

1. Yere sırt üstü uzanılıyor.

2. Ellerle sandalye gibi bir şeye baş üzerinden tutunuluyor.

3. Dizler çok ama çok hafif bükülüyor.

4. Bu açıyı bozmayacak şekilde ayak yukarı doğru kaldırılıyor ve indiriliyor.

ASLI ÇAKIR/Milliyet

Daha biçimli kalçalar için

Dişiliğin sembolü kalçalar için yapmanız gereken tek şey biraz zaman ayırmak ve gayret göstermek...

Küçük, dar ve sıkı kalçalar... Kadın vücudunun en çok ilgi çeken bölgelerinden olan kalçaların biçimli olması aslında bir hâyâl değil. Biraz özen, bakım ve egzersiz kalçalarınızın forma girmesinde ve seksi bir görünüm almasında son derece etkili olabiliyor. Dişiliğin sembolü kalçalar için yapmanız gereken tek şey biraz zaman ayırmak ve gayret göstermek.

Bildiğiniz gibi suyun sağlığımız üzerindeki yararları saymakla bitmiyor. Suyun cilt ve sindirim sistemi üzerinde olumlu etkileri olan suyu asla ihmal etmeyin. Günde 13 bardak su içmeyi alışkanlık haline getirin.



Sıkı ve biçimli kalçalara sahip olmak için bu bölgedeki kaslarınızı çalıştırmanız şart. Bunun için en ideal hareket şudur: Yere sırt üstü uzanarak kalçanızı 10 kere kaldırıp indirin. Daha sonra yukarıda 10 saniye kadar tutun. Bu hareketi 4 kez tekrarlayın. Bunun dışında yüzme, yürüyüş özellikle de bisiklete binmek de kalçalar için önerilen egzersizler arasında yer alıyor.

Masaj kalçalar için de çok yararlı. Piyasada satılan masaj aletleri ile yapabileceğiniz gibi suyla da masaj yapabilirsiniz. Özellikle soğuk suyun basıncı kalçalarınızın sıkılaşması için ideal.

Tuzdan ve çok tuzlu yiyeceklerden uzak durun.

Özellikle masa başında oturarak iş yapan kadınların büyük bölümünde alınan kilolar kalça bölgesine gidiyor ve zamanla dolgun kalçalar ortaya çıkıyor. Bu nedenle gün boyu hareketsiz kalmayın. Ofisiniz üst katlarda ise asansör yerine merdivenleri kullanın.

Yürüyebileceğiniz mesafeler için arabanıza ya da toplu taşıma araçlarına binmeyin.

Haberiniz olsun: Artık küçük göğüs moda!

Haberiniz olsun: Artık küçük göğüs moda!
Günümüzde kadınlar artık küçük göğüsü tercih etmeye başladı... Dünyada tercih edilen göğüs ölçüsü 85'ten 80'e indi. Peki kadınlar büyük göğüs isteklerinden neden vazgeçti?

Kadınların çeşitli sıkıntılardan kurtulmak ve yaşam kalitelerini artırmak için göğüslerini küçülttüğü, dünyada tercih edilen göğüs ölçüsünün de 85'ten 80'e indiği bildirildi.

Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Barutçu, büyük göğüslerin bazı tıbbi sorunları da beraberinde getirdiğini vurgulayarak, özellikle çok iri göğüslü kadınların ''sırt ve boyun ağrısı'', ''sutyen bantlarının omuzlarını kesmesi'' gibi şikayetlerle ''meme küçültmek'' için başvurduklarını söyledi.



Prof. Dr. Barutçu, ''İri memeler, kadınların günlük aktivitelerini kısıtlamaktadır. Bu kısıtlama da onların sosyal yaşamlarına olumsuz yansımaktadır'' dedi.''Meme büyütme'' operasyonlarının ise daha çok sanatçılar tarafından tercih edildiğini anlatan Prof. Dr. Barutçu, buna karşın bugüne kadar çalıştığı değişik merkezlerdeki plastik cerrahi birimlerinde en sık uygulanan göğüs ameliyatının ''meme küçültme'' olduğunu kaydetti.

Bu operasyonların göğüslerin iriliği nedeniyle oluşan psikolojik problemleri de çözdüğünü dile getiren Prof. Dr. Barutçu, ''Meme küçültme ameliyatları, sosyal hayatın stresini azaltmakla birlikte kadının günlük yaşam kalitesi ve iş hayatındaki başarısını artırmaktadır'' şeklinde konuştu.

Estetik-Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Ayşen Bilge Sezgin de toplumda kadının yerinin değiştiğine işaret ederek, ''Günümüz kadını iş hayatında daha çok yer alıyor. Dolayısıyla aktif ve sportif. Bu nedenle artık dünyada kabul edilen ideal göğüs ölçüsü 85'ten 80'e düştü'' dedi.

Büyük göğüslerin kadının hareketini kısıtladığını vurgulayan Dr. Sezgin, ''Bununla birlikte her istediğinizi giyemezsiniz. Ayrıca büyük göğüsler, sırt ağrısı, meme altlarında pişik, kızarıklık ve mantar enfeksiyonu yapar. Özelikle son zamanlarda silikonların çıkartılmasının sebebi, eskisi kadar büyük göğüslerin sevilmemesi'' diye konuştu.

Dr. Sezgin, 10 yıl önce 90-95 bedenlik büyük protezlerin revaçta olduğunu, ancak günümüzde kadınların artık büyük göğüs istemediğini belirtti.

Küçük göğüslerin kadınların yaşını da daha küçük gösterdiğini kaydeden Dr. Sezgin, kadınların göğüslerinin sarkmaması için ise ani kilo alıp vermekten kaçınmaları ve günde yarım saat süreyle göğüs kaslarını çalıştıracak şekilde spor yapmaları gerektiğini söyledi.

Dr. Sezgin, göğüs bakımı için en iyi sporun yüzme olduğunu ifade ederek, bunun yanında sürekli evde bulunan kadınların da ağırlık kaldırma, asılma ve çekme gibi egzersizler yapabileceklerini sözlerine ekledi.

Kırışıklıklar İçin Estetiğe Gerek Yok!

Uzmanlar yaşlanmanın altında yatan nedenleri bulma arayışlarında, cildin yaşlanmasının temel ilacının hücre yenilenmesi olduğunu buldular. Hücre yenilenmesinin temel maddesi ise protein.

Hücrelerimizin yapıtaşları aminoasitlerden oluşmaktadır. Protein sindirilirken amino asitlere parçalanarak hücrelerin kendilerini yenilemelerinde kullanılır. Yeterince protein alınmazsa vücudumuzun yaşlanma süreci hızlanır.

Bu basit gerçek, beslenmeye bakışınızı gelecek öğünden başlayarak değiştirebilir.



En iyi protein seçenekleri

Tam yağlı süt ve süt ürünlerinde ve kırmızı ette (sığır, kuzu, dana dahil) blo miktarda asit bulunmaktadır, dolayısıyla sınırlı porsiyonlarda tüketilmelidir. Onun yerine, balık, yumurtanın beyazı, derisi soyulmuş tavuk ve hindi göğsü tercih edilmelidir.

Size balık yeter

Genç kalmanızı sağlayabilecek besinler arasında ilk sırayı balık alır. Her türden balık doymuşluk oranı düşük yağla yüksek kalitede ve kolayca sindirilen proteinlerin kaynağıdır. Balığı öteki protein kaynaklarından ayıran şey içinde bulunan yağ türü ve yağ asidi miktarıdır.

·Deniz ürünleri besin açısından yoğundur. Dolayısıyla yüksek miktarda protein ve önemli oranlarda vitamin ve mineral içerir. Doymuş yağ ve kalori oranları da yüksek değildir.

·Deniz ürünleri temel aminoasitlerin tümünü sunan mükemmel bir protein kaynağıdır. Deniz ürünlerinde bulunan protein kolayca sindirilir. Bu açıdan her yaştan insan için mükemmel bir besin kaynağı oluşturur.

·Deniz ürünleri iyi bir B vitamini kaynağıdır. Sağlıklı gelişim ve büyüme için gereken kalsiyum, magnezyum, potasyum, fosfor, kükürt, florin, selenyum, bakır, çinko, iyot gibi temel mineralleri sağlar.

·Çoğu deniz ürünündeki kolesterol seviyesi yüksek değildir. Balıktaki kolesterol oranı genellikle düşük olsa da kabuklu deniz hayvanlarında bu oran yükselebilir. Ancak kolesterol seviyesi yüksek olan kalamar gibi besilerde bile bu oran yumurtadakinden düşüktür.

·Deniz ürünlerinde çok az miktarda yağ bulunur. Bunlar da 'iyi yağlar'dır. Deniz ürünlerindeki doymuş yağ oranı da diğerleriyle karşılaştırıldığında çok daha azdır.

Yemeklerinizde kırmızı et yerine balığa yer vermekle toplam yağ ve doymuş yağ alımınızı kayda değer ölçüde azaltabilirsiniz.

Beauty Eurasia dünyayı geziyor...

Beauty Eurasia 2005’in Rekor Başarısının Verdiği Güvenle Yoluna Devam Eden TNT İPEKYOLU Uluslararası Fuarcılık, 2006 Fuarıyla da Sektöre Damgasını Vurmaya Hazırlanıyor.

30 ülkede yaklaşık 250 katılımcı firmayı ve 62 ülkeden 15.000’i aşkın profesyonel ziyaretçiyi biraraya getirirek kırılması zor bir rekora imza atan Beauty Eurasia 2005’in ardından, TNT İPEKYOLU Uluslararası Fuarcılık, 2006 yılı için daha yüksek hedefler belirledi. Beauty Eurasia 2006’nın yoğun bir tempoyla süren tanıtım çalışmaları, Kasım ayı içinde eş zamanlı olarak 3 ayrı ülkede ve Türkiye’de devam etti. Hong Kong, Rusya ve Sırbistan’da sürdürülen çalışmaların yanında Tüyap Fuar Merkezinde toplam 6 holde gerçekleştirilen 7.Ambalaj Fuarı’yla da İran, Bulgaristan, Gürcistan, Rusya ve Suriye gibi ülkelerden gelen ziyaretçilere Beauty Eurasia 2006 tanıtıldı ve ziyaretçi promosyonu çalışması yapıldı.



BEAUTY EURASIA’DAN HONG KONG ÇIKARMASI…
Geçen sene olduğu gibi bu sene de 9-11 Kasım tarihlerinde Hong Kong’da gerçekleştirilen Cosmoprof Asia ziyaret edildi. %40’ını Uzakdoğulu firmaların oluşturduğu 31 ülkeden 921 civarında katılımcısı olan fuarda tüm firmalar tek tek ziyaret edilerek Beauty Eurasia 2006 ile ilgili bilgi verildi. Guandong Kozmetik Derneği Başkanı Mr. Wei ile, Beauty Eurasia 2006’da ilk defa Çin pavyonu organize edilmesi konusunda görüşüldü.

RUSYA’DA BEAUTY EURASIA 2006 TANITIMI…
10-14 Kasım 2005’de 12.si düzenlenen ve kozmetik sektörünün sayılı fuarlarından biri olan InterCHARM Moskova fuarını ziyaret eden Beauty Eurasia, tanıtım ve promosyon çalışmalarına burada da devam etti. 30 ülkeden yaklaşık 750 firmanın katıldığı fuarda kendi standıyla yer alan Beauty Eurasia, Moskova’dan Sibirya’ya kadar tüm Rusya’dan birçok ziyaretçi ve firmaya Beauty Eurasia 2006’yı tanıttı.

BEAUTY EURASIA RÜZGARI BALKANLAR’DA ESTİ…
12-13 Kasım 2005 tarihlerinde, Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da, Sırbistan Kozmetik Derneği tarafından 20.’si gerçekleştirilen kozmetik/güzellik fuarında da kendi standıyla yerini alan Beauty Eurasia, bölgedeki potansiyel katılımcı ve ziyaretçilere ulaşmayı başararak oldukça verimli görüşmeler gerçekleştirdi. Organizatör derneğin Beauty Eurasia’yı VIP olarak ağırladığı fuarın açılışında, TNT İpekyolu Uluslararası Fuarcılık tarafından bir konuşma yapılarak Beauty Eurasia 2006 ve hedefleri hakkında bilgi verdi. Ayrıca yerel bir televizyon kanalında yapılan röportajda da Beauty Eurasia’nın Balkanlar’daki etkinliği hakkında açıklamalar yapıldı. Çalışmalar sonucunda Sırbistan Kozmetik Derneği ve Sırbistan Ticaret Ateşeliği ile ziyaretçi delegasyonları düzenlemeleri için anlaşmaya varıldı.

Çabuk makyajın sırları

Çabuk makyajın sırları

Çok az zamanınız var ve evden hemen çıkmanız gerekiyor bu durumda makyajınız ne olacak?

İşte size, adım adım hızlı makyaj önerileri:

Ten

Cildiniz donuksa kayısı ve bej tonlarında bir makyaj altı sürün. Göz altlarınızda morluklar, yüzünüzde sivilce ve kızarıklıklar varsa mutlaka bir kapatıcı kullanın. Rengi cildinizden bir ya da iki ton açık olmalı.

Kapatıcıyı parmaklarınızla cildinize iyice yedirin.

Fondöteninizi uygulayın. Fondöten rengini cildinizle aynı tonda veya yarım ton daha açık seçin.



Büyük bir fırça ile pudranızı ve allığınızı sürün.

Göz

Üst göz kapağınızın tamamına göz farını sürün.

Gözleriniz koyu renk ise ideal far renkleriniz bej ve sedef tonlarıdır. Açık renk gözlerde her renk rahatlıkla kullanılabilir. Gri, siyah ve kahverengi derin bir bakış; mavi ve yeşil tonları ise daha genç bir görünüm verir.

Gözleriniz büyükse göz içine, küçükse kirpik diplerinden kalem çekin. Pamuklu çubuk ile çizgiyi dağıtıp gölgelendirin.

Kirpiklerinizi tarayın ve iki kat rimel sürün.

Dudak

Dudak kalemi kullanıyorsanız, rujunuza uygun bir renkle dudaklarınızı çevreleyin.

Fırça ile rujunuzu sürün. Dudaklarınızın tam ortasına bir parça parlatıcı ekleyin.

Sivilcesiz güzelliğin sırları

Yüzünüzde beliren bu küçük noktacıklar sinir bozucu değil mi? Ergenlik çağı da geçti, peki neden hala oradalar? Bu konuda yanlış bildikleriniz...
Metabolizma bozukluğu etken
Yağ bezelerinin fazla çalışmasından, hormon veya metabolizma bozukluklarından kaynaklanan en küçük çıbanlardır sivilceler.
Kalıcı izler bırakabilir
En sık yüzde, alında, sırtta, göğüste ve omuzlarda oluşur. Estetik görünümün geçici olarak bozulmasına neden olabilecekleri gibi, şiddetli olan lezyonlar nedbeleşerek iyileştiklerinde kalıcı izler de bırakabilirler.
Sivilceler hakkında yanlışlar ve doğrular
"Bazı besinler bende sivilce yapıyor": Yanlış
• Besinler ve akne üzerine yıllarca süren çalışmalar sonunda herhangi bir besinin akneye sebep olduğu görülmedi. Ne çikolata akne yapar, ne yağlı yemekler ne de süt. Eğer öyle olmuş olsaydı o besinlerden yemeyerek insanlar sivilcelerinden kolayca kurtulurlardı. Oysa gerçek öyle değil.
• Beslenme şeklinizi değiştirerek sivilcelerden kurtulamazsınız, kurtulan da görülmedi. Sivilcelerden ancak sivilce tedavisiyle kurtulabilirsiniz.
"Stres sivilce yapar": Yanlış
• Stres sivilcelere yol açmaz. O yüzden stresten kurtularak sivilcelerin geçmesini beklemek boşuna. Dahası stresli insanların kullandığı bir takım ilaçlar yan etki olarak sivilce yapar.
• Stres, cilt yüzeyine daha fazla sebum salgılanmasına neden olarak belki dolaylı olarak mevcut sivilceleri arttırabilir ancak hiç yoktan sivilce varetmez. Stressiz olduğu bilinen kimselerde de sivilce çıkabilir. Sivilcenin tedavisi başka türlü, stresin tedavisi başka türlüdür.
"Güneşışığı sivilcelere iyi gelir": Hayır
• Sadece yüzünüz biraz daha bronzlaşacağı için sivilceler daha az dikkat çeker. Güneş ışığı birkaç sivilceyi kurutsa bile yenilerinin gelmesini engelleyemez, epidermise(cilt üstü tabakası) zarar verebilir ve ilerleyen safhalarda sivilceler artabilir.
• Güneş ışığına maruz kalmak ciltte erken yaşlanma ve yanıklara neden olabilir. Güneşe çıkmadan önce koruyuculuk katsayısı en az 15 olan koruyucu losyonlar kullanmanızı tavsiye ederiz. Sivilceleriniz içinse sivilce tedavisi görmekte fayda var.
"Sivilcelerimi zaman zaman patlatıyorum": Sakın!
• Sivilcelerinizi patlatmakla mikroplara davetiye çıkarırsınız ve eğer enfeksiyon kaparsanız yüzünüzde ömür boyu geçmeyecek kalıcı yaralar meydana gelebilir.
• Siyah noktaları(komedonları) da sıkmamak gerekir.
"Sivilceler yaş ilerledikçe geçer": Tam böyle değil!
• Sivilceler ileri yaş grubunda daha az görülür. Ancak sivilcelerden büyüyerek kurtulunmaz. Bazı kimselerde sivilcelerin neden olduğu kalıcı yaralar vardır. Tedavi edilebilecek bir hastalığı tedavisiz bırakmamak ve kalıcı yara riskinden mümkün olduğu kadar erken kurtulmak gerekir.
• 20-44 yaş arası insanların yüzde yetmiş beşinde akne görülmezken geriye kalan yüzde 25'inde akne mevcuttur. Bazı hanımların adet dönemleri boyunca değişen hormon dengeleri sivilcelere neden olabilir. Doğum kontrol hapları sivilce yapabilir. Hamilelikte de sivilce görülebilir.

Kilo Alımı Hakkında Bilinen Doğru ve Yanlışlar

Şeker Açlık Duygusuna Yol Açar mı?

Vücudumuza aldığımız şeker bize sadece kalori verir. Bunun dışında vücut için hiçbir faydası yoktur. Şeker yenildiği zaman insulin salgılanımı uyrılacağı için açlık hissi uyandırır. Diyet yapan insanlar kan şekerlerinin düştüğünü bahane ederek şeker alımına ihtiyaçları olduğunu düşünürler. Oysa vücuda alınan tüm besinler ve şekerler glikoza dönüşmektedir. Bu yüzden kişi hiç şeker yemese de diyete bağlı olarak kan şekeri düşmez.
Şeker haricinde kullanılan tatlandırıcılar da insan vücudunda ciddi sağlık sorunlarının nedenleri arasında yer alabiliyor. Uzun süre ve çok yüksek düzeyde alınan tatlandırıcıların kanser yapıcı etkisi olduğu görülmüştür. Bu ürünlerin insülin salınımı üzerinde şeker kadar etkileri yoktur, bu yüzden normal şekerden daha iyi oldukları düşünülebilir. Rafine beyaz şeker yerine, daha az kalori içeren ve mineral tuzlarla vitaminler açsından da daha zengin olan balı tercih etmek organizma açısından çok daha yararlıdır.
Zayıflama Rejimlerinde Önemli Olan Günde Ne Kadar Kalori Alındığı mıdır?
Kalori hesabı yapmak zayıflamak isteyen bir kişi için şarttır ama kalorinin nasıl alındığı önemlidir. Vücuda alınan kalorinin %12 – 15’i proteinlerden, %25 – 30’u yağlardan ve %50 – 60’ı karbonhidratlardan gelmelidir. 1 gram yağ 9 kalori, 1 gram protein ve karbonhidrat 4 kalori vermektedir. Vücuda alınan karbonhidratların ve proteinlerin fazlası da yağ olarak depo edilmektedir. Bütün kalorilerin vücutta yaptığı etki ve kiloya dönüşme özelliği aynı değildir. Örneğin aldığımız karbonhidrat, protein ve yağlar kalori olarak harcanabilmesi için glikoza dönüşmektedir ilk önce glikoza dönüşen grup karbonhidratlardır. Daha sonra yağlar ve proteinler glikoza dönüşür. Alınan kalori harcanan kalorideen daha az ise harcanamayan glikozlar yağa dönüşerek vücudun değişik yerlerinde depo edilir. Kadınlarda daha çok kalçada depolanırken, erkeklerde göbekte depo edilir.

Atıştırmak Formu Bozar mı?

Gün içinde yemek zamanları dışında bir şeyler yiyor ve normalde 3 öğünden aldığınız kaloriyi 4,5 hatta 6 küçük öğünde alıyorsanız bu atıştırmalar bir sorun yaratmaz. Çünkü bu şekilde bir beslenme düzeni aşırı kalori almamanızı ve vücudunuzun her öğünde sindirim olayı için daha çok kalori harcamasını sağlar. Fakat siz her öğünlerinizde yemeniz gerektiği kadar yedikten sonra abur cubur atıştırıyorsanız, bu elbette kilo almanıza neden olacaktır.

Tuz Şişmanlatır mı?

Tuz, vücudun su tutmasına yol açar ancak vücuttaki yağ oranlarıyla hiçbir ilgisi yoktur. Buna karşılık aşırı tuz kullanımı suyla beraber kişide şişkinlik hissine yol açabilir. Bu yüzden özellikle adet dönemi öncesinde tuz kullanımında aşırıya kaçılmaması tavsiye edilir. Öte yandan tuzun iştah açıcı etkisi göz önünde tutulduğunda özellikle rejim yaparken neden tuzdan kaçınılması gerektiğide ortaya çıkar. Dolayısıyla tuzun kilo alımı üzerinde doğrudan değil, dolaylı bir etkisi vardır.
Sık Yapılan Ağır Rejimler Metabolizmayı Bozar mı?
Ağır rejimler sadece metabolizmayı değil sindirim sisteminizi de bozar. Önce aşırı bir kısıtlama, dolayısıyla ani kilo verme, ardından da aşırı yasaklar yüzünden kontrolün kaybedilmesi ve ani kilo alımı gibi bir kısır döngüye girildiğinde metabolizma sarsılır. Bunun sonucunda da çok doğal olarak aşırı kilo riski artar. Buna bağlı olarak kişide yeme ihtiyacının tamamen ön plana çıktığı pek çok patolojik sorun ortaya çıkabilir. Bu durumda yapılması gereken; yavaş kilo verdiren, kişiyi korkunç yasaklar içinde boğmayan ve hem yemek hem de rejim olayını yaşamın tek unsuru haline getirmeyen rejimlere yönelmektir.

Çok Su İçmek Zayıflatır mı?

Belli bir diyet ve egzersiz programına bağlı olmadan çok miktarda su içmenin zayıflatıcı bir etkisi yoktur. Buna karşılık rejim yaparken, özellikle su, bitkisel çaylar gibi bol miktarda (en az 1,5 litre) sıvı alınması vücutta biriken toksinlerin atılmasını kolaylaştırmak açısından yararlı olacaktır. Gün içinde hafif bir açlık hissettiğinizde bir büyük bardak su içmek belki de o an için iştahınızı kesebilir ve sizi gereksiz kaloriler almaktan koruyabilir. Özellikle mineral tuzlar açısından zengin suların tercih edilmesi, rejim sırasında vücutta bazı besinlerin tüketilmesine bağlı olarak ortaya çıkan eksikliklerin giderilmesine yardımcı olabilir.

Zayıflamak için Suyu Öğün Aralarında mı İçmek Gerekir?

Zayıflamak için suyu yemeklerden önce içmek gerekir. Yemek öncesi içilen su mide kapasitesini dolduracağı için tokluk hissi verecektir ve yenilen yemek miktarını azaltacaktır. Yemek aralarında içilen su ise iştah açabilir. Ayrıca sıvı tüketmeden ya da az miktarda sıvı alarak yediğiniz bir yemekte daha çabuk doyarsınız. Ancak lifli yiyeceklerin, bir miktar sıvıyla tüketilmesi lifin şişerek hacim oluşturmasını ve tokluk hissi vermesini sağlayacağı için bu tip besinlerin sıvı gıdalarla veya suyla birlikte alınmamasında yarar vardır.

Sıcak Ortamlar Zayıflatır mı?

Sauna gibi sıcak ortamlarda terlemeyle kaybedilen, yağ değil sudur. Bu gibi sıcak ortamlar organizmanın toksinlerden arınmasını, kasların gevşemesini, kırgınlığın atılmasını sağlar ama sizi zayıflatmaz.. Mutlaka soğuk suyla yapılan bir duşla tamamlanması gereken sauna seansları, kalp damar, solunum ve dolaşım sistemi hastalıkları olan kişiler için uygun değildir. Ayrıca kilo kaybetme açısından bakacak olursak soğuk, sıcaktan çok daha etkilidir. Örneğin 18 derece suyla yapılacak bir banyo dakikada 7,2 kalori harcamanızı sağlar.

Alkol Şişmanlatır mı?

Bütün alkollü içecekler, hatta içerdiği tannin gibi maddeler sayesinde diğerlerinden daha iyi olduğu iddia edilen şarap bile, az ya da çok oranda kalori içerir. 1 kadeh şarapta 85 kalori varken, 1 kadeh rakıda 335 kalori vardır. Ayrıca alkol alımına bağlı olarak tüketilen diğer besin maddelerinin de (kızarmış patates, cips, mezeler vs.) vücutta gereksiz bir kalori ve yağ deposu olarak kalacağını unutmamak gerekir.

Diyet Ürünleri Zayıflatmaya Neden Olur mu?

Diyet ürünleri zayıflamayı sağlamaz, ancak bu ürünlerin zayıflamaya yardımcı oldukları bilinmektedir. Tabii hangi besin maddesinden söz ettiğiniz de önemli.
· Süt, yoğurt, peynir ve et gibi ürünler yağı azaltılarak diyet hale getirilirler.
· Şekerlemeler, çikolatalar, şekerli içecekler şeker yerine tatlandırıcılarla yapılmışlarsa kaloriler azaltılmıştır. Eğer şekerden daha geç emilen sorbitol, fruktoz gibi doğal tatlandırıcılar kullanılmış ise kalorisi normal ürünlerle aynıdır.
· Ekmek grubu ürünler diyet ürün haline getirilirken lif yönünden zenginleştirilmekte ve yağ eklenmemektedir

Yemekten sonra yapılmaması gereken 7 şey

Yemekten sonra yapılmaması gereken 7 şey

Uzmanlar, yemeklerden önce ve sonra yapılması gerekenler gibi yapılmaması gerekenleri de araştırarak ortaya koyuyor. İşte yemeklerden hemen sonra asla yapılmaması gereken 7 kural.



-Sigara içmeyin: Uzmanlarca yapılan deneyler, yemeklerden hemen sonra içilen bir sigaranın 10 sigaraya eşdeğer olduğunu kanıtlamıştır.(Kanser olma riski daha yüksek.)


-Hemen meyve yemeyin: Yemeklerin peşinden yenen meyveler midenin havayla davul gibi şişmesine neden olur.


-Çay içmeyin : Zira çay yaprakları yoğun asit içerir. Bu madde tükettiğimiz gıdalardaki proteinin hazmını zorlaştırıyor.


-Kemerinizi gevşetmeyin: Yemekten sonra kemeri gevşetmek kolaylıkla bağırsak düğümlenmesine ve tıkanmasına neden olur.


-Banyo yapmayın: Banyo yapmak ellerdeki, bacaklardaki ve vücuttaki kan akışını hızlandırır, böylece mide çevresindeki kan miktarı bu durumda azalır. Bu da midemizin sindirim sistemini zayıflatır.


-Yürümeyin: İnsanlar çoğu zaman, yemeklerden sonra 100 adım yürümek 99 yaşına kadar yaşamanızı sağlar derler. Gerçekte bu doğru değildir. Yürümek sindirim siteminin aldığımız gıdalardan besinlerin emilimini engeller.


-Hemen uyumayın: Aldığımız gıdalar yeterince sindirilemez. Bu durum bağırsağımızda gastrit ve enfeksiyona önderlik eder

Tek Kullanımda Ayak ve Ter Kokusuna Son

Tek Kullanımda Ayak ve Ter Kokusuna Son!

Uzun yıllar süren dermatolojik araştırmalar sonucunda FOOTCARE ve BODYCARE vücutta istenmeyen kokulara yok etmeyi başaran tek ürün oldu! Koltuk altı ve ayak bölgesinde meydana gelen terlemeler Siba İlaç bünyesindeki dermatologlar tarafından geliştirilen formül sayesinde mucizevi bir ürün olan FOOTCARE ve BODYCARE adlı iki ürünle koltuk altı ve ayak kokularını kesin olarak gidermeyi başardı.
FOODCARE aynı zamanda ayaklarımızın ihtiyacı olan bu özel bakımı da sağlıyor. Her iki ayağa yedirilmeden parmak uçlarından topuğa kadar sürülüp ambalajında bulunan özel üretilmiş yüzde yüz pamuklu çorabın giyilmesinin ardından 24 saat geçtikten hemen sonra sonuç vermeye başlıyor. Vücutta terleme devam ederken 120 gün süreyle ayaklarınızda kötü kokular ve bakteriler, mantar vb enfeksiyonların oluşması tamamen yok oluyor. Tüketiciyi bilgilendirmek üzere harekete gecen firma yetkilileri ayak kokusunu önleyen kremle birlikte ter kokusunu da önleyen ürünün hem bayanlar hem erkeklere özel ambalajlarda BODYCARE adlı kremin 2 çeşidini üretti. Tek kullanımla terlemeyi kesmeden ve gözenekleri kapatmadan kokuları yok eden bu iki ürüne tüm eczanelerden ve seçkin kozmetiklerde 30 ytl ye bulabilirsiniz.

Uyurken güzelleşin!

Uyurken güzelleşin!

Yatmadan önce cildinize uygulayacağınız basit bakımlar sayesinde ertesi sabah daha güzel ve dikkat çekici bir tene sahip olabilirsiniz. İyi uykular!


Her sabah uyandığınızda mükemmel bir cilde ve göz alıcı saçlara sahip olduğunuzu bir düşünün. Ne kadar harika olurdu değil mi? Uykuya dalmak baştan aşağıya harika görünmenizin anahtarı. Total Skin (Mükemmel Cilt) kitabının yazarı ve dermatolog David J. Leffell, uyurken vücudumuzun kendi kendini iyileştirdiğini belirtiyor. Aktif içerikler derine işlediğinde daha çok işe yaradığından, yatmadan önce uygulayacağınız bakımlar hem cildinizi hem de saçlarınızı canlı tutacaktır. Uykuya dalmak başlı başına harika olsa da, sabah uyanıp aynaya baktığınızda kendinizi daha da harika hissedeceksiniz.


İlkbahar diyeti

Kış soğuk geçince, iyice eve kapanıp, abur cubura gömüldük. Bu da haliyle kilo yaptı. Şimdi bu kiloları vermenin tam zamanı! Önce abur cuburu hayatınızdan çıkarın. Çikolatalar, cipsler, şekerlemeler tabu! Beyninizin mutluluk hormonu salgılaması için onlara ihtiyacınız yok artık.

Onun yerine taze sebze ve meyve yiyin bol bol. Ve güneşe çıkın! Çünkü güneş, enerjisi ve ışığı ile mutluluk hormonunun tavan düzeyde salgılanmasını sağlıyor...


-Pazartesi-

Sabah:
1 adet meyve
1 fincan kahve, çay ya da su
1 buçuk çorba kaşığı ufalanmış ceviz
2 tatlı kaşığı light margarin
1 fincan az yağlı veya yağsız süt
2 buçuk dilim light tost ekmeği

Öğle:
2 dilim ekmek
1 orta boy kasede karışık yeşil salata
(2 çorba kaşığı yağsız salata sosu ile)
1 adet meyve
4 dilim haşlanmış tavuk göğsü
30 gram fırında, dilimlenmiş patates

Akşam:
Fırında tavuk
1 porsiyon haşlanmış brokoli
Fırında patates
1 ufak kasede yeşil salata
(1 çorba kaşığı yağsız salata sosu ile)
1 adet meyve


-Salı-

Sabah:
3 adet diyet galeta
2 adet meyve
1 bardak az yağlı veya yağsız süt
1 fincan kahve, çay ya da su
Yarım kase yağsız yoğurt

Öğle:
1 parça yağsız tavuk ızgara yanında mantar ve garnitür
1 ufak kasede karışık yeşil salata
(2 çorba kaşığı yağsız salata sosu ile)
1 adet meyve
4 adet şekersiz bisküvi
1 bardak az yağlı veya yağsız süt
Yemek arasında 150 gram patlamış mısır (yağsız)
Yarım bardak meyve suyu (portakal veya greyfurt)

Akşam:
Meksika usulü tavuk
1 ufak kase ölçüsünde yeşil salata
(2 çorba kaşığı yağsız salata sosu ile)
1 adet meyve


-Çarşamba-

Sabah:
2 adet diyet galeta
1 fincan az yağlı veya yağsız süt
2 adet meyve
1/2 kase az yağlı veya yağsız yoğurt
1 fincan kahve, çay ya da su

Öğle:
1 porsiyon beyaz etli balık ızgara
1 ufak kasede karışık yeşil salata
(2 çorba kaşığı yağsız salata sosu ile)
1 adet meyve
1 ufak kasede kase az yağlı veya yağsız yoğurt
Yemek arasında 1 adet meyve
1 ufak kasede kase az yağlı veya yağsız yoğurt

Akşam:
Fırında tavuk pirzola
Makarna
1 adet meyve
1 ufak kasede karışık yeşil salata
(2 çorba kaşığı yağsız salata sosu ile)


-Perşembe-

Sabah:
2 dilim tost ekmeği
1 bardak az yağlı veya yağsız süt
1 adet meyve
1 fincan kahve, çay ya da su
2 tatlı kaşığı bal

Öğle:
1 porsiyon beyaz etli balık ızgara
1 ufak kasede karışık yeşil salata
(2 çorba kaşığı yağsız salata sosu ile)
1 porsiyon meyve
2 bardak az yağlı veya yağsız süt
4 dilim peksimet
Yemek arasında 100 gram salatalık ve 150 gram dilimlenmiş havuç

Akşam:
1 porsiyon sebze çorbası
Tavuk ızgara
Az yağlı pilav
1 ufak kasede karışık yeşil salata
(2 çorba kaşığı yağsız salata sosu ile)
1 adet meyve


-Cuma-

Sabah:
2 parça az yağlı börek
1 ufak kasede az yağlı veya yağsız yoğurt
2 adet meyve
1 buçuk fincan az yağlı veya yağsız süt
1 fincan kahve, çay ya da su
2 tatlı kaşığı bal

Öğle:
1 porsiyon alabalık ızgara (mevsime göre, yağsız başka bir balık da olabilir)
1 ufak kasede karışık yeşil salata (2 çorba kaşığı yağsız salata sosu ile)
1 adet meyve
4 adet diyet galeta
Yemek arasında 60 gram yağsız söğüş et
1 çorba kaşığı hardal
2 dilim ekmek

Akşam:
Tavuk ızgara
Haşlanmış patates
1 adet meyve
1 ufak kasede karışık yeşil salata
(1 çorba kaşığı yağsız salata sosu ile)


-Cumartesi-

Sabah:
3 çorba kaşığı diyet reçel
1 buçuk bardak az yağlı veya yağsız süt
1 fincan kahve, çay ya da su
3 adet kurabiye
2 çorba kaşığı az light margarin
1 adet meyve

Öğle:
1 porsiyon beyaz etli balık ızgara
1 ufak kasede karışık yeşil salata
(2 çorba kaşığı yağsız salata sosu ile)
1 bardak az yağlı veya yağsız süt
4 adet şekersiz bisküvi
1 adet meyve
Yemek arasında 1 adet gofret
Yarım bardak şekersiz meyve suyu

Akşam:
Baharatlı tavuk
2 dilim ekmek
1 ufak kasede karışık yeşil salata
1 buçuk çorba kaşığı yağsız salata sosu ile)


-Pazar-

Sabah:
2 adet az yağlı çörek
1 adet meyve
1 bardak az yağlı veya yağsız süt
1 ufak kasede az yağlı veya yağsız yoğurt
1 fincan kahve, çay ya da su

Öğle:
1 porsiyon haşlanmış baharatlı tavuk göğsü
1 adet meyve
1 ufak kasede karışık yeşil salata (2 çorba kaşığı yağsız salata sosu ile)
1 bardak az yağlı veya yağsız süt
6 adet kraker bisküvi

Akşam:
Nohutlu, patlıcanlı güveç
1 ufak kasede karışık yeşil salata
1 çorba kaşığı yağsız salata sosu
1 adet meyve



Not:
Diyabet, tansiyon ya da sindirim sisteminizden rahatsız iseniz, herhangi bir diyete başlamadan önce mutlaka hekiminizle görüşün.

HOLLYWOOD DİYETİ

HOLLYWOOD DİYETİ

Hedef: Bir ayda 12-16 kilo
Günlük kalori: 1400 Kcal
Madonna, Carmen Electra, Catherine Zeta Jones ve Sharon Stone gibi ünlülerin tercih ettiği ‘Hollywood Diyeti’ne 1 ay boyunca devam edenler 12 ila 16 kilo verebiliyor. Diyetin temeli, sıvı alımına dayanıyor. Haftanın 2 günü üst üste sadece meyve suyu içiliyor. Bu arada günde en az 8 bardak su da tüketiliyor.
Not: Bu diyete başlamadan önce iki gün yalnızca dilediğiniz kadar meyve suyu ve en az 6-8 bardak su için. (Yiyecek kesinlikle yasak!) Sonrasında 5 günlük diyete başlayabilirsiniz.
BU KURALLARA DİKKAT!
• Diyet boyunca kırmızı et, şeker, yağ, unlu gıda, baklagiller kesinlikle yasak.
• Akşam yemekleri en geç 18.00''de; daha sonra hiçbir şey yenmeyecek.
• Kremalı, sütlü kahve, alkol yasak.
• Hamileler ve diyabet hastaları bu diyeti uygulayamaz.
• Haftanın 5 günü en az 30'ar dakikalık yürüyüş veya orta tempolu egzersiz yapılacak.
• Bu diyete başladınız mı, 1 hafta devam etmeniz şart.

BU DİYETİN GÜNLÜK MENÜLERİ
1. GÜN

Sabah : 2 dilim kepek ekmeği, 2 dilim yağsız dil peyniri, domates, salatalık, 1 katı yumurta, ıhlamur veya meyve çayı
Öğle : Limonlu ve çok az zeytinyağı gezdirilmiş bol yeşil salata.
Akşam : 100 gr. yağsız ızgara tavuk eti ve az miktar zeytinyağı ile pişmiş, limonlu 1 tabak taze brokoli.
2. GÜN

Sabah : 2 dilim yağsız dil peyniri, domates, salatalık, ıhlamur veya meyve çayı.
Öğle : Bol yeşil salata.
Akşam : 150 gram mantar ve 2 yumurta ile yapılmış yağsız omlet.
3. GÜN

Sabah : 2 dilim yağsız beyaz peynir, domates, salatalık, ıhlamur veya meyve çayı.
Öğle : Bol yeşil salata.
Akşam : 150 gram ızgara balık eti, yanında haşlanmış brokoli.
4. GÜN

Sabah : 2 dilim yağsız dil peyniri, 1 kaşık diyet reçel, meyve çayı veya ıhlamur.
Öğle : Bol yeşil salata.
Akşam : 150 gram ızgara tavuk, yanında az yağda pişmiş 1 porsiyon kabak.
5. GÜN

Sabah : 2 dilim yağsız dil peyniri, 1 kaşık diyet reçel, meyve çayı veya ıhlamur.
Öğle : Bol yeşil salata.
Akşam : 150 gram balık eti, yanında haşlanmış 1 porsiyon brüksellahanası.

DİYET BU CANLARIM MERAK EDENLER İÇİN YAZAYIM DEDİM, ARKADAŞLAR BEN BU DİYETİ YAPTIM HATTA BU GÜNDE BAŞLAYACAKTIM EVDEKİ DİĞER MALZEMELER BİTSİN DİYE BAŞKA BİT DİYET YAPIYORUM ŞİMDİ.

DİYET ÇOK GÜZEL BANA GÖRE, KİLO VERME OLAYIDA HARİKA YANİ 1 HATADA 3-4 KİLO VEREBİLİYORSUN(TABİ METABOLİZMA OLAYI FARKLI)

45 yaş üstü cilt bakımı

Zamanı geri alın Cildinize ne kadar bakarsanız çevresel faktörlerin olumsuz etkisinden ne kadar korunursanız korunun hormonal yaşlanmayı durdurmanız ve bazı değişikliklerin olmasını önleyememeniz kaçınılmaz. Kolajen üretiminin azalmasıyla, sıkılık ve dolgunluk kaybı, hormonların etkisiyle ciltte kalınlaşma ve pigment lekeleri 45 yaş ve üzerindekilerin karşılaşacağı başlıca sorunlar. Ve tabii ki gittikçe derinleşen kırışıklar. Bu yaşlarda kullanmamz gereken kremler zamanın etkisiyle savaşmalı ve öncelikle sıkılık kaybını gidermeli. Cildin üst yüzeyini yenileyen ve bu dönemde kolay kolay atılamayan ölü tabakayı soyan krem ve maskelerden faydalanmak da daha parlak, lekesiz ve canlı bir cilt için gerekli.? Sıkılık kaybı için bitkisel kökenli (soya ve bazı yosun özleri gibi) olan ancak hormon gibi etki eden kremlerden, canlılık ve berraklık içinse A vitamini yani retinol içeren kremlerden faydalanabilirsiniz. Bunun dışında hücresel kremler de anti-aging için kullanılıyor.

Tavsiye

Düzenli bir beslenme ve yaşam tarzını benimsemek, genç bir görünüm ve sağlıklı cildin de anahtarı olan spor yapmanın cildin görünümünü çok olumlu şekilde etkilediği biliniyor. Düzenli spor yapmak gibi bir alışkanlığınız yoksa bunu değiştirmeye hiç değilse haftada 3 gün en az 45 dakika düzenli yürüyüş yapmaya gayret edin.

Evde krem hazırlama

Evde krem hazırlama


Kremler ve Cilt Kuruması : Kremler cildin kurumasına karşı köklü bir çözüm getiremezler ama,bazı özel kremler cildi çok etkili olarak koruyabilirler. Cildin kuruması hepimizin bildiği bir terimdir. Rüzgara, kuruluğa, güneşe, pisliğe karşı korunmasız bir cilt, hızla sağlığını bozan bu doğal sonuca uğrar. Saydam tabaka hücreleri sularını kaybederek kurur. Kremlerin Görevleri : Dikkat ! Hiçbir krem cildi derinlemesine nemlendiremez. Kremler saydam tabakanın sadece yüzeydeki kısımlarında etkin bir rol oynayabilirler. Cildin korunması iki aşamada gerçekleşir; Hafif terlemelerin yaratacağı su kayıplarının engellenmesi gerekir. Bu üst deriyi dış etkenlere karşı tecrit eden korumayı önleyen kremlerin görevidir. Söz konusu kremler hava saldırılarına karşı bir engel oluşturur ve terlemenin yarattığı su kaybını yavaşlatır. Günümüzde higroskopik element olarak sütten elde edilen amino asitler cildin nemliliğinde önemli rol oynayan tabakanın asitlik oranını dengeleme gücüne sahiptir. Aynı zamanda deriye nemlendirici elementler sağlamak gerekir. Bu da higroskopik element esaslı nemlendirici kremlerin görevidir.

Evde Hazırlayabileceğiniz Kremler :

Kuru Ciltler İçin Kremler ;

10gr. İspermeçet, 5gr. beyaz balmumu, 40gr. tatlı badem yağını hafifçe ıslatarak karıştırın.

10gr. beyaz balmumu, 5gr. katı parafin' i bir kaba koyarak hafifçe ısıtın. Karıştırmayı ara vermeksizin bu ürüne 35gr. tatlı badem yağı, 5gr. gliserin birkaç damlada parfüm ekleyin.

Yağlı Ciltler İçin Kremler ; 38gr stearin i emaye bir kapta eritin. Başka bir kaba;

1gr potasyum karbonat

70gr gliserin

200gr saf su koyun ve 90° kadar ısıtın. Bu karışıma azar azar stearin' i eklerken, bir yandan da ısıtmaya devam edin. Daha sonra soğumaya bırakın. Hızlı hızlı karıştırarak ikinci ve üçüncü kez ısıtın.

Bütün Ciltler İçin Kremler ;

10gr balmumu

40gr tatlı badem yağı

0.5gr sodyum borat' ı iyice karıştırıp kullanın. Bu karışıma "Gallien Merhemi" denir.

10gr lanolin

10gr tatlı badem yağı

10gr maynezi karbonatı

25gr gül suyu

25gr portakal çiçeği suyu' nu karıştırıp kullanın Bu karışıma da "Köpüklü Gougerot" denir.

Vücut kusurlarını gizlemek mümkün

Vücut kusurlarını gizlemek mümkün

Kimi kadin baseninden, kimi göbeginden sikayetçi... Bunlara kalici çözümler aramak en dogrusu, ancak o süreci kisinin kendini daha iyi hissederek atlatmasi da mümkün... Kiyafetlerde dogru seçimler yapmayi bilin yeter! Moda tasarimcisi Tunay Sariz Acar, baseninden, göbeginden ya da gögüslerinden sikayet eden kadinlar için kisiye özel kiyafetler hazirliyor. Yurtdisinda egitim alip çesitli sirketlerde çalistiktan sonra, Nisantasi’nda kendi modaevini açan 38 yasindaki Acar, vücudun güzelliklerini ön plana çikararak kusurlari gizlemeye yönelik su tüyolari verdi: .Basen sorunu olan kadinlar, gögüs altindan etek boyuna kadar vücuda oturan, etegi düz inen kiyafetler tercih etmeli. Dar omuzlu kadinlar, boyundan askili, omuzlarini ortaya çikaracak kiyafetler giymeli.

.Omuzlari çok genis, bel kismi dar kadinlar, dikkatleri bele çekebilirler. Bel dikisinde oynamalar, fiyonk, kemer gibi aksesuarlar kullanilabilir.

.Gögüsleri çok iri bir kadin, asla yaka ve gögüs dekolteli kiyafetler giymemeli.

.Gögüsleri küçük kadinlar, destekli sutyenlerden yararlanabilir.

.Beli kalin olanlarin, gögüs alti bölgeleri incedir. Kiyafet en ince yeri vurgulamali. Bu kisa boylularin da sorununu çözecektir.

.Bacak boyu kisa kadinlarda da bel noktasi yukarida tutulmali. Asla düsük belli giymemeliler.

.Zayifligindan sikayet edenler, drapeli kiyafetleri tercih etmeli. Verev ve enine drapeler, sifon ve ipekli gibi yumusak kumaslarda iyi sonuç verir.





Normal ciltler için bakım önerileri

Normal ciltler için bakım önerileri

Çok az rastlanan normal cilt, ne yagli ne de kuru bir cilttir. Ama bu durumdaki saglikli cildin bakimi da en az sagliksiz, kuru, hasta cildin bakimi kadar önemlidir. Temizleme Su cildin temizlenmesinde kullanilir ama cilt için yararli bir madde degildir. Kuru cilt temizliginde, içinde mineraller bulunmayan bazi kaynak sulari cilt bakimi için yararlidir. Sicak su, içinde yag ve asit bulunan hücrelerden meydana gelen cildin hücrelerinin sismesine sonra dökülmesine sebep olur. Sabunlar özellikle de içinde sodyum ve potasyum bulunan sabunlar yine bu koruyucu tabakayi yok ederler. Bu yüzden cildi temizlerken çok fazla sabun ve su kullanmamak gerekir. Normal bir cildin suyla sabunla yikandiktan sonra dogal koruyucu tabakasini olusturabilmesi için, cilt temizliginin üzerinden üç buçuk saat geçmesi gerekir. Bazi durumlarda bu süre daha da uzun olabilir.

Koruma

Normal cildin de soguga, sicaga, kuru havaya karsi korunmasi gerekir. Bu sebeple kis aylarinda cildi kremlemek, kaybettigi nemi kazandirmak; yaz aylarinda günesin etkilerini azaltacak bakim uygulamak cildi koruyan tedbirlerdir.

Bakim

Normal cildin genç ve saglikli kalmasi için kremler kullanilabilir. Normal cilt tipine sahipseniz yüzünüze her gece krem süreceginize, her ay birkaç günlük kürler uygulayabilirsiniz. Belli araliklarla yapilmasi gereken cilt bakimi cildinizi canlandirip yaslanma etkilerini en aza indirecektir.

15 yaş üstü cilt bakımı

15 yaş üstü cilt bakımı

Cildinizi kurutmaktan kaçının Cildin durumunda çok önemli bir rol oynayan hormonlar, ergenlik döneminde de ciltteki bir çok değişimden sorumlu. Bu dönemde yağ bezleri daha fazla çalışıyor, cilt daha fazla yağ salgılıyor, kanallar ve gözenekler genişliyor. Bu durum da sivilceye neden olabiliyor. İşte bu durumu yaratan neden östrojen ve progesteron hormonlarının daha aktif hale gelmesi. Genç kızların cildi söz konusu olunca akla ilk gelen sorun tabii ki sivilceler ve siyah noktalar. Bunlara fazla yağ salgılanmasının neden olduğu düşünülse de esas sorun cilt yüzeyindeki bakteriler. Tıkalı kadın gözenekler örfte okside olarak siyah noktalara sonra da bu bakteriler nedeniyle sivilceye dönüşebilir. Bu nedenle genç kızların dikkat etmesi gereken konuların en başında cilt temizliği geliyor. Tabii, cildi temiz tutmak demek yanlış ürünlerle kadıncildi kurutmak anlamına gelmemeli. Nemlendirme, tüm cilt tiplerinde olduğu gibi genç ve yağlı ciltler için de son derece önemli. Yağlı ciltlerin nemlendirici kremlerle daha da yağlı hale geleceğine dair olan inanış da tamamen yanlış. Ayrıca bu yaşlarda düzenli bakım yapmak ve düzenli olarak nemlendirici kullanmak cildinizin geleceği için yapacağınız harika bir yatırım olacak.

Tavsiye

Genç kızların nemlendirici seçerken hafif ve jel formüllü olanları tercih etmelerinde fayda var. Jel formüllü, kadınhafif kremler cildinize hem nem verecek hem de parlamasını önleyecek.


Genç ciltlerin dikkat etmesi gereken, ciltlerini uygun ürünle her aksam düzenli olarak temizlemek ve ciltlerine uygun yağsız bir nemlendiriciyi ihmal etmemek.

Özen gösterilmesi gereken cilt türleri

Özen gösterilmesi gereken cilt türleri

Cilt tipiniz nasil olursa olsun dis etkilerle meydana gelen kurumalari, kirisikliklari ya da kötü görünümleri yok etmek için kozmetik takviyeler gerekir. Ancak bu bakimin nasil ve ne ölçüde olacagi cilt tipiyle orantiliidir. Özellikle özen gösterilmesi gereken iki cilt tipi vardir: Hassas ciltler ve kusurlu ciltler. Hassas Ciltler Cilt çok düzgün dokulu, saydam; üst tabaka ise özellikle ince ve hassastir. Hassas ciltler hem iç hem de dis etkenlere tepki gösterirler. Bu tür ciltler günesten, rüzgardan, duyulardan, besinlerden, içkiden etkilenirler. Bu cilt tipine sahip olan kadinlar, ciltlerine özen göstermeli ve kuru ciltler için üretilen bakim kremlerinden ve koruyucu yaglardan kullanmalidirlar. Ayrica hassas ciltlerin allerjik bir cilde sahip olduklari da göz önünde bulundurulmali ve bakim ürünleri bu dogrultuda seçilmelidir.

Kusurlu Ciltler

Genellikle bu durum çok yagli ciltlerde görülür. Cildin çok fazla sebum salgilamasi sebebiyle ciltte yag birikimleri olusur. Gözenekler tikanir ve cilt yüzeyinde siyah noktalar, sivilceler ortaya çikar. Bu cilt tipinde sivilcenin yani sira akne de çok sik görülebildiginden özel bakim uygulanmalidir. Sivilce ve akneleri kurutacak, ciltteki yagi dengeleyecek ilaç ya da krem kullanmak gerekir.

Evinizde yapacağınız temizlik ve cilt bakımı

Evinizde yapacağınız temizlik ve cilt bakımı

Evinizde en az ayda bir defa dilerseniz haftada bir, bir saatinizi cildinizin temizlenmesine ayirmalisiniz. Bu temizlik birkaç asamada yapilir: Gözenekleri açmak için buhar banyosu Siyah noktalari yok etme Masaj Yüze su püskürtmek Bir maske Tekrar yüze su püskürtmek. Cilt bakimina baslamadan önce gerekli malzemeyi hazirlayin, bir saat sürecek bakiminiz için uygun bir dinlenme saatini seçin, bu arada yüzünüzde maskeyle yirmi dakika geçirmeniz gerektigini sakin unutmayin! 1- Buhar Banyosu Yüzünüze buhar banyosu yapmak için özel aletler yapilmistir ama evinizde böyle aletlere basvurmadan da güzelliginiz için bir seyler yapabilirsiniz. Içine sicak su koyacaginiz bir kase ile büyükçe bir havlu yeterlidir ama suyun içine atacaginiz bitkiler kesinlikle daha iyi sonuçlar almanizi saglayacaktir. Her bitkinin farkli bir etkisi vardir ve her cilt tipi için farkli bir bitki önerilmektedir. Örnegin:


*Gevsemek ve Rahatlamak için: Papatya, ihlamur

*Gözlerinizi dinlendirmek için: Peygamber çiçegi

*Cildi yagli olanlar için: Çubuk gül

*Cildi kuru olanlar için: Mürver, hatmi

*Ciltteki kizarikliklari yok etmek için: Musmula

Kaynar su dolu kabin üzerine egilip havluyla basinizi ve etrafinizi örtün. Bir kaç dakika yüzünüzü sicak su buharina tutun. Yine bu suyun içine batirilan pamuk veya ufak bezlerle yapilan kompresler de cildiniz için son derece yararlidir.

2- Siyah noktalar: Gözeneklerin tikanmasi sebebiyle meydana gelen siyah noktalari kesinlikle sikarak çikarmayi denemeyin. Buhar banyosu yaptiktan sonra gözenekleriniz açildigi için ancak bu zamanlar parmak uçlarinizla bastirip onlardan kurtulabilirsinz. Ancak uzmanlarin önerisi vakum vazifesi gören plastik bir siringanin ucundaki igneyi çikardiktan sonra siringayla bunlari çekmenizdir.

3- Masaj: Kan dolasiminin düzensiz oldugu durumlarda cildin sagliksiz göründügünü hemen hemen hepimiz ezbere biliriz. Ancak yine de kan dolasimini hizlandiracak masaj hareketlerini uygulayanlarimiz pek azdir. Oysa cildin saglikli ve güzel görünmesi için banyodan ya da buhar banyosundan hemen sonra cildimize parmak uçlarimizla dairesel hareketlerle masaj yapmaliyiz. Üstelik masaj kadinlarin kabusu olan selülitin de bir numarali düsmanidir.

4- Yüze su püskürtme: Buhar banyosu ve iyi bir masajdan sonra gevseyen cildinizi canlandirmak için tazyikli bir suyla uygulanan yüze su püskürtme islemi kolay ama önemli bir bakim asamasidir. Küçük plastik bir hortumla yüzünüze su püskürtebileceginiz gibi, büyük bir plastik siringa da isinize yarayacaktir. Üstelik bu islem sirasinda yüzünüzdeki ölü derilerden de kurtulursunuz.

5- Maske: Cildimizi beslemenin disinda canlandirici özelligi de bulunan maskeler, kan dolasimini hizlandirarak, cildi gençlestirir, ve oksijenin yüz üstündeki dokulara erismesini saglar. Maskelerin hemen hemen hepsinde su orani yüksektir. Maske cilde sürüldügünde, cildin serinleyip rahatlamasi saglanir, oysa maske çikarildiginda maskenin etkisi daha büyük olur. Kan damarlari açilir, cilt daha pembe görülür. Genisleyen damarlar sayesinde alt deriye bol kan gidecegi için cilt düzelir, gözenekler kapanir, cildin görünüsünde belirgin bir güzellesme olur. Maskelerin etkisi geçici olmakla birlikte, cilt yine de canlandirilmis olur.

Maskeler, yüzde kuruma islemine dayanir ve “yikanan” ve “soyulan” olmak üzere ikiye ayrilir. Yikanan maskelerin içinde kum, kil türü maddeler bulunur. Bunlar yagi, kiri emerek cildi temizlerler. Bir baska maske çesidinde ise sakizlar, proteinler bulunur. Bunlar yapiskan etkisiyle çikarildiklari zaman, cildin üstündeki ölü hücreleri, ölü derleri, kirleri, beraberinde çikarirlar.

Ne tipte maskeyi, ne kadar siklikta kullanacaginizi cildinizin cinsi belirler. Eger cildiniz yagliysa haftada iki, cilt tipiniz normal ya da kuru ise haftada bir kez maske uygulayabilirsiniz.

Libidoyu tetikleyen bantlar

Libidoyu tetikleyen bantlar

Kadınlar için libidoyu artırıcı etkisi olan bantlar İngiltere’de satışta.Kadınlar için libidoyu artırıcı ‘testosteron bantları’ piyasaya sürüldü. İlaç şirketlerinin, kadınlarda seks arzusunu artırması amacıyla üzerinde çalıştıkları ‘Intrinsa’ geçtiğimiz haftalarda İngiltere’de satışa sunuldu.

Sekse ilgiyi artırıyor
Bandı takan kadınlarda, erkeklik hormonu olan testosteronun cilt üzerinden kana karıştığı ve bu şekilde testosteron eksikliği yaşayan kadınların sekse olan ilgisinin canlandığı belirtildi.

İlacın bu tür sorunları olan kadınlar için reçeteyle satılacağı, ancak tıpkı Viagra gibi ‘herkes tarafından kullanılan bir ilaç haline gelebileceği’ de vurgulandı.

Cinsel yaşam nasıl keyifsizleşir?

Cinsel yaşam nasıl keyifsizleşir?

Farklı cinsel aktiviteleri denememek, isteğin olup olmadığına bakmadan ilişkiye girmek, cinsel işlev bozukluğu bulunduğu halde tedavi olmamak…Ortalama çiftlerin birçoğunda cinsel ilişki sonrası sevgi, şefkat gösterme, duygusal yakınlık olmuyor. Genelde erkek sırtını dönüp uyuyor. Bu bir süre sonra cinsel işlev bozukluklarına yol açıyor. Cinselliği ve yaşanan ilişkiyi keyifsizleştiren faktörler sadece bununla sınırlı değil. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Doğan Şahin, “Görev kabilinden yürütülen cinsel yaşam, baş ağrıları, yorgunluk gibi isteksizlik belirtilerine yol açar. Belli bir süre sonra da cinsel ilişki sıklığı azalır ve yataklar ayrılır” diyerek pek çok çiftin yaşadığı durumu özetliyor.

Ülkemizde cinsel mutluluğu engelleyen sosyo-kültürel etkenler neler?
Ülkemizde insanlar yetiştirilirken, kadın ve erkek cinsel rolleri katı bir şekilde ayrılmakta, ayrışan cinsel roller eşler arasında dengeli ve paylaşıma dayalı bir ilişkiyi engellemektedir. Bizim kültürümüze erkek evde iş yapmamayı ve eşinin kendisine hizmet etmesini beklemeyi öğrenir. Eşler evde birlikte geçirdikleri zamanda çoğunlukla ayrı işlerle meşgul olmakta, aralarındaki iletişim ve paylaşım yetersiz kalmaktadır.

Birçok erkek akşam eve geldiğinde doğruca televizyonun başına geçip, karısının sofrayı hazırlamasını beklemektedir. Yemekten sonra da doğru salona dinlenmeye gitmekte, eşinin bulaşıkları yıkayıp, ortalığı toplamasına yardım etmemektedir. Daha sonra en çok yapılan ortak faaliyet gene iletişim ve paylaşımı engelleyen, birlikte TV seyretme olmaktadır. Gün boyu ayrı duran ve iletişimleri zayıf olan çift böylelikle ortak zamanlarını da değerlendirememekte, uykuları gelince de gidip yatmaktadırlar.

Erkek eşine cinselliği yakıştırmıyor
Birçok kadın cinselliği eşlerinden öğreniyor. Çocuklukları, gençlikleri boyunca cinsellikten uzak durmaları için cinselliğin ayıplandığı, kınandığı, hatta acı verici, zahmetli bir şey olarak öğretildiği bir ortamda yetişen ve cinsel hazzı tanımadan evlenen kadınlar, hem cinsellikten ürküyor hem de yanlış inanışlar dışında hiçbir şey bilmeyerek cinsel yaşamlarına başlıyor.

Erkekler de cinsel deneyimleri olsa bile cinselliği benzer bir şekilde algılarlar ve çok sayıda yanlış inanca sahiptirler. Erkekler de eşlerine cinselliği, cinselliğe meraklı olmayı pek yakıştıramazlar, başka birini kirletmek, aşağılamak, sahip olmak, becermek gibi algıladıkları cinselliği eşleriyle yaşamak konusunda zorluklar yaşarlar. Birçok çift kısıtlı, fazla çeşitliliğe sahip olamayan ve kendi arzularını keşfetme çabasından uzak, rutin, kısa ve doyum vermeyen bir cinsel ilişki tarzını kısa sürede benimser.

Cinsel iletişimleri zayıf olduğu için ve ayrıca cinsel arzuları ve tercihleri konusunda kendilerine bile rahat ve açık olamadıklarından nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadıklarını, nasıl daha çok haz alabileceklerini konuşup paylaşmazlar.

Birleşme öncesi sevişme süresi, ortalama bir kadın için çoğunlukla kısadır. Birçok durumda kadın yeterince uyarılmadan ve kendisini hazır hissetmeden kendisini cinsel birleşmenin içinde bulur. Birleşme süresi de genellikle kısa olduğundan kadın orgazm olmadan ilişki biter.
Yine ortalama çiftlerin birçoğunda sevişme sonrası sevgi ve şefkat gösterme, duygusal yakınlık yaşama gibi bir durum söz konusu olmaz ve erkek sırtını dönüp uyur. Bu şekilde tekrarlanan cinsel deneyimler bir süre sonra cinsel istek, uyarılma ve orgazm bozukluklarının gelişmesine neden olur.

Birkaç yıllık deneyimden sonra, kadınlar çocukluklarında kendilerine öğretilen şeyin doğru olduğuna inanmaya başlarlar. Gerçekten yaşadıkları cinsellik sadece erkeğe hizmet etme amacını gütmektedir ve kadın bundan fazla bir zevk almamaktadır. Görev kabilinden yürütülen cinsel yaşam, baş ağrıları, yorgunluk gibi isteksizlik belirtilerine yol açar. Belli bir süre sonra da cinsel ilişki sıklığı azalır ve nihayet yataklarını ayırmayı başaran kadın, huzura ve özgürlüğe kavuşur. Kendi kızlarına aynı şeyi öğretir: Cinsellikten keyif alınmaz…

Peki ya erkekler?
Eşleriyle kendi neden oldukları doyumsuz cinsel yaşamları iyice kısıtlanan erkekler ise ya bu duruma razı olur ve cinsellikten uzaklaşarak kendilerini başka işlere verirler ya da başka kadınlara, paralı ilişkilere yönelirler. Onlar da böylelikle aynı şeyi doğrulamış olurlar. Seks hayvani bir şeydir ve ancak saygı duyulmayacak hafif kadınlarla yaşanır. Eşleri ise tıpkı anneleri gibi saygın ve cinsellikten uzak kutsal varlıklardır. Onlar da oğullarına aynı şeyi öğretir, hatta bunun ilk adımı olarak oğullarına paralı bir ilişki ya da bir ‘manita’ ayarlamak için arkadaşlarını veya abileri devreye sokarlar.

Neler cinsel yaşamı keyifsizleştiriyor?

.Cinsel isteğinizin olup olmadığına aldırış etmeden cinsel ilişkiye girin.

.Gergin, güvensiz ortamları tercih edin. Birbirinize kırgınlıklarınız varsa bunları konuşmak ve çözmek yerine cinsel ilişkiye girin.

.Hamilelik istenmediği halde, güvenli bir koruma yöntemi seçmeyin, cinsel ilişki sırasında hamilelik kaygısıyla gerginliğinizi artırın.

.Cinsel birleşme öncesi, sevginizi göstermek, beğendiğinizi ve arzu duyduğunuzu ifade etmek ayrıca birbirinizi birleşmeye hazırlamak gibi işlevleri olan ön sevişmeye fazla vakit ayırmayın. Apar topar cinsel birleşmeye geçin.

.Karşı tarafı rahatsız edebilecek ağız kokusu, akıntı gibi sorunlarınız varsa bunları tedavi ettirmeyin, sevişme öncesi hijyen ve temizliğinize özen göstermeyin.

.Erken boşalma ya da uyarılma zorluğunuz varsa bunları tedavi ettirmek yerine bu sorunlarınızla cinsel yaşamınızı sürdürmeye çalışın.

.Eşinizin sevişirken sizi rahatsız eden tutumları varsa değiştirmesin diye bunları söylemeyin, katlanmaya çalışın.

.Cinsel isteklerinizi, arzularınızı, eşinizin size yapmasını istediğiniz şeyler varsa bunları da söylemeyin, hevesiniz körelsin.

.Farklı cinsel aktiviteler denemeyin, olur da bunlardan çok keyif alabilirsiniz. Bunun yerine baştan aşağı sırası değişmeyen, hep aynı şeyleri yapın ve rutin bir sevişme usulü geliştirin.

.Genel iletişiminiz ve cinsel iletişiminiz kısıtlı olsun, birbirinize arzularınızı söylemediğiniz gibi, cinsel isteğinizi de belirtmeyin.

.Fiziksel temasınızı mümkün olduğunca azaltın. Cinsel birleşme dışında birbirinize sevginizi, arzunuzu belli edecek temaslardan kaçının.

.Sevişmeye hazırlık olmadan aniden geçin. Eşinizi duygusal ve erotik olarak hazırlamayın.

.Cinsel fantezilerinizi eşinizle paylaşmayın, bunlar arkadaş toplantılarında konuşulabilecek şeylerdir, eşler arasında konuşulması ayıptır.

.Birbirinizi erotik olarak uyarabilecek, mesajlaşma, telefon, erotik hediyeler gibi şeylerden uzak durun, bunlar ancak ahlaksız insanların yapabileceği şeylerdir.

Hatice Yaşar / Radikal

Star Diyeti

İngiltere’nin en popüler kadın dergilerinden ‘B’, ünlü manken, fotomodel ve oyuncuların diyetlerini ele geçirdi. Siz de yıldızınızı belirleyin diyetinizi seçin…

Savunma Diyeti
Jennifer Aniston, Sarah Jessica Parker ve Geri Halliwell

Yüksek protein ve düşük kalori içeren yiyecekler yiyip bol su içmeye dayanan diyet, egzersizle desteklendiğinde kolay ve çabuk kilo kaybına yol açıyor. Aniston’un Oscar töreninden önce, Halliwell’in de ‘yeni albüm, yeni imaj’ için kullandığı diyetin listesi şöyle:

• Kahvaltı: Yoğurt soslu bir elma.
• Öğle yemeği: Izgara tavuk salatası (bir porsiyon).
• Akşam yemeği: Kabak, kereviz sapı, havuç ve domatesin küçük küçük parçalara ayrılıp çok az zeytinyağda kızartılıp tofu eklenmesiyle elde edilen sebze yemeğinden bir porsiyon.
• Acıktıkça: Küçük parçalar halinde ananas.

Kan Grubu Diyeti
Elizabeth Hurley

Dünyanın en çok kazanan top modellerinden Hurley, bu diyetle cildinin taze ve canlı, saçlarının parlak olduğunu iddia ediyor. Kan grubu (0) olan Hurley’in diyet listesi şu yiyeceklerden oluşuyor:

• Kahvaltı: 2 elma, B vitamini tableti, şekersiz yeşil çay.
• Öğle yemeği: Nohut ve kırmızı fasulyeden yapılmış bir porsiyon çorba.
• Akşam yemeği: Soya sütünün mayalanmasıyla elde edilen bitkisel peynir, 2 ızgara sosis, yağsız teflon tavada pişirilmiş 2 yumurta.
• Öğün aralarında ya da sonrasında atıştırmak için: Bir bardak kırmızı şarap, bir litre su, bir havuç, bir salatalığın üçte biriyle hazırlanmış humus.

Ot Diyeti
Elle MacPherson

Avustralyalı top model MacPherson, doğum yapmasına rağmen muhteşem fiziğini lifli besinler ve yeşilliklerle koruyor. İşte reçetenin yiyecekleri:

• Kahvaltı: Buğday, yulaf gibi tahıllarla hazırlanan besinler.
• Öğle yemeğinden önce: Bir armut.
• Öğle yemeği: Sadece yeşil yapraklı sebzelerden oluşan bol peynirli salata.
• Akşam yemeği: Çok az tereyağda pişirilmiş mantar, avokado, zeytin ve yeşil sebzelerden oluşan salata.
• Acıktıkça: Bu diyette acıkınca tüketilebilecek tek şey bol su. Su haricinde her tür içecek yasak.

Vücudunuzu yenilemenin en hızlı yolu; 1 günlük detoks

Vücudunuzu yenilemenin en hızlı yolu;
1 günlük detoks

Detoks denince aklınıza haftalar boyunca tatsız sebzeler yemek, ısırgan otu çayı içmek geliyor ve geri adım atıyorsanız işte size çok hızlı ve etkili bir detoks programı... Özellikle bahar aylarında, haftada bir gün bu programı uygulamanızı öneriyoruz. Vücudunuzdaki değişime siz de şaşıracaksınız!




Detoks yapmayı en az vücudumuz kadar istesek de, sadece sıvı tüketerek geçirilen günler, kahve gibi, şarap gibi küçük keyiflerden uzak geçirilen saatler bizi bu işi bilinmez bir zamana ertelemeye zorlar. Oysa, sadece 24 saatlik bu programla da detoks yapabilirsiniz. Programın amacı, yeşil yapraklı sebzeler, sebze suları ve bol su ile vücuttaki asitli toksinleri temizlemek. Program sonunda kilo kaybetmenin yanı sıra, aylardır parti yapıyor dahi olsanız kendinize gelecek, daha enerjik, sağlıklı hissedeceksiniz. Daha etkili olabilmesi için programı ayda birkaç gün tekrarlayabilir, hatta haftanın bir gününü "detoks günü" ilan edebilirsiniz.

07.00 Sigara içiyorsanız
bugün bırakın!

Sigarayı bırakmak, vücudunuzu toksinlerden arındırmak için atacağınız en önemli adım. Sigara içmeyi bıraktıktan sadece 8 saat sonra kandaki oksijen oranınız normale dönecek. İlk 24 saat içinde, kandaki karbonmonoksit ve nikotin düzeyleri hızla düşecek. Tansiyon değerleriniz ve kalp atış hızınız bir saat içinde sigara içmeyen sağlıklı bir insanın değerlerine yaklaşacak. Sigara içmeyi durdurmanın yanı sıra serbest radikalleri temizlemek için C veya E vitamini takviyesi de almaya başlayın.

07.30 Limonlu su için

Güne sıvı içeceklerle başlamak oldukça önemli. Limonlu sıcak su, sizi uyandıracak ve kendinize getirecek. 24 saat içinde 1.5 - 2 litre su içmeyi hedeflemelisiniz. Vücudunuz toksinlerle dolu ve su içmek
bu toksinleri seyreltmekte size yardımcı olacak. Hedeflenen miktarda su aldığınızda gün içerisinde daha enerjik
olduğunuzu hissedeceksiniz. Kahvaltıdan önce bir bardak limonlu su içmek de iyi bir fikir, bu iştahınızı da düzenleyecek.

07.35 Karaciğerinizi temizleyin

Deve dikeni, içerdiği "silimarin" maddesi ile karaciğeri güçlendiren, çalışmasını destekleyen bir bitki. Bu bitkiden elde edilen "deve dikeni ekstresi" vücudu zehirli maddelerden arındırma ve karaciğer hücrelerini yenileme özellikleriyle detoks uzmanlarının da gözdesi. Öyle ki, karaciğere sağladığı faydalar nedeniyle özellikle alkoliklerin bitkisel yolla tedavisinde kullanılıyor. "Milk thistle" adıyla da eczanelerde bulabileceğiniz bu detoks takviyesinin yararlı etkilerini iki hafta içinde fark edeceksiniz. Günde 1-2 tablet alınması tavsiye ediliyor. Ayrıca enginarı çiğ olarak tüketmek de karaciğer sağlığı için önerilen bir başka yöntem olarak öne çıkıyor.

Saçlarda doğal parlaklık

Saçlarda doğal parlaklık

Muz, bal, Hindistan cevizi ve un.... Hayır; lezzetli bir pasta tarifi vermeyeceğiz. Reçetelerimiz sizin değil, bu kez saçlarınız için...




Tarihin en başından beri insanlar, kendilerini, cilt ve saçlarını nasıl daha güzel hale getireceklerini merak edip durmuşlardır... Saçları güzelleştirmeye ve cildi gençleştirmeye yönelik reçeteler, eski mısır yazılarında bile bulunuyor! Bunların içinde su aygırı yağı, ceylan boynuzu içerenler var! Eski romalılarınsa kırışıklarından kurtulmak için nergis tomurcuklarını balla karıştırdıkları biliniyor. 17. yüzyılda ise kadınların saçları ve yüzleri için özel ipek kılıflar diktikleri ve geceleri bunlarla uyudukları kayıtlara geçen bilgiler arasında...
Zaman ilerlese de, iki şeyin kesinlikle değişmediği gerçek; ilki kadınların gençlik ve güzelliğe olan tutkusu, ikincisi ise bitki özlerinin hala güzellik kaynaklarının en başında gelmesi...
Bitkisel kaynaklı ürünlerin ve organik kozmetiklerin çok revaçta olduğu bugünlerde biz de, saçlarınız için çok doğal reçeteler hazırladık... Evde kendi spanızı yaratmanız ve sağlıkla parlayan saçların keyfini çıkarmanız için!

Muzlu - Ballı Maske
Malzemeler:
1 adet organik muz
2 yemek kaşığı doğal yoğurt
2 çay kaşığı saf zeytinyağı
1 çay kaşığı organik bal
2 tatlı kaşığı tam yağlı süt
4 damla tatlı badem yağı (ya da bulabilirseniz
ylang ylang yağı)
Hazırlanışı ve uygulama: Tüm malzemeleri blenderdan geçirin ve kalın bir sıvı haline gelmesini sağlayın. Saçlarınızı üzerindeki sprey, jöle gibi tüm kalıntılardan arınması için yıkayın ve havluyla kurutun. Ardından maskeyi bir tarak ya da boya fırçası yardımıyla kökten uca tüm saçlarınıza yedirin. Başınızı folyoyla sararak ya da bir bone geçirerek 1 saat bu halde bekleyin.

Güzelliğinizi ortaya çıkaracak 20 öneri

Güzelliğinizi ortaya çıkaracak 20 öneri

Bugün ve bundan sonraki 10 yıl boyunca olabileceğiniz en güzel halinizde görünmeye ne dersiniz? Uzmanlara sorduk ve bir kadını maksimum güzelliğe ulaştıracak 20 öneriyi derledik...




Yüzünüze ve yaşam stilinize en fazla uyan saç kesimini bulun
En uygun saç kesimi için tabii ki, yüzünüze ne kadar uyduğunu belirlemek önemli. Ama burada kuaförlerin atlanmaması gereken bir tavsiyesi var; o kesim size çok uysa bile, yaşam tarzınıza uymayabilir. Örneğin sabahları çok uğraşmanızı ya da neredeyse her gün fön çektirmenizi gerektirebilir. İşte bu nedenle saçlarınızı kestirirken gerçekçi olun ve yüzünüz kadar yaşam şeklinizi de göz önünde bulundurun. Kuaförlerin, bu konudaki bir başka tavsiyesi de zamanı kısıtlı olan kadınların katlı kesimden şaşmamaları özellikle de saçları düzse... Böylece sadece hacim veren bir köpük sürerek ve kurutarak harika görünebilirler.

Doğru fırça ve aplikatörü seçin...
Allık ya da pudra sürmek için sadece onların ambalajlarından çıkan minik fırçaları kullanıyorsanız, bu makyajınızı hiçbir zaman "tam kapasite" yapamadığınız anlamına gelir. İşte o nedenle makyözlerin önerisi, çantanızda mutlaka büyük boy, profesyonel bir fırça bulundurmanız ve onu sık sık kullanmanız. Farkı fark edeceksiniz!

Bronzlaşın; bu her zaman işe yarar
Tabii ki güneşin ışınlarıyla değil! Bronz görünmek her zaman sizi en güzel halinize ulaştırmak için etkili bir yol olsa da, yine de güneşin zararlı etkileriyle cildinizin sağlığını riske etmeye değmez. Üstelik "sahte" bronzluk için yararlanacağınız o kadar çok ürün var ki! Allıklar, pudralar ve otobronzan kremler size muhteşem bir bronzluk ve bunun yanında daha canlı ve genç bir görünüm armağan etmek için sıradalar. Uzmanların, bu konudaki tavsiyesi ise her zaman teninizden sadece bir ton koyu bronz ürün seçmeniz, yani aşırıya kaçmamanız.

Güneş koruyucunuz olmadan asla dışarı bir adım bile atmayın
Yazının başında, önerilerimizin sizi bugün ve 10 yıl boyunca güzel kılacağını ifade etmiştik. İşte bu önerimiz, önünüzdeki 10 yılı güzel geçirmenizi garantileyecek olanlardan. Dermatoloji uzmanları, yaz kış güneş koruyucu krem kullanmanın bir alışkanlık haline gelmesi konusunda hem fikir. Bizim tavsiyemiz ise, hem banyonuzda - örneğin saç fırçanızın hemen yanında- hem de çantanızda bir tane bulundurmanız.

Yüzdeki Siyah Lekeler

Yüzde Çıkan Siyah Lekeler için iki çorba kaşığı mısır unu ya da yulaf unu ile bir yumurta akını köpükleninceye kadar çırpın. Yüzdeki siyah lekelere sürün. Kuruduktan sonrada kuru pamuklu bir bezle silin.Sonrada soğuk su ile yıkayın........Yüze zeytin yağı ile hafif masaj yapılması tavsiye olunur.

Yüz masajdan evvel, sabun kullanmadan sıcak su ile yıkanır ve soğuk su ile durulanır. Sonra da zeytin yağı ile yüze hafif masaj yapılır ve Yirmi dakika bekletildikten sonra tekrar sabun kullanılmadan sıcak su ile yıkanır, soğuk su ile de durulanır. Zeytinyağı dirsek ve tırnaklar içinde yararlıdır. Zeytin yağına taze fesleğen (100 g. fesleğen ile 1/2 It. zeytin yağı) karıştırılır. Bir hafta bekletilerek yapılırsa çok yararlıdır.

• Yüzde beliren lekeler taze salatalık püresini yüze devamlı olarak sürülerek giderilir. Cilt yumuşak vede pürüzsüz olacaktır.....

Sivilce Nasıl Geçer? Sivilceden Nasıl kurtulurum?

SİVİLCE

Çok sık olarak karşılaştığımız bir cilt hastalıklarından birisi olan sivilceler, genel olarak ergenlik çağında başlar vede tedavi edilmediği sürece de kalıcı izler bırakabilir. Derinin yağ oranı bakımından yüksek olan yerlerde çıkar vede deride kırmızı sivilce, kist, siyah nokta şeklinde oluşur......

Çoğunlukla ergenlik çağında, 12-18 yaş arasında ortaya çıksa da, hem kadında hem erkekte, her yaşta görülebilien bir hastalıktır. Toplumda görülme sıklığı yüzde 80' in üzerindedir.

Ergenlikte cilt altındaki yağ miktarı artar ve yağ bezleri bozulur. Sonuçta ciltte iltihaplı, kızarmış şişlikler oluşmaktadır. Yüz, göğüs, sırt, boyun, omuz bölgesinde görülür. Özellikle yüz bölgesindeki sivilceler, tedavi edilmediği takdirde iz şeklinde kalır ya da hayat boyunca devam edebilir. Bu da fiziksel görüntünün bozulmasına yol açar ve kişinin psikolojisini etkiler.

Sivilcenin çok farklı tipleri vardır. Bazen siyah ya da beyaz noktalar şeklinde görünür. Bu genelde hafif şiddetlidir. Bazen de ağrıya neden olan büyük ve sert kistler şeklindedir. İltihaplı sivilceler de vardır. Bunlara püstül denir.

SİVİLCE NASIL OLUŞUR?

Yağ bezlerinin çok büyük bir kısmı kıl köklerinin içindedir. Bu bezlerin, cilde açılan kanalları vardır. Bu kanallar tıkanırsa sivilceler meydana gelir. Yağ bezlerinden sebum denilen bir madde salgılanır. Yağ yapısında bir madde olan sebum cildi korur. Sebum kıl kökünden dışarıya çıkamadığı zaman birikir ve sivilce oluşumuna neden olur. Burada biriken bu madde ölü hücrelerin atılmasını engeller ve tıkanıklığa yol açar. Böylece bakterilerin üremesi için uygun ortam oluşur. Bu bakterilerin çoğalmasıyla kızarıklık, şişlik ve ağrı oluşur. İltihap meydana gelir. Bu durumun uzun sürmesi sonucu sivilce patlar ve içeriği dışarı akar.

SİVİLCE OLUŞUMUNU ARTTIRAN FAKTÖRLER NELERDİR?

Akne oluşumunda sadece tek bir faktör etkili değildir. Bir kaç faktörün bir araya gelmesiyle akne oluşur. Derimizde bizimle birlikte yaşayan p.acnes adlı bakteri çoğalmaya başlarsa, akne de artmaya başlar. Anne ve babada sivilce olması, çocukta da görülme ihtimalini arttırır. Ayrıca hormonların da sivilice oluşumu üzerinde etkisi vardır. Bunların başında böbrek üstü bezlerinden salgılanan androjen grubu hormonlar gelir. Androjen hormonları ya artmıştır ya da deri, bu hormonlara karşı hassas hale gelmiştir.

Güneş ışığı, sivilcenin iyileşmesini kolaylaştırır. Ancak uzun süre güneşte kalmak ciltte oluşabilecek lekeri arttırır. Ayrıca terlemek, sivilcelerin artmasına neden olur.
Sivilceleri kapatmak için, çeşitli kozmetik ürünlerini kullanmak, hastalığın daha da kötüleşmesine yol açar ve sivilce artar. Çünkü deri gözenekleri makyajla tıkanır ve cilt bozulur.

Stres ve endişe de akneyi arttırır. Stresli bir dönem genelde öğrenciler için sınav dönemleridir. Bu dönemde sivilceler artar. Ayrıca bu dönemde sivilce ile oynama eğilimi artar. Adet döneminde, hormon miktarı değiştiğinden, akneler çoğalabilir. Ayrıca var olan bir sivilceyi sıkmak, durumu daha da kötüleştirir. Hem cilde zarar verilir hem de sivilcelerin artmasına neden olunur. Sıkıldıktan sonra deride iz kalabilir. Ayrıca iyileşme gecikir.

SİVİLCE İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

Öncelikle cilt temizliğine önem verilmelidir. Cilt, sabah ve akşam olmak üzere, günde iki defa, cildi fazla tahriş etmeden düzenli olarak yıkanmalıdır. Böylece gözenekleri tıkayan kirden kurtulmak amaçlanır. Temizleyicilerin, cildin doğal ph'ına yakın olmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca haftada 2-3 kez yapılan kil maskesi, cildin yağlardan kurtulmasını sağlar. Buhar banyosu haftada bir kez uygulanarak, gözeneklerin genişlemesi sağlanır. Böylece siyah noktarlardan kurtulmak kolaylaşır. Bunu uygulamak için kafanıza bir havlu örtüp, yüzünüzü kaynar suyun buharına 10 dakika tutarak yapabilirsiniz.

Toplumda yaygın olanın aksine, beslenmenin sivilce oluşumunda doğrudan bir etkisi olduğu kanıtlanamamıştır. Fakat meyve ve sebze ağırlıklı beslenmek faydalıdır. Çünkü bunların cilt dostu olduğu bilinmektedir. Ayrıca düzenli uyku, hormonların aktivitesini düzelttiğinden her gece en az 7 saat uyumak çok önemlidir. Ciltte oluşan sivilcelerin (siyah noktalar hariç) sıkılması hem yaraya neden olup, iz bırakır, hem de sivilcelerin iltihaplanarak yayılmasına yol açar. Bazı bitki çayları cilt için çok faydalıdır. Ihlamur ve rezene çayları bunların başında gelir. Bir çok mikrobu temizlemeye yardımcıdır.

SİVİLCE TEDAVİSİ

Akne (sivilce), tedavisi uzun sürelidir ve iyilşemesi geçtir. Tedaviye geç yanıt veren bir cilt hastalığıdır. Kısacası düzenli ve sabırlı bir tedavi uygulanır. Bunun için bir cildiye uzmanına başvurmanız gerekir.

Akne tedavisinde çok sayıda kullanılan ilaç vardır. Cildiniz ve sivilceniz için en uygun olanı, doktorunuz tarafından belirlenecektir. Yoğun sivilceli bir hastaya antibiyotik tedavisi uygulanır. 2-3 ay süren bir tedavi gerekir. Hastanın yaşı, cinsiyeti, sivilcenin türü ve şiddeti, ilaç tedavisinde göz önünde tutulacak faktörlerdir.

Bunun dışında cildin yumuşak bir sabunla yıkanması, hem yağlanmayı azaltır hem de tedaviye yardımcı olur. Fakat cildi çok fazla kurutan sabunlardan, temizleyicilerden uzak durmak gerekir. Çok fazla yıkamak cilde zarar verir. Bunun dışında, cildinizi tahriş edecek giysilerden kaçınmanız gerekir. Sivilcenin iyileşmesini yavaşlatan bir durumdur.
Sivilcelerle oynamak, sıkmak ya da kaşımak iz kalma ihtimalini arttırır. Mutlaka tedavi edilmesi gereken bir cilt hastalığıdır.