Cilt Bakımı,Cilt maskesi,Sivilceler için maske,Siyah noktalar,Saç Bakımı,Normal Cilt Bakımı,Saç Sağlığı,aç Bakımı Saç Maskeleri saç dökülmesi saç bakım ürünleri evde saç bakımı saç maskeleri doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı erkek cilt bakım saç bakımı cilt maskeleri cilt lekeleri siyah noktalar sivilceler Bitkisel Cilt Bakımı Cilt Bakımı ve Güzellik Kuru Cilt Bakımı doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı epilasyon laser epilasyon

Blog Arşivi




Çatlayan cildinize dikkat

Güzel cilt için dikkat etmelisiniz.Cildinizi her gün bir kremle nemlendiriniz. Bu sayede hem çatlamaya karşı cilde gereksinim duyduğu suyu verecek hem de cildin esneme kapasitesini artıracaktır. Diğer unsurlar ise şunlardır :

Bol bol su içmeyi ihmal etmeyin.A, E ve C vitaminleri yönünden zengin yiyeceklerle beslenin.

Spor yapmaya çalışın...Kısa süreler içinde kilo alıp vermemeye çalışın.

Lekelere Yoğurt maskesi yapmak

  • 1 çay kasigi tarçın
  • 1 çay kasigi zencefil
  • 1 yumurta akını karıştıp sürün.

Sıkı bir cildiniz olması için bunlara dikkat

Biberiye
Eski zamanlarda genç kalmak için faydalanalırmış. Sivilcelere iyi gelen biberiye aynı zamanda cildin esnekliğini ve sıklığını da artırıyor. Bir litre suya, biberiye ve kekik yağından iki kaşık ekleyin. Bu karışımı cildinizi temizlemek ve yumuşatmak için kullanın.

Gençlik iksiri ısırgan
Isırganotu yağı da “gençlik yağı” olarak da biliniyor. Isırganotu yağı içindeki AHA ve ALA adı verilen değerli maddelerden dolayı cilt bakım ürünlerinde kimyasal olarak yararlanılıyor.. Bu kremler kırışıkların giderilmesinde etkili. Krem şeklinde değil de doğrudan kullanmak isteyenler için ısırganotu, badem ve üzüm çekirdeği yağı da işe yarayabiliyor. Bunlar ciltten emilimi hızlı yağlar..

Soya
Sivilceyi önleyen soya, hangi formda olursa olsun tam bir cilt kurtarıcısıdır. İçerdiği östrojene benzeyen kimyasallar nedeniyle, akne oluşumunun önüne geçebilir. Ayrıca soyada, yeni hücre oluşumuna yardımcı olan ve cildi nemli tutan E vitamininden de bol miktarda bulunur.

Yulaf
Yulaf ezmesi, cildin derinlemesine temizlenmesi ve siyah noktaların yok edilmesini sağlar. Yulaftan maske hazırlıyarak yararlanmak mümkün. cildin fazla yağlanmasını da engeller. (Kuru ciltli kişiler tarafından pek fazla kullanılmamalı.) Yapılışı şöyle: Pişirdiğiniz yulafları süzdükten sonra, bunları geniş bir kabın içinde bir kaç dakika ezin. Hazırladığınız bu karışımı yüzünüze sürün. 15 dakika sonra ılık suyla temizleyin.

Kabak Maskesi
Pişirilmiş kabaktan 2 çorba kaşığı iyice karıştırıldıktan sonra, içerisine 1 çorba kaşığı zeytin yağı veya badem yağı karıştırılır. Elde edilen karışım yüze sürülür, 20 dakika sonra ılık su ile yıkanır.

Zambak, papatya, ıhlamur ve lavanta
Uykusuzluk, alkol, stres ile bilgisayar ve televizyon gibi etkenler şiş gözlere neden oluyor. Bunun için zambak, papatya, ıhlamur ve lavanta çayları çok işe yarar. Bir tutam ıhlamuru 1 çay fincanı kaynar suya ilave edip 10 dakika bekletin. Süzüp soğumaya bırakın. 2 makyaj pamuğunu çaya batırıp göz kapaklarınıza uygulayın. 10 dakika bekleyip, yıkayın. 2 dilim çiğ patatesi göz kapaklarınıza yerleştirip 15 dakika bekleyin. Yıkayıp kurulayın. Gözaltı şişliklerine antioksidan özellikteki göz kremleri de sürebilirsiniz.

Hint yağı
Kirpikleri uzatmak için hint ya
ğı ve kakao yağından yararlanın.
1 bardak suyu kaynatın. 1 çay kaşığı hint yağı ve 12 gr kakao yağı ekleyip karıştırın. Kabı sıcak su dolu bir başka kabın içine koyup krem kıvamına gelene kadar ısıtın. Karışımı soğutup 15 gün boyunca yatmadan önce kirpiklere gerçekleştiriniz.

Menopoz döneminde cildinizi ihmal etmeyin

Menopoz dönemi ile birlikte kadınlarda bazı cilt değşiklikleri de ortaya çıkıyor. Bu dönemdeki cilt değişiklikleri ve bakımı ile ilgili bilgileri İstanbul Cerrahi Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Günnur Onarslan Pedersen veriyor. Cildin yaşlanması iç ve dış faktörlerle oluşur. Cilt, yaşlanmayla birlikte en belirgin değişiklikleri gösteren organdır. Cildi olumsuz etkileyen dış faktörler arasında güneş ışınları, çevre kirliliği, kötü beslenme ve sigara sayılabilir.

SİGARA CİLDİ BOZUYOR
Kadınlar yaşamlarının en azından 20 yılını menopozda yani başka bir deyişle hormonal eksikliklerle geçirir. Kadınlarda östrojen, progesteron eksikliği ve yaşla birlikte büyüme hormonu, melatonin gibi diğer hormonlarda da bariz azalma olur. Hormonal eksikliklerle birlikte ciltte de birçok belirgin değişiklikler ortaya çıkar. Bu nedenle östrojen ve progesteron eksikliğinde deri ve mukozalar (göz, ağız, vajina gibi) kurur, dolaşımında yavaşlaması nedeniyle beslenme azalır ve cilt soluk görünür. Alın, dudak çevresi, göz kenarları, hatta ayak altı ve avuç içlerinde kırışıklıklar oluşur. Cilt incelir ve yavaş yavaş elastikliğini kaybederek sarkmaya başlar. Cilt kuruluğu sırtta ve eklemler etrafında çok belirgindir ve rahatsız edici kaşıntılara sebep olabilir. Bu şikayetler kuru ortamlarda ve kış aylarında belirgin artış gösterir. Kuruluğa bağlı olarak vajinal dokuda yanma ve kaşıntı görülür. Yapılan çalışmalar sigaranın hücre yaşlanmasını arttırdığını göstermektedir.

NELER YAPILMALI?
Yüz: Kişinin cilt tipine uygun bir nemlendirici sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez kullanılmalıdır.
Vücut ve vajina: Cildi kurutan temizleyicilerden kaçınılmalı ve hemen banyodan sonra nemlendiriciler uygulanmalıdır. Vajina kuruluğu için ilave olarak doktorun önereceği hormon ihtiva eden kremler uygulanabilir.
Güneşten koruma da çok önemlidir, günlük 15 faktörlük bir güneş koruyucusu gerekir.
IPL veya lazer ile cilt yenileme tedavileri de olumlu sonuçlar vermektedir.
Botoks uygulamaları, kırışıklıklar içine dolgu enjeksiyonu ve mezoterapi de diğer tedavi seçeneklerindendir.

ağız içi yaraları

Aft ; ağız içerisinde sıklıkla yanak ve dudak mukozasında, dil üzerinde, yumuşak damakta, farenkste, diş eti üzerinde görülen solgun sarı-kırmızı hale ile çevrili oldukça ağrılı ülserleşmiş lezyonlardır.

Toplumun %18-20 az ya da çok aft sorunu ile karşı karşıyadır. Bayanlarda daha sıklıkla rastlanır. Aft genellikle tek olarak seyretse de aynı anda birkaç bölgede birden görülebilmektedir.

Aftın oluş nedenini belirlemek için çeşitli araştırma yapılmıştır. Ancak aftın oluşumunu hızlandırıcı ve seyrini kötüleştirici birçok faktör faktör saptanmasına karşın oluş nedeni tam olarak belirlenememiştir.

Bu nedenle aft oluşumunu hızlandıran ve iyileşmesini geciktiren faktörlerden bahsetmek mümkündür.

Aft oluşumunda bazı faktörler vardır.

1) STRES
Günümüzde migren, yüksek tansiyon ve gastrit gibi birçok hastalığın nedenleri arasında kabul edilen stres aft oluşmasının en önemli nedenlerinden birisidir.
Hanımlarda premenstural gerginlik(adet öncesi dönem) de aft oluşumunu hızlandıran faktörlerdendir.

2) YİYECEKLER
Turunçgiller, sirke, turşu, patates cipsi, tuzlu ve baharatlı çerezler gibi ağız mukozasını tahriş edebilen yiyecekler aft oluşumunu hızlandıran önemli faktörler arasında sayılmaktadır.Bunların yanı sıra bazı bünyeler için alerjik olabilen kara buğday, çavdar, arpa, çikolata, fındık, kabuklu deniz hayvanları, soya, domates, bazı patlıcan, elma, incir, peynir gibi yiyecekle.de aft oluşumunu hızlandırırlar.

3) TRAVMA
Yanak dil dudak ısırma, sert yiyeceklerin tahrişi ve yumuşak olmayan diş fırçalama işlemleri ve iyi adapte olmayan protezlerin neden olduğu vuruklar aft için uygun zeminin oluşmasına yardımcı olurlar.

4) DİŞ MACUNU
Diş macunlarının temizleme özelliğini artırmak için köpük yapıcı olarak yapılarına katılan "sodyum lauryl sulhate" ( SLS ) mukoza hücrelerinin yıkımını artıran tahriş edici bir kimyasaldır. SLS bu özelliği ile aft oluşumu üzerine direkt etkili olan bir maddedir.
Özellikle aft sorunu olan kişilerin kullanabilmesi için günümüzde daha az oranda (%1.25) SLS içeren diş macunları üretilmektedir. (Tom’s of Maine Natural Toothpaste , Oral-B Sensitive Fluoride Toothpaste.)

5) SİSTEMİK HASTALIKLAR
Behçet Hastalığı: Genital ülser, konjuktivit, retinit, lokositoz gibi, birçok sistemik belirtiler yanında ağız içerisinde oluşan tekrarlayıcı aftlarla kendini gösteren bir hastalıktır.
Birçok malign ve otoümmin hastalıklarla birlikte de tekrarlayıcı aftlar görülebilmektedir.

6) DİĞER NEDENLER
B12 vitamini ve demir noksanlığı,sigara içme, tütün çiğnemenin gibi alışkanlıkların de aft oluşumuna katkıda bulunan önemli faktörler olduğu bilinmektedir.

Tedavisine gelince.....

Aftlar herhangi bir tedavi uygulanmasa da genellikle 7-10 gün sonra kendiliğinden iyileşmektedir.
Aft sorunu ile karşı karşıya olanların aşağıda sıralanan işlemlerden birini yada birkaçını uyguladıklarında daha rahat bir periyot geçirmeleri mümkündür:

Ağrıyı azaltmak ve iyileşme periyodunu kısaltmak için:

1-Sıcak, asidik ve tahriş edici gıdalardan kaçınılmalır.
2- "2% hydrogen peroxide" solusyonuna batırılan pamuk yada gazlı bez ile aft bölgesi temizlenebilir.
3-Su ile karbonat karışımından hazırlanan ince yapılı bir krem aft üzerine sürülebilir.
4-Yarım bardak suya yarım kaşık tuz ilavesi ile elde edilen solusyonla günde üç kez gargara yapılabilir,
5-Yemeklerden önce aft bölgesine "xylocaine" solusyonu ya da ağız için hazırlanmış anestezik kremler uygulanabilir.
6-Aft üzerine uygulanacak "orabase", "Gly-xide", "Cankaid","Ambesol" gibi ağız içi kremler uygulanabilir.
7-"sucralfate" tableti ılık suda eritip gargara yapılabilir.
8-Özellikle aftı başlangıç aşamasında "tetrasiklin" tableti suda eriterek elde edilen solusyon ile gargara yapmak aftın fazla büyümesini engeller ve ağrıyı azaltır.
9-ene aftın başlangıç safhasında bölgeye bir topikal steroid "%0.1 lik triamcinalone" uygulanması ya da steroidli bir gargara "betamethasone syrup" ile gargara yapmak aftın fazla büyümesini engeller ve ağrıyı azaltır.
10-"Chlorhexadine" gargaralar iyileşme periyodunu kısaltır.
11-"Tetrasiklin" şurup la hazırlanan 12,500 unite "nystatin", 1.25 mg "diphenhydramine", ve 0.25 mg/m "hydrocortisone" karışımı ’shotgun’ solusyonu olarak kullanılabilir.

Cinsel bölgedeki yaralara dikkat

Tüm dünyada Türkçe olarak anılan tek hastalık olan Behçet hastalığı ilk olarak basit belirtilerle kendini gösterse de vücutta tüm sistemleri olumsuz etkileyerek ölümcül sonuçlara neden olabilir. Ağzınızda senede 3’ ten fazla aft çıkıyorsa, Cinsel bölgenizde yaralar oluşuyorsa, Vücudunuzda sivilce benzeri lezyonlar, bacaklarınızda ağrılı kızarık şişlikler görülüyorsa anlamlandıramadığınız bu şikayetler Behçet hastalığına işaret ediyor olabilir. Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ayfer Aydın ,“ Ağız yaraları ve Behçet hastalığı ilişkisi” Behçet hastalığı nasıl bir hastalıktır?

Behçet Hastalığı, başlangıç aşamasında ağız içi ve cinsel bölgede yaralarla ortaya çıkan ;ancak bütün sistemleri tutabilen ve hastanın yaşam kalitesini ciddi bir şekilde etkileyebilen, hatta hastanın ölümüne neden olabilen bir hastalıktır. 1937 yılında bir cilt hastalıkları uzmanı olan Hulusi Behçet tarafından tanımlanmıştır.

Behçet Hastalığının nedenleri nelerdir?
Hastalığın tam olarak nedeni bilinmemekle birlikte, otoimmün (bağışıklık sistemini ilgilendiren )bir hastalık olarak tanımlamaktadır. Otoimmün hastalıklarda bağışıklık sistemi vücuttaki dokulara karşı savaşa geçer. Hastalığın gelişiminde bakteri ve virüs enfeksiyonlarının rolü olabileceği de düşünülmektedir. Genetik geçiş şekli tam olarak bilinmemekle birlikte, hastalığın ortaya çıkmasında kalıtımsal faktörlerinde rol oynadığı bilinmektedir. Ağızda çıkan yaralar

Ağızda oluşan aftlar Behçet hastalarının hemen hepsinde vardır. Bu belirti, hastalığın diğer belirtileri ortaya çıkmadan yıllarca önce tek başına görülebilir. Yaralar; yanak içi, dil, dudaklar, yumuşak damakta tek ya da çok sayıda ortaya çıkabilir. Yaraların ortası kirli beyaz, etrafı kızarık ve ağrılıdır. Genellikle 7 ile 14 gün içinde iyileşirler. Bu ağız yaralarının en önemli özelliği, yıl içinde tekrar tekrar ortaya çıkmasıdır ancak; tekrarlama sıklığı hastadan hastaya değişir.

Genital bölgede görülen yaralar
Ağızdaki aftlara benzer şekilde genital bölgede de yaralar çıkabilir.

Diğer Deri Belirtileri
Ağız ve genital bölgede görülen aftlar dışında deride görülen belirtiler, hastalığın başlangıcında veya seyri esnasında sık görülür. Genelde bacakların ön yüzünde 1-5 santimetre çapında, kırmızı ve ağrılı sertlikler görülür. Bunlar nadiren gövdede düzensiz ve dağınık olarak ortaya çıkabilirler. Bu lezyonlar bir hafta-on gün içinde, yara haline dönmeden, çoğunlukla yerlerinde hafif bir leke bırakarak iyileşirler. Sivilce benzeri belirtiler, sırt, yüz, göğüs, kasıklar, kalçalar, cinsel bölge, kol ve bacaklarda ortaya çıkan, mikropsuz; ancak iltihaplı görünümde lezyonlardır. Görünüm açısından sivilceden farklı değildirler. Bu nedenle hastalığın diğer belirtileri ile birlikte değerlendirmek bir anlam taşır. Vücudun genellikle; koltuk altı, meme, ayak parmak araları ve cinsel bölge haricinde, ağız içindeki aftlara benzeyen yaralar görülebilir. Bunlar diğer belirtilere göre daha az ortaya çıkar. Behçet hastalığı deri dışında hangi organları tutar?
Behçet Hastalığı Tüm organ sistemlerini tutabilen ve ciddi sonuçlar doğurabilen bir hastalıktır.

Göz tutulumu: Bu, hastalığın en ciddi tablolarından biridir. Tutulum genellikle iki taraflıdır. Gözler hastalığın başlangıcından sonraki ilk 3 yıl içinde tutulabilir. Bu tutulum alevlenmelerle giden, tekrarlayıcı bir seyir gösterir. Gözün hem ön hem arka kamaraları tutulur. Her alevlenmeden sonra, giderek körlüğe neden olacak bazı yapısal hasarlar oluşturabilir.

Eklem tutulumu: Genellikle, ayak bileği, diz, el bileği ve dirsek eklemleri etkilenir. Monoartiküler (tek eklem tutulumu ) ya da oligoartiküler (4 ya da daha az eklem tutulumu) gözlenir. Bu iltihap genellikle birkaç hafta sürer ve eklemde hasar bırakmadan düzelir.

Nörolojik tutulum: Sara nöbetleri, artmış kafa içi basıncıyla ilişkili baş ağrısı ve beyin bulguları karakteristiktir. En ağır biçimi, erkeklerde görülür. Bazı hastalar, psikiyatrik problemler geliştirebilir.

Gastrointestinal tutulum: Mide- bağırsak sisteminde de ülserler (yaralar) görülebilir.
Hastalığın Tanısı

Behçet hastalığı bir vaskülittir yani bir damar duvarı iltihabıdır. En önemli ve diğer belirtiler henüz ortaya çıkmadan kendini gösteren ilk bulgu: ağızda tekrar eden yaralardır(aftlar)

Behçet hastalığında bütün bulgular bir arada olmadığında tanı koymak zor olabilir. Eğer hastada ağızda, cinsel bölgede, göz ve deride bulgular varsa tanı kolaylaşır.

Hastalığın tanısı aşağıdaki kriterlere göre konulur:

Yılda en az 3 kez ağızda tekrar eden aft ile birlikte aşağıdaki kriterlerden iki veya daha fazlasının bulunması:

Cinsel bölgede yaralar Göz tutulumu (Üveit ve retinada hasar) Deri bulguları Pozitif paterji testi (Behçet hastalığını tanımak için yapılan bir test) Paterji (Derinin Özgün Olmayan Reaksiyonu) derinin aşırı duyarlılığını ortaya koyan bir testtir. Paterji testi, hastanın önkol derisine steril bir iğne batırılarak yapılır. Reaksiyon 24 saatte belirginleşip 48 saatte maksimum seviyeye ulaşır. Önce kırmızı 1-2 milimetrelik bir kabarıklık iken steril cerahatli sivilce haline de dönebilir. Paterji testinin pozitif olması Behçet hastalarında pozitif tanı kriteri olarak kabul edilir. Tedavisi
Tedavinin seçimi hastanın klinik belirtilerine bağlıdır. Alevlenmeler ve düzelmelerle seyreden bu hastalık zaman içinde belirtilerinin hafiflediği veya kaybolduğu devreler gösterebilir. Tedavi lokal(haricen) ve sistemik olmak üzere iki kısımdan oluşur. Lokal tedavi deri, ağız içi ve cinsel bölge belirtilerinde uygulanır. Sistemik tedavi ise organ tutulumlarında kullanılır.

Behçet hastalığı bütün organları tutabilen bir hastalık olduğu ve sonuçları tutulan sisteme bağlı olarak (Örneğin göz tutulumu körlük ile sonuçlanabilir) hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilemesinin yanı sıra hastanın ölümüne dahi neden olabilir. Bu nedenle hastalığın erken tanı ve tedavisi çok önemlidir. Hastalık tekrarlayıcı olması sebebiyle bir uzman tarafından düzenli takip gerektirir.

MENOPOZA GİRERKEN NELER YAPILMALIDIR

Menopoz, adetlerin kesilmesiyle oluşan doğal bir sürecin başlangıcıdır. Türkiyede ortalama menopoz yaşı 48’dir. 40 yaş altını “erken menopoz”, 55 yaş üzerinde “geç girilen menopoz” yaşı olarak değerlendiriyoruz. Erken menopoz hormon tedavisini gerektirir, geç menopoz kendi hormonal aktivitesi fazla ve uzun süren kadınlarda oluşur. Başta genetik faktörler olmak üzere diğer hormon sistemlerinin dengesizliği, bir kısım ilaçlar, radyasyon, aşırı stres gibi sorunlar menopozun başlangıcını etkilemektedir.
Bazı kadınlarda menopoz aniden başlar, bazılarında ise önce düzensiz adet kanamaları, sonra menopoz oluşur. Menopoza girerken oluşan hormonal salgı düzensizliği nedeniyle hormon etkisine açık organlarda, özellikle rahimin içindeki tabakada ve göğüslerde bir kısım zararlı etkiler olabilir. Rahim içindeki tabakanın kalınlaşması rahim içi kanserine zemin hazırlayabilir. Bu arada olan aşırı kanamalar kişiyi halsiz bırakabilir. Rahim içinden doku örneklemesi yapılması gerekebilir. Kansızlıkta demir tedavisiyle destek yapılabilir. Kanama bozukluğu veya rahim içinde hücre bozulmaları başlangıcı durumunda zararı önleyici hormon tedavisi gerekebilir.
Psikolojik sıkıntılarda antidepresif tedaviden, ateş ve ter basmasında düzenli östrojen kullanımından fayda alınabilir. Menopoza girerken yapılan hormon tedavisi sırasında eski adet düzeni bir müddet daha sağlanabilir. Bu hanımlar ilk kez kemik yoğunluğu tayini yaptırabilirler, kalsiyum benzeri tedaviler başlanabilir.
Mamografiler menopoza kadar 2 yılda bir iken menopoz sonra yılda bir’e düşer. Mammografiyle birlikte meme ultrasonu yapılması teşhisi tamamlar.
Kısacası, kadın hayatında ergenlik ve beraberindeki tıbbi-sosyal sıkıntıların benzeri menopoza girilirken de yaşanabilir, bu sebeple başta kadın-doğum uzmanı olmak üzere doktor kontrollerinin sıklaşması doğaldır. Bunu, uçağın iniş-kalkışı sırasında otomatik pilottan çılılmasına benzetebiliriz. Menopoz başladıktan sonra durum kontrol altına alındığından normal bir takip başlayabilir.
Er veya geç bu süreç başladığında, hanımların normal günlük yaşamlarını bozmadan, egzersiz ve doğal beslenmeye önem vererek, sosyal ilişkilerini daha da geliştirerek, ailesiyle de mutlu olmaya devam ettiği sürece, geçiş döneminin çok daha sıkıntısız olacağını bilinmekte.

Saç maskeleri

Boyalı, röfleli ve biyoformlu saçlar daha kolay yıpranır. Eğer saçlarınız çok yıpranmış ise kestirmelisiniz.Hafif yıpranmış saçlar bile uçları ve kırıkları alınmadan canlanmazlar. Kesimden sonra saçınızı maskeyle besleyebilirsiniz.

Hazır saç maskeleri ya da zeytinyağı ve bademyağı gibi malzemeler bakım için uygundur.

Kuru ve yıpranmış saçlara muz ve bal maskesi iyi gelir. Potasyum, A, B ve C vitaminleri yönünden zengin olan bu maskeyi haftada bir kez uygularsanız, saçlarınız yumuşak, canlı ve dolgun bir görünüme sahip olur.

Bunun için gerekli malzemeler ise şöyledir ; bir muz ve bir yemek kaşığı bal. Malzemelerinizi, pürüzsüz bir kıvama gelinceye kadar karıştırın. Saçlarınızı ılık suyla yıkayın ve ardından karışımı masaj yaparak saçlarınıza iyice yedirin. Başınıza sıcak bir havlu sarıp 20 dakika bekleyin. Ardından saçlarınızı durulayıp şampuanla yıkayın.

Doğal cilt temizleme

Cildiniz hassatır ve özen göstermelisiniz.

Yüz gram badem yağı, 25-30 gr vazelin ve 25-30 gram lanolini cam bir kasenin içine koyup kaynayan su ile dolu ayrı bir kaba yerleştirerek yağları eritin.

Daha sonra soğuyuncaya kadar karıştırın. Bir parça pamuk yardımı ile cildinize sürerek temizleyin. Cilt Bakımı 3-4 kaşık kayısı yağı, 1 kaşık tere yağı, 3 kaşık susam yağı ve 1 kaşık arıtılmış suyu iyice karıştırın. Krem kıvamına geldikten sonra pamuk yardımı ile cildinize sürerek temizleyin. (Buzdolabında muhafaza edebilirsiniz.)

Yarım fincan tatlı badem yağını yarım fincan zeytinyağlı sabun ve yarım çay kaşığı yulaf unu ile birlikte iyice karıştırın. Bu karışımı cam bir kavanozun içine koyup buzdolabında saklayın. Kullanacağınız zaman gerektiği kadar hazırladığınız karışımdan alıp içine bir su bardağı su ile bir avuç ıhlamur katarak kaynatın.

Başınızın üzerine bir havlu veya çarşaf örtüp cildinize bu karışımın buharı ile beş dakika kadar buhar banyosu yapın. Biraz zahmetli fakat cildi yumuşacık yapan, derinlemesine temizleyen bir buhar banyosu...

Kuru ciltlere marulla canlansın

Birkaç tane marul yaprağını kaynar suya batırıp iki dakika boyunca bekletin... Yaprakları temizlenmiş yüzünüze ve boynunuza uygulayın. 2yirmi dakika kadar bekleyip yüzünüzü ılık su ile yıkayın. Havlu ile tampon yaparak kurulayın.fark edeceksiniz.

Limon maskesi yağlı ciltler içindir

Cildiniz çok yağlıysa baş edemiyorsanız işte tam size göre.
iki adet limonun kabuğunu soyup kabuklarını iki tam çorba kaşığı suyun içinde üç dakika bekletin. Daha sonra bunları püre halinde ezin ve canlandırıcı maske olarak sürün.. Temizlenmiş cildinize pamukla sürüp birkaç dakika bekleyin. Ilık suyla yıkayıp havlu ile kurulayın ve ardından günlük nemlendiricinizi sürün.Farkı hissediceksiniz.

Kivi maskesi Kırışıklıklara karşı

İşte size kivi maskesi.Birkaç tane kiviyi soydukdan sonra eziniz vede püre haline getirin. Suyunu süzüp posasını temizlenmiş yüzünüze ve boynunuza masaj yaparak sürünüz. Yirmi dakıka boyunca bekleyip ılık suya batırılmış pamukla silin ve daha sonra ılık suyla yıkayıp havlu ile kurulayınız.Farkı göreceksiniz.

Cilt nemlendirilmesi gerekir

Herkesi cilt nemlendirici kremlerden kullanır.Peki bunları nasıl almalıyız? Yüksek maliyetli demek her zaman en iyisi demek değildir.Kişilerin cildi farklıdıır.Bu yüzden cildinize göre ürün seçmeli ve bunları seçerkende çok dikkatli davranmalısınız.Yanlış ürün alıp pahalı diye sevinmeyin aldanırsınız.Hem cildinize hem cebinize zarar vermiş olursunuz.cilt bakımı için daha dikkatli davranmalısınız.

Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi cildiye uzmanı Şerife Günel, krem satın alırken sadece fiyatına bakılmaması gerektiğine dikkat çekiyor. Günel, cilt bakımında bilinçli hareket etmenin son derece önemli olduğunu vurguluyor. Cildiye uzmanı Günel, “Maalesef insanlar aldıkları krem pahalı olduğunda o ürünün kendisine çok iyi geleceğini düşünüyor. Ama bu son derece yanlış bir düşünce. Çünkü önemli olan, ürünün çok pahalı olması ya da ünlü bir marka taşıması değil, kişinin cildine uygun olmasıdır.” diye konuşuyor. Şerife Günel’e göre, kişilerin öncelikle ciltlerini çok iyi tanıması gerekiyor. Bakıma başlamadan önce kapsamlı bir cilt analizi yaptırarak hangi ürün grubunun kullanılması gerektiğine karar verilmeli. Böylece yağ, nem ve elastikiyet oranı göz önünde bulundurularak cildin yağlı, kuru, normal, olgun ya da hassas olduğuna karar verilebiliyor. Çünkü cilt yaşı her zaman esas yaşımızla doğru orantılı olmayabiliyor. Özellikle hassas cildi olanların bu konuda daha da dikkatli davranması gerekiyor. Bu tür yapıya sahip olanların ürün almadan önce cilt analizi yaptırması büyük önem taşıyor. Yazın güneş ışınlarından korunmak için nemlendirici sürülmesi gerekiyor. Kış aylarında da soğuk havanın özellikle yüz bölgesinde oluşturduğu zarar, nemlendirici kremlerin uygulanmasını zorunlu kılıyor.

Kullanılan nemlendiricilerin ise kesinlikle göz çevresine sürülmemesi büyük önem taşıyor. Bunun sakıncalarını cildiye uzmanı Şerife Günel şöyle aktarıyor: “Yüze sürülen nemlendiriciler kesinlikle göz çevresine kullanılmamalı. Bu nedenle sürülen kremler yüze tatbik edilirken çok dikkatli olunmalı. Aksi halde nemlendiricilerin su tutma özelliği olduğu için gözaltında torbalanmalar oluşturabiliyor....

Cilt bakımında ellerin çok fazla ihmal edildiğine dikkat çeken Günel, bunun yanlış olduğunu ifade ediyor. Cildiye uzmanı, yaşlılığın en fazla ellerden görülebildiğini bu nedenle sağlıklı ve genç bir görüntü için el bakımının önemli olduğunu kaydediyor. Bakılan bir cilt ile bakılmayan arasındaki farkın ilerleyen yaşlarda kendisini çok daha hissettirdiğinin unutulmaması gerekiyor.

Sağlıklı bir cilt için unsurlar...

- Hiçbir zaman kalitesiz makyaj ürünleri kullanmayınız.

- Sigara en büyük düşmanınızdır..

- Makyaj temizlemeden sakın yatmayınız.

- Aşırı güneş altında kalmak cildin zamanından çok önce yaşlanmasına sebep oluyor. Bu nedenle özellikle yazın öğle saatlerinde dışarıya çıkılırken nemlendirici kullanılmalı.

- Cildin içeriden de nemlendirilmesi gerektiği için günde iki litre su içiniz.

Kış Cilt bakımı ve korunması nasıl olmalıdır?

Kışın soğuk hava ve nemsizlik cildimizi kurutur.Buna karşı önlemler almak gerekir.Bakın Cilt bakımı hakkında kışları neler yapmamız gerekmekte...


Atatürk Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Teoman Erdem, kış aylarında soğuk havanın etkili olduğu günlerde, cilt hastalıklarına karşı dikkatli olunması konusunda uyardı.

Doç. Dr. Erdem, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi’nde, kış mevsiminin cilde olumsuz etkisinin diğer bölgelere göre daha fazla olduğunu belirterek, “Derimiz her an dış dünyayla irtibat halinde olduğundan fiziksel etkenlerden etkilenmemesi düşünülemez. Kış mevsiminde de cildimizi tehdit eden birçok etken vardır. Kışın soğuk-kuru hava, düşük nem, rüzgar, kirli hava ve asit yağmurlarına dikkat edilmeli” dedi.

Doç. Dr. Erdem ayrıca, günlük ve tekdüze hayat, kapalı ortamlarda kalma, düzensiz beslenme ve depresyon yapıcı melatoin hormonunun güneşsiz ortamlarda daha fazla salgılanması sonucunda kış aylarında insanların daha fazla stresli ve depresyona eğilimli olduklarını söyledi. Bu durumun akne (sivilce) ve egzama gibi bazı cilt hastalıklarını artırdığına dikkat çeken Erdem, “Kış aylarından en çok yaşlılar, çocuklar ve derisi kuru olanlar etkilenir. Deri kuruluğunun tedavisinde ve önlenmesinde nemlendiricilerin kullanılması temel yaklaşımdır” diye konuştu.

Doç. Dr. Erdem, piyasada satılan nemlendiricilere karşı da vatandaşları uyararak, saf vazelinin tercih edilmesi gerektiğini bildirdi. Saf vazelinin hem ucuz hem de deriyi en iyi nemlendiren ajanlardan biri olduğuna dikkat çeken Erdem, şunları söyledi:

“Derinin sık sık suyla temas etmesi de bu kuruluğu artırmaktadır. Bu nedenle banyodan ve eller yıkandıktan sonra nemlendirici sürülmelidir. Sürülen nemlendiricinin saflığı önemlidir. Saf vazelin, tercih edilecek ilk nemlendirici olmalıdır.”

Erdem, bazı vatandaşların dudaklarını sık sık dilleriyle ıslattıklarını da hatırlatarak “Bu işlemle dudakların nemleneceği sanılmaktadır, aksine bu işlem dudakları daha da kurutmaktadır” dedi.

Doç. Dr. Erdem, soğuğun cilde olumsuz etkisini önlemek için nemlendirici dışında, sokağa çıkıldığında soğuktan koruyucu giysiler giyilmesi ve eldiven kullanılmasının yararlı olacağını belirtti.

Evlerin nemlendirilmesinin de önemine değinen Erdem, kalorifer peteklerinin üzerine ıslak havlu konulması veya soba kullanılıyorsa, sobanın üzerine bir demlik su konulmasının odanın nemlendirilmesi açısından uygun olacağını ifade etti.

Erdem, günde en az 1-1,5 litre su içilmesinin de derideki nem oranını artıracağını kaydederek, özellikle kirli havaya daha fazla maruz kaldığı için saçların da bere veya şapka kullanılarak korunması gerektiğini sözlerine ekledi.

Fesleğen ile cilt bakımı

Cildiniz de pürüzler mi var?

Bu konuda taze ya da kuru fesleğen imdadınıza yetişecektir. Fesleğen, temizleyici ve canlandırıcı etkisiyle hücreleri yenileyerek cildin elastikiyetini artırıp ışıltılı bir görünüme kavuşmasını sağlıyor. Haftada 1 veya 2 kez fesleğen maskesi uygulamanız fayda sağlar.

cilt maskesi
bir avuç kuru fesleğen yaprağını bir çay fincanı kaynar suya atın. 1 çorba kaşığı süt tozu ilave edip ılınmaya bırakın. Süzüp cildinize dairesel hareketlerle masaj yaparak yedirin ve temizleyici olarak kullanın. Özellikle kuru ciltler için çok yararlı bir doğal temizleme ürünü.

Fesleğenin faydaları
Saçlarınız mı dökülüyor? Özelikle taze fesleğen kullanmanızı öneriyoruz. Saç dökülmesini yavaşlatıyor. Bir demet fesleğen yaprağını yarım litre suda kaynatıp süzün. Ilınınca bir şişeye alıp ağzını kapatın. Her yıkamada saç diplerinize friksiyon yaparak uygulayıp saçınızı iyice yıkayın.

meyvelerle cilt bakım maskeleri

İşte güzel olmanın sırları. Cilt bakımı için meyvelerin faydaları.

Armut Maskesi: Bir adet olgun armudu soyup cam bir kasenin içinde çatalla iyice ezin. kalın bir tabaka halinde yüzünüze sürün. 15 dakika bekledikten sonra cildinizi yıkayın. Armut maskesi cildi beslemek ve serinletmek, için ideal bir maskedir.

Ahududu Maskesi: Ahududu bol miktarda A vitamini içerdiği için cilde pürüzsüz ve kadife gibi bir görünüm kazandırır. Bir avuç dolusu ahududuyu cam bir kasenin içinde püre haleni gelene kadar ezin. Cildinizi temizledikten sonra ezilmiş ahududuyu cildinize uygulayın. 10 dakika beklettikten sonra cildinizi yıkayın.

Avokado Maskesi (Cilt Kırışıklıkları İçin): Bir tane avokadonun kabuklarını soyup çatalla ezin. İçine yarım tatlı kaşığı bal, bir tatlı kaşığı elma sirkesi ve bir tane çırpılmış yumurta sarısı ekleyip iyice karıştırın. Karıştırma sırasında içine üç yemek kaşığı zeytinyağını da yavaş yavaş ekleyin.

Yüzünüze, boynunuza ve dekolte bölgenize bol miktarda sürüp yarım saat bekleyin daha sonra bu bölgeleri ılık su ile yıkayın.Kırışıklıklar ve özellikle kuru ciltler için etkili bir maskedir. Ayrıca avokadoyu lapa halinde de tek başına cildinize kompres yaparak uygulayabilirsiniz. Hem cilt bakımınızı yapmış hem de kırışıklıklarınızın kaybolmasına yardımcı olmuş olursunuz.

Çilek Maskesi: Bir avuç dolusu çileği cam bir kasenin içinde püre haline gelene kadar çatal yardımı ile ezin ve yüzünüze sürün. (Eğer kuru bir cilde sahip iseniz pürenin içine birkaç damla badem yağı veya bir kaşık süt kreması katın.) 10 dakika bekledikten sonra cildinizi ılık su ile yıkayın. (Cilt Bakımınız için son derece faydalı ve etkilidir. Ancak alerjisi olan ciltler için önerilmez dikkat edilmesi gerekir unutmayınız...)

Cilt temizliği ve siz

Cilt bakımı ilk önce cilt temizliği ile başlar.

Sizde kendi evinizde uygulayabileceğiniz doğal ve gerçekten işe yarayacak yöntemlerle cilt temizliği yapmak ve güzel bir cilde sahip olmak sandığınız kadar da zor bir şey değildir göreceksiniz.

Bütün ciltler için yoğurtlu ballı temizleme kremi:

üç çorba kaşığı balı ısıtarak eritin. onaltı çorba kaşığı yoğurt ve beş çorba kaşığı mürver çiçeğini(aktarlarda bulabilirsiniz) hafif ateşte yarım saat kaynatın. Beş saat beklettikten sonra süzün. İçine balı ilave edin ve iyice karıştırıp bir kavanoz veya şişeye koyun. İyice karıştırıp şişeye doldurun. Bu kreme batırdığınız bir parça pamukla yüzünüzü temizleyin.

Kuru ciltler için: Gece yatmadan önce yağı alınmış süte batırdığınız pamukla yüzünüzü silin ve on beş dakika bekleyin. Daha sonra ılık suya batırılmış pamukla yüzünüzü silin ve kurulayın. Sonra kremle güzelce masaj yapın.

Yağlı Ciltler için :Cildiniz yağlıysa günde iki defa aşağıdaki gibi temizleyerek sonuca ulaşın.

Önce bir kaba sıcak su koyun.İçine bir avuç kadar kuru papatya ufalayın. beş dakika bekletip süzünüz. daha sonra ise küçük ve yumuşak bir havluyu bu suya batırarak iyice ıslatıp sıkın ve yüzünüze kompres yapın. Bubu beş dakika devam ettirin. Daha sonra yüzünüzü gülsuyuna batırılmış pamukla silin. Not: (En iyi gül suyunu elde etmek için bir şişe veya kavanozun içine aldığı kadar gül yaprağı doldurun ve üstüne arıtılmış su katıp ağzını kapatın. onbeş gün sonra doğal gül suyunuz hazır olacaktır....)

Normal Ciltler için : Bir avuç üzümün suyunu sıkın ve bu suya batırdığınız pamukla cildinizi iyice silin. onbeş dakika bekledikten sonra yüzünüzü ılık suyla yıkayıp kurulayın. Çok etkili bir cilt temizleme yöntemidir deneyin...

İki bardak yağmur suyuna 10-15 damla gliserin koyun ve karıştırın. Bu su ile yüzünüzü iyice yıkayıp yumuşak bir havlu ile kurulayınız..

Küçük bir tasa koyduğunuz suya yumuşak bir traş fırçasını batırıp yüz sabunuyla iyice köpürtün ve yüzünüzü güzelce fırçalayın. Daha sonra yumuşak bir havluyla yüzünüzü kurulayın.

uyarı : cilt temizliği için alkol ve kolonya kesinlikle kullanmayınız. Çünkü alkol ve kolonya cildin çabuk kırışmasına sebep olur dikkat ediniz...

Göz bakımı

Gözlerinizde özel bakım ister.Asla ihmal etmemelisiniz.Şimdi burdaki tavsiyelere kulak asalım.

Göz Çevresi Kırışıklıkları İçin yapmanız gerekenler :

Bir çorba kaşığı badem yağı vede bir çorba kaşığı soya yağı ve bir çorba kaşığı avokado yağını güzelce karıştırın. Her gece yatmadan önce göz çevrenize yumuşak hareketlerle masaj yaparak karışımdan sürünüz. Sabah kalktığınızda yüzünüzü yıkayıp yumuşak bir havlu ile kurulayın.Farkı göreceksiniz.

Göz altındaki torbalara tavsiyeler

Mutfakdan aldıgınız patatesi halka şeklinde kesip gözlerinizin üzerine koyun ve 15-20 dakika gözlerinizi bu şekilde dinlendirin. Hem göz altlarınızdaki torbaların giderilmesinde hem de gözlerinizdeki kızarıklıkların geçmesinde yardımcı olur.. Ayrıca gözlerinizdeki kızarıklıklar için bir parça pamuğu şekersiz çaya batırıp gözlerinize kompres yapabilirsiniz.

Göz Altındaki Şişlikler...
Küçük bir parça buzu gözlerinizin altında sabit tutmadan yani gezdirerek 5 dakika kadar bekletmek yeterli olacaktır..

Göz Altındaki Morluklar :

Orta boy 1 adet salatalığı rendeleyip buzlukta buz kalıplarının içinde dondurun. Daha sonra dondurulmuş bu salatalık küplerini gözlerinizin mor kısımlarında beş dakika kadar gezdirin.Deneyin ve görün.
Bir adet patatesi rendeleyip suyunu çıkartın. Bu suya batırdığınız bir parça pamukla göz çevrenize kompres yaparak uyglayınız.

Dirsekleriniz pürüzsüzleşsin.

Derimiz dirseklere oranla daha kurudur.. Fakat eğer fazla kalınsa, yediklerinize dikkat etmekte fayda var. Acaba, yeterli A vitamini alıyor muyuz? Yumurta sarısı, havuç, kabak ve tereyağı A vitamini açısıdan zengin olan çeşitli besinlerdir

Şimdi biraz daha açalım.

1-Dirseklere, banyo ya da duş sırasında, lif eldiven, sert ve doğal kıllardan yapılmış bir banyo fırçası ya da bitkisel liflerden bir sünger ile masaj yapmayı deneyin. Böylece renkleri açılacak ve yumuşayacaklardır.Lakin krem ya da bonya sonrası yağı ile nemlendirmeyi unutmayın.

2-Haftada ibirkaç kez kez, doğal yollardan elde edeceğiniz yumuşatıcı bir kimyasal aşındırma uygulayabilirsiniz. Ilık badem yağı batırılmış bezi diseklerinize sarın (dirseklerinizi direk olarak yağın içerisine de batırabilirsiniz.). Bu uygulamanın ardından, üzerine bol miktarda bol miktarda sofra tuzu döktüğünüz yarım limonla dirseklerinizi ovun. Duruladıktan sonra, bolca krem sürün.

3-Aynı miktarlarda kremden ve de baldan oluşan bir karışıma bir kaç damla zeytinyağı ilave ederek masaj yaparsanız yumuşatıcaktır.

4-Dirsekleriniz çok sertleşmişse, maydanoz size iyi gelir. 50 gr maydanoz üzerine 100 gr kaynar su dökün. İki hafta boyunca her gün, bu suya yıkama yaparak ya da buna batırılmış bezleri dirseğinize sarın farkı göreceksiniz.