Cilt Bakımı,Cilt maskesi,Sivilceler için maske,Siyah noktalar,Saç Bakımı,Normal Cilt Bakımı,Saç Sağlığı,aç Bakımı Saç Maskeleri saç dökülmesi saç bakım ürünleri evde saç bakımı saç maskeleri doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı erkek cilt bakım saç bakımı cilt maskeleri cilt lekeleri siyah noktalar sivilceler Bitkisel Cilt Bakımı Cilt Bakımı ve Güzellik Kuru Cilt Bakımı doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı epilasyon laser epilasyon

Blog Arşivi




Göğüs Küçültme

Meme küçültme ameliyatı, sadece meme şekli ve büyüklüğünü iyileştirmekle kalmaz aşırı büyüklükteki memelerin oluşturduğu boyun ve sırt ağrısı gibi, hastaların sıklıkla şikâyetçi olduğu sorunlara da kalıcı bir çözüm getirir. Memelerdeki aşırı büyüklük, ergenlik sonrası dönemde ortaya çıkabileceği gibi, gebelik sonrasındaki dönemde ciddi bir boyuta ulaşabilir. Diğer bir grup hasta ise sorunun çözümünü bilemediği için uzun bir dönem boyun ve sırt ağrıları çektikten sonra bir fizik tedavi uzmanı tarafından plastik cerraha gönderilir.

Doğru hasta seçimi:

Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı gibi meme küçültme ameliyatları için başvuran hastalar üç grupta değerlendirmek gerekir.

1-Ergenlik sonrası dönemde aşırı büyük memeleri nedeniyle daha çok sosyal ve psikolojik anlamda rahatsız olan genç hasta grubu. Bu hastalar, bir yandan vücut imajları ile ilgili mutsuzluk yaşarlarken diğer yandan da uygun kıyafet bulmak ve giyinmekte güçlük çekmekte arkadaş ve çalışma ortamlarında alay konusu olmaktan korkmaktadırlar.
2- Gebelik öncesi dönemde sınırda olan meme büyüklüğü sorununu bir ölçüde tolere etmiş ancak gebelikle ve süt verme ile birlikte aşırı derecede büyüme sonrası hem sosyal-psikolojik sorunlar yaşayan hem de baş-boyun ağrılarından yakınan orta yaş grubu hastalar.
3-Meme büyüklüğüne ait sosyal-psikolojik sorunları geride bırakmış, hatta gebelikler sonrasındaki erken dönem baş-boyun ağrılarına bir süre sonra katlanmaya alışmış ancak ileri yasta kemik erimesinin başlamasıyla birlikte bu sorunları artık göz ardı edemeyen ve ancak bir fizik tedavi uzmanının yönlendirmesi ile plastik cerraha gelmiş ileri yaş grubu hastalar. Bu hastaların vücut şekilleri meme büyüklüğünün değiştirdiği vücut ağırlık merkezlerini telafi etmek amacıyla omuzların öne doğru olduğu hafif kambur bir görünümdedi




İnci gibi dişler için ipucu

Yanlış diş fırçası seçimi, çay-kahve alışkanlıkları, ağız kokusu gibi etkenler yüzünden gülümsemeniz ışıltısını kaybetmesin…Dişlerinizin şekli, kendinize duyduğunuz güvene katkıda bulunan fiziki şartlardan biridir. Kendi hakkınızdaki düşünceleriniz de iş ve özel hayatınızı doğrudan etkiler. Nasıl mı? Daha güzel ve rahat gülümseyen kişiler kendileriyle barışık, özgüveni yüksek ve sosyal kişilerdir. Bu da çevrelerine pozitif enerji verir ve sempati kazandırır. Yapılan araştırmalar bu sonucu doğruluyor. Unutmayın, yüz güzelliğinde dişlerin görüntüsü en önemli etkenlerden biridir. Aynı zamanda (küçük düzeltmelerin de en çabuk fark yarattığı bölgedir. Bu sebeple yüzünüzün görünüşü ile ilgili endişe re problemleriniz varsa, önce dişlerinize bir göz atmanızda fayda var. O halde, güzel bir gülümseme ve daha estetik görünen dişler için bilgilerinizi tazelemenin zamanı geldi! Creadenta Ağız ve Diş Sağlığı Merkezimden Diş Hekimi Elif Özcan, bu konularda bizleri bilgilendirdi, doğru ve yanlışları anlattı.

1) Elle fırçalamak, otomatik diş fırçalarıyla fırçalamaktan daha mı sağlıklı?

Büyük yanılgı! Yeni nesil elektrikli diş fırçaları geleneksel elle fırçalama yöntemlerinden kesinlikle çok daha sağlıklı sonuçlar veriyor. Çünkü bu son model fırçalar, dakikada binlerce titreşimle çok daha derinlere nüfuz ederek plak oluşumunu önlüyor ve zamanlama özellikleri sayesinde ilci dakikalık ideal süreyi aşmanıza da engel oluyor.

2) Peki ne zaman normal diş fırçasından vazgeçip, elektrikli diş fırçalarını tercih etmek gerek?Diş fırçalama süreniz hakkında kuşkularınız var ise, çocuğunuza diş fırçalamayı sevdirmeye çalışıyorsanız, dişlerinizi normal fırçalar ile çok sert fırçalıyorsanız, dişeti hastalığınız ya da artıkları dişlerinizden uzaklaştırmayla ilgili problemlerinize karşı diş hekiminiz tarafından önerildiyse, normal fırçalar ile en arka dişlerinize ulaşamayıp, o bölgeyi temizleyemiyorsaniz, diş fırçalamanızı zorlaştıracak bir engeliniz veya ellerinizi kullanmada bir zorluğunuz varsa, sabit ortodontik tedavi görüyorsanız, yeni teknolojileri kullanmayı seviyorsanız, elektrikli diş fırçalarını tercih etmeniz gerekir.

3) Diş macununu sık sık değiştirmek gerekir mi?

Tam aksine. Diş macununu seçerken özel ihtiyaçlarınız olmadığı sürece (aşın diş taşı, dişeti hastalığı, hassasiyet vb.) alacağınız macunun florid içerip içermediği ne bakmanız yeterlidir. Çoğunluğun bu ekstralara ihtiyacı yoktur.

4} Dişleri hızlı ve kısa sûrede fırçalamak iyi sonuç verir mi?

Kesinlikle hayır. Dişler fırçalandığında amaç dişlerin mekanik olarak temizlenmesidir. Yapılan hesaplamalar, dişin her yüzeyinin yeterli derecede fırçalanması için 2-3 dakika gerektiğini göstermiştir. Dişlerin, bu sürenin altında doğru olarak fırçalanması mümkün değildir. Yani 30 saniyelik bir diş fırçalama sadece ağzınızın tadını değiştirir, fırçalama olarak bir şey ifade etmez. İnsanlann yaptığı en önemli hatalardan bin, bu kadar (tısa fırçalayarak dişlerini temiz tuttuklarına inanmalarıdır. Oysa düzgün olmayan bir fırçalama, dişleri çürüklerden korumaz. Diş fırçalamada önemli olan, fırçalama işlemidir. Diş macununa çok az görev düşer. Ayrıca yoğun baskı uygulayarak, hızlı ve kısa sürede diş fırçalamak, diş yüzeyinin zedelenmesine ve bir süre sonra çatlamalara yol açar. 0u yüzden şunu aklınızdan çıkarmayın: Küçük hareketlerle kırmızıdan beyaza, yani diş etinden dişlere doğru fırçalamayı deneyin

Şimdi ‘pantolon estetiği’

Bacak estetiğinin alanına giren birçok konu var. En önemlilerinden biri, baldırlara uygulanan estetik işlemler. Bu operasyonlar, ileri derecede kilo alıp vermiş kişilerde bacağın üst bölümünün sarkması nedeniyle uygulanıyor. Bu durumda bacakta oluşan ve deri fazlalığı olan bölgelerin adeta pantolon çeker gibi estetik operasyon ile yukarı çekilmesi söz konusu.

Bu sorun, bacağın iç ve arka kısımlarında da görülebiliyor. Daha da ileri durumlarda, örneğin 40-50 kilo veren kişilerde, eldiven gibi bacağın tüm üst bölümünün yukarı çekilmesi şeklinde bir ameliyat yapılması gerekiyor. Bu da oldukça zor bir ameliyat.

Bu konuda hastalara belli bir süre hareketsizlik öneriyoruz. Buradaki izlerin, özellikle kasık içindekilerin yerçekimiyle genişleyip aşağı doğru sarkabileceğinin hastaya anlatılması gerekiyor.

Bacaklardaki yağ çıkıntıları, bacağın görüntüsünü bozuyor. Bunu ortadan kaldırmakta ise en çok “liposuction” yöntemi kullanılıyor. Yağ fazlalıkları alınarak bu düzensiz çıkıntılar azaltılabiliyor.

Bacağın şeklinin çok kalın görünmesine neden olan yağ fazlalıkları da aynı şekilde alınıyor. Ancak kas yapısının artmasıyla oluşan deformitelere bir şey yapma şansımız yok.

5 Adımda Yumuşak Dudaklar

Kış geliyor, dudaklarınız yavaş yavaş kuruyabilir. Dudaklarınız sık sık çatlıyorsa, bu probleminizi çözmenin kolay yolları var. 5 adımda yumuşak dudaklara sahip olun! * Bir kumaş parçasını ıslak suya batırıp biraz sıkarak dudaklarınızda bekletin. Sıcak ve nemli bez dudaklarınızı yumuşatacaktır.
* Dudaklarınızı bol miktarda bal ile sürtün.
* Dudaklarınızı diş fırçanız ile ovun.
* Dudaklarınıza bir bez parçasıyla bal ya da erimiş şekeri güzelce sürün.
* Dudaklarınızı hafifçe ovun.

Kepçe Kulak Cerrahisi

Kepçe Kulak Cerrahisi


Otoplasti genellikle kepçe kulakları başa daha yaklaştırmak, eksik kıvrımlarını şekillendirmek veya büyük kulakları küçültmek amacıyla yapılır. Bu operasyon genellikle dört ve on yaş arasındaki çocuklara yapılmaktadır. Dört yaş itibariyle kulaklar hemen hemen tam olarak gelişmiş kabul edilir ve operasyon ne kadar erken yapılırsa çocukların dış çevrede karşılaşacağı problemler daha az olacaktır. Bu ameliyat erişkinlerde de yapılabilir ve erişkinler için ek bir risk söz konusu değildir.

Eğer kulak ameliyatını kendiniz veya çocuğunuz için düşünüyorsanız bu broşür size yapılacak işlemi anlamanıza yardımcı olacaktır.

Birçok cerrah, çocukların kepçe kulakları hakkındaki hissi sorunlarına ebeveynlerin duyarlı olmalarını önermektedir; çocuğunuz değişiklik isteyene kadar cerrahi için ısrar etmeyiniz.Kulakların şeklinden rahatsızlık duyan ve cerrahi isteyen çocuklar genellikle işlem sırasında daha uyumlu olmaktadırlar.
İlk görüşmede operatörünüz hastanın durumunu değerlendirecek ve en etkili tekniği önerecektir.Ayrıca cerrahi müdahale için nasıl hazırlanılması gerektiğini açıklayacaktır.

Otoplasti genellikle lokal anestezi altında yapılmaktadır; bazen doktorunuz müdahalenin hastahanede yapılmasını önerebilir, böyle bir durumda hastanede bir gece geçirebilirsiniz.

Çocuğunuz küçükse doktorunuz genel anestezi önerebilir, böylece çocuğunuz operasyon boyunca derin bir uyku içinde olacaktır.

Otoplasti genellikle bir buçuk-iki saat sürer, komplike olgular daha uzun sürebilir.

Erişkinler ve çocuklar ameliyattan sonra ayağa kalkıp dolaşabilir ve eve gidebilirler. Hastamızın başı, ameliyatın sonunda şekillenme ve iyileşmeyi kolaylaştırmak için sarılacaktır. Kulaklar birkaç gün ağrıyabilir ancak bu şikayet ilaçlarla yatıştırılabilir.

Yedi gün sonra bu sargı çıkarılarak daha hafif bir pansuman ile baş sarılacaktır. Bu sargıların da çıkarılmasından sonra doktorunuz özellikle geceleri kullanmak üzere kafa bandı (tenisçi bandı-bandana) önerecektir. Bu bandın gündüz de kullanılması kulağın şeklinin daha iyi muhafazasına yardımcı olacaktır. Dikişler genellikle bir hafta içinde alınır veya kendiliğinden eriyen dikişler kullanılabilir.Kulağın büküleceği herhangi bir aktiviteden bir buçuk ay kadar kaçınılmalıdır. Erişkinlerin çoğu işlerine aşağı yukarı on gün içinde dönebilir. Çocuklar yedi gün civarı bir sürede okula gidebilirler,ancak aktivitelerde dikkatli olmaları gerekir. Çocuğunuzun öğretmeninden bu konuda birkaç hafta boyunca çocuğunuza göz kulak olması yönünde yardım isteyebilirsiniz.
Otoplasti kalifiye,deneyimli bir cerrah tarafından yapılırsa komplikasyonlar oldukça nadir ve küçüktür. Ancak her cerrahide olduğu gibi cerrahi ile ilgili riskler ve işleme özel spesifik komplikasyonlar söz konusu olabilir.

Hastaların küçük bir yüzdesinde kulakta kan pıhtısı gelişebilir. Bu pıhtı kendiliğinden eriyip yok olabilir veya bir iğneyle çekilebilir. Nadiren, kulak kıkırdağında skar dokusu oluşumuna neden olan bir enfeksiyon gelişebilir. Bu enfeksiyonlar genellikle antibiyotiklerle tedavi edilir; nadiren enfekte bölgeyi cerrahi işlemle boşaltmak gerekebilir.

Kepçe kulak dışında, ameliyat ile düzeltilebilecek başka kulak problemleri de vardır. Bunlar arasında “Lop Ear” kulak üst kesimi aşağı ve öne kıvrımlı ise; “Cup Ear” çok küçük kulak ve “Shell Ear” dış kenardaki kurvatur, doğal kıvrım ve çizgilerin kaybolduğu kulak sayılabilir. Ayrıca büyük kulak memelerine yönelik işlemler de yapılabilir. Yine ek olarak doğuştan veya bir kaza sonrası kulağını kaybedenler için yeni kulak yapılabilir. Bazen orijinal problemden daha kötü olan bir skar kalabilir. Kendi probleminizle ilgili olarak cerrahinin etkinliğini doktorunuza sorunuz.

Birçok hasta ,genç veya erişkin kulak ameliyatı sonucundan tatmin olmayabilir. Ancak amaç unutmayınız ki mükemmele ulaşmak değil daha iyiye ulaşmaktır. Her iki kulağın tıpa tıp eşit olacağını ummayınız; mutlak simetri hem olanaksız hem de doğal olmayan bir şeydir. Müdahaleyi ve beklentilerinizi operasyon öncesi doktorunuzla tartışırsanız sonuçtan daha memnun kalma şansınız artar.




Doktor Yakup AVŞAR

Genç estetik cerrahlar kategorisinde yer alan Türk asıllı Op. Dr. Yakup AVŞAR 1969 yılında Iran’ın Tebriz kentinde doğdu. Tıp Fakültesini Tebriz Tıp Bilimleri Enstitüsünde ingilizce dilinde tamamladı.
Tebriz’de dermatoloji üzerine çalıştı ve bu dönemde tıp terminolojisi konusunda 40,000 girişli bir sözlük hazırladı. Resim ve heykel alanında Tebriz Sanat Tarihi Akademisi’nde eğitim aldı. Graft-flep uygulamaları konulu tezi ile ilgi duyduğu plastik cerrahiye giriş yaptı.

Türkiye hayranı olan Dr. Avşar plastik cerrahi ihtisasını Türkiye’de tamamladı. İhtisas döneminde hazırladığı tez konusu ‘kıkırdak dokusunun üç boyutlu şekillendirilmesi ile burun estetiği ‘nde önemli vurgulamalar yaparak bu konuda çalışmalarını ilerletti. Dr. Avşar’ın mikrocerrahi tecrübesi ve başarıları ihtisas dönemine dayanmaktadır.

Mikro-cerrahide bilimsel çalışmaları ‘Türk plastik ve rekonstrüktif cerrahi derneği dergisi’ ve ‘european journal of microvascular surgery’ de yayınlanmıştır.

Mikro-cerrahi yeteneğini burun estetiğine yöneltip üstün yenilikler elde eden Dr. Avşar’ın dünyada lider olduğu bu konuda bilimsel çalışmaları hızla devam etmektedir.

Mikro-rinoplasti yöntemini dünyada ilk defa göz önüne seren Dr. Avşar bu yöntemin üstünlüklerini tartışıyor. Endoskopik ve mikro-cerrahi yöntemlerini kullanarak, estetik cerrahide less invasive yöntemden yola çıkıp fast healing mekanizmalarını ortaya koymaktadır.

Estetik cerrahi konusunda kurucusu olduğu Este Klinik’te uluslar arası hizmet vermektedir. Dr. Avşar’ın hedefi; estetik cerrahide dünya standartlarının üzerine çıkmak ve Türkiye’mizi uluslar arası platformlarda temsil etmektir.

TIP DOKTORA TEZİ:
Cilt greftleri ve flep cerrahisi; Dr. Yakup Avşar, 1996 (Tebriz Ü. Tıp Fak.)

UZMANLIK TEZİ:
Üç boyutlu kıkırdak otogreftlerinin yapılandırılması ve interperikonderiyel implantasyon üstünlüğünün saptanması .
Dr. Yakup Avşar, 2003 -Uzmanlık Tezi (T.Ü.Tıp Fak.)

Doktor Baki Çokneşeli

957 yılında İstanbul’da doğdu. Orta ve lise öğrenimini İstanbul’da English High School’da 1975 yılında tamamladıktan sonra aynı yıl İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi’nde başlayan tıp eğitimini 1981 yılında tamamlayarak mezun oldu.


Baki Çokneşeli
1981-1986 yılları arasında İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı’nda ihtisas yaptı. 1986-1988 yılları arasında İstanbul Şişli Etfal Hastanesi, Plastik Cerrahi Kliniği’nin kuruluşunda başasistan olarak görev yaptı.

Doktor H. Tolgahan Alpaydın

Ege Üniversitesi Plastik Cerrahi Kliniğinde yaklaşık 7 sene olan uzmanlık öğrenciliği esnasında Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahinin bütün alanlarında aktif olarak eğitim alınmıştır. Yine bu sürede el ve mikrocerrahi konusunda ekstremite replantasyon ve rekonstrüksiyonları tarafımdan uygulanmıştır. Yaklaşık 2 sene ‘el ve mikrocerrahi hastanesinde bu konularda irtibat halinde bulunup operasyonlara girdim. Bu eğitim Amerikan Hastanesi Plastik Cerrahi Kliniğinde Dr.Ayan Gülgönen’nin yanında bizzat çalışarak devam etmiştir.

EĞİTİM DURUMU ve ÇALIŞMA DURUMU
1977 - 1982 : Ankara İlkokulu, Karşıyaka, İzmir
1982 - 1985 : Gazi Lisesi, Karşıyaka, İzmir
1985 - 1988 : Atatürk Lisesi, Alsancak, İzmir
1988 - 1994, : Üniversitesi Tıp Fakültesi, Bornova, İzmir
1995 - 2001 : Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniğinde Uzmanlık Öğrencisi
2001, 2002 : Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniğinde uzman
2002, 2003 : Buca SSK Hastanesinde sözleşmeli uzman doktor
2003 - : İzmirestetik Cerrahi Kliniği

MESLEKİ EĞİTİM
1997- 1999 : El ve mikrocerrahi eğitimi , Özel El ve Mikrocerrahi Hastanesi, Kahramanlar, İzmir
1997 : Plastik Cerrahi Derneği I. kozmetik cerrahi kursu, İstanbul
1999, Temmuz : Amerikan Hastanesi Plastik Cerrahi Kliniği El ve Mikrocerrahi Bölümünde Dr. Ayan Gülgönen ve Dr. Türker Özkan ile çalışma, İstanbul
2000, Şubat-Nisan : Fellowship olarak burslu mikrocerrahi eğitimi için Cleveland Clinic Foundation Plastik Cerrahi Kliniğinde Dr. Maria Siemionow ile çalışma Cleveland, OHIO, Amerika Birleşik Devletleri

2000, Nisan-Eylül : Cleveland Clinic Foundation Plastik Cerrahi Kliniği Kozmetik Cerrahi Bölümünde Dr. J. Zinns ile çalışma, Cleveland, OHIO, Amerika Birleşik Devletleri

2000, Kasım : Gülhane Askeri Tıp Fakültesi (GATA) ileri mikrocerrahi kursu, Ankara

Tarafıma verilen referanslar ve çalışmalarımla Amerika Birleşik Devletlerinden burs alarak Cleveland Clinic Foundation’ da fellow olarak çalıştım. Burada bulunduğum sürede klinik olarak replantasyon, transplantasyon alanlarında, deneysel olarakta iskemi-reperfüzyon hasarının saptanmasını sağlayabilecek cihaz geliştirme programlarında Dr. Maria Siemionow ile çalıştım.

Doktor Harun Özkan

30 Haziran 1966 tarihinde Ankara Üniv.Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Askeri doktor olan Özkan 1974 de Genel Cerrahi Uzmanı, 1976 da Estetik - Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı oldu. 1974 Kıbrıs Barış Harekatında ‘ Çıkarma birlikleri mesul cerrahı ve cerrahi hastane baştabibi’ olarak görev yaptı.

Bu harekatda yaralıların sağlıklarına kavuşmalarında gösterdiği inanılmaz başarı Türkiye Genel Kurmay Başkanlığı tarafından taktir edildi ve Op.Tbp.Yzb. Harun Özkan ‘Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası - Altın Madalya -’ ile ödüllendirildi. Bu madalya İlk kez bir doktora veriliyordu. Özkan böylece Silahlı Kuvvetlerdeki tek altın madalyalı muharip gazi doktor oldu.
1979 - 80 yıllarında Tokyo - Japonya’da Showa Üniv. Tıp Fak. Estetik - Plastik Cerrahi bölümünde çalıştı.
6 Nisan 1983′de Üniversite Doçenti oldu.
1985 de Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Temsilcisi olarak Romanya’da sağlık kuruluşları ve hastanelerde incelemeler yaptı.
1988 de Japon Ulusal Estetik - Plastik Cerrahi Kongresi’ne misafir konuşmacı olarak davet edildi. Japonya dışından davet edilen 20 Plastik Cerrah ‘dan biri olarak tebliğ sundu. Kongre esnasında ‘Uluslararası Onizuka Plastik Cerrahi Derneği ‘ başkanı seçildi. Halen İstanbul’da serbest hekim olarak çalışmaktadır.

Doktor Nebil Bozdoğan

Op. Dr. Nebil Bozdoğan 1959 yılında İstanbul’da doğdu,orta ve lise öğrenimini TED Ankara Koleji’nde tamamladı. 1977 yylynda başladığı Ankara Üniversitesi Ankara Tıp Fakültesi’ni 1983 yylynda bitirerek Tıp Doktoru unvanını aldı.Yine Ankara’da uzmanlık ihtisası yaparak Estetik-Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı oldu.


Dr. Nebil Bozdoğan Hollanda hükümetinden burs kazanarak 1989-1990 tarihleri arasında Leiden Üniversite Hastanesi araştırma laboratuarı ve Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği’nde burslu olarak çalıştı bu süre içinde Hollanda’da özel ve resmi değişik hastanelerde aktif olarak görev aldı..1991-1992 yıllarında GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği’nde yedek subay olarak askerlik hizmetini tamamladı.

Kendi branşında 35 den fazla bilimsel yayını vardır ve 30 dan fazla ulusal ve uluslararası kongre etkinliği bulunmaktadır. TPECD (Türk Plastik ve Estetik Cerrahi Derneği) ve ESHRS (European Society of Hair Restoration Surgery) üyesidir.

MarMed-Marmara Saç Ekimi ve Estetik Cerrahi Ltd Şti. ortaklarındandır. Avrupa Saç Cerrahi Derneğinin 1995 yılındaki Brükselde yapılan kongresinde sunum yapmak için Türkiyeden davet edilen tek Türk Doktordur.




Doktor Arda Katırcıoğlu

Op. Dr. Arda Katırcıoğlu, ilk-orta ve lise eğitimini Ankara’ da bitirmiş olup, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1997 yılında tıp doktorluğu ünvanını almıştır. Aynı yıl Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı’nı kazanıp uzmanlık eğitimini burada tamamlamıştır.



2003-2005 yılları arasında Ankara Özel Bayındır Hastanesi’nde görev yapmıştır. 2005 yılında askerlik görevi için gittiği Erzincan Asker Hastanesi’nde görevini tamamlamış olup bu ilde görev yapan ilk Plastik Cerrah olmuştur. Burada açtığı muayenehanesinde başarıyla görev yapmış olan Dr. Arda Katırcıoğlu 2006 yılında Aydın 82. Yıl Devlet Hastanesi’ nde çalışmaya başlamıştır. Yine 2006 Şubat ayında La Perla Estetik Cerrahi Güzellik ve Lazer Merkezi’ ni hizmete açtı. 2007 yılında MiaPlast Estetik Merkezi & Solaryumu hizmete açtı.

Evli ve iki çocuk babası olan Arda Katırcıoğlu, İngilizce ve İspanyolca bilmektedir.

YAYINLAR

1. Gokrem S., Ozdemir OM., Demirseren ME., Can Z., Katircioglu A. Modification of the Skoog principle of digital flap interposition with a new technique of web space reconstruction. Plast Reconstr Surg. 2001 Apr 1;107(4):1075

2. Demirseren M.E., Gökrem S., Özdemir O.M., Katircioglu A., Can Z, Serel S. Hatchet Shaped Tensor Fascia Lata Musculocutaneous Flap For The Coverage of Trochanteric Pressure Sore: A new Modification Annals Plast Surg. 2003 Oct 51(4):419-22.

3. Gökrem S., Özdemir O.M., Katircioglu A., Şen Z., Ersoy A., Can Z., Emiroğlu M., Gültan S. A Rare Craniofacial Cleft: Tessier No. 7: A Retrospective Analysis. Journ Medic School 2002, Vol 24(2): 63-68.

4. Demirseren M.E., Katırcıoğlu A., Gökrem S., Can Z, Özbek M.R. Depressor Anguli Oris Flebi ile Alt Dudak Defektlerinin Fonksiyonel Onarımı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 2000, 4: 265-269.

Doktor Ferruh Bingül

970 yılında Niğde’de doğdu. İlk ve orta öğrenimimi Eskişehir’de tamamladım. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesinden 1995 yılında tıp doktoru olarak mezun oldu..Daha sonra Ankara’da ihtisasımı tamamlayarak Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı oldum. 2000 yılında Ege Ordu-Narlıdere/İzmir’de askerlik görevini yaptım.



40’a yakın ulusal ve uluslar arası bilimsel yayınım, 20’den fazla kongre katılımım ve 20’ye yakın kongre etkinliğim bulunmaktadır.
Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği (TPRECD) ve Estetik Plastik Cerrahi Derneği (EPCD) üyesiyim. Halen Ankara’da Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı olarak çalışmaktayım.

ÜYE OLDUĞU DERNEKLER

1. Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği

2. Estetik Plastik Cerrahi Derneği

3. Yara Bakım ve Doku Onarımı Derneği

4. Ankara Tabip Odası

Uluslararası Bilimsel Yayınları:

1. Sarıfakıoğlu N, Terzioğlu A, Bingül F, Aslan G. A hidden donor site for resurfacing finger tip defects: the “ring graft”. Br J Plast Surg 2003;56(8):797-803.

2. Terzioğlu A, Tuncalı D, Yüksel A, Bingül F, Aslan G. Giant Lipomas: A Series of 12 Consecutive Cases and a Giant Liposarcoma of the Thigh. Derm Surg 2004;30(3):463-467.

3. Aslan G, Sarıfakıoğlu N, Terzioğlu A, Tuncalı D, Bingül F. The prepuce and circumcision: dual application as graft. Ann Plast Surg 2004;52(2):199-203.

4. Sarıfakıoğlu N, Gökrem S, Bingül F, Ustun H, Aslan G. The fate of transplanted fibrous capsule as an autogenous graft. Plast Reconstr Surg. 2005 Apr;115(4):1087-94.

5. Tuncalı D, Bingül F, Talim B, Sürücü S, Şahin F, Aslan G. Histologic Characteristics Of the Human Prepuce Pertaining to its Clinical Behavior as a Dual Graft. Ann Plast Surg. 2005; 54(2): 191-195.

6. Aslan G, Tuncalı D, Terzioğlu A, Bingül F. Periareolar-transareolar-perithelial incision for the surgical treatment of gynecomastia. Ann Plast Surg. 2005; 54(2): 130-134.

7. Tuncalı D, Bingül F, Terzioğlu A, Aslan G. Animal bites. Saudi Med J 2005; 26(5): 772-776.

8. Aslan G, Tuncalı D, Bingül F, Ateş L, Yavuz N. The “Duck” Modification of the Tensor Fascia Lata Flap. 2005; 54(6): 637-639.

9. Terzioğlu A, Bingül F, Aslan G, Toy G. Cylindroma of the Leg. Ann Plast Surg 2002;48(2):221-222.

Doktor Mustafa Şengezer

1951 yılında Niğde’de doğdu.Konya Maarif kolejinde orta ve lise öğrenimini tamamladı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden 1978 yılında mezun olarak Tıp Doktoru oldu.1986 yılında Genel Cerrahi uzmanı oldu ve aynı yıl içinde Plastik Cerrahi üst ihtisasına başladı. 1988 yılında Plastik Cerrahi ihtisasını tamamlayan Dr. Şengezer ihtisas eğitimi sırasında Almanya’da Amerikan Hava Kuvvetleri Hastanesi Plastik Cerrahi bölümünde görev yaptı.

1988-1989 yıllarında Etimesgut Hava Hastanesinde Plastik Cerrahi Kliniği şefi olarak çalıştı.

1989 yılında GATA Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı’nda yardımcı doçent olarak göreve başladı.

1991-1992 yılarında 1,5 yıl süreyle Amerika Birleşik Devletleri’nde Kentucky Üniversitesi Plastik Cerrahi Bölümü’nde çalıştı.

1993 yılında plastik cerrahi doçenti oldu. Amerikan Plastik Cerrahi Derneği, Uluslararası Yanık Derneği, Türk Plastik Rekonstrüktif Estetik Cerrahi Derneği (TPRECD), Estetik Plastik Cerrahi Derneği (EPCD) ve Akdeniz Yanık Derneği, Dr. Şengezer’in üyesi olduğu derneklerin bazılarıdır.

1999’da profesör olan Dr. Şengezer 2000 ‘ de Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA), Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı olmuştur .

Dr. Şengezer, Plastik Cerrahi eğitimi süresince pek çok kurslara, yurt içi ve yurt dışı kongrelere katılarak en üst düzeyde Plastik Cerrahi bilgi ve deneyimine sahip olmuştur.

Dr. Şengezer’in yurt içi ve yurt dışı pek çok yayını ve bildirileri vardır. Yurt dışı yayınlarının arasında beş adedi kendi alanlarında dünyada ilk kez gerçekleştirilmiş çalışmalardır ve Dr. Şengezer, gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında pek çok ilke imza atmıştır.

Yurtiçi Yayınları
1. Selmanpakoğlu N, Aytemiz C, Şengezer M. - GATA Bülteni 30:139-148,1988
Jinekomastinin cerrahi tedavisinde geliştirilmiş yeni bir yöntem.
2. Durak N, Aytemiz C, Şengezer M ,Çeliköz B. - GATA Bülteni 31 : 307-317 , 1989
Yüz 1/3 orta bölüm hipoplazilerinde Le Fort III osteotomi tekniği ile onarımın üstünlükleri.
3. Selmanpakoğlu N, Durak N, Aytemiz C, Baş L, Şengezer M. - GATA Bülteni 31:781-791, 1989
Ayaktan ele parmak naklinde “ Toe to Hand “ bir modifikasyon: Üç olgu nedeni ile.
4. Durak N, Şengezer M, Aytemiz C. - Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Araştırma Dergisi 7(4):312-314, 1989
Orbital patlama (blow out) kırıklarının tanısında pratik bir yöntem ( Kontrast Radyografi ).
5. Şengezer M, Öztan Y, Durak N, Aytemiz C. - Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Araştırma Dergisi 8(4):329-336, 1990
Epispadias onarımında Young yönteminin yeri.
6. Aytemiz C,Güler MM, Şengezer M, Çeliköz B, Selmanpakoğlu N. - GATA Bülteni 33:1067-1081,1991
Çene eklemi ankiloz cerrahisinde yarım asırlık gelişimimiz ve çene protezlerinin uygulanışı.
7. Aytemiz C. Şengezer M, Güler MM. - GATA Bülteni 35:369-378,1993
Prepusyel fleplerin hipospadias cerrahisinde kullanılışları ve vertikal ada flebi ile neouretra oluşturulması.
8. Şengezer M, Çetin C. - Anadolu Tıp Dergisi 15(1) : 27-35 , 1993
Randomize deri fleplerinin canlılığı üzerine beta pridil karbinolün etkileri.
9. Şengezer M, Selmanpakoğlu N, Türegün M. - GATA Bülteni 35:489-495, 1993
Yanık yarasının mikrobiyolojik yönü: Prospektif bir çalışma.
10. Selmanpakoğlu N, Öztan Y, Deveci M, Şengezer M. - TPCD Dergisi 1(2):98-102, 1993
Clinical application of skin homograft for extensive burns.
11. Şengezer M, Selmanpakoğlu N,Deveci M. - TPCD Dergisi 1(3):214-217, 1993
Extensive pigmented Bowen’s disease of genitalia.
12. Şengezer M, Selmanpakoğlu N, Duman H, Çetin C. - Türk Plastik Cerrahi Dergisi 3(2) ; 74-78, 1995
Epidemiological analysis of burn injuries in Gülhane Military Medical Academy Burn Center
13. Çeliköz B, Duman H, Şengezer M, Güler M, Selmanpakoğlu N. - Türk Plastik Cerrahi Dergisi 3(2) ; 120-25, 1995
Mandibula kırıklarının kompresyon plakları ile onarımı.




doktor Yurdakul İlker

1971 yılında Ankarada doğdu. İlk ve orta eğitimini Ankara da tamamladı.
1995 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden tıp doktoru olarak
mezun oldu. Aynı yıl Türkiye 7. si olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi AnaBilim Dalında uzmanlık eğitimi yapma
hakkı kazandı.

İhtisas Eğitimini sürdürürken Finlandiya, Kuopio Üniversitesi ve İsveç, Linköping Üniversitesinde kısa dönemler gözlemci doktor olarak çalıştı. 2001 yılında uzmanlık eğitimini tamamladı. Aynı yıl İstanbul İren hastanesinde , el cerrahisi bölümünde çalışmaya başladı.

Doktor Cemal Aygıt

Prof. Dr. A. Cemal AYGIT
Kişisel Bilgiler Doğum Tarihi ve Yeri: 1.1.1959, İZMİR
Askerlik Hizmeti : 15.10.1992 - 14.12.1992, AFYON
Eğitim ve Akademik Ünvanlar
30.5.1986 Doktor
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (1980-1986)

21.4.1993 Uzman Doktor
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi (1986-1993 )11.11.1999 Doçent

14.6.2005 Profesör

Yabancı Dil
İngilizce ve Fransızca

Çalıştığı
Kurumlar Ekim 1986 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Temmuz 1993 Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı İSTANBUL
Araştırma Görevlisi

Ağustos 1993 Adana Devlet Hastanesi

Temmuz 1995 Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği ADANA
Uzman Doktor (Mecburi Hizmet)

Ağustos 1995 Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi

Ekim 2006 Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı EDİRNE
Yardımcı Doçent, Doçent, Profesör

Kasım 2006 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

2007 Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı İSTANBUL
Profesör (2547/39 uyarınca görevlendirme)

Uzmanlık Tez Konusu Onarılmış tek yanlı damak yarıklı hastalarda dudak ve burun şekil bozukluğunun ikincil onarımı ve alınan geç sonuçların irdelenmesi. İstanbul, 1993 (YÖK Tez no:31083)

Yurtdışı Kurslar
- Temel Tıp ve Klinik Tıp Bilimleri eğitim kursu, Florida A.B.D. Ağustos 1988 - Ocak 1989
- Yarık Damak Merkezi’nde nazendoskopi, flouroskopi ve konuşma tedavisi konularında bilgi ve görgü artırımı, Bristol Hastanesi, Frenchay, İNGİLTERE Mayıs 1992

Üye Olduğu Dernekler
- Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği
- International Confederation of Plastic Reconstructive and Aesthetic Surgery
- European Association of Plastic Surgeons
- Interplast Türkiye Derneği
- Estetik Plastik Cerrahi Derneği
- Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Derneği
- International Society of Aesthetic Plastic Surgery
- Çene Yüz Cerrahları Derneği (Kurucu Üye)
İdari ve Dernek
Görevleri
12/09/1996 : Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkan Yardımcılığı
08/09/2002 Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi

16/10/1996 : Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanlığı
3/11/ 2006 Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi

09/03/2000 : Fakülte Kurulu Doçent Üyeliği
20/08/2002 Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi

01/12/2000 : Uzmanlık Eğitimi Koordinasyon Kurulu Üyeliği
20/08/2002 Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi

05/02/2001 : Fakülte Yönetim Kurulu Doçent Üyeliği
20/08/2002 Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi

18/05/2003 : Estetik Plastik Cerrahi Derneği
15/05/2005 Yönetim Kurulu Üyeliği

Verdiği Dersler

• Yara iyileşmesi

• Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi’de temel prensipler

• Alloplastik materyaller,sütür materyalleri, doku genişleticiler ve dismorfoloji

• Maksillofasiyal yaralanmalar ve yüz kemikleri kırıkları

• Maksilla ve mandibulanın kist ve tümörleri

• Gelişimsel çene deformiteleri ve çene cerrahisi Temporomandibuler eklem hastalıkları

• Yumuşak doku ve kemik defektlerinin onarımı, flep ve greftler

• Kutanöz vasküler anomaliler ve lenfödem

• Kraniofasial anomaliler

Doktor Teoman Doğan

1968′te Stockholm’de doğdu. 119. dönem mezunu olarak Galatasaray Lisesini bitirdi. Tıp fakültesini Marmara Üniversitesi’nde okudu. TUS sınavında dereceyle girdiği plastik cerrahi ihtisasını yine aynı üniversitede yaptı. Üniversite yıllarında Berlin’de Humbolt hastanesinde kısa bir staj yaptı. Tıp diplamasını ABD’de kabul ettirmek için ECFMG sınavlarını geçti USMLE sertifikası aldı.

San Francisco’da Dr. Buncke’nin yanında mikrocerrahi eğitimi (research fellowship): Asistanlığı sırasında mikrocerrahinin babası sayılan Dr. Buncke’nin yanına, San Francisco ya gitti. Mikrocerrahi eğitimini bu klinikte tamamladı. San Francisco’da aldığı cerrahi eğitimin yanında sayısız deneysel çalışma yapma imkanı buldu ve bu çalışmalarını en saygın dergilerde yayınladı. Bir yandan mesleki gelişimini tamamlarken bir yandan da Amerika’da akademik ortamı ve sağlık sistemini tanıma şansını buldu.

Anatomi doktorası ve üniversite hocalığı : İhtisası sırasında anatomi çalışmalarına ağırlık verdi ve Marmara Üniversitesi’nin anatomi kürsüsünde doktora yaptı. Böylece hem tıbbın temel dallarından olan anatomide akademik kariyere başlamış oldu hem de anatomi bilgisini en üst düzeye çıkararak cerrahi tekniğini geliştirme şansı yakaladı.

Doktor UFUK BİLKAY

r. Ufuk Bilkay 1966 yılında İzmirde doğdu. Orta öğrenimini İzmir Atatürk Lisesinde tamamladıktan sonra, 1984 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne başladı. 1990 yılında tıp eğitimini tamamlayarak tıp doktoru ünvanını aldı. 1 sene Dokuz eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalında asistan doktor olarak çalıştıktan sonra buradan ayrılarak 1992 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim dalında ihtisasa başladı. 1999 yılında eğitimini tamamlayarak Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı ünvanını aldı.

1998 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Atlanta şehrindeki Emory University’ de “research fellow” olarak çalışarak; Endoskopik Plastik Cerrahi, Mikrocerrahi ve Rekonstrüktif meme cerrahisi (kanser sonrası memenin yeniden oluşturulması) ile ilgili çalışmalar yaptı. Bu dönem içerisinde Emory Clinic ve Paces Plastic Surgery Center gibi önemli Plastik Cerrahi merkezlerinde Dr. John Bostwick III, Dr. Glyn Jones, Dr. Foad Nahai, Dr. Clinton Mc Cord ve Dr. Road Hester gibi önemli doktorlarla beraber çalışarak yüz ve göz çevresi estetiği, burun estetiği, meme estetiği, vücut şekillendirme-liposuction ve maksillofasiyal-ortognatik cerrahi konularında bilgi ve becerisini geliştirdi.

Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği, Estetik Plastik Cerrahi Derneği, Türk Rekonstrüktif Mikrocerrahi Derneği, Yara Bakımı Derneği, BAPRAS, EURAPS gibi ulusal ve uluslar arası derneklerin üyesi olan Dr. Ufuk Bilkay İngilizce bilmektedir.

Bilimsel Çalışmaları

ULUSLARARASI DERGİLERDEKİ BİLİMSEL ÇALIŞMALARI

1. Gençosmanoğlu R, Bilkay U, Alper M, Gürler T, Cagdas A. Late results of split grafted penoscrotal avulsion injuries. Journal of Trauma 1995 39(6); 1201-1203

2. Bilkay U, Gurler T, Bilkay Ü, Gorken C, Kececi Y, Argon M, Akın Y. Comparison of fixation methods in treating mandibular fractures: Scintigraphic evaluation. J Craniofac Surg 1997 8(4):270-273

3. Kececi Y, Gurler T, Gundogan H, Bilkay U, Cagdas A. Benign giant schwannoma located in the upper arm. Annals of Plastic Surgery 1997;39(1):100-102

4. Alper M, Gurler T, Totan S, Bilkay U, Songur E, Mutluer S. Intraorbital Osteom and surgical strategy. J Craniofac Surg 1998;9(5):464-467

5. Songür E, Bilkay U, Alper M, Özek C, Çelik N. X-shaped meatoplasty and urethral advencement for distal hypospadias treatment. Ann Plast Surg 1999;43(1):103-104

6. Songür E, Mutluer S, Gürler T, Bilkay U, Görken C, Güner U, Çelik N. Management of Frontoethmoidal (Sincipital) Encephalocele. J Craniofac Surg 1999;10(2):135-139

7. Görken C, Alper M, Bilkay U, Çelik N, Songür E. Congenital infiltrating lipomatosis of the face. J Craniofac Surg 1999;10(4):365-368

8. Özek C, Gurler T, Alper M, Gundogan H, Bilkay U, Songür E, Akın Y, Cagdas A. Modified McIndoe Procedure for Vaginal Agenesis. Ann Plast Surg 1999;43(4):393-396

9. Alper M, Bilkay U, Keçeci Y, Çelik N, Sabah D, Zileli M, Songür E, Çağdaş A. Transsacral usage of a pure island TRAM flap for sacral defect. Case Report. Ann Plast Surg 2000;44(4):417-421

Doktor İhsan Başaran

1963 yılında Samsunda doğdu.Temel Tıp Eğitimini 1981-88 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde tamamlanmıştır.
1988 yılında Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda Türkiye üçüncüsü olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim dalında uzmanlık eğitimine başladı.
Uzmanlık Eğitimi sırasında ”İyileşen Periferik Sinirlerde Retrograd Axonial Transport un görüntülenmesi” konusundaki proje ile 1994 yılında Norveç Hükümeti Araştırma Bursu almış 10 ay süre ile Rikshospitalet (Oslo,Norveç) de araştırma yapmıştır

Uzmanlık eğitimi sonrası ONEP Plastik Cerrahi Kliniğinde (İstanbul, Türkiye) 1 yıl Estetik Cerrahi Klinik
Fellowluğu yapmıştır.

1998-1999 yılları arasında Kasımpaşa Deniz Hastanesinde Plastik Cerrah olarak askerlik hizmetini yaptıktan sonra 1 yıl süre ileBaylor College of Medicine ( Houston, Texas, USA) ta Plastik Cerrahi Bölümünde Araştırma Fellowu olarak çalışmıştır. Bu süre içerisinde özellikle Estetik Meme ameliyatları konusunda çalışmalar yapmıştır.

Estetik Cerrahi Uzmanlarının Adres ve Telefonları

Estetik Cerrahlara ulaşmak için aşağıdaki telefon numaralarını arayabilirsiniz , ziyaretçilerimiz için estetik cerrahların İletişim bilgilerini buraya topladık

Op. Dr. Yakup Avşar
Este Klinik
0212 270 09 93

Op. Dr. Hakan Güney
Onep Sağlık ve Estetik Merkezi 212 283 92 70

Op. Dr. Hıfzı Velidedeoğlu
Amerikan Hastanesi 212 311 20 00
Onep Sağlık ve Estetik Merkezi 212 283 92 70

Op. Dr. İbrahim Özkuş
Amerikan Hastanesi 212 311 20 00

Op. Dr. İhsan Başaran
Amerikan Hastanesi 212 311 20 00

Op. Dr. İlker Apaydın
Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi 212 252 43 00 /1604

Op. Dr. Meryem Gülümser
Muayenehane Bağdat Cad. Cemile Ap. No 433/17 Suadiye 216 302 04 09
e-mail Fizyoplast@superonline.com

Op. Dr. Murat Pençe
Onep Sağlık ve Estetik Merkezi 212 283 92 70

Op. Dr. Mustafa Ali Aydoğdu
SSK Ulus Hastanesi 312 310 30 00
Libra Estetik Cerrahi Merkezi Büklüm Sk. 55/8 Kavaklıdere Ankara 312 467 03 68
Faks 312 467 20 30
e-mail esitlik@hotmail.com

Op. Dr. Muzaffer Çelik
İstanbul Kranioplast Merkezi 212 283 92 92

Op. Dr. Naci Karacaoğlu
Onep Sağlık ve Estetik Merkezi 212 283 92 70

Op. Dr. Nezail Demirciler
International Hospital 212 663 30 00

Op. Dr. Nuri Soysal
International Hospital 212 663 30 00

Op. Dr. Osman Oymak
Oymak Plastik Cerrahi Merkezi 212 241 75 43

Op. Dr. Ömer Alp
Muayenehane 212 241 79 78 212 246 55 66

Op. Dr. Ömer Buhşem
Bursa Konur Hastanesi 224 452 43 25
GSM 542 426 24 76
e-mail buhsem@veezy.com

Op. Dr. Sacit Karademir
International Hospital 212 663 30 00
Onep Sağlık ve Estetik Merkezi 212 283 92 70

Op. Dr. Sadri Ozan Sözer
ONEP Sağlık ve Estetik Merkezi 212 283 92 70
e-mail estetik@estetikcerrahi.net

Op. Dr. Soner Tatlıdede
Şişli Etfal Hastanesi 212 231 22 09 / 1282
Muayenehane 212 351 66 66
e-mail sonertat@e-kolay.net

Op. Dr. Yavuz Keçeci
SSK İzmir Eğitim Hastanesi 232 250 50 50 /5433
Muayenehane 232 421 14 60
e-mail ykececi@yahoo.com

Op. Dr. Cengiz Ersezen
Bağdat Cad. Feza Ap. 415/6 Şaşkınbakkal-Kadıköy
Tel: 216-385 52 53
Tel: 216-385 84 5

Op. Dr. Bülent Türkyılmaz
Valikonağı Cad. No:27 Dr:1
Tel: 0212 225 21 02 Fax: 0212 224 01 61

Op. Dr. Murat Tezcan
Bursa Vatan Hastanesi
Fevzi Çakmak Cad No:55 Fomara / Bursa
Tel: 0 224 220 22 44

Op. Dr. Bülent Cihantimur
Tel: 0 224 233 27 25

Op. Dr. İsmail Nevzat Tuncay
Berlin / Almanya
Tel: 00 4 930 691 30 20

Prof. Dr. Sıdıka Kurul
Tel: 0 212 288 50 00
Mail: skurul@istanbul.edu.tr

Op. Dr. Derviş Akbilen
Alman Hastanesi
Tel: 0 212 293 21 50

Op. Dr. Aykut Mısırlıoğlu
Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Tel: 0 216 441 39 00

Op. Dr. Ulvi Güner
1386 Sok. No:5 D:2 Alsancak/ İzmir
Tel: 0 232 465 11 12 - 465 11 68

Op. Dr. Tolgahan Alpaydın
Buca SSK Hastanesi İzmir
Muayenehane Tel: 232 4631273
Cep Tel: 532 2526869

Prof. Dr. Yücel Erk
Hacettepe Tıp Fakültesi Hastanesi 312 310 35 45

Doç. Dr. Ayhan Numanoğlu
Marmara Tıp Fakültesi Hastanesi 216 326 70 22
Acıbadem Hastanesi 216 326 33 36

Doç. Dr. F. Figen Özgür
Hacettepe Tıp Fakültesi Hastanesi 312 310 35 45

Estetik Doktoru Ahmet Seyhan

İsim Ahmet Seyhan
Dogum Yeri Ladik / Samsun
Dogum Tarihi 1962

MEZUNİYET OKUL TARİHİ
Lisans Ege Üniversitesi, Ege Tıp Fak. 1983
Yüksek Lisans Ege Üniversitesi, Ege Tıp Fak. 1985
Doktora Dicle Üniversitesi, Tıp Fak. 1992
ÜNVANI BİLİM / BİLİM DALI TARİHİ
Yardımcı Doçent Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fak. 1994
Doçent Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fak. 1999
Profesör Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fak. 2005
İDARİ GÖREVLER
KURUM GÖREV YIL
Celal Bayar Üniversitesi
Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi
Anabilim Dalı Başkanı 1994
(devam etmekte)

Prof. Dr. Ahmet Seyhan’a ait yayınlar…

Uluslararası Yayınlar:
Kitap Bölümü:
Seyhan A. Mini Z in Z to relieve the transverse linear tension after a Z plasty transposition.
In “Innovative Techiques in Skin Surgery”, Ed: Harahap M, Marcel Dekker, New York, Basel, 309 312, 2002.




Estetik Fiyatları ücretleri kaç para

Botoks: 300-500 milyon TL.
Kaş kaldırma: 2-4 milyar TL. G
Göz kapağı estetiği: 1.5-3 milyar TL.
Gözaltı torbaları: 2-3 milyar TL.
Gıdı ve boyun estetiği: 3-4 milyar TL.
Dolgu maddeleri: 400-750 milyon TL.
Kulak küçültme: 2.5- 3 milyar TL.
Yüz germe (Lifting): 3-6 milyar TL.
Dudak kalınlaştırma: 500 Milyon - 1.5 milyar TL,
Dudak çevresi çizgileri: 400 milyon TL. (6 ay); 1 milyar TL (5 yıl)
Burun estetiği: 3-5 milyar TL.
Meme ameliyatları: 3-5 milyar TL.
Basen-kalça liposuction: 1.5- 2 milyar TL.
Bel inceltme liposuction: 1.5-2 milyar TL.
Plasmalite, yüz ve boyun: 400 dolar
El, dekolte, boyun ve yüz: 600 dolar
Karın germe: 3-4 milyar TL.
Diz kapakları düzeltme: 1 milyar TL.
Ayak bilekleri inceltme: 1.5-2 milyar TL.

Amino asitlerle yaşlanmaya karşı

L-Glutamine, doğadan gelen en etkili amino asitlerden biri. Ancak stres ve yorgunluk yüzünden vücudumuz, ihtiyacımız olan amino asitleri tutamıyor bile. Aynı zamanda kasları geliştirip vücudun daha da sağlıklı olmasını sağlayan L-Glutamine sayesinde cildinizi de doğal bir yolla gençleştirebilirsiniz. Bunun için; Türkiye pazarına yeni giren Dr. Perricone ürünlerinden biri olan ancak satışı ülkemizde yapılmayan “Dr. Perricone’s L-Glutatnıne Powder With Blueberry&Probiotics” kullanılabilecek en iddialı ürünlerden biri.

Estetik Karin Germe

Doğumdan sonra ya da aşırı kilo vermeden sonra karın derisinin eski haline dönememesi sonucunda karın derisinde sarkmalar oluşabilir. Estetik karın ameliyatında, orta ve alt karın derisi, yağ dokusu ile birlikte fazla veya sarkmış olan kısmı çıkarılır, aynı ameliyatta karın kasları gevşemiş veya yana doğru araları açılmışsa, dikişler konarak gerginleştirilir. Genellikle göbek hizasının altnıda kalan deri tamamen çıkartılır, üzerinde kalan deri bölgesi ise göbek hizasını altına iner. Böylece karın derisi gerginleşir, düzleşir.

Ameliyat sırasında karın kasları arasında orta hatta bir açılma mevcut ise (diyastaz) bu açıklık kapatılarak kaslar orta hatta birbirne yaklaştırılır. Böylece karında mevcut öne doğru bombelik te düzeltilmiş olur. ncak bu ameliyat sonucunda, bikini içinde olmak üzere yatay yönde uzun bir skar (iz) kalacaktır. Bu izin nedeni, yukardan aşağı doğru gerdirilen ve fazlalık kısmı çıkartılan karın dersinin alt kenarının dikilmesi sonucudur. Bu ameliyatla, hamilelikte oluşan çatlakların göbek hizasının altında kalanları tamamen giderilebilir.

Genel vücut ölçüleri normale yakın fakat karın bölgesinde perhiz veya spora rağmen giderilemeyen deri ve yağ fazlalıkları olanlar en iyi adaylardır. Bu nedenle ameliyattan önce bir miktar kilo vermek yararlı olacaktır. Ayrıca, bir kaç doğumdan sonra karın derisinde sarkma veya gevşeme olanlar, karın kaslarında aşırı gevşeme olanlar, yaşın ilerlemesi ile birlikte ortaya çıkan deri elastikiyetinin azalması, aşırı miktarda kilo kaybından sonra derinin sarkması durumunda abdominoplasti yapılabilir. Perhize devam eden ve daha kilo kaybetmeyi planlayanlar için ameliyat ertelenmelidir. Ayrıca tekrar çocuk sahibi olmayı planlıyorsanız ameliyata karar vermeden önce iyi düşünmelisiniz. Abdominoplasti ameliyatı fizik görünüşünüzü daha iyileştirir, kendinize güveninizi arttırır. Fakat yinede mükemmel bir görüntü beklenmemelidir. Ayrıca etrafınızdaki insanların size davranışlarında bir değişme beklemeyiniz.

Tecrübeli bir cerrah tarafından yapıldığında abdominoplasti ile iyi sonuçlar alınabilir. Ancak her cerrahi girişimde olabilecek komplikasyonlar bu girişimde de olabilir. Ameliyat sonrası komplikasyonlar arasında enfeksiyon ve kanama nadir de olsa görülebilir. Enfeksiyon durumunda drenaj ve antibiyotik kullanılır. Yara iyileşmesinin gecikmesi durumunda daha fazla skar (iz) kalabilir. Aşırı belirgin izler için ikinci bir girişim gerekebilir. Özellikle sigara yara iyileşmesini bozan etkenlerden biridir. Bu nedenle ameliyatdan önce sigara içilmesine son vermek gerekir. Ameliyattan 10 gün önce sigara içilmesine son vermelidir. Ameliyat öncesi özellikle gövde bölgesi güneşte kalmamalı, diyet uygulanıyorsa, yara iyileşmesini bozabileceğinden buna da ara verilmelidir.

Ameliyat:
Genellikle yapılacak ameliyatın zorluk derecesine göre ortalama 3-4 saat sürer. Hastalara ameliyat öncesi sedasyon (sakinleştirici ilaçlar) yapılır. Ameliyat genel anestezi altında gerçekleştirilir. Ameliyat izi bikini içinde kalacak şekilde deri kesisi yatay yönde yapılır. Karın göbek altından, kaburgaların alt kenarına kadar olan bölge derisi altta bulunan kas tabakasından ayrılır. Göbek hemen kenarından elips şeklinde kesilerek karın duvarında bırakılır. Daha sonra karın kaslarında gevşeme varsa uygun dikişlerle gerginleştirilir. Deri aşağı doğru hafif çekilerek fazlalık miktarı belirlenir. Ortadan bir geçici tespit dikişi konduktan sonra göbeğin yeni yeri belirlenerek ufak bir kesi yapılır. Karın duvarındaki göbek buradan çıkarılır ve yeni yerine dikilir. Göbek yeni yeri işaretlenerek kesilir ve yeni yerine ince dikişlerle dikilir. Hafif gerilen deri altta daha önce yapılan kesi üzerine getirilerek fazlalılığı kesilir. Sonra deri kenarları ince dikişlerle dikilir. Ameliyat sonunda karın dikişlerinin gergin olmaması için dizler karına çekik olarak hasta yatırılır.

Ameliyat sonrası birkaç gün karında ağrı, gerginlik hissi ve ödem (sıvı birikimine bağlı hafif şişlik) olabilir. Bu yakınmalar için ağrı kesiciler kullanılır. Erken devrede hasta ayağa kaldırılır ve yürümesi istenir. Deri dikişleri 5-7. günde alınmaya başlanarak 10-15 günde tamamı alınır. Pansuman sargıları azaltılarak yerine karın korsesi giydirilir. Hastaların bazıları 2 hafta sonra işine dahi dönebilir. Tam iyileşme ise birkaç hafta sürebilir. Karındaki dikiş izleri önceleri pembe renkte ve belirgindir. Giderek izlerin rengi solar ve izler azalır. Bu süreç altı aya kadar devam edebilir. Korse ise 1-1.5 ay kadar kullanılır. Daha sonra hafiften başlamak üzere karın kaslarını çalıştıracak egzersizler tavsiye edilir

A’dan Z’ye Estetik Operasyonlar

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Sıdıka Kurul kadınlar tarafından en çok tercih edilen estetik uygulamaları hakkında bilgi verdi.

Estetik Göz Kapağı Estetiği (BLEPHAROPLASTY)
Alt ve üst göz kapağında torbalanma, deride gevşeme, sarkma ve kırışıklık gözlerin yan taraflarında kaz ayağı adı verilen derin çizgilerin giderilebilmesi için yağ torbalarının ve deri fazlalığının ameliyatla çıkartılması gerekir. Bu ameliyatta deri kesileri alt göz kapağı için kirpik diplerinden, üst göz kapağı için üst kapağın doğal kıvrımından yapıldığından dolayı ameliyat izi belli olmaz. Gerekli durumlarda kaz ayağı görünümü için dolgu maddeleri veya botoks yapılır. Lokal veya genel anestezi altında yapılabilen bu ameliyat sonrası ,erken dönem genellikle rahat geçer. Göz etrafında şişlik ve morarma;gözlerde kuruluk, yanma hissi, görme bulanıklığı görülebilir.Gözyaşı artabilir, gözler ışıktan bir süre rahatsız olabilir. Hasta ilk günlerde gözünü tam olarak kapatamayabilir. Bunlar ilk hafta içinde kendiliğinden geçen, beklenen olaylardır. Dikişler 3-5 gün sonra alınır.Ameliyat iyi sonuç verir. Kişi 3 gün sonra işine dönebilir. Kullanıyorsa 1 hafta sonra kontakt lenslerini takabilir. Gözkapaklarının yeni şekli, yerçekimi nedeniyle etkileneceğinden kişinin bünyesine göre bazen birkaç yıl bazen de ömür boyu dayanır.

Meme Dikleştirme (MASTOPEXY)
Estetik meme dikleştirme ameliyatında, sarkık meme dokusu yeniden şekillendirilir, fazla deri çıkartılır, meme başı olması gereken konuma getirilir. Ameliyat sonrasında, anahtar deliği şeklinde, zamanla daha az belirgin hale gelen bir iz kalır. Bazı hallerde sadece meme başı çevresinden yapılan kesiler ile meme dikleştirme işlemi gerçekleştirilebilir. Sarkıklıkla birlikte, meme küçüklüğü de söz konusu ise, memeyi büyütmek amacı ile meme arkasındaki kasın altına uygun büyüklükte bir meme protezi konur. Meme sarkıklığı bazı hallerde sadece meme protezi konulması ile de düzeltilebilir.

Hasta 3-4 gün içinde işine dönebilir. 3 ay ağır spor yapmaması uygundur. Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın , meme dikleştirme ameliyatı genel olarak iyi ve kalıcı sonuç verir, kadının kendine olan güvenini,sosyal yaşama ve ikili ilişkilere katılımını arttırır. Dikleştirilmiş meme uzun süre kalıcıdır, ancak kilo değişiklikleri, gebelik, emzirme ve yerçekimi yeni sarkmalara yol açabilir.

Yüzdeki Çökmeleri Düzeltme

Dolgu maddeleri: Yüzün belli noktalarındaki derin kırışıklıklar cilt aşındırma yöntemleri ile düzeltilemez. Bu amaçla dolgu maddeleri kullanılır. Günümüzde yaygın olarak kullanılan dolgu maddelerinin çoğu zamanla vücut tarafından eritildiğinden, tekrarı gerekir. Dolgu maddelerinin uygulaması kolaydır, iz bırakmazlar ve sonuçları memnunluk vericidir. Dolgu maddeleri aynı zamanda dudak kalınlaştırmak veya dudakları daha belirgin hale getirmek için de kullanılabilir.

1. Kişinin kendi dokuları; Yağ ve doku kokteyli enjeksiyonu (Lipofilling): Kişinin kendi vücudundan (karın veya basen bölgesinden) alınan yağ doğrudan veya kıkırdak, fasya ve deri altı tabakalarından oluşan doku çok ince doğranarak,yüzdeki kırışıklığın altına enjekte edilir. Uygulamadan sonra bazı hastalarda morluk oluşabilir;işlemden sonra buz uygulaması morluk oluşmasını büyük oranda önler.Enjekte edilen yağ miktarına bağlı olarak hasta işlemden sonra işine dönebilir veya 1-2 gün işinden uzak kalması gerekebilir.

2. Hazır dolgu maddeleri; Kollajen Sığırdan alınan kollajen saflaştırılarak ,insanınkine benzer bölümü yüzdeki kırışıklıklara enjekte edilebilir. Kullanmadan önce test yapılması gerekir. Hyaluronik asit hayvansal kaynaklı olmayan bir dolgu maddesidir, uygulama öncesinde test tapılmasına gerek yoktur. Uygulamadan sonra bazı hastalarda morluk oluşabilir;işlemden sonra buz uygulaması morluk oluşmasını büyük oranda önler.İşlemden sonra hasta işine dönebilir.

Gıdı Operasyonu

Çene altında yağ toplanması, deride sarkma, boyun kasının belirgin hale gelmesi.. Çene altında (Gıdı) dolgunluk her yaştaki kadın için sorundur. Alt çene kemiğinde küçüklük/geride olma gibi kemik problemleri dışında gençlerde çene altı bölgesinde yağ birikintisi (yapısal olarak) , orta ve ileri yaşlardaki kişilerde kilo alma, boyunda kısalma ve duruş bozukluğunun yol açtığı çene altı dolgunluğu önden bakıldığında kısa boyun ve toplu yüz, yandan bakıldığında çene/boyun açısının kaybı nedeni ile estetik sıkıntı yaratmaktadır. İleri yaşlarda ise boyun yaşlanmasında temel problem cilt dahil olmak tüm yumuşak dokuların yerçekimi ile aşağı doğru sarkmasıdır ve bazı kişilerde yüzeyel boyun kasının belirgin hale gelmesidir.

Erkeklerin Estetik

Kariyer sahibi erkekler yıllardır manikürlerini yaptırıyorlar, tırnaklarını törpülüyorlar, vücut ölçüleriyle ilgileniyorlar, saçlarına şekil veriyorlar, boyuyorlar, masaj istiyorlar, deodorantlarını ve parfümlerini sıkıyorlar, yüz gençleştirme tedavilerine veya epilasyona ihtiyaç hissediyorlar.

* Birinci sırada lazer epilasyon, cilt bakımı, manikür ve pedikür ile ilgileniyorlar.

*
Zayıflama tedavileri, dolgu ve botoks gibi işlemleri ikinci sırada tercih ediyorlar.

* Cerrahi girişimden mümkün olduğunca uzak duruyorlar. Buna rağmen son zamanlarda liposuction, göğüs küçültme ve burun ameliyatı yaptıran erkeklerde bir artış var.

* Erkek kozmetikleri büyük ilgi görüyor. After shave’ler, nemlendiriciler, vücut losyonları, özel şampuanlar; en ünlü kozmetik markaların erkek ürünleri onlar için üretiliyor.

* Erkeklerin en fazla ilgilendiği sorunlardan birini de kellik tedavileri oluşturuyor.
EPİLASYON

Erkekler, özellikle yanaklarının üzerinde çıkanlar başta olmak üzere; sırt, omuz başları, kaşların arası, ense ve kulağın iç kısımları, elmacık kemikleri üzerindeki kıllardan kurtulmak istiyor. Erkek kılları daha kalın ve sert olduğu için lazer uygulamasına daha iyi cevap veriyor ve daha kısa sürede sonuç alınıyor. ERKEK CİLDİ

Erkek cildi, hormonal yapısı nedeniyle daha dayanıklı ve daha kalındır. Bu nedenle yaşlanma etkileri erkeklerde daha ileri yaşlarda ortaya çıkar. Erkek cildinin sorunları buluğ çağında, aknelerle başlar. 35-45 yaş arasında kırışıkların farkına varırlar. Sorunlar ömür boyu tıraş olmanın sıkıntılı sonuçlarıyla devam eder. Bütün bunlara bir de güneş ışınları, stres, alkol ve beslenme hataları eklendiğinde, erkek cildinin bakım ihtiyacı artar. Bu nedenle botoks, dolgu maddeleri enjeksiyonları ve ameliyatsız cilt gerdirme işlemlerini gün geçtikçe daha fazla talep ediyorlar.

Endoskopik yüz germe - Facelift

Yerçekiminin etkisi, güneş ışınları ve günlük yaşamın stresi insanların yüzlerinde yaşlanma belirtilerinin oluşmasına neden olurlar. Yüzde göz kapakları ve etrafında, ağız çevresi ve yanaklarda, çene altında ve boyunda oluşan derin çizgiler, kırışıklıklar, katlanma ve yağ toplanmaları şeklinde yüzde belirginleşirler.

Günümüzde yüz germe ameliyatları yaygın olarak yapılmakta ve ileri derecede sonuçlar alınmaktadır. Gelir düzeyinin artması ile insanlar daha genç ve güzel görünmek istemektedirler.

Bu uygulamada yüzde sarkan ve gevşeyen kas, yağ, deri gibi dokuların eski yerlerine getirilmesi ve fazla olanların yok edilmesi temel prensiptir. Yüz germe ameliyatlarında sadece yanak ve boyun değil aynı zamanda “Alın Germe” ve “Göz Kapağı Estetiği” ameliyatları da kombine olarak yapılabilir.

Hastaya sağlayacağı fayda görüntüsünde ortalama 7-10 yıl arasında değişmektedir. Bu uygulama yüzünüzün yeniden gençlik günlerinizdeki gibi görünmesini sağlar.

Ameliyat hastanın tercihine bağlı olarak lokal ve genel anestezi altında yapılabilmektedir. Ameliyat süresi 3-4 saat kadar sürer. Genellikle hastanede kalmayı gerektirmez. 7-10 gün içerisinde hasta normal hayatına geri dönebilir. Konuşma mesafesinden bile görünür bir iz kalmaz. Endoskopik yöntemlerle kalacak izler minimale inmektedir.

Ben’ler Hakkında

Halk arasında genellikle çok farklı şeylere “ben” deniyor. Bunların arasında gerçek anlamda ben denilen belirtiler, derinin rengini veren melanin maddesini yapan hücrelerden oluşanlar.
Benler nasıl oluşurlar ve neden vardırlar?
Oluşum sebebi kesin belli değil. Ama esas olarak kişinin kendi yapısı, tamamen kendi genlerindeki özelliklere bağlı. Bir kısmı doğumsal olabiliyor. Sonradan ortaya çıkanlarda özellikle genetik yapıya ek olarak ultraviyolenin, yani güneşin etkisi çok büyük.
Güneşin benlere etkisi nasıl oluyor?
Güneşi gördükçe hem sayıları artıyor ham da yapıları bozulup, dejenere olabiliyorlar. Güneş etkisi derken, burada özellikle ani ve yüksek dozdaki güneş çok önemli. Özellikle yanık yapacak boyutta, kızarma, soyulma vs. gibi durumlar, deri kanserine dönüşme riski taşıyabiliyorlar.
Benlerin tehlikeli olup olmadıklarını görünüşlerinden anlamamız mümkün mü?
Belli bir ölçüde anlaşılabilir. Bir kere benlerin sayısının çokluğu önemli. Koyu renkteki benler, renk düzensizliği, mesela bir benin içinde birden fazla renk varsa bunlar da tehlikeli. Ayrıca normalde oval ya da yuvarlar olan benlerin sınırları düzensiz, yani dantel gibi girintili çıkıntılıysa bu da riskli bir durum. Benlerin hareketlenmesi de bir o kadar önemli. Normal duran bir ben kısa süre içersinde büyümeye ya da hızla renk değiştirmeye başlarsa, dikkatli olmak gerek. Bunun yanında benlerin büyüklüğü de önemli. Yarım santimden itibaren, kayda değer belli bir risk taşıyorlar. Benlerin bütününe bakarsar ve hepsini birden değerlendirirsek, melanoma (kanser) dönüş riski yüzde bir civarındadır. Yalnız yarım santimden sorna, yavaş yavaş kademeli olarak tehlike artar.
Melanoma nasıl bir kanser türü?
Benlerden çıkan bir kanser tipi, yalnız deri kanserleri değil, bütün kanser tiplerinin içinde en hızlı ilerleyen ve en çok ölüme neden olan kanserlerdendirb Melonomun yüzde otuzbeşi benler üzerinde çıkıyor, diğerleri sağlam görünen deri üzerinde çıkıyor.
Peki, kanser riskini ortadan kaldırmak için ne yapmalıyız?
Yılda bir gibi belli aralıklarla doktor kontrolüne gidilmelib Özellikle çok sayıda beni olanlar için geçerli bu. Bunun yanında güneşten korunmak çok önemli. Güneş cildi bid tetikleyici faktör. Bir de benlerin korunmasında, zedelenmemelerine dikkat etmek gerekir. Çarpma, vurma, sürtme gibi…
Et benleri de aynı riski taşıyor mu?
Genelde halkımız kabarık olan benlerin daha tehlikeli olduğunu düşünür. Oysaki aksine, deriden kabarıklaştıkça tehlike azalır.
Bazı insanlarda doğum lekesi gibi büyük benler vardır. Bunlar da risk kapsamına giriyor mu?
Evet. Bazılarında 5 cm, 15 cm gibi büyük benlere rastalayabiliyoruz. Bunlarda ciddi oranlarda, özellikle 20 cm üzerine çıktığı zaman, yüzde onbeşleri bulan melanoma dönüş riski bulunuyor.
Ben aldırmanın tehlikesi var mı?
Genelde benler çıkarılınca kanser olunduğuna inanılır, ama benin tamamının vücuttan atılmasıyla hiçbir şey olmaz. Benden ve onun tehlikesinden kurtulmanın en sağlıklı yolu budur. Ama ben vücut üzerinde dururken kesilir, koparılır ya da takılıp düşme gibi nedenlerden koparsa, bu tehlikelidir.
Ben aldırmak basit bir işlem mi?
Evet. Benin çevresine iğneyle lokal anestezi yapılıyor. İşlem yarım saat kadar sürüyor.
Ben aldırdıktan sonra güneşe rahatlıkla çıkılabilir mi?
Ben aldırsan da aldırmasan da güneşe çıkmamak en iyisi. Ben aldırmak, tehlikeden kurtulunduğu anlamına gelmiyor, çünkü sürekli yenileri çıkabiliyor.

Ultrashape Nedir?

Ultrashape ultrasonik ses dalgalarını kullanan bir bölgesel zayıflama cihazıdır. Yağ hücrelerinin zarlarını yok ederek etki gösterir. Zarları parçalanan bu yağ hücreleri bir anlamda erir ve bu bölgeden vücudun savunma hücreleri tarafından uzaklaştırılır. Bu yöntem ameliyatsız vücut şekillendirme yöntemleri arayışının sonucu bulunmuştur.

İşlem ağrısızdır. İğne vs kullanılmaz. Cilt altına herhangi bir alet
müdahalesi yapılmaz.

Bölgesel Zayıflama Tedavisi Ultrashape Contour 1 sistemi denilen özel
patentli bir teknolojiyi kullanmaktadır.

İşlem sonrası işinize dönebilirsiniz. Seans yaklaşık 1-2 saat kadar sürmektedir.

Ultrashape bölgesel zayıflama tedavisi, bilimsel yayınlarla doğrulanmış bir yöntemdir. Sadece istenmeyen yağların parçalanmasını sağlayan odaklanmış ultrasonik ses dalgaları dokuya gönderilir.

Kan damarı, sinirler gibi çevre dokulara zarar vermez.

Tedavi ile yağ hücrelerinin zarları ortadan kaldırılır.

Trigliserit olarak adlandırılan yağ hücresinin içindeki madde çevreye dağılır. Dolaşım ve lenfatik sistem yoluyla karaciğere ulaştırılır. Karaciğerde bu yağ doku işlenerek ve yakılarak atılır. İşlemden sonra yapılacak özel diyet bu atılımı kolaylaştırır.

Göbek için 5 Egzersiz Göbek Nasıl Eritilir Giderilir

Bel çevresini zayıflatmak yaş ilerledikçe zorlaşır. Genel olarak hiç kilo almasanız bile yağlar, vücudunuzun bu bölümünde birikir. Oturarak bu yağlardan kurtulamazsınız! Önereceğimiz 5 egzersiz bel çevresi ve gövdenizin zayıflaması sağlar. Sağlıklı beslenme ve 60 ila 90 dakika arasında yapılan egzersizin düz bir karın için en iyi yol olduğu biliniyor. Düzenli egzersiz yapamıyorsanız üzülmeyin, gün içinde kısa periyodlarda yapacağınız egzersizlerle de düz bir karına sahip olabilirsiniz.- Yere yüz yukarı şekilde uzanın ve parmaklarınızı başınızın arkasında birleştirin. Dizinizi çenenize doğru getirmeye çalışın ve bu sırada omuzlarınızı, boynunuzun konumu aynı kalarak yerden yukarı doğru kaldırın. Sol bacağınızı düz tutarak yerden 45 derece açıyla kaldırın ve sağa doğru hafifçe dönmeye çalışın. Yatarak bisiklet kullanıyor gibi düşünebilirsiniz. pedal çeviriyor gibi 12-16 kez bacak değiştirerek uygulayın.

2- Sandalyenin üzerine çıkın ve sıkıca tutunun. Dizlerinizi sırayla kıvırarak çenenize doğru kaldırmaya çalışın, b u hareketi 12-16 kez tekrarlayın.

3- Yere yüz yukarı uzanın. Ellerinizi yanlara düz bir şekilde uzatın. Bacaklarınızın ikizini de 90 derece açıyla yukarı doğru kaldırın ve bacak bacak üstüne atar gibi düz olarak bir süre sabit durdurduktan sonra değiştirin. Hareketi 12-16 kez tekrarlayın.
4- Yere yüz yukarı uzanın. Ellerinizi 45 derecelik açıyla kulaklarınızın yanından düz olarak geriye doğru uzatın. Düz olarak uzattığınız bacaklarınızı 45 derece aralık şekilde kıvırın. Omuzlarınızı kendinize doğru kaldırın.

5- Yere yüz aşağı uzanın. Ayak parmaklarınızın ucunda ve el dirseklerinize dayanarak tüm vücudunuzu havaya kaldırmaya çalışın.

Dahası: Favori şarkılarınızla dans edin. Hava almak için yürüyüş yapın. Çocuklarla elim sende oynayın. Bisiklete binme ve merdiven egzersizleri yapı

Gebelikte Egzersiz

Yürüyüş: Hamile kadınlara doktarlar bol bol yürümeyi öneriyor. Çünkü temiz hava alarak hareket etmek sağlığınız açısından önemlidir. Hem güneşten faydalanıp kemiklerinizi güçlendirmek, hem de ciğerlerinize temiz hava depolamak için hamilelik döneminde yürümekten daha ideal bir başka spor yoktur. Ayrıca bu sayede doğuma kadar çok fazla kilo da almaktan kurtulabilirsiniz. Yalnız yürüme esnasında kendinizi çok fazla zorlamayın. Hamile olmadan önceki temponuzu bir kenara bırakın. Bundan sonra temponuz sizin ve bebeğinizin sağlığının elverdiği ölçüde olmalıdır. Herhangi bir sinyal aldığınızda yürüyüşe ara vermekte tereddüt etmeyin.Gebelerin çok fazla hareket etmesinin ya da başka bir deyişle spor yapmasının bebeğe zarar vereceği düşünülür. Oysa günümüzde spor yapmayı hayat tarzı olarak benimseyen anneler spordan uzak kalmak istemiyor. Fakat her sporun da hamilelikten önceki gibi aynı yoğun tempoda yapılmasının riskleri vardır. Bu yüzden hangi sporu nasıl yapmanız gerektiğini bilmelisinz.

Yüzme: Herşeyden önce yüzme esnasında kendinizi daha hafif hissedeceğiniz için yüzme sporu bu dönemde size çok hoş gelecektir. Tabii suyu seviyorsanız. Denizin ya da gittiğiniz yüzme havuzunun su sıcaklığının vücut ısınıza uygun olması gerekir. Vücut ısınız 38 derece civarı olacağı için bundan daha düşük ısıda suya girdiğinizde kasılmalar meydana gelebilir. Bu sebeple suyun ısısını dikkate almalısınız.

Su içinde kendinizi çok fazla yormadan ve yavaş tempoda yüzebilirsiniz. Hamilelere genellikle sırtüstü yüzme önerilir. Çünkü sırtüstü yüzerken karnınız gerilir, kollarınız ve bacaklarınız çalışır.

Hamileyken hızlı kulaç atmaktan, kelebek stilinde yüzmekten ve suya atlayarak girmekten kaçının. Ani hareketler size ve bebeğinize zarar verebilir. Bu yüzden en iyi yöntem yüzerken nefesinizi kontrol etmek ve suyun sizi yüzdürmesine izin vermek.

Jogging: Birçok kadın hamileyken de jogging yapmayı sürdürür. Ancak eğer riskli bir hamilelik yaşıyorsanız koşmak iyi bir fikir değildir. Hamileyken, daha önce koştuğunuz mesafeyi ve hızı düşürmelisiniz. Hatta bir süre sonra koşmayı bırakıp tamamen yürüyüşe bile geçebilirsiniz. Eğer ağrı, kas gerilmesi ya da kanama hissederseniz derhal doktorunuzu arayın.

Bisiklet: Bisiklete binmek hamilelik döneminde ufak tefek kazalara yol açabileceği için biraz tehlikelidir. Ancak bisiklete binmeyi iyi biliyorsanız ya da bir spor salonunda kondüsyon bisikletini kullanacaksanız o halde sorun yok demektir. Kendinizi çok fazla zorlamadan ve nefesinizi kontrol ederek bisiklete binmelisiniz. Birçok doktor düşme tehlikesinden uzak durmak için özellikle hamileliğin son 2-3 haftasında yalnızca kondüsyon bisikleti kullanılmasını tavsiye eder.

Kayak: Kimi doktorlar hamileliğin erken döneminde kayak yapmaya izin veriyorlar. Fakat buna güvenerek kendinizi kayak pistlerine atmayın. Kayak yapmadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Düşmek size ve bebeğinize zarar verebilir. Hamileliğin ikinci devresiden itibaren kayak yapmak iyi bir fikir değildir.

Diğer Spor Aktiviteleri: Tenis ve golf hamilelik süresince güvenlidir ancak fazla bir egzersiz sağlamazlar. Ata binmek ise herzaman için bir düşme tehlikesi bulundurduğundan güvenli değildir. Yaz aylarında su kayağı yapmaktan hoşlanıyorsanız gebelik döneminde bir süre bu spora ara verin. Gözde sporlardan ve hobilerden biri olan bowling oynamanızda herhagi bir sorun yoktur. Fakat geç hamile kaldıysanız dikkatli olun çünkü sırt ağrılarınız olabilir. Dengeniz değiştiğinden bowling oynamanız zorlaşabilir




Botoks’un Tarihi

Botoks’un Türkiyeye gelişine kadar kısaca Tarihi

1600-1800 yıllarında Amerika’da kızılderililer, Botulinum toksinini oklarının ucuna sürerek avlanmak amacıyla kullanıyorlardı.

  • 1822 de bu toksinin tedavi amacıyla kullanılabileceği anlaşıldı.
  • 1949 da toksinin, kasları nasıl felç ettiği anlaşıldı.
  • 70′li yılların ikinci yarısında ve 80′lerin başında botulinum toksin’in kozmetik amaçlı kullanımı ile ilgili ilk bilimsel makaleler
    yayınlanmaya başlandı.
  • 1981 yılında ilk kez şaşılığın tedavisi için kullanıldı.
  • 1982 yılında toksinden elde edilen BOTOX®’un şaşılığın ve gözkapağı kaslarının spazmının tedavisinde kullanımı FDA (Food and Drug
    Administration) tarafından onaylandı.
  • 1995 yılında BOTOX®, Türkiye’de satılmaya başlandı.
  • 2000 yılında Allergan firması (BOTOX®) boyun kaslarının spazmının tedavisinde kullanımı amacı ile FDA onayı aldı.
    Son olarak 15 nisan 2002′de, Allergan firması (BOTOX®) alında, göz çevresinde ve iki kaş arasındaki kırışıklıkların düzeltilmesinde kullanımı açısından FDA onayı aldı.
  • Allergan firmasının bildirdiğine göre bugün botulinum toksin preperatları, dünyada 70 ülkede 11 yıldan uzun bir süredir, estetik ve kozmetik cerrahi uygulamalarında güvenle kullanılmaktadır.
  • Botoks

    (Botulinum toksini), Clostridium botulinum adlı bakteriden elde edilen bir toksindir. Botoks, sinir uçlarında iletimi sağlayan maddelerin salınımını engelleyip, sinirler ile sinirlerin ulaştığı organlar arasındaki iletimi durdurarak etkisini gösterir. Sinir iletiminin durması, sinirin ulaştığı organın işlevlerinin azalmasını ya da tamamen kaybolmasını sağlar.

    Botoks’un etki mekanizmasından tıpta birçok alanda yararlanılmaktadır. Plastik cerrahi alanında ise genellikle mimik kaslarının hareketleri ile ortaya çıkan yüzdeki çizgilenmeleri azaltmak ve aşırı terleyen bölgelerdeki terlemeyi azaltmak amacı ile kullanılır.

    Mimik kaslarının yıllar boyunca çalışması, üzerini örten deri üzerindeki kıvrımları belirgin hale getirir ve böylece yüzdeki dinamik çizgilenmeler ortaya çıkar. En sık ortaya çıkan dinamik çizgiler, alın, kaşlar arası, göz kenarları ve ağız çevresinde görülür. Alın ve göz kenarlarındaki çizgiler kişiye daha yaşlı bir görünüm, kaşlar arasındaki çizgiler ise kişiye çatık kaşlı, kızgın bir bakış ifadesi verir. Mimik kaslarına botoks uygulanarak bu kasların hareketleri zayıflatılabilir, kas hareketlerindeki azalma, üzerindeki derinin, kas hareketleri ile katlanmasını ve katlanmaya bağlı çizgilenmeyi de azaltır. Bu şekilde yaşlı ve kızgın olarak görünen yüz ifadesinde de belirgin bir düzelme sağlanır.

    Botoks Nasıl Yapılır.

    Botulinum toksin uygulanacak alanın temiz, cilt yağından, kirden ve her türlü makyajdan arındırılmış olması gerekir.
    Enjeksiyon öncesi bu alan antiseptik bir solusyon ile silinerek enjeksiyona hazırlanır.
    Uygulamadan önceki en az 10 gün aspirin yada benzeri ilaçların alınmaması, uygulamadan önceki 48 saat içinde alkol alınmaması gereklidir. Alkol, aspirin ve benzeri ilaçlar enjeksiyon yerinde ödemi artırır, morarmayı kolaylaştırır.
    Uygulama yapılmadan 30-45 dakika önce uygulama yapılacak alana uyuşturucu krem (EMLA krem) uygulanması iğnenin acısını azaltır, fakat genellikle iğne fazla can yakmaz ve buna gerek kalmaz. Uyuşturmak için buzda uygulanabilir. Bir kaç yıl içinde piyasaya çıkması beklenen ve ciltte derin anestezi sağlayan spreyler de anestezi için kullanılabilir. Bu uyuşturucu spreyler henüz izin aşamasındadır ve şu an için piyasada bulunmamaktadır. Ben bu spreylerden birini kendim deneme fırsatını buldum ve oldukça etkili olduğunu belirtmeliyim. Botulinum toksini çok ince iğnelerle uygulandığından enjeksiyonun anestezisiz yapılması kişiye fazla bir rahatsızlık vermez. Zaten botulinum toksini enjeksiyonundaki ağrı ve yanmanın sebebi iğnenin cilde batışından çok toksinin kendisinin verildiği bölgede yarattığı yanma hissidir. Bu yanma hissi kısa sürede geçer ve kişiye fazla bir rahatsızlık vermez.
    Botulinum toksin enjeksiyonu, kırışıklıkları oluşturan kaslar hedeflenerek yapıldığından enjeksiyonu yapan doktorun, yüz anatomisini çok iyi bilmesi gereklidir. Doktor, hastanın yüzüne bakınca, kırışıklık olan bölgedeki kasların yerlerini, sanki derinin altını görüyormuşcasına, net bir şekilde bilmelidir. Bunlar dışında enjeksiyonun yapılma tekniği ve verilecek toksin dozu da önemlidir. Doktorunuz muayene sırasında gerekli planlamayı yapacak ve gereken doza karar verecektir. Doz hesaplanırken BOTOX® ve DYSPORT® preperatlarının dozajlarının farklı olduğu akılda tutulmalıdır.
    Botulinum toksininin uygulaması, estetik amaçla sadece plastik cerrahlar ve dermatologlar (cilt hastalıkları uzmanları) tarafından uygulanan ve uygulanması 5-10 dakika süren bir işlemdir. Toksin, flakon içinde liyofilize toz olarak piyasaya sunulmuştur. BOTOX® flakonlarının soğuk ortamda (-5 derece veya altında) muhafaza edilmesi gerekir. DYSPORT® ise 2-8 °C’de nakledilip saklanabilir. Uygun şartlarda saklandığında kuru raf ömrü 2 yıldır. Enjeksiyondan hemen önce 1-4 cc steril serum fizyolojik ile sulandırılarak kullanılır. Prospektüse göre sulandırıldıktan bir süre sonra toksin bozulmaya başladığından, tüm toksinin hemen kullanılması gerekir. Sulandırılan toksin buzdolabında (2-8 derecede) 4 saat kadar saklanabilir, bu süre sonunda kullanılmayan toksin bozulduğu için kullanılmaz, atılmalıdır; bu prospektüs bilgisidir. Yalnız, Allergan firması 2004 yılında Amerika da, en çok Botox kulanan doktorlarla bir toplantı yapmış ve Botox kullanımının ayrıntılarını tekrar, yeni baştan belirlemiştir. Şu an prospektüsde sulandırıldıktan sonra hemen kullanılması önerilirken, oluşturulan konsensus raporuna göre sulandırılmış Botox, etkinliğini kaybetmeden buzdolabının kapağında 6 hafta kadar saklanabilir. Ayrıca prospektüsde prezervatif madde içermeyen serum fizyolojik ile sulandırılması önerilirken, konsensus raporunda prezervatif madde içeren serum fizyolojik ile daha ağrısız enjeksiyon yapılabildiği belirtilmiş ve prezervatif madde içeren serum fizyolojik kullanılması önerilmiştir.

    Botoks Hakkında Herşey

    Botoks hakkında merak ettiğiniz herşey , bütün sorular ve cevapları

    Botox ile göz çevresi ( gözaltı ) kırışıklıklar ve alındaki kırışıklıklar kısa sürede yok edilmektedir. Ayrıca botoks ile koltuk altı terleme ve avuç içi terleme tedavisi de mümkündür.

    Botoks ( botox) ufak bir şişe ilaçla yüz kırışıklıklarından kurtulma anlamına gelir. Çok küçük miktarda dozlar kas içine injekte edilerek kırışıklıklara neden olan kasların rahatlaması sağlanır. Zamanla ortaya çıkan kalıcı kırışıklıklar kasların rahatlaması ile ortadan kaybolur. Botox tedavileri en fazla 10-15 dk. sürer. Tedavi etkinliği 4-6 ay devam eder. Tekrar edilen uygulamalar ile daha kalıcı sonuçlar sağlanır.

    Botox ( botoks ) uygulama yerleri nelerdir?
    Gülümserken, kahkaha atarken, kaş ve alın hareketlerinde göz çevresi ve alında ortaya çıkan mimik kırışıklıklarına en etkili yöntemdir. Bu kırışıklıklar dinamik çizgiler olarak adlandırılır. Yüz dinlenme halinde iken bu çizgiler daha az belirgindir. Ayrıca konuşurken ve sigara içerken ortaya çıkan dudak çevresi kırışıklıklar ile boyun bölgesi kırışıklıklarına da etkilidir.

    Botoks tedavisi için uygun bir aday mıyım?
    Botox (botoks) uygulamasında en iyi uygulama sonuçları 25 yaş ile 65 yaş arasında alınır. 65 yaş üzerindeki kişilerde mimik çizgileri dinlenme halinde bile belirgindir. Bu grup kişilerde diğer yöntemler botox tedavisine göre daha iyi sonuçlar vermektedir. Her bireyin farklı yönleri hekim tarafından incelenir ve botox ya da başka bir yöntem uygulamasına karar verilir.

    Botoks Sonrası Oluşabilecekler

    Botulinum toksininin sistemik bir yan etkisi bulunmamıştır, fakat çok nadiren de olsa -her enjeksiyonda olduğu gibi- toksine karşı bir aşırı duyarlılık reaksiyonu gelişebileceği akılda bulundurulmalıdır. En sık görülen yan etkisi enjeksiyon yerinde görülen yanma hissi, ödem, morarma ve şişlikdir. Bunlarda kısa sürede ortadan kaybolur.
    Bazı hastalar başağrısından yakınırlar. Baş ağrısı -olursa- genellikle 2-3 saatte kendiliğinden düzelir. Baş ağrısı uygun enjeksiyon tekniği uygulanmazsa oluşan bir sorundur, enjeksiyonu yapan kişi uygun teknikle çalışıyorsa başağrısı olmaz.
    Toksin, hamilelere, süt verenlere ve Myastenia Gravis gibi nörolojik hastalıkları olan kişilere yapılmamalıdır. Bilinçsiz yapılan enjeksiyonlar sonucu üst gözkapağında düşme yada -dudak çevresinde derine yapıldıysa- dudak hareketlerinde bozulmaya yol açabilir.
    Vakaların sadece 1-2%’sinde üst gözkapaklarında düşme olduğu bildirilmektedir. Üst gözkapaklarında düşme eğer olursa 2-3 hafta içinde kendiliğinden düzelir. Etkinin geçici olduğu da akıldan çıkarılmamalıdır. Üst dudağın yukarısında kalan alanlara yapıldığında son derece güvenlidir. Bu seviyenin altındaki bölgelere -dudaklar çevresine- dudak hareketlerini geçici olarak bozabileceği için son derece dikkatli yapılması önerilir.

    Botoks ile dimdik göğüsler

    Kırışıklıkları yumuşatarak yüze canlı ve genç bir ifade veren Botoks, şimdi de deforme olmuş göğüslere umut oluyor!

    Şaşılık tedavisinden spastik çocuklara, sinirsel kas hastalıklarından aşırı terlemeye kadar tıbbın birçok alanında kullanılan, estetikte ise çığır açan botoks, artık meme ve burun ucu kaldırmada da uygulanmaya başladı. Botoks ile burun ucu ve göğüs kaldırma çalışmalarına başlayan Avrupa Estetik ve Kozmetik Dermatoloji Derneği’nin (ESCAD) Etik Komite Başkanı Dr. Erçin Özüntürk, botoksun estetik müdahale yapmadan ve dolgu maddesi kullanmadan sarkık memeyi kaldırabilme özelliğinin olduğunu belirtiyor.

    Henüz dünyada da uygulaması yeni olan botoks ile meme kaldırmayı üç vakada uyguladığını anlatan Özüntürk, botoks işleminden 15 dakika sonra kişinin günlük hayatına geri dönebildiğini belirtiyor. Özüntürk, uygulamadan sonra hastanın yatar pozisyona geçmemesi ve başını aşağıya eğmemesi gerektiğini söylüyor. Botoksun etkisinin yaklaşık üç ay sürdüğünü, göğüslerin eski haline geldikten sonra tekrar tekrar yapılmasında hiçbir sakınca bulunmadığını anlatan Özüntürk, yöntemin tek olumsuz yönünü “meme ucunun yana kayması” olarak ifade ediyor.

    Kasım ayında Floransa’da düzenlenecek Avrupa Dermato-Veronoloji Derneği Kongresi’nde, botoksun estetik amaçlı yeni uygulamaları hakkında bir sunum yapacak olan Özüntürk “Botoks ile kaşları kaldırdığımıza göre burunu ve memeyi de kaldırabilir miyiz noktasından hareketle bu alanlarda kullanımı gündeme geldi” diyor.

    Botoks Zararlımıdır ?

    Botox bir bakteri tarafından üretilen güçlü bir zehirdir. Yalnış üretilmiş veya kullanım tarihi geçmiş konserve gıdaların içinde bulunabilen toksik bir maddedir. 2002 yılında Amerikan Besin ve İlaç Dairesi tarafından da onaylanan “botox ile kırışıklıkları giderme tedavisi” müthiş bir hızla tüm dünyaya yayılmaktadır…

    Botoks'un Zararları

    Cilt kırışıklıklarını gidermede kullanılan miktarının herhangi bir toksik etkisi yoktur.. Hayati tehlike yaratan dozu 2500-3000 ünite iken, kozmetik alanda kullanılan dozajı en çok 50 ünitedir. Hakkında pek çok “şehir efsanesi” olsa da botox enjeksiyonundan zarar görenlerin sayısı yok denilecek kadar azdır. Eğer botoks doğru zamanda, miktarda, uygun hastalarda ve uzman eller tarafından uygulanırsa hem mimik kasları üzerinde yarattığı geçici felç ile var olan kırışıklıkları azaltır hem de mimikleri yeniden biçimlendirerek daha sonra oluşabilecek kırışıklıkları önler.Kimlere uygulanabilir?

    Eğer cildinizde mimiklerin yol açtığı kırışıklıkların tedavisinde botoxtan yararlanmak istiyorsanız, botoxtan değil, uygulamada yapılan yalnışlardan korkun! Cildinizin fiziksel tahrişi; kaş çatma veya gülme kökenli mimiklerin ayrıca yaş ve kalıtım kaynaklı güneşin, sigaranın ve diğer çevresel yaşlanmanın etkisiyle oluşan kırışıklıklardan kurtulmak istiyorsanız botoxtan yararlanmayı düşünün. Cildinize uygulayacağınız gençleşme programlarında botoxtan da istifade edip edemeyeceğinizi doktorunuzla konuşun.Botox uygulamasının en çok eleştirilen yönü hastalardaki “donmuş, mimiksiz maske tarzı yüz” görünümüdür. Botoxun yüzdeki ifadeyi bir ölçüde yok ettiği doğrudur. Botox kullanılan alanlarda mimik oluşması güçleşmektedir. Hatalı uygulandığında yüz ifadesi bile kaybolabilmektedir. Eğer uygun dozlarda ve uygun alanlarda yapılmışsa botoxun cilde yenilenmiş, tazelenmiş, toparlanmış bir görünüm verdiğinin de altını çizelim.

    Ne zaman tehlikelidir?

    Botox uygulanacak hastalarda bir-iki hafta önceden aspirin, E vitamini, gingko biloba, sarmısak tabletleri ve omega-3 kapsülleri gibi kan sulandırıcı ürünlerin kesilmesi önerilmektedir. Kasları etkileyen kalsiyum kanal bloke edici ilaçları, aminoglikozid antibiyotikleri, kinin ve pensilamin içeren antibiyotikleri kullanan hastaların doktorlarından izin alması gerekiyor. Hamilelerin, emziren annelerin, kanı sulandıran ilaçlar kullananların ve pıhtılaşma sorunu olan hastaların bu uygulamadan uzak durmasında fayda var. Bu uygulamayı sadece deneyimli dermatologlar ve estetik cerrahlara yaptırmanızı öneriyoruz. Eğer dikkat etmezseniz üzücü sonuçlarla karşılaşabileceğinizi hatırlatıyoruz.




    Dudak estetiği ve botox

    Dudak estetiği ve botox

    Kırışıklıklardan kurtulmak isteyenler için hyalüronik asit üreten pek çok firma dudağa özel, kimyasal bağlarla kuvvetlendirilmiş yeni hyalüronik asitli ürünleriyle daha kalıcı seçenekler sunma yarışındalar. Bir diğer geçici çözüm de uzun yıllardır kullanılan, sığırlardan elde edilen ‘kollajen’ dolgusu. Uygulama öncesi, mutlaka test gerektirdiği için bugün eski önemini yitirmiş olsa da hala pek hekimin tercih ettiği bir maddedir. Etki süresi ise yine altı aydır.

    Kalıcı maddeler grubunun en bilineni, ülkemizde ve pek çok batı ülkesinde kullanımı yasak olan ‘enjektabl sıvı silikon’dur. Doğal olmayan görünümlere yol açan, sağlık açısından ciddi riskleri bulunan madde artık kullanılmıyor. Onun yerine, içeriği poliakrilamid ve türevleri olan pek çok sentetik madde, dudaklarını kalıcı olarak dolgunlaştırmak isteyenler için en uygun ve sağlıklı çözümü oluşturuyor. Bu tür madde uygulamalarının geriye dönüşü olmadığının bilinerek yola çıkılması ve doğru materyal seçimi, sonraki memnuniyetsizlikleri önlemek açısından oldukça önemlidir.

    Dolgu maddeleri ile elde edilen görünümle yetinemeyen, daha belirgin dudaklar isteyenler için ise cerrahi olarak yerleştirilen implantlar veya cerrahi yolla yapılan kalınlaştırma işlemleri ise halen geçerli çözümlerdir. Uzun süre sigara kullanımı ve yaşla ortaya çıkan, dikine dudak çizgilerine, modern tıp çeşitli çözümler sunmaktadır.

    ‘Barkod çizgileri’ de denilen bu tür kırışıklıkların tedavisi, çizgilerin derinliğine öncelikle dudak çevresinin kimyasal fiziksel yolla soyulmasıyla başlar. Çizgilerin daha yüzeysel olduğu hallerde, soymadan da, kollajen yapımını uyarmak mümkündür. Bu amaçla, lazer veya diğer ışık kaynaklarından yararlanılır. Dolgu işlemi, çizgiler hafifletilip, belli bir düzeye getirildikten gerçekleştirilir.

    Görüldüğü gibi estetik tıptaki bu gelişmeler sayesinde daha dolgun ve etkileyici dudaklar artık uzak bir hayal değil. Dileyen kadın şiirlerde gonca güle, tatlı-sulu meyvelere benzetilen etkileyici dudaklara sahip olabilir ve bu dizeler sanki kendisi için yazılmış gibi özel hissedebilir.

    Bu amaçla hangi maddeler kullanılıyor? Dudaklarda kullanılan dolgu maddeleri, geçici ve kalıcı olanlar şeklinde iki gruba ayrılır. Geçici olan dolgu maddelerinden, bugün için en sık yararlanılanı içeriği ‘hyalüronik asit ve türevleri’ olan dolgu maddeleridir. Bunlar, altı ay gibi bir süre etkisini korur. Zamanla vücut bu maddeyi tıpkı kendi maddesiymiş gibi metabolize ederek harcar. Dolayısıyla altı ayda bir yenilemek gerekir.

    Bu grup, her zaman, dudak kalınlaştırmada doğal görünüme önem verenler için en doğru tercihtir. Belki dayanma süresi kısa gözükebilir, ama sağlık açısından da en güvenilir seçeneği oluştururlar. Üstelik yeni, dolgun dudaklarından hoşnut kalmayanlar için altı ay beklemeden de geriye dönüş mümkündür. ‘Paris Lip’ adı verilen, vermilyonun doldurularak, yalnızca dudak kontürünün belirgin kılındığı bir teknik veya dudağın kırmızı renkli mukozasının doldurularak, hacminin artırıldığı bir başka teknik seçilerek, yaklaşık 20 dakika gibi kısa bir sürede uygulama yapılır. Bir miktar anestezi gerekebilir, çünkü dudak sinirsel açıdan yoğun bir bölgedir.

    Dudaklarınızı nemlendirmek için asla ıslatmayın, bunun yerine yağlı, E vitamini ve bitkisel bazlı kremleri tercih edin.

    Dudaklarda, diğer vücut bölgelerindeki gibi, yağ ve terbezleri, kıl follikülleri yoktur. Dolayısıyla doğal koruyucu sıvı ve yağ tabakası da bulunmaz. Bu nedenle kolaylıkla kurur ve dış etkenlere açık hale gelir. Dudak hareketlerini, kimileri kasılırken, kimileri gevşeyen 12 farklı kas idare eder.

    Estetik cerrahide bazı anlamını bilmediğiniz sözcükler ve anlamları:

    Poliakrilamid: Yumuşak dokular için dolgu maddesi olarak kullanılan sentetik bir bileşiktir. Bir tür pleksiglas da denilebilir. Kollajen: Memelilerde bağ dokusunu oluşturan en önemli yapısal proteindir. Deri ve damar duvarının elastikiyetini sağlar; kıkırdak, bağ, tendon, kemik ve diş gibi yapıların ana maddesini oluşturur.

    Antioksidan: Vücudumuzdaki kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan veya dışarıdan alınan sigara, kirli hava ve alkol gibi zararlı maddeleri etkisiz hale getiren özel maddelerdir.

    Komedon: Yağ bezinin cilt yüzeyine açılan kanalının kısmen veya tamamen tıkanması sonucu oluşan, siyah veya beyaz noktalara verilen addır. Aknenin ilk evresidir.

    Vermilyon: Dudağı çevreleyen deri ile dudak mukozasını ayıran kenara verilen addır.

    Botoks ile meme kaldırma göğüs

    Henüz dünyada da yeni bir yöntem olan botoks ile meme kaldırmayı Türkiye’de üç vakada uyguladığını anlatan Dr. Erçin Özüntürk, botoks işleminden 15 dakika sonra kişinin günlük hayatına geri dönebildiğini belirtiyor.

    Şaşılık tedavisinden spastik çocuklara, sinirsel kas hastalıklarından aşırı terlemeye kadar tıbbın birçok alanında kullanılan, estetikte ise çığır açan botoks, artık meme ve burun ucu kaldırmada da uygulanmaya başladı. Botoks ile burun ucu ve göğüs kaldırma çalışmalarına başlayan Avrupa Estetik ve Kozmetik Dermatoloji Derneği’nin (ESCAD) Etik Komite Başkanı Dr. Erçin Özüntürk, botoksun estetik müdahale yapmadan ve dolgu maddesi kullanmadan sarkık memeyi kaldırabilme özelliğinin olduğunu belirtiyor.

    Henüz dünyada da uygulaması yeni olan botoks ile meme kaldırmayı üç vakada uyguladığını anlatan Özüntürk, botoks işleminden 15 dakika sonra kişinin günlük hayatına geri dönebildiğini belirtiyor. Özüntürk, uygulamadan sonra hastanın yatar pozisyona geçmemesi ve başını aşağıya eğmemesi gerektiğini söylüyor. Botoksun etkisinin yaklaşık üç ay sürdüğünü, göğüslerin eski haline geldikten sonra tekrar tekrar yapılmasında hiçbir sakınca bulunmadığını anlatan Özüntürk, yöntemin tek olumsuz yönünü “meme ucunun yana kayması” olarak ifade ediyor.

    Kasım ayında Floransa’da düzenlenecek Avrupa Dermato-Veronoloji Derneği Kongresi’nde, botoksun estetik amaçlı yeni uygulamaları hakkında bir sunum yapacak olan Özüntürk “Botoks ile kaşları kaldırdığımıza göre burunu ve memeyi de kaldırabilir miyiz noktasından hareketle bu alanlarda kullanımı gündeme geldi” diyor.

    Meme kanseri cerrahisinin değişen yüzü

    Meme kanseri vakalarında artık meme koruyucu cerrahi uygulanıyor. Ameliyat sonrası hastanın fiziksel ve psikolojik yakınmalarına çözüm bulunuyor.

    Meme kanserin tedavisinde başvurulan
    ameliyatlar günümüzde giderek “minimalize” oluyor. Böylelikle ameliyatın getirdiği yan etkilerin azaltılması ve ameliyat sonrasının hasta açısından daha konforlu geçmesi sağlanıyor. Eskiden memenin alınmasıyla ve koltuk altının adeta boşaltılmasıyla sonuçlanan bu ameliyatlarda artık genellikle memedeki tümörün alınması esas.

    Bunun yanında uygulanan özel tekniklerle koltuk altının durumunu gösteren merkezi lenf bezi bulunarak koltuk altı lenf bezlerinin çıkartılıp çıkartılmayacağına karar veriliyor. İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’ndan Dr. Oktar Asoğlu’yla yeni ameliyatların hastaya getirdiği kolaylıkları konuştuk…

    “Memenin alınmasına yüzde 15-20 vakada rastlanıyor ancak”

    Meme kanseri cerrahisinde bugün gelinen nokta nedir?

    Meme koruyucu cerrahinin uygulanması deneyimli merkezlerde yüzde 70-80′leri buluyor. Artık memenin alınmasına ancak yüzde 15-20 vakada rastlanıyor.

    Her hastanın hemen ameliyat olması gerekmiyor değil mi?

    Eğer memede cilt tutulumu varsa (deri üzerinde belirtileri başlamışsa), tümör çok büyük veya koltuk altında oldukça büyümüş ve hareket etmeyen lenf nodülleri varsa bunlar ileri evre bir tümör kabul edilerek başlangıç olarak kemoterapi uygulanır. Ameliyat öncesi kemoterapi uygulanan hastalar, direkt cerrahi uygulanan hastalardan sağkalım açısından çok daha iyi seyrediyorlar.

    Saptanan kitlenin büyüklüğü önemli mi?

    Kesinlikle. Çünkü kitlenin boyutu arttıkça lenf bezinin tutulumu artıyor ki bu da hastalığın evresini etkiliyor.

    “Artık ameliyatlarda hasta hastanede günübirlik kalıyor”

    Meme kanserinde sağkalım oranları ne düzeyde?

    Bu hastalığın evresiyle ilgili. Erken evre meme kanserlerinde bugün artık 10 yıllık sağkalımlar verebiliyoruz.

    Ameliyat sonrası iyileşme süresi ne kadar?

    Bu ameliyatlar artık çok uzun sürmüyor ve hastaların iyileşme süresi de daha kısa. Çoğu hasta 12-14 saat kadar yani günübirlik hastanede kalıyor. Bugün için artık bazı erken tümörlerde, cildi koruyarak altına silikon yerleştirilip aynı seansta yeni bir meme yapılması ya da sırt kaslarını kullanarak karşı memenin aynısını diğer tarafa yapmak da mümkün.

    Kolunu kullanamama ameliyat sonrasında sık görülen bir sorundu, değil mi?

    Bu sorun ortadan kalktı. Hasta sosyal ve günlük hayatına çok kısa bir sürede dönüyor.

    Hamilelikte botoks bebeğe zarar veriyor

    Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Türsen, kadın ile birlikte var olmaya başlayan estetik kavramının ardından estetik cerrahinin son derece gelişme gösterdiğini söyledi.

    Estetik cerrahisinin kırışıklıklardan selülit gidermeye, göğüs dikleştirmeden burun şekillendirmeye kadar bir çok müdahalenin yapılabildiği ve adeta kişinin kendisini baştan yaratabileceği bir şekle büründüğünü anlatan Türsen, son dönemlerde güneş hasarına ve yaşlanmaya bağlı oluşan kırışıklıkları gidermekte tercih edilen botoksun oldukça yoğun talep almaya başladığını vurguladı.

    Botoks için her yaştan başvurularla karşılaştıklarını belirten Türksen, “Birimimize gelen herkese ihtiyaçları ölçüsünde yardımcı olmaya özen gösteriyoruz. Ancak gebelik dönemindeki kadınların ve emzikli annelere botoks yaptırmalarını önermiyoruz. Çünkü, her şeyden önce botoks, kaslara yapılan bir tedavidir. Buna bağlı olarak çocukta beslenme bozukluğu olabileceği gibi erken doğuma bağlı olarak bebek ölümleri bile yaşanabilir. Yani gebe kadınların botoks düşüncesini bir süre ertelemesi daha doğrudur” dedGebelik sonrasında da vücudun eski halini almasının beklenmesini öneren Türsen, şöyle devam etti:

    “Gebelik dönemindeki kadının vücudunda su toplamak başta olmak üzere çeşitli nedenlerden dolayı kırışıklık gerçekte olduğu gibi görülmez. Gebeliğin hemen ardından yapılan botoks uygulamasında ise, kırışıklığın gerçekteki gibi görülmemesinden dolayı, eksik veya fazla botoks uygulanabilir ve buna bağlı olarak da başarı oranı ciddi miktarda düşer.”

    YÜZÜN ÜST YARISINDAKİ BAŞARI FARKI
    Doç. Dr. Türsen, botoksun vücudun bir çok bölgesine uygulandığını ancak, her yerde benzer başarı oranı ile karşılaşmadıklarını söyledi.

    Burundan başlayan yüz üst yarısında kırışıklıkların yüzde 100’e yakınının giderildiğini anlatan Türsen, diğer bölgelerde ise bu oranın yüzde 50’lere kadar düşebildiğine işaret etti.

    Bu nedenle botoks uygulamasını “yüz üst yarısında tercih edin” tavsiyesinde bulunan Türsen, botoks uygulamasının ardından morarma, düşük kaş yapısı, göz kapağı düşüklüğü, kas asimetrisi, çift görme, ağız sulanması, gülme ve dudak asimetrisi, algılama zorluğu, dudak eğiminde düzelme, konuşma-telaffuz değişikliği, yutma güçlüğü, ses değişikliği gibi sorunlarla karşılaşılması halinde bir uzmana başvurulması gerektiğini sözlerine ekledi.

    Botoksla İlgili 7 Yanlış nedir

    Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Plastik Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Karacalar, botoksla ilgili bazı yanlış bilgilerin şehir efsanesi gibi yayıldığını vurguluyor. Özellikle estetik cerrahide son yıllarda çok sık olarak kullanılan botoksla ilgili bilgilere neredeyse her gün yenileri ekleniyor. Ancak bu bilgilerin de çoğu yanlış. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Plastik Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Karacalar, bu yanlış bilgilerin önyargıya neden olduğunu belirterek “Her yıl dünyada milyonlarca kişinin uygulattığı, doğru yapılırsa çok yararları olan işlem, yanlış bilgiler nedeniyle bazı hastaların kaçınmasına neden olmaktadır” diyor.

    Dr. Karacalar botoksla ilgili yanlış bilgileri ve doğrularını şöyle sıralıyor:
    * Botoks bir yılan zehiridir. (Yanlış)
    Bir bakterinin ürettiği toksindir. Uygun dozda alınmazsa su bile zehir etkisi yapar.
    * Botoks beyne gidip, zarar verir. (Yanlış)
    Bedene verilen her ilaç gibi botoks da yapılan yerden uzak bölgelerde bulunabiliyor.
    * Botoksla hep aynı yüz ifadesi oluşur. (Yanlış)
    Kişiye, cinsiyete, meslek grubuna, mimik kasların durumuna göre botoks yapılırsa tek tip yüz ifadesi oluşmaz.
    * Botokslu olduğunuz hemen belli olur. (Yanlış )
    Modern botoks uygulamalarında kasın deriye giden liflerinde sadece gevşeme sağlanırsa dinlenmiş ifadesi verir.
    * Botoks yapıldıktan sonra bazı bölgelerde kırışıklık artar. (Yanlış )
    Hiperkinetik (sürekli ve aşırı mimik kullanan) kişilere doğru yapılırsa bu durum olmaz. Hipotonik (kas direnci düşük) kişilere yanlış yapılırsa olur.
    * Botoksa ileri yaşta başlanmalı. (Yanlış )
    İleri yaşta botoksun yeri çok sınırlıdır. Hiperkinetik grupta ergenlikten sonra her yaşta yapılabilir. Asıl en iyi etkisini orta yaş grubunda gösterir.
    * Botoks dudağa yapılmaz. (Yanlış )
    Dudak en titiz yapılması gerekli yerlerden birisidir. Çok düşük dozda ve çok yüzeysel yapılabilir.

    Kuru bir cilt

    kış döneminde havadaki nem kaybı, kalorifer sisteminin havadaki su ve nemi azaltması ve soğuk hava dolayısıyla terlemedeki azalma, cilt kurumasını artıran nedenlerdir. Dermatoloji Uzman Dr. Zerrin Baysal, cilt kuruluğu için pratik öneriler sunuyor:• Sıcak su ile banyo yapmayın. Özellikle her gün yıkanma alışkanlığı olan kişilerin yıkanma sıklıklarını azaltmaları gerekir.

    • Yıkanırken kullandığınız ürünlerin mutlaka doğru ürünler olmasına dikkat edin. Kurutmayan sabunlar, şampuanlar kullanın, bunun için de ürünlerin gliserin, lanolin ve buna benzer yağ içerikli olanlarını seçin.

    • Yıkandıktan sonra cildinizi çok kurulamayın ve hafif nemliyken cilt tipi için uygun olan nemlendiriciler uygulayın.

    • Ortamı nemlendirmek de cilt kuruluğunu azaltmaya katkıda bulunur. Kalorifer peteklerine konulan su kapları ya da ıslak havlular, buhar aletleri gibi önlemler alabilirsiniz.

    • Bol su içmenin mutlaka yararı var ama birçok kişinin aklında olan “Az su içiyorum, o yüzden cildim kuru” fikri de yanlış.

    • Cilt kuruluğunu önlediği düşünülen bazı gıdaların (fındık, fıstık, ceviz, kuru üzüm, balık, havuç, ıspanak vs…) fazla tüketilmesi yine kuruluğu önlemede yardımcı.