Cilt Bakımı,Cilt maskesi,Sivilceler için maske,Siyah noktalar,Saç Bakımı,Normal Cilt Bakımı,Saç Sağlığı,aç Bakımı Saç Maskeleri saç dökülmesi saç bakım ürünleri evde saç bakımı saç maskeleri doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı erkek cilt bakım saç bakımı cilt maskeleri cilt lekeleri siyah noktalar sivilceler Bitkisel Cilt Bakımı Cilt Bakımı ve Güzellik Kuru Cilt Bakımı doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı epilasyon laser epilasyon

Blog Arşivi




Ayın her günü güzel

Ayın her günü güzel

Çoğalan sivilveler, şekil almayan saçlar ve parlayan bir cilt... Regl döneminde ortaya çıkan bu sorunların güzelliğine gölge düşürmesine asla izin varme!





SİVİLCELER
Regl döneminin yaklaştığının habercisi olarak çenemizde, alnımızda ya da yüzümüzün herhangi bir bölgesinde beliren sivilceler, sinirimizi nasıl da bozar! Daha kendileri ortaya çıkmadan acılarıyla bizi rahatsız etmeye başlayan bu sivilceleri engellemek için maalesef bir şey yapılamıyor. Burada tek önemli nokta sivilceleri kesinlikle sıkmamak. Çünkü eğer onları sıkarsan daha da büyüyebilirler. Regl dönemi öncesinde ve regl sırasında sabah-akşam cildini antiseptik solüsyonla temizleyerek bu sorunu hafifletebilirsin. Görüntüleri seni çok rahatsız ediyorsa, kapatıcı stickler ile onları görünmez hale getirmen de mümkün!




YAĞLI SAÇLAR
Regl döneminin saçları etkilediği bir gerçek. Su dönemde saçlarımız hem şekil almaz hem de çabucak kirlenerek bizi çileden çıkarır. Bu durumda en iyi çözüm saçlarımızı hergün yıkamak. Ama bu işlem için saç tipine uygun bir şampuan seçmelisin. Eğer bu dönemde saçların tepene yapışıyor ve hacimsiz görünüyorsa, saçlarını öne atarak kurutman, bu sorunu çözebilir. Ayrıca saçlarını bigudiyle sararak olduğundan da hacemli görünmesini sağlayabilirsin






ARTAN TER KOKUSU
Bazı insanlar normal zamanlarda terleme ve ter kokusuyla ilgili bir problem yaşamazken, regl döneminde bu konuda sıkıntıya düşerler. Bunun nedeni olarak hormonel dengenin değişmesi ve bu durumun ter bezleri üzerinde etkili olması gösteriliyor. Bu durumda en iyi çözüm her gün duş almak. Duştan sonra vücuduna hoş kokulu bir nemlendirici sürebilir, ter kokusunu önleyici koltukaltı sticklerinden kullanabilirsin.




PARLAYAN CİLT
Regl döneminde gereğinden fazla yağlanan ve parlayan cilt, halsizlik ve ağrılarla birleşince ortaya yorgun bir görüntü çıkar. Bunu engellemenin en iyi yolu regl dönemi öncesinde yağlı, baharatlı ve çok tuzlu yiyeceklerden uzak durmak. Ayrıca bu süre boyunca kompakt pudralar yerine cildinin nefes almasını sağlayan toz pudraları tercih etmelisin. Yağ dengeleyici solüsyonlar kullanarak cildinin yağ salgılanımını düzenlemen de mümkün.

Tazelemeye gerek kalmasın, makyajın hiç akmasın

Tazelemeye gerek kalmasın, makyajın hiç akmasın

Akan rimeller, bulaşan fondötenler, 10 dakikada kaybolan rujlar… Bu gibi sorunlar keyfini kaçırmasın. Bu tüyolara dikkat et, parti keyfini doyasıya çıkart!



1. Stick fondötenler, sivilce izlerini daha iyi kapatır ve uzun süre etkisini korur. Daha dayanıklı bir makyaj için, ten rengine uygun stick bir fondötenle makyajının bazını hazırlayabilirsin. Maybelline 3 in 1 stick fondöten kolayca uygulanıyor, pürüzsüz bir görünüm sağlıyor.

2. T bölgesindeki parlama, makyajında hoş olmayan bir görünüm yaratabilir. Makyaj altına ya da üstüne, parlamayı önleyici ürünler kullanarak bu sorunlardan kurtulabilirsin. Lancaster Matt T Zone, parlayan ciltleri anında matlaştırıyor.

3. Göz makyajı çok önemli. Kullandığın far hemen uçarsa yaptığın makyajın hiçbir anlamı kalmaz. Bu yüzden dayanıklı olması gerekir. Helena Rubinstein’in tekli farlarını tercih edebilirsin.

4. Dudakların bakımsız ise, sürdüğün ruj çatlakların arasına girer ve dilediğin rengi elde edemezsin. Pürüzsüz dudaklara sahip olmak için bakım ürünleri kullan. Biotherm Aquasorce Levres içeriğindeki glycerol ve bitkisel yağlar ile, Vitamin E ve 8 koruma faktörü sayesinde dudaklarında yüksek nem, maksimum koruma sağlar.

5. Waterproof özellikli bulaşmayan rimeller ve göz kalemlerini tercih et ki, terden ve nemden akan makyajın güzelliğine gölge düşürmesin. Bunun için Christian Dior dayanıklı göz kalemini ve ancak 38 derece ısıdaki su ile çıkarılabilen Kanebo rimeli tercih edebilirsin.

6. Dudak parlatıcıları, rujun daha kalıcı olmasını sağlar. Üstelik dudaklarının daha dolgun görünmesini sağlıyor. Erik, çilek ve vişne ile tatlandırılmış üç şeker rengi bulunan Lancome Juicy Tubes’ten birini seçebilirsin.

7. En az far kadar kullandığın allığın da kalıcılığı önemlidir. Özellikle mezuniyet partisi için iyi bir markayı tercih et. Yves Saint Laurent allıkların rengi çok hoşuna gidecek.

8. Makyajının hiç bozulmadan kalması için makyaj fiksleyici ürünler kullanmak iyi bir çözüm. Biotherm Base Magic, bu ürünlerden biri. Cildin canlı görünmesini sağlarken makyajı tam sekiz saat sabitliyor.

9. Saçların kıvır kıvır. Sen ise bir değişiklik yapıp partiye dümdüz saçlarla gitmek istiyorsun. Üstüne üstlük nem ve ter yüzünden çektireceğin fönün uzun süre dayanmayacağını da iyi biliyorsun. O halde fön öncesi, neme ve dış etkenlere karşı koruyucu bir ürün kullanmalısın. System Desing Uncurl, nemli ortamlarda bile fönün etkisini uzatıyor.

10. Sürdükten sadece bir saat sonra bile en ufak darbeyle soyulan ojelerden uzak dur. Ve ojenin daha dayanıklı olması için üzerine sabitleyici cila geç. Estee Lauder oje, yoğun kapatma özelliğine sahip, üstelik dayanıklı.

11. Ter kokusu ile karışan parfüm, yakışıklıları senden uzaklaştırır, ona göre! Tüm parti boyunca yakışıklıların yanında kalması için terlemeyi önleyici deodarant, roll–on ya da stick deodorant kullan. Clarins Gentle Care deodarantlar, vücudun doğal fonksiyonlarına müdahale etmeden gün boyu etkili koruma sağlıyor.

Türk kadınları sarı saçtan vazgeçin!

Türk kadınları sarı saçtan vazgeçin!



Saçlarda yoğun hacim ve hafif renk oyunları, makyajda ise buğulu gözler ve parıltılı dudaklar olarak özetleyebiliriz 2007-08 sonbahar-kış trendlerini. Geçtiğimiz hafta büyük bir şovla yeni sezonun trendlerini anlatan Sebastian ve Trucco, birbirinden ünlü saç ve makyaj uzmanlarını İstanbul’da ağırladı. Sebastian Uluslararası Artistik ekibinin önemli üyelerinden Diva Poulos ve Sebastian renk tasarımcısı Simone Isabelle Wennekes’a bu kışın saç modelleri ve renk trendlerini sorduk, Türk kadınına gidecek modelleri öğrenmeye çalıştık.

Diva Poulos, artık uçuşan saçların değil, renkleri, şekli ve hacmiyle bir bütün oluşturan saçların gündemde olduğunu söylüyor… Filmlerin siyah-beyaz olduğu dönemlere geri dönüldüğünü anlatan Poulos, kısa saçlı ve naif kadınlardan ilham aldıklarını anlatıyor: “Duygusallığın ön planda olduğu bir dönemi makyaj ve saç kesimlerine yansıtıyoruz, içine biraz modernlik katıp günümüz kadınına uyguluyoruz.”

New York’ta salonu bulunan ve ünlü yıldızların da saçlarına şekil veren Poulos, saç şeklinin yanı sıra sağlıklı olmasının da çok önemli olduğunu vurguluyor. Sürekli boya ve fön nedeniyle yıpranan saçlara en azından haftada bir bakım yapılmasını öneriyor ve “bakımlı saç kendini gösterir” diyor.

Saçlarında değişiklik yapmak isteyen kadınlara karakterlerine, yaşam şekillerine ve vermek istedikleri imaja yönelik olarak şekil verdirmelerini tavsiye eden Poulos, Türk kadınları içinse bir noktanın altını çiziyor: “Genelde Türk kadınları uzun saçı seviyor ama saçı bir aksesuar ya da mücevher olarak düşünmelisiniz. 10 yıl boyunca aynı saçı kullanmaktansa şekliyle ve rengiyle oynayabilir, kendinize yeni bir görünüm kazandırabilirsiniz, aynen mücevher değiştirmek gibi...”

Sebastian renk tasarımcısı Simone Isabelle Wennekes ise renklerle ilgili önemli bilgiler verirken özellikle üstünde durduğu nokta, kadınların hangi saç rengine sahiplerse o renkten fazla uzaklaşmamaları. Tüm Akdeniz ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de kadınların sarışın olma sevdasını fark eden Wennekes, “Sarı saçtan vazgeçmelisiniz” diyor ve devam ediyor: “Benim önerim herkesin kendi saç rengini koruması. Kahverengi saçlı bir kadının, saçlarını sarı renge boyatması çok da önerebileceğim bir şey değil. Ama orijinal saç rengine sadık kalınarak renk oyunları yapılabilir. Birkaç renk kullanılarak saçın içinde renk ve ışıltı yaratılabilir.”

PARLAK VE SAĞLIKLI SAÇLAR

Günümüz kadının ve Türk kadının ne istediğini bildiğini söyleyen Wennekes, sarışınlıktan ziyade sağlıklı görünen, ışıltı saçan saçların ön planda olduğunu vurguluyor. Çok kullanılan net röfle ve gölgelerin artık yerini daha yumuşak geçişlere bıraktığını anlatan Wennekes şöyle devam ediyor: “Çok naif şekil ve hafif bir renklendirmeyle hareket kazandırılmış saçlar bu yılın trendini yansıtıyor. Ama bu hareketliliğe rağmen bir bütün ve tek renk gibi görünüyor. Aynı dergilerdeki gibi, parlak ve sağlıklı görünen saçlar ön planda.”

Bu kış gözler buğulu

Saç trendlerine uygun makyajın sırlarını ise Trucco uzmanları verdi. 2007-08 sezonunda makyajda iki nokta dikkat çekiyor: Buğulu gözler ve masum, dolgun, parlayan ‘babydoll’ dudaklar. Kusursuz ten makyajının üzerine koyu renk far, eye liner, güçlü kirpikler için kalın bir rimel ve dudak parlatıcısı kadını masum bir genç kızdan baştan çıkarıcı bir kadına dönüştürmeye yetiyor.

Evde Bakım Önerileri

Evde Bakım Önerileri"

Dikkatleri hep üzerinizde toplayan kişi olmak ve kalıcı güzellik için, evde uygulayabileceğiniz bakım önerileri.


Dikkatleri hep üzerinizde toplayan kişi olmak ve kalıcı güzellik için biraz çabalamanız, kendinize özen göstermeniz gerekiyor. İşte evde yapıp uygulayabileceğiniz bakım önerileri..

Kolay temizleyici tonik
Bir çay bardağı suyun içine iki damla lavanta esansı damlatın. Bir süre buzdolabında soğutun. Ardından bir tutam pamukla yüzünüze sürün. Cildinizdeki canlanmayı hemen göreceksiniz.

Manikürünüzü kendiniz yapın
Tırnaklarınızı ve etlerinizi yumuşatmak için ellerinizi bir süre sabunlu suda bekletin. Yumuşayan etleri, keskin bir makas yardımı ile fazla derine inmeden kesin. Eğer bu işlem size zor geliyorsa etlerinizi tırnak diplerine bir havlu yardımıyla itin.

Yorgun gözleri rahatlatmak için
İki çay kaşığı küçük doğranmış salatalığı, 1 çay kaşığı süt tozu ile karıştırın. Göz çevrenize ve göz kapağınıza sürün. 10 dakika bekleyip yıkayın. Gözlerinizdeki ağırlığın uçup gittiğini hissedeceksiniz.

Ojenin kolay kuruması için
Yapmanız gereken tek şey, ojeyi sürdükten sonra buzlu suda birkaç dakika bekletmek. Ne kadar çabuk kuruduğuna inanamayacaksınız. Ancak küçük bir ayrıntı var. Bu işlem ojenin tırnağınızdaki ömrünü kısaltır.

Canlı bir yüz için
Yüzünüzün dinlenmiş görünmesini isitiyorsanız, önce sıcak hemen ardından soğuk suyla yıkayın. Bu işlem kan dolaşımını hızlandıracağı gibi kaslarınız da harekete geçirecektir.

Omuz ağrınızı hafifletin
Vücudunuza çok ince tabaka halinde vücut yağı sürün. Ardından sıcak suyla ıslattığınız havluyu tutulan bölgeye koyup duşa girin. Havlu, yağın iyice derinin içine girmesini sağlayacağından teniniz yumuşayacak ve kaslarınız gevşeyecektir.

Gözaltı bakımı için
Gözaltında oluşan keseleri ve renk değişikliklerini, buzlu suya batırılan pamuk parçalarını gözünüzün üzerinde ve çevresinde gezdirerek geçici olarak ortadan kaldırabilirsiniz.

ter kopmamak sizin elinizde

ter kopmamak sizin elinizde

- Magnezium, Zinc, Paba ve B6 vitaminleri ter kokularını engeller.

- Her gün su ve sabun ile yıkanmak yerine haftada 2 defa yıkanmak yeterlidir. Zira sık yıkanmak vücudun genel koruyucu yağını azalttığı için bakterilerin yerleşmesi hızlanır.

- Gerekirse kol altına antibiyotik yağ ve krem kulanın, bitkisel Tea Tree yağı bu iş için idealdir.

- Ayak ve genital bölgeleri her gün yıkayın.

- Ticari deodarantları ve üzerinde anti-persperant yazan (ter engeleyici) ürünleri kulanmayın, zira vücudun doğal mekanizmasını bozar.

kadınların kabusu?

kadınların kabusu?

Yaz yaklaşırken kadınları yine o bilindik telaş sardı: "Ne yapmalı, nasıl kurtulmalı bu tüylerden?" Ağda, krem, lazer... Tüylerden kurtulmanın pek çok yolu var. Hangisi mi ideal? Şüphesiz ki ideal yöntem, cilt tipinize, cildinizin hassasiyetine, sabrınıza ve bütçenize en uygun olanı.

İşte, artıları ve eksileriyle en sık kullanılan yöntemler, seçim sizin!



İnce tüyler

Genellikle dudak üstlerinde, çenede ve yüzün yan taraflarında bulunan ve fazla belirgin olmayan ince tüylerin fazlalığı bazı kadınları sıkıntıya sokar.

Eğer bu bölgelerdeki tüylenme az ise en uygun yol sarartmadır. Sarartma için uygun losyon evde de rahatlıkla hazırlanabilir: Cam bir kaba 2-3 kaşık yüzde 36 yoğunlukta oksijenli su koyun, birkaç damla amonyak ekleyin. Pamuklu bir çubuğu hazırladığınız losyona batırıp sarartmak istediğiniz tüylere sürün. 4-5 dakika sonra hafif bir kaşıntı duyduğunuzda bölgeyi bol suyla yıkayın ve kremleyin.

Eğer tüyler fazla ise sarartma hoş görünmeyebilir. Ayrıca koyu tende sarartılmış dudak üstü tüyleri beyaz bıyık gibi görüneceği için hiç estetik durmaz. Bu durumda en uygun çözüm, düzenli aralıklarla cımbız, ip, ağda gibi yöntemlerle bu tüyleri temizlemektir. İz bırakabilecek metotlardan kaçının.

Koltuk altı

Vücudun hassas bir bölgesidir; çabuk kızarır. Bu nedenle seçeceğiniz metot önem taşır.

Bikini hattı

Özellikle deniz mevsiminde mutlaka temizlenmesi gereken bir bölgedir. Son derece hassas ve kızarmaya meyillidir. Küçük iltihaplara ve batık tüylere neden olacağı için tıraş bıçağı kullanmaktan kaçının.

Bacaklar

Derisi çok hassas olmadığı için tüm metotları kullanabilirsiniz. Yine de çok açık veya çok koyu tenliyseniz lazerli epilasyondan kaçının veya bu konuda uzmanlara danışın.


CIMBIZ

Kaşları, küçük bölgelerdeki tüyleri ve ağdadan sonra kalan tüyleri temizlemek için idealdir. İki cinsi vardır, uçları düz olanlar bıyık, içeri doğru eğik olanlar ise kaş için kullanılır. Cımbızınızı, uygulamadan önce ve sonra mutlaka dezenfekte etmeyi unutmayın.

TIRAŞ BIÇAĞI

Kolay ve çabuk olmasından dolayı zamanın kısıtlı olduğu durumlarda sıkça başvurulan bir çözümüdür. Ayrıca cildi çok hassas olanlar veya diğer yöntemleri acılı bulanların da tercihidir. İnanılanın aksine, tüyler daha fazla çıkmaz ama deformasyona uğradığı için kalınlaşır.

Tüylerin yeniden çıkışı: 2 gün.

Riskleri:

Deriyi kesme veya çizme olasılığı vardır.
Tüylerin daha kalın ve sert çıkmasına neden olur.
Ciltte sivilce yapabilir.
Tüyleri kökünden almadığı için kesilen tüyler deri altından ilerleyip batık oluşturabilir.

Uygulama önerileri:

Mutlaka duş altındayken tıraş olun.

Tıraştan önce cildinize sabun veya tıraş köpüğü sürün. Bu hem cildinizin kurumasını ve tahriş olmasını önler hem de tıraş bıçağının kolay kaymasını sağlar.

Tüylerinizi aşağıdan yukarıya doğru alın.

Tıraştan sonra cildinize kesinlikle alkollü bir ürün uygulamayın, temizlediğiniz bölgeyi bol suyla duruladıktan sonra hafifçe kurulayın, talk pudrası veya bir nemlendirici sürün.

SOĞUK AĞDA

Küçük şeritler halindedir. El ustalığı ve biraz cesaretle oldukça pratik ve her yerde uygulanabilecek bir metottur. Damar problemi yaşayan kadınlar için ağdalar arasında ideal olandır.

Tüylerin yeniden çıkışı: 3 hafta.

Riskleri:

Diğer ağdalara göre tüyleri tam almayabilir ve daha kolay koparır.

Uygulama önerileri:
Başlamadan önce cildinizin temiz ve kuru olduğundan emin olun.
Şeritleri tüylerin çıkış yönünün tersine doğru ve hızla çekin.

SICAK AĞDA

Tüylerin kökünden alınmasını sağlar; sıcaklık gözenekleri açar ve tüylerin köküyle çıkmasını kolaylaştırır. 2 biçimdedir: evde kullanım için spatulalı kavanozda, enstitüler için küçük şeritler halinde. Evde benmari usulüyle veya mikro dalga fırında ısıtılarak, enstitülerde ise özel bir ısıtma aletinde yaklaşık 40° de ısıtılarak uygulanır.

Tüylerin yeniden çıkışı: 3 hafta.

Riskleri:
Sıcaklık damarlarda genleşmeye neden olduğu için varis gibi damar problemi olanlar tercih etmemelidir.

Uygulama önerileri:

Başlamadan önce cildinizin temiz ve kuru olduğundan emin olun.
Ağdayı mümkün olduğunca ince bir tabaka halinde sürün.
Üzerine yayacağınız bez esnemeyen türden olmalıdır.
Bezi tüylerin çıkış yönünün tersine doğru hızla ve tek harekette çekin; daha az acı duyarsınız.
Temizliğiniz bittikten sonra cildinizi ılık suyla yıkayıp nemlendirin.

GELENEKSEL AĞDA

Evde hazırlanabildiği gibi, ılık ağda olarak kavanozlarda da satılmaktadır. Tüyleri kökünden alır ve yenilerinin daha yumuşak çıkmasını sağlar.

Tüylerin yeniden çıkışı: 3 hafta.

Riskleri:

Elle uygulandığı için diğer ağdalara göre daha fazla deneyim gerektirir.
Diğer ağdalara göre daha fazla çaba ve zaman gerektirir.

Uygulama önerileri:
Başlamadan önce cildinizin temiz ve kuru olduğundan emin olun.
Ağdayı küçük parçalar halinde ve fazla inceltmeden yayın.
Hemen çekmeyin, elinizle hafifçe bastırarak tüm tüylere yapışmasını sağlayın.
Tüylerin çıkış yönünün tersine doğru hızla ve tek harekette çekin; daha az acı duyarsınız.
Temizliğiniz bittikten sonra cildinizi ılık suyla yıkayıp nemlendirin.

TÜY DÖKÜCÜ KREM

Kıl çözücü kimyasal maddeler içerir. Jilete kıyasla tüyler daha yumuşak çıkar. Bir kaç dakikada etkisini gösterir ama çok dikkatli kullanılmaları gerekir.

Tüylerin yeniden çıkışı: 1 hafta.

Riskleri:
Alerji riski var ama oldukça düşük.

Uygulama önerileri:
Cildiniz hassas ise uygulamadan önce vücudunuzun küçük bir bölgesinde deneyin.
Tüyler iyi alınmamışsa işlemi tekrarlamadan önce en az 1 gün bekleyin.
Temizliğiniz bittikten sonra cildinizi soğuk suyla yıkayıp mutlaka nemlendirin.

ELEKTRİKLİ EPİLASYON MAKİNESİ

Çalışma prensibi cımbızla aynıdır: açılıp kapanan bir çok uç tüyü kapar ve bir cımbız gibi kökten alır. En büyük avantajı çok küçük tüyleri bile alabilmesidir.

Tüylerin yeniden çıkışı: 2-3 hafta.


Riskleri:
Yeni tüylerin bir kısmı batık çıkabilir.
Makine ciltte hızlı hareket ettirilirse bir çok tüyü koparabilir.
Tam temizlik için ısrar ve sabır gerektirir!

Uygulama önerileri:
Başlamadan önce cildinizin temiz ve kuru olduğundan emin olun.
Makineyi, yavaş, fazla bastırmadan ve tüylerin çıkış yönünde yani aşağıdan yukarıya doğru hareket ettirin.

İĞNELİ EPİLASYON

Kalıcı çözümlerdendir. İnce ve yumuşak iğnelerle kıl köküne girip zayıf akımlı elektrikle köklerin yakılması yöntemidir. Tahrip olan kıl daha sonra cımbızla çekilerek alınır. Elektrik akımı zayıf olduğu için pek acı duyulmasa da hassas bölgeler için lokal anestezi yapılabilir. Seansların sayısı, yapılan bölgedeki tüy yoğunluğuna ve tüylerin alınmaya uygun gelişmişlik evresine göre değişir.

Hamilelerin uygulamaması gereken bir yöntemdir.

Riskleri:

İğneler nedeniyle ciltte geçici küçük izler oluşur.
Tüm tüylerin temizlenmesi için uzun süreli seanslara katılmak gerekir.

Uygulama önerileri:

Uzman kişilere yaptırılmalı.
Uygulamanın yapılacağı yer ve iğneler hijyenik olmalı.


LAZERLİ EPİLASYON

Lazerli epilasyon vücudun her bölgesindeki tüyleri acısız ve cilde zarar vermeden yok eden kalıcı bir yöntemdir.

Özel olarak seçilen dalga boyundaki lazer ışınları kıl kökünde bulunan melanin pigmentini hedef alır. Lazer ışınını emen melanin pigmenti ısınır ve kıl kökü tahrip olur. Tüylerdeki melanin cilttekine göre daha konsantredir. Bu da cildin zarar görmesini önler.

Lazerli epilasyondan etkili sonuç alabilmek için en az 4 seans düzenli olarak devam etmek gerekir. Seans sayısı, tüy yoğunluğuna, rengine ve cilt tipine göre kişiden kişiye değişir. Ayrıca tüyün bir çok gelişme evresi vardır. Lazerli epilasyonla uygun gelişmişlikteki tüyler yok edildiği için bu evreye gelmeyen tüyler için uygun evre beklenir. Bu da seans sayısını artırabilir. En hızlı ve başarılı sonuç, cilt rengi açık, tüyleri koyu olan insanlarda alınır.

Hamilelerin uygulamaması gereken bir yöntemdir.

Uygulama önerileri:

Uygulamadan önce güneşlenmeyin, bronzlaşmış cilde lazer uygulamak sakıncalıdır. Uygulamadan sonra da 8 gün güneşlenmeyin.

Çok açık veya çok koyu tenliyseniz karar vermeden önce bir uzman doktorla görüşün.

Seanslardan sonra ciltte kızarıklıklar oluşabilir ama bunlar kısa sürede yok olur.

Lazerli epilasyon bir uzmanlık işidir, mutlaka iyice araştırın ve uzmanlara yaptırın.

Dümdüz bir karın için..

Dümdüz bir karın için..

Dümdüz bir karın herkes için mümkün... Bunun için spor ve egzersiz yapmak çok önemli. Bir önemli nokta da şişkinliği önlemek için beslenmeye dikkat etmek. Sindirimi kolaylaştırmak için önemli birkaç altın noktayı derledik. Şiş bir karınla dolaşmamak istiyorsanız, okuyun ve uygulayın deriz...


BESLENME
Şişkinlik yapan yiyecekleri açken yemeyin

Hepimiz farklıyız; bazılarımıza şişkinlik ve sindirim zorluğu yaşatan besinler bir diğerimiz için hiç bir problem yaratmayabilir. Siz de şişkinlik yapan besinleri yememektense onları ne zaman yemeniz gerektiğini öğrenin! Bazı besinler yemeğin başlangıcında veya öğün aralarında aç karnına yenirse şişkinlik yapabilir. Örneğin, kavun, yemek öncesi sizde şişkinlik yapıyorsa, yemekten sonra yiyin. Büyük olasılıkla hiç bir sorununuz olmayacaktır.
Çiğ sebze yemekten kaçının

Çiğ sebzeler pişmişlere oranla şişkinlik yapmaya daha meyillidir. Böyle bir sorununuz varsa, sebzeleri pişirerek yiyin. Ama asla fazla pişirmeyin; vitamin değerlerinden kaybederler. Yarı pişmiş, buharda pişirilmiş veya püre hale getirilmiş halde tüketin.
Sebzelerinizi buharda pişirin

Buharda pişirmek besinlerin kaynar suyla temas etmemesi, dolayısıyla besin değerlerini daha fazla korumaları açısından önemlidir. Bir tencerede su kaynatın ve diğer tencereyi üstüne oturtup pişirmek istediğiniz besinleri içine yerleştirin. Bu yöntem şişkinlik yapmaya meyilli (lahana, karnabahar, soğan, pırasa, sarımsak gibi) besinlerin daha kolay hazmedilmesine yardımcı olur.
Lahana, karnabahar ve brokoli yerken...

Bu üç sebze vitaminler ve antioksidanlar açısından çok zengindir. Ama içerdikleri kükürt ve lifler nedeniyle kolay hazmedilmezler. Bu üç sebzeyi buharda pişirmek besleyici özelliklerini kaybetmemesi açısından en uygun yöntemdir. Yalnız, pişirme esnasında kapak kapatmayın ki uçucu kükürt elimine olsun. Ayrıca, lahananın dış yapraklarını kullanmayın, daha lifli ve serttirler.

Kuru fasulye ve nohut

Kuru fasulye ve nohut en fazla şişkinlik yaratan ve gaz yapan besinlerin başındadır. Bu nedenle pişirmeden önce mutlaka 2 saat yumuşamaları için suda bırakın. Mümkünse daha sonra kabuklarından ayırın. Ayırmıyorsanız, bir kaç dakika haşlayıp, ilk suyu dökün. İyi pişirin ve yavaş yavaş, iyice çiğneyerek tüketin.
Anason, kekik ve biberiye



YEME İPUÇLARI
Yemek saatlerine sadık kalın

Kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği saatlerinizi sabitleyin. Öğünlerinize en az yarım saat ayırın. Asla hızlı, stresli ve geçiştirerek yemeyin ve hiç bir zaman öğün atlamayın.
Tokluk hissinize saygı gösterin

Doyduğunuzu hissettiğiniz anda yemek yemeği bırakın. Çoğumuz zevk için, alışkanlık olarak veya stresle savaşmak için açlık hissetmesek de yemeğe devam ederiz; kendinizi sakının!
Çok içmekten kaçının

Özellikle masada oturarak, fazla miktarda, lifi yüksek içecekler içmeyin. Midenizde şişkinlik yaratırlar.
Karnınızdan nefes alın

Karnınızdan nefes almayı ve rahatlamayı öğrenin: günde 2 kez, sabah ve akşam, yere uzanın, ellerinizi midenizin üzerinde birleştirin ve bir çok kez derinden ve karnınızdan nefes alıp verin.
Ağzınız doluyken konuşmayın.

yüz kusurlarını gizleme sanatı.

yüz kusurlarını gizleme sanatı.

Aynaya baktığınızda aklınıza gelen bir sürü keşke mi var? Hiç endişelenmeyin, her sorunun olduğu gibi bunun da çaresi var.
Pigmen lekelerini kapatmak...

Önce hafif bir arındırma yapın. Cilt tonunuza çok yakın bir kapatıcıyı lekelerin üzerine hafifçe vurarak uygulayın. Bu işlemi lekeler hafifleyene dek uygulayın. Kapatıcıyı uygularken lekelerin sınırını belirginleştirmemek için etrafına doğru biraz taşırın. Fondöteninizi sürüp, pudralanın.

Cildinizde kızarıklık ve sivilce varsa...

Yeşil renkte bir kapatıcıyı kızarıklık veya sivilcelerin üzerine hafifçe yayarak sürün.

Kırışıklıkları gizlemek...

Cilt tonunuzdan 1-1,5 ton açık bir kapatıcıyı kırışıklık boyunca sürün. Kapatıcıyı parmağınızla veya bir fırçayla yayıp teninize yedirin. Fondöteninizi ve pudranızı uygulayın.

Burnunuz uzunsa...

Burun ucunuza koyu renk fondöten uygulayın. Fondöteniniz kompakt fondöten olursa ve nemli süngerle uygularsanız çok daha iyi sonuç alırsınız. Fondöteni sınır yapmayacak şekilde iyice yedirdikten sonra küçük dokunuşlarla pudralayın.

Burnunuz genişse...

Gölge ve ışığı kullanın: burnunuzun üzerine (burun kemiğiniz boyunca) daha açık tonda; burun kanatlarınıza ise daha koyu tonda fondöten sürün. Parmağınızla fondöteni iyice yayın ve 2 ton arasındaki sınırları yedirip yok edin, mat bir pudrayla pudralanın.

Çeneniz çok küçük ve içeri doğruysa...

Çenenize (dudak altınıza kadar) açık renk bir fondöten sürün. Bu çenenizin hacmini artıracaktır. Koyu ve parlak renkte rujlar kullanmayın, göz makyajınıza önem verin.
Çeneniz çok çıkıksa...

Çenenizin ucuna koyu renk bir fondöten uygulayıp pudralayın. Dudaklarınızı öne çıkaracak canlı renkte rujlar tercih edin, böylece çeneniz belirginliğini yitirecektir.

Birbirine yakın gözler...

Açık tonda bir farı gözün iç köşesinden ortasına dek sürün. Ortadan dış köşeye kadar ise koyu tonda bir far uygulayın. Sınırları yok etmek için iki rengi birbirine iyice yedirin.

Birbirinden uzak gözler...

Koyu tonda bir farı gözün iç köşesinden ortasına dek sürün. Ortadan dış köşeye kadar ise açık tonda bir far uygulayın. Sınırları yok etmek için iki rengi birbirine iyice yedirin.

Yuvarlak yüzü uzun göstermek...

Yüzünüzün daha ince görünmesi için, şakaklarınıza, elmacık kemiklerinize ve çene altınıza büyük bir allık fırçası yardımıyla bronz allık sürün. Daha açık renk pudrayla alnınızı, burnunuzu ve çene ucunuzu vurgulayın.

Göz çevresindeki çizgileri kapatmak...

Kapatıcı bir kalemle veya ince bir fırçayı kapatıcınıza bulayarak çizgilerin üzerinden dikkatle geçin ve parmak uçlarınızla üzerlerine hafifçe vurarak cildinize yedirin. Dikkat: kapatıcınız fondöteninizden daha açık tonda olmalı.

Yorgun ve uykusuz musunuz?

O halde, alt kirpiklerinizi rimellemeyin; daha yorgun görünürsünüz.

Dudaklarınız çatlamışsa...

Ruj sürmeden önce nemlendirin ve çok koyu tonlar kullanmayın

Angelina Jolie Yüzü

Angelina Jolie Yüzü

Angelina Jolie, en az kendisi kadar ünlü dolgun dudakları, büyüleyici bakışlarıyla hemen hemen herkesin hayran olduğu, çok güzel bir yüz. Siyah saçlarından, su yeşili gözlerine, dolgun dudaklarından dövmelerine onunla ilgili her şeyin en önemli özelliği son derece dikkat çekici ve çarpıcı olması. Onun sınır tanımaz güzelliğine siz de herkes gibi hayransanız yaratıcı yenilikleriyle tanınan ABD’li makyöz Denise Merkey’in önerilerine bir göz atın derim. Denise Merkey, adım adım sıraladığı makyaj önerilerinde Angelina’yı “Angelina yapan” sırları ve sizin bunları nasıl kendinize uyarlayacağınızı anlatıyor



1.Adım:
Angelina Jolie’nin yüzündeki aydınlık havayı yaratan en önemli unsur klasik ve özenli bir şekilde alınmış kaşları. İşte bu nedenle makyaj uygulamalarına başlamadan önce cımbızı elinize almanızda ve kaşlarınızı - doğal şeklini fazla bozmadan- almanızda yarar var.

2.Adım:

Kullandığınız fondötenden bir ton açık, krem formunda bir kapatıcıyı gözlerinizin altına ve göz kapaklarınıza yavaş yavaş yedirin. Bu iş için hafif vurma hareketleriyle parmak uçlarınızı kullanın. Ardından fondöteninizi sürebilirsiniz. Fondöteni de tıpkı kapatıcıyı uyguladığınız gibi hafif vurma hareketleriyle sürün. Böylece daha doğal bir görünüm elde edebileceksiniz.

3.Adım:

Toz pudra Türk kadınlarının pek fazla tercih etmediği bir ürün. Ancak Merkey’in tavsiyesi, özellikle cildi yağlı olanların fondöteni üzerine, t bölgesine bir sünger yardımıyla cilt renklerine uygun bir toz pudra uygulamaları. Çünkü duru ve mat bir ten elde etmenin anahtarı toz pudra kullanmaktan geçiyor.

Güzelleşmek az parayla mümkün....

Güzelleşmek için dünyanın parasını harcamanıza gerek yok... Evinizde, kendiniz de güzelleşesilirsiniz... Üstelik çok ucuza... Nasıl mı; İşte böyle:
- Fondöteninizin rengi çok mu açık? Yanaklarınıza ve kaş kemiğinizin üstüne aydınlatıcı olarak sürün. Çok mu koyu? Yanakları çukurlaştırmak, geniş burnu ince, çeneyi küçük göstermek için gölgelendirici olarak kullanın. Ya da başka fondotenlerle karıştırarak uygun tonu bulun.


- Toz pudra istediğiniz renkte çıkmadı mı? çok açık renkteyse aydınlatıcı olarak, çok koyu renkteyse gölgeleri konturlamak için kullanın. Ya da başka bir renkle karıştırarak uygun tonu bulun. Koyu renk toz pudraların tonu, bebek pudrasıyla karıştırarak da açılabilir.
İKİ RENGİ KARIŞTIRIN
- Farınızın rengi mi koyu? Eyeliner olarak kullanın. Toz farsa açık renk ise, aynı rengin daha koyu bir tonuyla kontras olacak şekilde aydınlatıcı olarak sürün... Ya da en azından iki rengi karıştırarak yeni bir renk elde edin...

Güzel gözlerine

güzel gözlerine

Güzelliğin en çarpıcı silahı olan gözler, yüzün en hassas bölgesi olduğu için erken yaşlarda kırışıklıklara davetiye çıkarıyor. Bu nedenle göz çevresine ekstra bir bakım gerekiyor. İşte doğal yöntemlerle göz çevresi bakımı ve egzersizler...

Gözler, ruhun ve sağlığın aynası ama aynı zamanda yüzün en nazik bölgesi. Çünkü göz çevresindeki deri yüzün diğer kısımlarından 7 kat daha ince. Dış etkenlere aşırı duyarlı ve kırışıklıklara açık bir yapısı olduğundan yüze uygulanan her türlü krem ya da maske göz çevresi derisine zarar veriyor. Bu bölgeye özel ürünlerin kullanılması gerekiyor.

En doğru seçim, tahriş etmeyen ve alerjik olmayan yağsız nemlendiriciler kullanmak ve doğal yöntemlerle cildi beslemektir. Beslenmekten, dinlenmeye, temizlikten göz jimnastiğine ve evde hazırlanan doğal kremlere kadar pek çok konuda bazı temel kurallara uymak gerekiyor.

Beslenme
Dengeli beslenmek sağlık kadar güzellik için de yararlı. Vücudumuz için gereken her türlü besini her gün düzenli olarak yemek gerekiyor. Bunun yanı sıra gözlerin dostu olan A vitamini deposu yiyeceklere günlük öğünlerde mutlaka yer verin. Özellikle havuç, balkabağı, ıspanak, pazı, kereviz, maydanoz, dereotu, roka, kayısı, şeftali, kavun, et, balık ve yumurta gibi A vitamini kaynağı besinleri sofranızdan eksik etmeyin.

Dinlenme
Uykunun azı da fazlası da zararlı. Her gün 8 saatlik düzenli uyku göz sağlığı için çok yararlı. Her akşam aynı saatlerde uyumak yorgun gözleri dinlendiriyor. Özellikle yoğun tempoda çalışanların düzenli uyku uyumaları ve mümkünse öğle yemeğinden sonra gözlerini 5-10 dakika dinlendirmeleri gerekiyor.

Temizlik
Göz makyajı her akşam yatmadan önce mutlaka temizlenmeli. Ancak temizleme işlemini göz çevresini tahriş etmeden yumuşak hareketlerle yapın. Rimel ya da far kalıntıları veya uygun olmayan temizleme ürünleri gece boyunca cilde zarar verebiliyor hatta kirpiklerin dökülmesine neden olabiliyor.

Göz çevresi sorunları ve önlemler

Yorgun ve şiş gözler
Çok az ya da çok fazla uyku, bir gece önce alınan alkol, aşırı kafein tüketimi, stres ile yapay ışıklar bilgisayar ve televizyon gibi olumsuz etkenlere uzun süre maruz kalmak sabahları şiş gözlerle uyanmanın başlıca nedenidir. Ertesi sabah aynada hoş olmayan görüntülerle karşılaşmak istemiyorsanız bir gece önceden almanız gereken birkaç basit önlem var.

Ne yapmalı?
Zambak, papatya, ıhlamur ve lavanta çaylarıyla yapılan güzellik kürleri gözlerdeki yorgunluk ve şişlikleri gideriyor. Bunun için örneğin bir tutam ıhlamuru 1 çay fincanı kaynar suya ilave edip 10 dakika bekletin. Süzüp soğumaya bırakın. 2 makyaj pamuğunu çaya batırıp göz kapaklarınıza uygulayın. 10 dakika bekleyip, yıkayın. 2 dilim çiğ patatesi göz kapaklarınıza yerleştirip 15 dakika bekleyin. Yıkayıp kurulayın. Gözaltı şişliklerine antioksidan özellikli göz kremleri de sürebilirsiniz.

Sorununuz kronikleştiyse ve ne yaparsanız yapın şiş gözlerle uyanmaktan kurtulamıyorsanız kalp-damar sistemini etkileyen sporlar yapın. Yürüme, koşma, bisiklet ve aerobik gibi sporlar, vücutta ödeme yol açan tuz ve toksinlerin atılmasını sağlıyor. Bu sporlar tüm vücuttaki şişliklerin giderilmesine yardımcı oluyor. Şişliklerin inmesini beklemek için yeterli zamanınız yoksa bir parça buzu göz çevresine gezdirerek sürün.

Şiş gözleri makyajla kamufle etmek için ten renginize uygun kapatıcıyı elmacık kemiklerinize kadar geniş bir bölgeye ince bir kat halinde sürün. Farınızı koyu renklerden seçin. Koyu renkli bir rimeli sadece üst kirpiklerinize sürün.

Göz torbaları
Gözaltı torbaları ya dengesiz bir yaşam stili ve kötü alışkanlıklar sonucunda oluşuyor ya da genetik yapıdan kaynaklanıyor. Bazen az uyku ya da adet dönemlerinde de ortaya çıkabiliyor.

Hiçbir kozmetik ürünü ya da doğal ürün bu sorunu çözmeye yeterli değil. Ancak damar duvarlarını ve kılcal damarları güçlendirici yöntemlerle gözaltı torbalarını hafifletmek mümkün.

Ne yapmalı?
Günlük öğünlerinizi C, PP ile E vitaminli ve bioflavonoidli besinleri içeren gıdalarla ve orman ürünleriyle zenginleştirin. Yağlı yemeklerden ve stresli ortamlardan uzak durun. Günde en az 8 saat uyuyun. Gözaltı torbalarını hafif makyaj hileleriyle kapatın. Bunun için uygun kapatıcılar kullanabilirsiniz.

Kaz ayakları
Genelde ilerleyen yaşla artan bu kırışıklıkların bir nedeni gülüş şeklidir. Gözlerini iyice kısarak gülmek kaz ayaklarının erken yaşlarda ortaya çıkmasına neden oluyor.

Ne yapmalı?
Retinol çeşitlerini içeren göz kremlerini kullanabilirsiniz. Güneş ışınlarına karşı özel kremler kullanın. Göz çevresini sürekli nemlendiren doğal kremler hazırlayın. Göz egzersizlerini her gün düzenli olarak yapın. Göz Çevresini canlandırmak için 2 salatalık dilimini göz kapaklarınıza yerleştirip 15 dakika bekletin. Göz çevresine ayda bir veya iki kez bademyağı içeren doğal kremler kullanın.

Doğal reçeteler

Yorgun gözler için:
2 poşet çayı yarım çay fincanı kaynar suda 15 dakika demlendirip soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın. Göz kapaklarınızın üzerine yerleştirip 10 dakika bekletin ve yıkayın.

Gözaltı torbaları için:
2 çay fincanı kaynar suya 2 çorba kaşığı fındık yaprağı ekleyip 15 dakika bekletin. Süzüp buzdolabında soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın ve göz kapaklarınızın üzerine yerleştirin. 10 dakika bekletip yüzünüzü yıkayın.
Bir bardak kaynatılmış rezene çayını soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp göz kapaklarınıza yerleştirin ve 15 dakika bekleyin.

Gözaltı morlukları için:
Papatya çayı ya da lavanta çayını soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın. Göz kapaklarınıza uygulayın.

Göz çevresi kırışıklıkları için:
1 kahve fincanı soya yağı, 1 kahve fincanı bademyağı ve yarım kahve fincanı avokado yağını bir kapta karıştırın. Parmak uçlarınızı bu karışıma batırıp göz çevresine masaj yaparak sürün. Bu uygulamayı akşamları yatmadan evvel yapın. Sabahları yüzünüzü yıkayıp kurulayın.

Kirpikleri uzatmak için:
1 bardak suyu kaynatın. 1 çay kaşığı hint yağı ve 12 gr kakao yağı ekleyip karıştırın. Kabı sıcak su dolu bir başka kabın içine yerleştirip krem kıvamına gelene kadar ısıtın. Karışımı soğutup 15 gün boyunca yatmadan önce gözlerinize kaçırmamaya dikkat ederek kirpiklerinize sürün. Sürme işlemini kirpik kökünden uca doğru uygulayın.

Kirpikleri gürleştirmek için:
Eşit ölçüde hint yağı ve badem yağını bir şişede karıştırıp 15 gün boyunca akşamları yatmadan önce gözlerinize kaçırmamaya dikkat ederek kirpiklerinize dipten uca doğru sürün

Cildinizi sonbahara hazırlayın...

Cildinizi sonbahara hazırlayın...


Yaz boyunca güneşe maruz kalan cildinizin üzerindeki hücre tabakası kalınlaşıyor. Sonbahar cildinizi tazelemenin ve yenilemenin tam zamanı...
Yeni mevsime, cildinizi peeling işlemi ile hazırlayabilir, taptaze, sağlıklı ve capcanlı bir cilde peeling ile kavuşabilirsiniz. Soğuk günlere hazırlandığımız sonbahar aylarında peelingin önemi her zamankinden daha da fazla. Çünkü yaz boyu güneşe maruz kalan cildimizin üzerindeki ölü hücre tabakası kalınlaşır ve cildin tazelenme ihtiyacı artar.

Doğal güzellik
Kışa girerken cildin üzerindeki bu ölü hücre tabakasını temizlemek, cildi yenilemek ve doğal güzelliğini ortaya çıkarmak için peeling yapmak çok faydalı olacaktır. Uzmanlar da cildi ölü hücrelerden düzenli olarak arındırmanın, cilt bakımının vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurguluyor. Bu yüzden peeling, bir başka adıyla 'exfoliating' sadece kışın yaklaştığı dönemde değil, yıl boyunca cilt temizliğinin bir parçası olarak hayatımızda yer alıyor.

Peeling yapın
Cildimiz yaklaşık 28 günlük dönemlerde kendini yenilemek üzere hücreler üretir ve yeni hücreleri yüzeye doğru harekete geçirir. Hücreler cilt yüzeyine yaklaştıkça sahip oldukları nemi kaybederek kurur ve deri döküntüleri haline gelir.. Bu durumda tamamen 'ölü hücreler' olarak adlandırılırlar. Yeni hücrelerin oluşup eski hücrelerin cildin yüzeyine doğru itilmesi sürecinde, yavaş yavaş cilt yüzeyinde ölü hücre birikintilerinden meydana gelen bir tabaka oluşmaya başlar. Cilt mat bir görünüm alır. Peeling (exfoliating) işlemi bu ölü hücre tabakasının cilt yüzeyinden arındırılmasını sağlar. Böylece cilt daha parlak daha sağlıklı bir görünüme ve ışıltıya kavuşur.

Yeni görünüm
Peeling için piyasada satılan bir peeling ürününü almanız yeterlidir. Birçok peeling ürünü fiyat açısından ekonomiktir. Küçük kum tanesine benzeyen granüller içeren bu ürünlerden bir parça elinize alıp cildinize iyice masaj yaparak sürdükten sonra durulamanız, cildinizin yepyeni bir görünüme kavuşması için yeterlidir. İdeal peeling ürünü, cildi ölü hücrelerden arındıracak kadar güçlü cildi yıpratmayacak kadar yumuşak olan üründür...

Yağlı ve Gözenekli Ciltler İçin Maske

Yağlı ve Gözenekli Ciltler İçin Maske

Önce cildimizi temizleyelim.. Bir marul yaprağını (kıvırcık salata yaprağı da olur) suyunu elde etmek için; incecik kıyalım ve bir tülbentin içine alarak suyunu sıkalım. Temiz bir pamukla bu su ile cildimizi silelim.. Gözeneklerimizi temizleyecek olan marul suyu, cildimizi canlandırır..



Şimdi maskemizi yapmaya başlayabiliriz.



Yağlı ve Gözenekli Ciltler İçin

Maskenin Malzemeleri :



1 yumurtanın akı
1/2 küçük salatalık(rondolayabilir ya da ince rendeleyebilirsiniz)
2 tatlı kaşığı limon suyu
4 tatlı kaşığı nane çayı
1/2 tatlı kaşığı elma sirkesi

Bir tatlı kaşığı(silme) naneyi yarım çay bardağı kadar kaynar su ile 10 dakika demleyelim ve süzelim. Ilınınca kullanabilirsiniz. Yumurta akını iyice çırpalım. Diğer tüm malzemeler ile birlikte güzelce karıştıralım. Yüzümüze göz çevremiz hariç cildimize uygulayalım. 15 dakika sonra ılık su ile durulayalım.



Nane cildi yatıştırır, Elma sirkesi cildin asidik örtüsünü dengeler, limon suyu yağdan arındırır, yumurta akı sıkılaştırır, salatalık nemlendirir..

Sağlıklı Zayıflayın



Fazla kilolari yaratan yağlari yakmaya çalisirken aman dikkat!
Bilinçsiz yanlis yöntemlerle vücudunuza zarar verebilirsiniz.

Günümüzde hareketsiz ve yogun yasanti içerisinde, insanlarin vücutlarinda birçok rahatsizliklar meydana gelmektedir. Bu rahatsizliklarin basinda gelen sismanlik, hem fizyolojik hem de sosyolojik açidan insanlari etkilemektedir. Sismanligin insan vücudunda olusturdugu bu olumsuz etkilerden kurtulmak için birçok yöntem uygulanmaktadir. Bu yöntemlerin içinde, vücuttaki sismanligin giderilmesi açisindan yanlis ve zararli uygulamalar insanlari basariya ulastiramayacagi için etkisiz olacaktir. Sismanligin giderilmesi için uygulanacak yöntemler kilo vermeye yönelik olmamali, vücutta yag kitlesini azaltip kas kitlesini artiracak yöntemler olmalidir. Yag yakmak amaciyla uygulanan yanlis yöntemler sunlardir:

Sauna
Vücuttaki su kaybini saglayan yöntemlerdendir. Vücut suyunu azalttikça, yag yakmak daha zor olacaktir.

Diüretik ilaç ve çaylar
Diüretik maddeler veya çaylar, vücutta yag yakmamizi saglamaz; sadece vücut suyunun idrar yoluyla vücudun disina atilmasini saglar.

Aç kalmak
Gerekli gida maddelerini almadan uygulayacaginiz yöntemler, vücudunuzdaki kas kütlesinin azalmasina sebep olurken, yag kitlesinde bir degisim görülmeyecektir. Kaslar vücudunuzda yag yakan fabrikalar olduguna göre, yag yakmak için kas kitlemizi kaybetmemiz gerekmektedir.

Masaj
Dolasim sistemini ve kaslardaki gerilmeleri rahatlatmak için uygulanan manipulasyonlar, vücudumuzdaki yagi yakmayacagi gibi, vücut yagini bir yerden bir yere de tasimaz.

Karbonhidratsiz beslenme
Karbonhidrat insanlarin mutluluk kaynagi olmasinin yaninda, vücut için önemli bir besin maddesidir. Karbonhidratlar vücudumuzda su tuttugu için, sisman insanlar yememektedir. Önemli olan kilo kaybi degil yag kaybi olduguna göre, karbonhidratsiz vücudun yag yakmayacagi bilinmelidir.

Yüksek tempolu egzersizler
Yüksek tempolu egzersizlerle vücudumuzda daha fazla karbonhidrat, daha az yag yakilacagi unutulmamalidir.

Agirlik çalismalari
Agirlik çalismalari yag yakmamizi saglamaz, ama kas kitlesini reaksiyona geçirecegi için yag yakmada destekleyici bir faktör olusturacaktir.

Kisa süreli diyetler
Kisa süreli diyetlerle vücudumuzda yag yakamadigimiz gibi, diyeti biraktigimizda vücudumuzdaki yag artisi hizlanacaktir. Kisacasi tüm bu yöntemlerle vücudumuzda biriken istenmeyen yaglardan kurtulmamiz mümkün degildir. Vücudumuzun saglikli olarak yag yakabilmesi için egzersizin ve dogru beslenme aliskanliklarinin kazanilmasi ve hayat boyu devami gereklidir.

Kendinizi Değil Kilonuzu Yakın

Kendinizi Değil Kilonuzu Yakın


Fazla kilolari yaratan yağlari yakmaya çalisirken aman dikkat!
Bilinçsiz yanlis yöntemlerle vücudunuza zarar verebilirsiniz.

Günümüzde hareketsiz ve yogun yasanti içerisinde, insanlarin vücutlarinda birçok rahatsizliklar meydana gelmektedir. Bu rahatsizliklarin basinda gelen sismanlik, hem fizyolojik hem de sosyolojik açidan insanlari etkilemektedir. Sismanligin insan vücudunda olusturdugu bu olumsuz etkilerden kurtulmak için birçok yöntem uygulanmaktadir. Bu yöntemlerin içinde, vücuttaki sismanligin giderilmesi açisindan yanlis ve zararli uygulamalar insanlari basariya ulastiramayacagi için etkisiz olacaktir. Sismanligin giderilmesi için uygulanacak yöntemler kilo vermeye yönelik olmamali, vücutta yag kitlesini azaltip kas kitlesini artiracak yöntemler olmalidir. Yag yakmak amaciyla uygulanan yanlis yöntemler sunlardir:

Sauna
Vücuttaki su kaybini saglayan yöntemlerdendir. Vücut suyunu azalttikça, yag yakmak daha zor olacaktir.

Diüretik ilaç ve çaylar
Diüretik maddeler veya çaylar, vücutta yag yakmamizi saglamaz; sadece vücut suyunun idrar yoluyla vücudun disina atilmasini saglar.

Aç kalmak
Gerekli gida maddelerini almadan uygulayacaginiz yöntemler, vücudunuzdaki kas kütlesinin azalmasina sebep olurken, yag kitlesinde bir degisim görülmeyecektir. Kaslar vücudunuzda yag yakan fabrikalar olduguna göre, yag yakmak için kas kitlemizi kaybetmemiz gerekmektedir.

Masaj
Dolasim sistemini ve kaslardaki gerilmeleri rahatlatmak için uygulanan manipulasyonlar, vücudumuzdaki yagi yakmayacagi gibi, vücut yagini bir yerden bir yere de tasimaz.

Karbonhidratsiz beslenme
Karbonhidrat insanlarin mutluluk kaynagi olmasinin yaninda, vücut için önemli bir besin maddesidir. Karbonhidratlar vücudumuzda su tuttugu için, sisman insanlar yememektedir. Önemli olan kilo kaybi degil yag kaybi olduguna göre, karbonhidratsiz vücudun yag yakmayacagi bilinmelidir.

Yüksek tempolu egzersizler
Yüksek tempolu egzersizlerle vücudumuzda daha fazla karbonhidrat, daha az yag yakilacagi unutulmamalidir.

Agirlik çalismalari
Agirlik çalismalari yag yakmamizi saglamaz, ama kas kitlesini reaksiyona geçirecegi için yag yakmada destekleyici bir faktör olusturacaktir.

Kisa süreli diyetler
Kisa süreli diyetlerle vücudumuzda yag yakamadigimiz gibi, diyeti biraktigimizda vücudumuzdaki yag artisi hizlanacaktir. Kisacasi tüm bu yöntemlerle vücudumuzda biriken istenmeyen yaglardan kurtulmamiz mümkün degildir. Vücudumuzun saglikli olarak yag yakabilmesi için egzersizin ve dogru beslenme aliskanliklarinin kazanilmasi ve hayat boyu devami gereklidir.

Göğüs Liftingi

Göğüs Liftingi

Göğüslerde meydana gelen sarkma , gevşeme , aşırı yumuşaklık gibi deformasyonlar bayanların en çok şikayet ettiği konuların başında yer almaktadır.Yapısında hiç kas olmayan tamamen yağ ve süt bezlerinden oluşan göğüsler zamanla yer çekimi , yaşlanma , sık kilo alıp verme , doğum , emzirme, yanlış sütyen kullanımı gibi nedenlerle eski diri ve dik görünümlerini yitirirler;ve bu durum estetik açıdan bayanların huzursuz olmasına ve çeşitli yöntemler aramasına neden olur.

Sizlerin de çok iyi bildiği gibi ilk akla gelen büyütme , küçültme yada silikon gibi operasyonlardır. Ancak ben şahsen bir kadının kadın olduğunu vurgulayan göğüs gibi önemli bir uzvunu cerrahi müdahalelerle riske atmasını kesinlikle doğru bulmuyorum.

Kaldı ki slikon ve benzeri yöntemlerin zararlı olup olmadığı halen tartışılmaktadır.
ABD ve Avrupada slikon yaptıranlar bile zamanla bunları çıkartmaktadırlar.
Halbuki göğüslerde meydana gelen deformasyonları sağlığınızı riske atmadan yapay ve size ait olmadığı her halinden belli olan yöntemler yerine son derece sağlıklı , doğal ve etkili bir biçimde gidermek mümkündür.

Biz Lavinia'da bu konuda son teknoloji ürünü bilgisayar kontrollü sistemlerimiz ve özellikle yosun özleri içeren tamamen doğal içerikli krem , maske , serum ve ampuller yardımı ile bıçak altına yatmadan size sağlıklı çözümler sunabiliyoruz.
Kişinin göğüs büyüklüğü , yaşı ve deformasyon derecesi belirlendikten sonra ilk önce 5 seans yoğun bir şekilde ürünlerle bakım yapıyoruz. Özel masaj teknikleri ile uygulanan hücre yenileyici ve sıkılaştırıcı bu ürünler göğüs dokusunun canlanmasını ve dirileşmesini sağlıyor.
Tabi ki ürünle dikleştirme işlemi yapılamayacağı için 10 seans süresince bilgisayar programlı bir cihaz yardımı ile özellikle boyun ve dekolte kaslarını çalıştırarak göğsü taşıyan bağ dokusunu kaldırıyor ve 15 seanslık bir kür sonucunda sağlıklı bir şekilde diri ve dik göğüslere kavuşmanıza yardımcı oluyoruz.

Herhangi bir yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermemek için şu hususu vurgulamak isitiyorum.Yukarıda açıkladığımız işlemler göğüslerin toparlanıp dikleşmesini sağlar , ancak büyütme yada küçültme yapan bir etkisi yoktur. Böyle bir programa katılmak için göğüslerinizin deforme olmalarını beklememize gerek yok.Tıpkı cilt bakımı yaptırır gibi ayda bir kez özel ürünler kullanılarak yapılan göğüs bakımına katılmanız ileride yaşayacağınız problemlerin önlenmesini sağlar.


Tüm bunlarla birlikte göğüs güzelliğini korumak amacı ile aşağıdaki bilgilerin sizlere yardımcı olacağını ümit ediyorum.
Göğüs güzelliğini korumak için

1. Çok sıcak su ile duş almayın.
2. Her banyodan sonra soğuk su ile masaj yapın.
3. Üstsüz güneşlenmeyin.
4. Doğru sütyen kullanın.
5. Sütyensiz spor yapmayın.
6. Sürekli yüz üstü yatmayın.
7. Çok sık kilo alıp vermeyin.
8. Düzenli olarak nemlendirici bir krem ile masaj yapın.
9. Özellikle boyun, omuz ve kolları çalıştırcı egzersizleri ihmal etmeyin.

Solaryum

Solaryum

Solarium seanslarında dikkat edilmesi gereken noktalar:

Ten tipine uygun makina ve kullanım süresi belirlenmelidir.

Her solarium seansından önce makyaj iyice temizlenmelidir.

Solaryuma özel ürünler dışında koruyucu bir madde kullanılmamalıdır.

Gözlük kullanılmalı ve direkt ışığa bakılmamalıdır.

Prospektüslerinde UV ışınlarına karşı duyarlılık yaratabilir ibaresi olan ilaçlar kullananlar solaryuma girmemelidirler.

Alkol kullanımından sonra solaryuma girilmemelidir.

Epilasyon, ağda, cilt bakımı sonrasında solaryuma girilmemelidir.

Kalıcı makyaj ve lazer uygulamalarından sonra solaryuma girilmemelidir.

16 yaşından küçükler solaryuma girmemelidir.

Şüpheli durumlarda doktora danışılmalıdır.

Seans öncesi ve sonrası profesyonel solaryum kozmetik ürünleri kullanmak cildin nem dengesi, görüntü ve kalıcılık açısından faydalıdır.

Aromatik Vücut Masajı

Aromatik Vücut Masajı

Aroma terapi yıllardır estetik ve güzellik amaçlı kullanılan bir yöntemdir. Temeli fito terapiye (Bitkisel Tedavi) ye dayanan aroma terapi çeşitli yöntemlerle bitki ve meyve öz sularını elde edilip cilt ve vücut güzelliği için kulanılması yöntemidir.

Aroma terapi deyince ilk akla gelen küçük şişelerde ki güzel kokulu esans ve yağlardır. Konsantre halde bulunan bu yağların gül,susam,lavanta,limon,ardıç,portakal gibi çeşitleri vardır.

Tıpkı bitkilerde olduğu gibi her bir aromatik yağın özelliği ve faydası farklıdır bazılar strese iyi gelirken bazıları da ağrıları azaltır yada dolaşımı düzenler.Önemli olan doğru kişiye doğru yağı seçebilmek ve bu yağ karışımlarını doğru bir teknik ile uygulamaktır.


Masaj hareketleri ile uygulanan aroma terapi son derece keyifli ve dinlendiricidir. Kişinin ihtiyacına göre haftada bir ya da onbeş günde bir uygulanabilir. Hafta içinde sadece 1 saatinizi kendinize ayırıp bu keyfi yaşamak ve stresten arınmak mümkündür.

Cildinizin Tazeliğini Koruma Yöntemleri

Cildinizin Tazeliğini Koruma Yöntemleri


Kollajen Yenileme Tedavisi

Kollajen tedavisi, cerrahi olmayan bir yöntemle derinin azalmış kollajen yapısını yenileyerek, oluşmuş çizgi ve kırışıklıkları düzeltebilmemizi sağlar.

Kollajen vücut tarafından (fibroblast hücreleri) üretilen yapısal bir proteindir. Bu kollajen yapı derinin esnekliğini, gerginliğini sağlayan destek yapıyı meydana getirir .
Genç bir ciltte kollajen dokusu sağlamdir. Bu nedenle deri, canlı, düzgün ve esnektir. Fakat zamanla bu destek yapı zayıflar. Kollajen yenileme tedavisi, basta Amerika olmak üzere çesitli ülkelerde on seneyi aşkın bir süredir başarıyla uygulanan, istenen düzelmeyi çok kısa sürede sağlayan, sevindirici sonuçları olan bir tedavi yöntemidir.


Kollajen tedavisinin üstünlüğü, ürünlerin tamamen doğal olması ve hastanın günlük yaşamına hemen dönebilmesidir. Yüksek teknoloji ile sığır kollajeninden saflaştırılarak elde edilen ürünler, aynı cildimizin zamanla azalan kollajeni gibi zamanla formunu kaybeder ve vücut tarafından parçalanır. Bu yüzden belli aralıklarla tekrar edilmesi gerekir.

Tedaviye başlamadan önce, Kollajen ürünlerine hassasiyet olup olmadığını anlamak için kol ön yüzüne deri testi yapılır. Bu testin sonucu 1 ayda alınmaktadır. Yaklaşık olarak insanların %97'si teste reaksiyon vermemektedir ve tedaviye alınabilir. Kollajen tedavisi sırasındaki enjeksiyon acısını önlemek için uygulamaya başlamadan önce yüze lokal uyuşturucu etkisi olan özel bir krem sürülür. XHyaluronik asid (Hylaform) tedavisi

Hyaluronik asid bütün canıi dokularında, intersellüler alanda bulunan viskoelastik bir polisakarıdır. Türe ve dokuya özgü değildir. Bütün türlerde aynıdır. Hylaform yüzeyel çizgi ve kırışıklıklar ile derin kırışıklıkların tedavisinde kullanılabilir. Uygulama tekniği ve kalıcılık süresi kollajen yenileme tedavisindeki gibidir. Ancak, test gerektirmediği için kollajen uygulamasındaki gibi bir test sonucunu bekleme süresi gerektirmernektedir. ~-


Botulinum Toksini (BOTOX) Ve Yüzdeki Kırışıklıklar
Bir rastlantı sonucu Prof J. Carruthers'in botulinum toksininin kırışıklıklar üzerinde olumlu etkisi olduğunu keşfetmesi, estetik tıpta önemli bir ilerleme sağlamıştır.
1980'den beri nöro-oftalmolojide şaşılık tedavisi için kullanılan botulinum toksininin tedavi alanı hızla genişlemiştir ve halen spazmodik tortikolis, yazar krampi gibi hastalıkların ve üroloji, jinekoloji ile ilgili kas spazmlarinin tedavisinde kullanılmaktadır.
Bu ürünün estetik amaçlı kullanımı ile, iki kas arasındaki (glabella) ve alındaki kırışıklıkların ve göz kenarindaki (kaz ayagi) kirisikliklarin azaltilmasindan baska, kas kernerini yükseltmekte mümkündür.

Etki Mekanizması
Botulinum toksinin etkisi nöromüsküler seviyede asetilkolin geçisini bloke ederek (sinirden kasa sinyal geçisini engelleyerek kasın kasılmasını engellemek ve böylece devamlı bir kas gevsemesine yol açmasından kaynaklanmaktadır.
Ancak bu etki geriye dönüşürnlüdür ve kasın inaktif durumu ortalama 6-8 ay sürer. Kasın geçici felç durumu süresince kırışıklıklar azalır ve ciltteki büzülme giderek hafifler.
İlacin etkisini göstermesi ve kasın tam olarak gevşemesi yaklaşık bir haftayi bulur.
Ürüne karşı hiçbir alerji belirtilmemiştir

Az masraflı güzellik

Az masraflı güzellik

Ojelerin çok çabuk kuruyor, kullanılmaz bir hale geliyorsa, ojenin iç kısmına birkaç damla aseton damlat, eskisi gibi sürmeye devam et!


Hem göz kalemi hem de kaş kalemi alarak masraf etmene hiç gerek yok. Kaş rengine göre alacağın koyu kahve rengi ya da siyah kalemi, iki bölge için de kullanabilirsin.


Şu baş belası sivilcilerin çaresi, öyle düşündüğün gibi pahalı ilaçlar kullanmaktan geçmiyor. Ame eğer öyle diye iddia etmekte ısrarlıysan da, pahalı ürünlerin içeriğindeki maddelere bakarak, aynen bu maddelerin bulunduğu daha uygun fiyatlı ürünleri alabilir, gönül rahatlığı ile sivilcelerinle hesaplaşabilirsin.


Eskiyen rujlarını sakın atma. Çünkü onları yeni bir tane elde etmek için kullanabilirsin. Bitmiş gibi görünen rujunun tüpün içinde kalmış bölümünü, fırça yardımıyla vazelin ile karıştırarak parlak bir ruj elde edebilirsin.


Maskaranın kökünü mü kuruttun? Hemen yeni bir tane edinmek yerine, ağzını sıkıca kapattığın maskaranı birkaç dakikalığına kaynar suyun içine koy. bu işlem, maskaranın içinin yumuşamasına ve senin de kurumuş olan maskaradan faydalanmana yardımcı olacaktır.


Bayılarak sürdüğün krem allığın bitti mi? O halde bir süreliğine pembe ya da şeftali tonlarındaki rujlardan yararlanmayı dene. İhtiyacın olduğunda yanaklarına hafifçe sür ve güzelce dağıt. İnan, kimse farkı fark etmeyecek.


Ojelerinin hemen kurumasından şikayetçi misin? O halde bundan sonra annene buzdolabında ojelerin için de bir bölme ayırmasını rica et.


Pedikürünü, manikürünü bir güzellik salonunda yaptıracağına, evde kendin yap.


Dudaklarını güzel göstermek için hergün sürdüğün parlatıcılar, tabii sana dayanmaz! Ayda bir yenisini almak yerine, evde kendin imal etmeye ne dersin? Haydi kolları sıva!
Malzeme
6 çorba kaşığı rendelenmiş balmumu
6 çorba kaşığı susam yağı
2 çorba kaşığı bal
Yapılışı
Bütün malzemeleri bir kabın içersine boşalt. Daha geniş bir kabın içine sıcak su koyarak, bu kabı içine yerleştir ve içindeki malzemelerin erimesini bekle. Karışım yumuşadığında ve kıvama geldiğinde, kabı dışarı al. Karışımı kalınlaşıncaya kadar bir kaşık yardımıyla iyice karıştır ve bir kaba, örneğin eski krem kutuna boşalt. İşte parlatıcın hazır!

Düz fönün muhteşem dönüşü

Düz fönün muhteşem dönüşü
Dümdüz saçlar kış aylarına damgasını vuruyor.
Kadınlar düz saçlarla kendilerini daha sofistike ve seksi buluyorlar. Evde düz saçlara sahip olmak için belli teknik ve ürünlere sahip olmanız yeterli. İşte bazı ipuçları… * Her türlü ortamla uyum sağlayabilen düz saçlar kadınlarda asil ve etkileyici bir görünüm yaratıyor. Düz saçlar, şifon, kaşmir ve ipek giysilerle iyi bir kombinasyan oluşturuyor. Biraz daha dolgun bir görünüm elde etmek için saç spreyini ihmal etmeyin. * Düz fönü saçları ortadan ayırarak kullanmak, yüz hatlarını daha belirgin hale getiriyor. Oval, kare ya da elmacık kemikleri fazla belirgin olan kadınların düz fön yerine hareketli saçları kullanması tavsiye ediliyor. Yuvarlak yüz hatlarına sahip kadınlar için düz fön tam bir hayat kurtarıcı.
* Sade ve şık kıyafetlerle düz saçlar oldukça uyumlu. Düz saçların ışıltılı bir görünüme kavuşması bakım ürünlerinin yanı sıra saçların taranma sıklığıyla da ilgili. Dağınık saçlar mat ve sağlıksız görünürken, taranmış ve düz saçlar ışıltılı görünebilir. Saçlarınızı taramak için tarak yerine fırça kullandığınızda, fırçanın saçlarınıza kattığı ışıltıyı hemen fark edebilirsiniz. Özellikle uzun saçlarda fırça etkisini hemen gösterebilir. Sık dişli taraklarda da fırça etkisini sağlayabilirsiniz.

* Elinize bir miktar saç kremi alın ve nemli saçlarınıza uygulayın. Saçınızı beşaltı parçaya ayırarak, klipslerle tutturun. Saçınızı ortadan mı, bir yöne doğru mu ayıracağınıza kadar verin. Saç kurutma makinesini saçlarınıza yakın mesafede tutup ensenizden başlayarak saçlarınızı kurutun.

* Saç tasarımcıları saçlarda yumuşak ve doğal bir görünüm elde etmek için büyük, yuvarlak saç fırçalarını kullanıyorlar. Bu yöntemi siz de uygulayabilirsiniz. Saçınızın iki parçasını kalın telli büyük boydaki saç fırçasına sarın. Öncelikle işlemi saçlarınızın alt kısımlarından başlayarak uygulayın. Saçlarınız dümdüz şekil alıncaya kadar, aşağıya doğru fırçayı çekerek fön makinesini saçlarınıza tutun. Saçlarınızın uç kısmında saç fırçasını tekrar saçlarınıza dolayıp, birkaç saniye sabit bekleterek fön makinesini tutun. Makinenin aşağıda, saçlarınızın üstte olmasına dikkat edin. Saç fırçasını bileğinizle sürekli olarak çevirmeye çalışın. Aşağı ya da yukarı doğru yapacağınız hareketler saçlarınızda kıvrımların oluşmasına neden olabilir. Her saç tutamınızın üzerinden en az üç kere geçin ya da saçlarınız kuruyuncaya kadar işlemi tekrarlayın.

* Saçlarınızın görünümü hafif dalgalı ise tamamen kuru olduğunda şekil vermek zor olabilir. Perçemlerin böyle durumlarda düzleşmesi çok kolay olmaz. Şekil almayan bu perçemler için özellikle saç düzleştirici kullanmanızda fayda var. Düzleştiriciyi uygularken öncelikle diplerden başlayın. Diplerdeki hareketli saçlara ve buklelere istediğiniz şekli verinceye kadar uçlarına gitmekten kaçının.

* Düz föne katlı kesimler daha doğal bir görünüm kazandırır. Doğal bir görünüm elbette ki saçların sağlıklı ve parlak görünmesinde oldukça etkili. Saçlarınızın yıprandığını, neme ihtiyacı olduğunu ve parlaklığını kaybettiğini görüyorsanız, düz fönden önce saç bakım kürlerinden birini uygulamanızda fayda var.

* Fön çektikten sonra saçlarınıza düzleştirici krem ya da parlaklık veren spreylerden uygulayın. Bu ürünler saçlarınızda daha yumuşak ve doğal bir görünümün oluşmasına yardımcı olacaktır.

* Düz fön çektikten sonra saçlarınızın hemen bozulup, inmemesi için bir kumaş parçasını tokayla saçlarınıza tutturun ya da saç bandı kullanın. Bu saçlarınıza havalı bir görünüm verebilir. Giysilerinizle uyumlu saç bantlarını tercih edebilirsiniz.

Güzelliğiniz kum saatinden ibaret

Güzelliğiniz kum saatinden ibaret
Bilimadamlarının araştırmaları kadınlarda güzelliğin sadece kum saatinden ibaret olduğunu ortaya koydu.
Bilimadamlarına göre tarih boyu değişmeyen güzelliğin şekli “kum saati” !

Son zamanlarda estetik dünyası kadınları "elma" ya da "armut" tipli olarak ikiye ayırarak, uygun diyet listeleri hazırlıyor. Ancak ebedi güzelliği araştıran bilimadamlarına göre tarih boyu değişmeyen güzelliğin şekli "kum saati"... Zamana ve nesillere direnerek her zaman güzel kabul edilen vücut şekli kum saatine benziyor. Yani incecik bir bel, dolgun göğüs ve kalçalar... Uzmanlar Marilyn Monroe, Sophia Loren ve Kylie Minogue'un efsane güzeller arasında sayılmalarının nedenini de buna bağladı. Araştırma kapsamında 350 bin edebiyat eserini inceleyen uzmanlar, buralarda güzel olarak tasvir edilen kadınların özelliklerini çıkardı. İngiliz, Amerikan Çin ve Hint edebiyatını da kapsayan araştırmada en çok tarif edilen ve tekrarlanan kısmın bel olduğu tespit edildi.

Anlamlı bakışlar !

Anlamlı bakışlar !
Bakışlarınızın daha anlamlı olmasını ister misiniz? O zaman işe göz makyajından başlayın.
Gözler yüzün en çok dikkat çeken bölgesidir. Teninize ve saçınıza uygun bir göz makyajı ile çok etkileyici bakışlara sahip olabilirsiniz. Bunun yanında gözlerinizdeki anlamı ön plana çıkarmak için göz şeklinize uygun makyaj yapmalısınız. Böylelikle küçük olan gözlerinizin büyük görünmesini sağlayabilir, istediğiniz etkileyici bakışları elde edebilirsiniz. Unutmayın anlamlı bakışlar doğru yapılan makyajla ortaya çıkar...

Küçük gözler

Bir koyu, bir de açık renk far seçin. Üst göz kapağınızın tamamına açık renk farı sürün. Koyu renk bir kalemle kirpik diplerine çizgi çekerek göz çevrenizi belirleyin. Çizgiyi dışa doğru dağıtın. Koyu renk farı gözün dışına doğru, göz çukurunun üzerine sürün. Dışa doğru hafifçe dağıtın. Gözün iç kenarına beyaz renk far sürün. Açık ve koyu farlar arasındaki renk farkının sınır oluşturmaması için renkleri birbirine iyice yedirin. Kirpiklerinizi kıvırın ve iki kat rimel sürün.

Ayrık gözler

Yumuşak tonda kestane rengi bir far ile koyu renk bir diğer far seçin. Kestane rengi farı burnunuz ile gözünüz arasındaki bölgeye uygulayın. Farın leke gibi durmasını engellemek için rengi iyice dağıtarak gölge havası verin. Koyu renk farı göz kapağınızın hareketli kısmına sürün. Aynı farla, gözün dış kenarını, dışarı taşarak yuvarlayın. Koyu renk kalemle göz kapağınızın üstüne ve gözün iç kısmına çizgi çekin. Sadece üst kirpiklerinize iki kat rimel sürün.

Düşük gözler

Birbirini tamamlayan renklerde üç far seçin. Renklerden biri açık, biri orta, biri ise koyu tonlarda olmalı. Tek ambalajda satılan üçlü göz farları uygun bir seçenek oluşturabilir.

Koyu renk farla, alt kirpiklerinizin ortasından başlayıp dışarı doğru bir çizgi çekin.
Çizginin ucunu göz kenarınızın dışında hafifçe yukarı doğru kaldırın. Aynı işlemi üst kirpikleriniz boyunca da uygulayın ve iki çizgiyi birleştirin. Sünger uçlu bir aplikatör veya bir pamuklu çubuk yardımıyla çizgileri dağıtarak hafifleştirin. Açık renk farı üst göz kapağınızın tamamına sürün. Orta koyuluktaki farı göz çukuruna muz formunda uygulayın. Yine orta koyuluktaki farla gözün dış kenarına gölge yapın. Kirpiklerinizi kıvırın ve iki kat rimel sürün.

Yuvarlak gözler

Bir koyu, bir açık tonda iki far rengi seçin. Renkler birbirleriyle uyumlu olmalı. Açık renk farı göz kapağınızın tamamına uygulayın. Koyu renk farı göz kapağınızın sadece hareketli kısmına sürün. Göze daha uzun bir form kazandırmak için renkleri uygularken gözün dışına ve yukarıya doğru çalışın. Göz kapağınıza, kirpiklerin hemen dibinden, boylu boyunca kalem çekin. Çizgiyi göz kenarından dışarı doğru taşırın. Kirpiklerinizi kıvırın ve iki kat rimel sürün.

Yağ injeksiyonu

Yağ injeksiyonu

Yağ enjeksiyonu, bir bölgeden alınan yağ dokusunun bir başka bölgeye dolgu yapma amacı ile kullanımını ifade eder. Yağ injeksiyonunun başlıca uygulama alanları, vücut hatlarını düzeltmek, yüzdeki yaşlılık çizgilerinin derinliğini azaltmak, dudakları dolgunlaştırmak, kalınlaştırmak ve zayıf yüzlere daha dolgun bir görünüm vermektir. Vücudu saran yağ dokusundaki herhangi bir sebepten kaynaklanan eksiklik, o bölgede istenmeyen bir görünüm oluşturur. Yağ injeksiyonu - yağ doldurma - lipofiling uygulamaları ile yağ dokusunun eksik ya da zayıf olduğu bölgelere, yağ dokusu ile dolgu yapılarak daha düzgün bir görünüm kazandırılabilir.

Yağ injeksiyonu yüz bölgesinde en sık olarak yaşlılığa bağlı belirginleşen yüz çizgilerini hafifletme amacı ile uygulanır. Yüzdeki çizgilenmeler yaşlandıkça ortaya çıkar. Yaşlanma süreci hiçbir şekilde durdurulamaz, engellenemez ve sonuç olarak yüzdeki dokular sarkmaya başlar. Dokuların sarkması ile oluşan çizgilenmeler ve katlanmalar, ancak yüz germe ameliyatları ile düzeltilebilir, yağ injeksiyonu ise bu görünümü sadece kamufle edici niteliktedir. Yağ injeksiyonu işlemi, yüz germe ameliyatları ile kombine edilerek her ikisi de bir arada uygulanabilir. Kombine girişimlerde, yağ dışında, yapılan ameliyattan artan dokuları da kullanabilme imkanı olduğu için doku injeksiyonu da yapılabilmektedir. Kombine girişimlerde elde edilecek sonuçlar çok daha çarpıcıdır.

Yağ enjeksiyonu, tüm yüze, burun kenarındaki çizgilerin altına ya da sadece dudaklara daha dolgun bir görünüm kazandırmak için de uygulanabilir. Yüzü zayıf görünen kişilere yanak, ağız çevresi ve çenesine yapılan injeksiyonlar ile daha dolgun bir yüz görünümü verilebilir. Aynı şekilde sadece dudakların dışarıdan görünen kısımlarının içine yapılan injeksiyonlar dolgun bir dudak görünümü verir. Yağ injeksiyonu ayrıca bacaklarda ince olan kısımların dolgunlaştırılması amacıyla da uygulanabilmektedir. Yağ dokusu dışında, yüz bölgesinde kullanmak üzere dolgu için üretilmiş collagen, silikon gibi hazır preparatlar da mevcuttur. Bu gibi hazır preparatlar, uygulanışından sonra geç dönemde olumsuz sonuçlar doğurmasından dolayı gün geçtikçe daha az kullanılır hale gelmiştir. En güvenilir teknik, kişinin kendi dokularının kullanıldığı tekniktir.

Yağ injeksiyonu için kullanılacak yağ dokusu liposuction işlemi ile elde edilir. Alınacak miktar, injeksiyon yapılacak doku miktarına göre değişir. Girişim, yapılacak işlemin büyüklüğüne bağlı olarak lokal ya da genel anestezi altında planlanır. İyileşme süresi, yapılan girişimin niteliğine göre değişir. Ameliyattan sonra rahatsızlık verecek derecede ağrı şikayeti olmaz, injeksiyon bölgesinde hafif şişlik ve morarma oluşabilir, ödem ve morarma 7-10 gün içinde kaybolur. İnjeksiyon sonrası ilk 6 ay içinde injeksiyon yapılan yağların yaklaşık % 50-70'i vücut tarafından emilir, kalan yağ miktarı ise kalıcıdır. Doku aktarımı (dermofet greft) yapıldığında ise, vücut tarafından emilim oranı ise çok daha azdır. Ancak doku aktarımı ile sınırlı hacim veya boyutta uygulamalar yapılabilmektedir. Doku hacmi azaldıkça erimeden kalıcı olma olasılığı artmaktadır.

Daha Güzel Görünmek İçin Bazı Öneriler

Daha Güzel Görünmek İçin Bazı Öneriler


Saçlarınızı düzenleyin
Eliniz için kullandığınız, nemlendiricilerden biraz saçınıza sürerseniz uçuşan ve elektiriklenen saçlarınızı yatıştırmış olursunuz. Nemlendiriciyi banyo sırasında sürerseniz saçlarınızı kuruladıktan sonra daha parlak ve canlı olduğunu görürsünüz.

Güne zinde başlamak
Sabahları yorgun kalıyorsanız vücudunuzu toksinlerden arındırmak için bir bardak limonlu ılık su içebilir, cildinize de maden suyu ile masaj yaparsanız canlandırmış olursunuz.
Diş sağlığı
Diş etlerinizi kuvvetlendirmeniz için küçük taneli tuzları diş fırçanızın üzerine koyun. Daha sonra da diş etlerinize kadar dişlerinizi fırçalayın.
Susuz ciltler için
Vücudunuzda su eksikliği varsa badem özlü bakım kremleri kullanmalı ve yeşil çay içmelisiniz.
Buzlu dudak kremi
Eğer dudak kalemi kullanıyorsanız size önemli bir tavsiye. Kalemi kullanmadan önce buzlu bir kabın içinde bekletirseniz daha iyi sonuç alırsınız.
Ellere süt banyosu
Manikür yapılırken su yerine artık süt kullanılıyor. Ellerinizi en az beş dakika ılık sütün içinde dinlendiriseniz elleriniz ve özellikle tırnaklarınızın güçleneceklerini göreceksiniz.
Farların kullanımı
Eğer farlarınız göz kapaklarınızın üzerinde birikiyorsa kesinlikle yağ bazlı farlar kullanmayın. Yoğun renk pigmentleri içeren pudra farlardan kullanmalısınız. Hafif sedefli farlarda bu konuda çok kullanışlı. Çünkü içeriğindeki sedefli maddeler göz kapağının üzerine yapıştığı için birikme yapmaz.
Mat dudaklar için
Mat rujları seviyorsanız dudak kalemi kullanmalısınız. Böylece dudaklarınız parlamayacak ve çerçeveyi çok fazla taşırmadığınız sürece dudaklarınıza ayrı bir dolgunluk kazandıracaktır. Sadece dudak kalemi ile de dudaklarınıza renk verebilirsiniz. Ama burada dikkat etmeniz gereken bir nokta var; kalemi dudağınıza dik hareketlerle sürdükten sonra parmağınızla iyice dağıtmalısınız.
Göz makyajı temizliği
Göz makyajınızı temizlerken göz kapağı ve çeversini ovuşturmamalısınız. Bunun için kullandığınız ürünü göz kapağınıza sürdükten sonra bir parça pamukla göz pınarından dışarıya doğru hafif dairesel hareketlerle silin.
Cildiniz parlıyorsa
Cildinizi kurutmadan matlaştırmanız gerekir. Fondöteninizi sürmeden önce matlaştırıcı kremler kullanmalısınız. Ve günlük kremler kullanırken bunların jel olmalarına özen gösterin.

Evinizde planlı güzellik

Evinizde planlı güzellik
Planları sevmiyor olabilirsiniz ama bu güzellik planına mutlaka göz atın.
Saat 07.00: 10 dakikalık hafif egzersiz ile güne zinde başlayın

Yatağınızda yatarken kollarınızı ve bacaklarınızı iyice gerip kaslarınızı çalıştırmaya başlayın. Ardından hareketli müzik eşliğinde durduğunuz yerde koşun. Göğüs ve kollarınızı çalıştırmak için elinize iki ağırlık alın. Göğüs hizasına kaldırıp 20 kez kollarınızı açıp kapayın.

Saat 07.30: Bakımlı saçlar için beş dakika yeter

Duş alırken saç tipinize uygun krem kullanın. Saç kremleri hem bakım sağlar hem de saçlarınızın daha iyi şekil almasına yardımcı olur. Özellikle ince telli saçlar için sunulan hacim veren kremler, sabahları saçlarınızı daha rahat ve kolay şekle sokmanıza yardımcı olur.

Saat 07.45: Cilt maskeleri hızlı yardımcılarınız

Sabah kalktığınızda cildinizin mat ve cansız göründüğünü fark edersiniz. Bunun için hızlı yüz maskelerinden yararlanabilirsiniz. Bu ürünler genelde hızlı ve pratik uygulama şekillerine sahiptir. Cilt tipine uygun ürünler seçebileceğiniz gibi, canlandırıcı yüz maskeleri de kullanabilirsiniz.

Saat 20.00: Buğu ile derin temizlik

Yoğun bir günün ardından cildinizi dinlendirmenin en iyi yolu buğu banyosu. Buhar cildinizi derinlemesine temizler ve gözeneklerin açılıp gece bakımının daha verimli olmasını sağlar. Buğu banyosu için sıcak su dolu bir kaseye bir avuç gül yaprağı ve beş damla gülyağı dökün. Başınızı bir havlu ile örtüp iki dakika bekleyin. Ardından gece kreminizi sürün.

Saat 20.15: Kaşlarınızı yatmadan önce alın

Aslında kaşlarınızı almak için en uygun zaman öğlen saat 12.00'dir. Çünkü kaş alma işlemi en az bu saatte acı verir. Ama siz yine de akşam saatini tercih edin. Böylece cildiniz gece boyunca dinlenir ve şişkinlik iner. Kaşlarınızı alırken bir elinizle göz kısmını germeyi unutmayın. Bu arada işlemden sonra buzdolabında beklettiğiniz göz kremini uygulamak sizi rahatlatacaktır.

Saat 20.30: Kırışıklıklara müdahale zamanı

Son yapılan araştırmalar; cildin en çok saat 20.00'den sonra neme ihtiyaç duyduğunu ortaya koyuyor. Bundan dolayı bu saatte yüzünüze, boynunuza ve dekoltenize kırışıklık önleyici kreminizi bolca sürüp 15 dakika bekletin. Ayrıca gözlerinize de ferahlatıcı bir maske uygulayabilirsiniz.

Saat 21.00: Hızlı bir bakım ayaklarınızı rahatlatır

Özellikle kış aylarında haftada en az bir kez ayaklarınıza bakım uygulamayı ihmal etmeyin. Kapalı ayakkabının yol açtığı sertliklere ve hassaslaşmış bölgelere bu şekilde müdahale edebilirsiniz. Ayaklarınızı 5 dakika ılık sabunlu suda bekletin. Ardından topuk taşı ile sertlikleri giderin. Tırnak diplerinizde bulunan derileri geriye doğru itin. Ayaklarınızı bir havlu ile kuruladıktan sonra kremleyin. Yatarken çorap giymenizde yarar var.

Saat 21.30: Güzellik uykusu için kendinize masaj yapın

Stresli bir gün geçirdiyseniz ve boyun ağrıları çekiyorsanız, iyi bir masajı hak ettiniz demektir. Bunun için boyun ve omuzlarınıza birkaç damla lavanta yağı damlatıp masaj yapın. Ayrıca masaj aletleri de kendinize masaj yapmanızı kolaylaştırır. Masajın ardından 15 dakika küvette yatın. Suyun fazla sıcak olmamasına dikkat edin. 37 derece en uygun ısı. Böylece vücudunuz gevşer ve yatmadan önce rahatlamış olursunuz. Küvetiniz yoksa üzülmeyin. Ilık bir duş da aynı rahatlatıcı etkiyi gösterir. Bu arada yatmadan önce bir bardak ılık süt içmek de daha rahat uyumanızı sağlar. Ayrıca uyku problemi olanlar rezene çayını da deneyebilir. Rezene çayı içeriği ile gevşeyip daha iyi uyumanıza yardımcı olur.

Cildini soğuğa teslim etme !

Cildini soğuğa teslim etme !
Mutlaka nemlendirici sürün, cildinizi kurutmayın.
Diğer öneriler için de bu yazıyı tıklayın!

- Her sabah yüzünüzü yıkadıktan sonra uygun nemlendirici sürün. Kışın daha fazla nemlendiriciye ihtiyaç duyabileceğinizi gözardı etmeyin.

- Yıkanırken kurutmayan sabunlar, saçınız çok kuruysa yağ içeren şampuanlar kullanın.

- Her banyo sonrası, cildiniz çok kurumadan vücudunuzun her yerini nemlendirin.

- Bol su için.

- Biotin, çinko, folik asit, omega 3 yağ asitleri bakımından zengin beslenin.

- Haftada 1-2 kez, yüzü tahriş etmeyen, ölü derilerin atılmasına da yardımcı peeling (soyucu) jeller kullanın. Bunların vücut için olanları hem cildin ölü derilerini temizler hem kıl köklerindeki keratin tıkaçları ortadan kaldırır. Bu kıl dönmelerini ve batık kıl oluşumlarını da önler.

- Hava şartlarına uygun giysiler seçin. Soğuklarda, çok kalın giymek yerine, ince ama kat kat giysileri tercih edin. Terleten sentetik giysiler, mantar hastalıkları riskini artırır.

Kışın daha depresif olduğumuz, iştahımızın arttığı kesin. Ancak her kışı yaz takip ediyor. Fazlalıklar, ihmal edilenler birkaç ay sonra göze batacaktır. Kışın:

- Aşırı kalorili ve ağır yiyeceklerden

- Nemlendiricisiz sokağa çıkmaktan

- Susuz kalmaktan

- Soğuk ve rüzgardan

- Yıkanmayı geciktirmekten

- Dudaklarınızı bakımsız bırakmaktan

- Ellerinizi kremsiz ve eldivensiz bırakmaktan sakının.
Dudaklara bariyer

Vücutta soğuktan, rüzgardan, ayazdan en fazla etkilenen yer, dudaklar. Dudakları yıpranmaya karşı korumak şart. Bu sadece görünüm için değil, çatlakların yol açtığı ağrıların önlenmesi için de gerekiyor.

- Kayak pistinde ve sokağa çıkarken içinde SPF bulunan koruyucu kullanmayı ihmal etmeyin

- Çatlayan dudakları toparlayan özel ürünlerden destek alın. Bunların üstüne de ruj sürebilirsiniz.

- Dudaklardaki kan dolaşımını hızlandırmak için esmer şekerle dudak kremini karıştırıp dudaklarınıza sürün. Sonra ılık suyla ıslatılmış çok yumuşak bir diş fırçasıyla hafifçe ovun ve durulayın

- Pudra oranı fazla, uzun süre kalıcı rujları dikkatli kullanın.

Saçlarımı nasıl kullanmalıyım?

Saçlarınızla ilgili yaşadığınız birçok problemin çözümleri burada...


1- Saçlarımı çok uzun zamandan bu yana hep kısa kullanıyorum. Değişiklik için çok fazla alternatifim olmadığını biliyorum. Yine de kısa saçı farklı şekillerde kullanmanın yolları nedir?
- Kısa saç yüzünüze yakışıyorsa, çok kullanışlı olduğu için kolay vazgeçebileceğiniz bir model değil. Üstelik yine çok moda. Kısa saç en çok kalın telli saçlara sahip olanlara yakışıyor. Çünkü bu tür saçlara sahip olanlarda daha hacimli duruyor. Kısa saç, kadınlığını öne çıkarmak için saçını kullanmaya gerek duymayan her yaştan kadının ilgisini çekiyor.

Kısa saç ne kadar kullanımı kolay görünse de sıradan bir modeli kolay kolay kaldırmaz. En ufak uzamasında bile hemen kestirme ihtiyacı hissedersiniz. O yüzden modelini korumaya çalışın. Ayrıca kısa saç, her ne kadar erkeksi hava verse de, yüzü çevreleyen katlar ve perçemler bu modeli feminen kılar. Kesiminizin simetrik olmamasına dikkat edin. Böylece farklı taradığınızda, farklı model gibi duracaktır.

Örneğin şu anın en popüler kısa saç modeli, Victoria Beckham'ın önü uzun kısa saçları... Düz bırakabildiği gibi dilediğinde arkaya tarayarak farklı bir görüntü de elde edebiliyor. Bu modelde kısa saçın maskülen olduğunu kimse söyleyemez!

2- Saçlarım oldukça uzun. Sizce uzun saç demode mi? Nasıl kullanmalıyım?
- Uzun saç, genelde kısa kesimlerden daha seksi ve kadınsı görünür. Ve hiçbir zaman demode olmaz. Ancak uzun saç için yaşınız ve yüz şekliniz çok önemli. Yüz hatlarınız ince ve uzunsa veya 60 yaş üzerindeyseniz kısa saçla daha hoş görünebilirsiniz. Uzmanlara göre, saç boyunu kısaltmak, yüz hatlarını da yukarı doğru çekerek yüze daha fazla derinlik veriyor.

Uzun saç, belli bir yaştan sonra gençliğe özenti görüntüsü de verebilir. Ayrıca, saçınız mat ve donuksa, uzun saç size göre değil; kestirmenizi öneririz. Uzun saçla mükemmel görünmenin sırrı, saçın sağlıklı ve canlı görünmesinden kaynaklanır; sakın aklınızdan çıkartmayın.

3- Saçların daha parlak görünmesi için neler yapmak gerekiyor?
- Saçların parlak görünmesi, yıpranmadığının bir işaretidir. Özellikle uzun saçların parlaması çok hoş duruyor. Saçınızın parlak görünmesini sağlamak için öncelikle, saçınızı yıpratmamaya çalışmanız gerekir.

Örneğin her gün fön çektirmek, saçlarınızın kırılmasına neden olur. Kırılmalarını önlemek için plastik fırçalar yerine, doğal kıllardan yapılmış fırçalarla saçlarınızı tarayın. Saçınızı her gün yıkamak yerine, gün aşırı yıkamaya alıştırın. Uzmanlar bunun da yeterli olacağını söylüyor. Yıkamayı doğru yapmak da çok önemli. Örneğin şampuanı saç diplerine, saç kremini de sadece saç uçlarına uygulamak gerek. Saçı soğuk suyla durulamak da parlamasını sağlar. Saçınızı çok sıcak makineyle kurutmamak da aynı etkiyi verecektir.

4- Saçlarım omuz hizasında ama pek hacimli değil. Saçlarımı daha hacimli gösterebilecek önerilere ihtiyacım var.
- Eğer saçınız ince telliyse hacimli göstermeniz çok zor. O yüzden proteinli ürünler kullanmanız etkili olur. Daha dolgun görünüm için tek önerimiz bu değil. Saçınızı kuruturken dağıtıcı başlık kullanmak, daha hacimli görünmesini sağlar. İnce telli saçlar için diplere uygulanan kalınlaştırıcı sprey de iyi bir çözüm. Saçınızı bu tür kalınlaştırıcı bir ürünü uyguladıktan sonra kurutursanız, daha hacimli durur. Katlı bir model de saçı daha hacimli gösterir. Saçları kalın bigudilerle sararak fark yaratabilirsiniz. Saçlarınızı kısa kestirmeniz de onların daha dolgun görünmesini sağlar.

5- Saç rengimi değiştirmek istiyorum. Sizce seçimimi neye göre yapmalıyım? Yeni sezonda hangi renkler moda?
- Saçınızın rengini değiştirmek, alışık olduğunuz rengin dışına çıkmak hiç de kolay değil. Ama değişiklik istiyorsanız, doğru rengi seçmekte fayda var. Yeni saç rengi ve modeliyle daha da çekici görünmek elinizde... Saç renginizi değiştirmeden önce kuaförünüze gidip fikir alabilirsiniz. İstediğiniz rengin bir örneğini yanınızda götürüp, bunu işin ehline danışmalısınız. Tabii ki gitmişken bakımı için de bilgi alın. Saç rengini beğendiğiniz arkadaşlarınıza hangi kuaföre gittiğini sormaya da çekinmeyin. Çünkü saç rengi için iyi bir renk uzmanı bulmak çok önemlidir. Sizin ten renginiz renk seçiminde çok önemli olacağı için, bu konuda bir renk uzmanının size yardımcı olması en doğru yol olacaktır.

Saçlarınızı bitkilerle besleyin!

Bitkiler ve bitkisel ürünler her derde olduğu gibi, saçlarınıza da deva. İşte bitkisel ürünler ve faydaları..

Saçınızı evde hazırlayabileceğiniz kolay karışımlarla sağlıklı, parlak ve canlı olmasını sağlayabilirsiniz. İşte size bitkilerle yaratacağınız mucizeler.

Parlatıcı, yumuşatıcı
Adaçayı: 250 gram adaçayı yaprağını, 1 litre suda 15- 20 dakika kaynatın, soğumaya bırakıp, süzün. Daha sonra yüzde 50″lik alkolle karıştırın. Gün aşırı saç diplerini ıslatıp tarayın.

Saç dökülmesi
Zeytinyağı: Yatmadan önce saçınızı yıkayıp iyice durulayın. Saç diplerine zeytinyağı ile masaj yapın. En az iki hafta yapacağınız bu kür sayesinde saç dipleriniz güçlenecek, saçlarınız parlak ve canlı bir görünüme kavuşacak.

Fesleğen: 75 gram çiçekli fesleğen bitkisini toz haline getirip, yarım litre kaynar suya atarak haşlayın. 20 dakika demleyip süzdükten sonra saçlarınızı bu çayla haftada iki gün yıkayın.

Gür saçlar için
Civanperçemi: 50 gram taze civanperçemini 1 litre suda 10 dakika kaynatıp süzün. Her gün saç diplerine bununla masaj yapın.

Kepekler için
Karakavak: 40 gram karakavak merhemine 5 gram balmumu, 5 gram gülyağı ekleyip karıştırın. Her gece yatmadan önce saç diplerine hafif masaj yaparak sürün. Bu aynı zamanda saçlara parlaklık ve canlılık verir.

Kırılmalara karşı
Özellikle dalgalı, kıvırcık saçlar için uygun bir yöntem bu;
4 ml gülyağı,
32 ml bademyağı,
32 ml hintyağı ve
32 ml zeytinyağını karıştırın.
Yatmadan önce saç diplerine masaj yaparak sürün. Sonra pamuklu bir bez ile başınızı bağlayın. Sabah yıkayın. Her ay 3 gün bu işlemi uygulayın.

Saçlarım dökülüyor, eyvah

Saçlarınızın son günlerde normalden daha fazla döküldüğünden mi şikayetçisiniz? O zaman beslenme alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçirmelisiniz. Ya da ailenizdeki diğer bireylerin saç dökülme nedenlerini araştırmalısınız.

Mevsimsel değişimler saçların dökülmesinde önemli bir neden olarak biliniyor. Ancak genetik faktörler, hormonal değişikler, yanlış beslenme, şok diyetler, çinko, demir gibi mineral eksikleri, stres, saça uygulanan kimyasal işlemler ve maddelerin yanı sıra birçok çevresel ve tıbbi faktörler de saçların doğal devinimini tamamlamadan dökülmesinde etken.

Konuyla ilgili danıştığımız B'iota Laboratuvarları Medikal Müdürü Prof. Dr. Kerim Alpınar, kadınlarda ve erkeklerde saç kaybının farklı şekillerde ortaya çıkabileceğini belirtiyor. 40-50 yaş arasında her 10 erkekten 4'ünde belirgin saç kaybı bulunduğunu da anlatan Alpınar, yaş ve genetik özellikler sonucu ortaya çıkan (androgenetik) saç dökülmesinin 10, 20 ya da 30'lu yaşlarda da başlayabildiğini, erkeklerde alın köşeleri ve tepe bölgelerinde saç dökülmesi görülürken, kadınlarda tepe bölgesinde kısmi bir saç dökülmesi ile karşılaşıldığını söylüyor ve ekliyor: "Türkiye'de her 100 kişiden 58'i henüz 38 yaşına gelmeden saçsız kalma tehlikesiyle karşı karşıya. 18-44 yaş arası daha çok mevsimsel/dönemsel saç dökülmesi problemiyle karşı karşıya kalıyor. 45 yaş ve üzerindeki problem ise uzun vadeli olarak görülüyor."

Bunları biliyor muydunuz?

• Saçlarınızı çok sıcak suyla yıkamayın.

• Kan dolaşımını hızlandırdığı ve saç köklerini beslediği için her gün düzenli olarak saç diplerine masaj yapmak saçları besliyor.

• Banyodan sonra saçlarınızı sıkıca geride toplamak yerine bir süre kendi haline bırakın. Daha sonra kurutun.

• Belirli bir yaştan sonra saçların azalmasını önlemek amacıyla kabak çekirdeği ve ayçekirdeği oldukça yararlı.

• Sağlıklı saçlar aynı zamanda yediklerimizle de bağlantılı. Saç telinin ana maddesi yüzde 97 oranında keratinden oluşuyor. Bu madde de soğan, kabak, kayısı, patates, lahana ve böğürtlenin yanı sıra et, kaşar peyniri ve balıkta bulunuyor.

• Ananasın da saçta olumlu etkisi var. Ancak konservesi yerine tazesini tükettiğinizde, içindeki bir madde saçın daha çabuk uzamasını sağlıyor.

• B vitamini sadece saçı beslemekle kalmıyor aynı zamanda stresi de azaltıyor. Biliyorsunuz, stres saçın en büyük düşmanı.

Saçlarınız yaşınıza uygun mu?

Kendinize yeni bir tarz yaratmak istiyorsunuz fakat istediğiniz modelin size yakışıp yakışmayacağından şüphelisiniz. O halde bu yazıyı okumalısınız.


20'li yaşlardakiler için saç modeli
20'li yaşlardaki kadınlar henüz çok başında oldukları yetişkinlik döneminde çok sık stil denemeleri yaparlar. Stillerini bulmak için saçlarıyla eğlenirler. Bu yaşta unutulmaz saç stilleri yapılır. Saç stilistleri çok uç modelleri önermiyor ancak maceracıysanız bu yaşlar çok uygun! Saç şeklinizi neden sevdiğiniz veya sevmediğiniz açıklamak zorunda kalmazsınız. Eğer uzun saçlı bir gençseniz, kısaltmak için hartika bir zaman olabilir. uzun, kısa, açık veya koyu boyaları özgüvenle kullanabilirsiniz.

30'lu yaşlardakiler için saç modeli
30'lu yaşlardaki kadınlar anneleri gibi kariyerlerini oluşturmaya veya güçlendirmeye çalışır. 30'lu yaşlarda kendini kanıtlamaya çalıştığı bir yerlerde ve çok ciddi olur. Klasik kesimler, işte, evde, akşam yemeğinde çok yönlü kullanılabildiği için çok tercih edilir. Çoğu kişi ev, araba seçiminde kişisel yaşamındaki duruma uygun hareket eder. Aynı şey saçlar için de geçerlidir. Eğer birliktelik anlayışından bakıyorsanız, o zaman parlak ve düzgün kesimleri tercih edebilirsiniz. Çocuğunuzun stilinde kestirmekten kaçının ve daha şık bir görünüş sağlayan modelleri seçin.

40'lı yaşlardakiler için saç modeli
Kadınlar 40'lı yaşlarında olgunlaşma dönemlerine girerler. Aynaya baktıklarında hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları bir sürü şeye sahip olurlar. Ne yazık ki kusurlarını önemseyen çoğu kadınlar güzel yönlerini farkedemez. Aslında her ikisini farkedererek, kusurlarını gidermeye çalışmaları en doğrusudur. Bu nedenle çok uç kesimlerden ve değişimlerden uzak durun. Çok çok kısa, uzun kesim, açık veya koyu renkleri de denemeyin. Yüzü daha uzun ve asık gösteren uzun saçlar yerine, kısa kestirin. Saçların kat verilerek kesilmesi de, yüzü ön plana çıkartır.

50'li yaşlardakiler için saç modeli
50'li yaşlarındaki kadınlar çok daha olgunlaşmıştır ve kanıtlamak zorunda oldukları hiçbirşey yoktur. Kadın yaşamında bir nokataya gelmişlerdir. Zamanlarının çoğunu başkalarını mutlu etmeye çalışmakla geçirdiklerini farketmişler ve özgürlük istemektedirler. Edindikleri tüm deneyimlerinden yola çıkarak bugününü kutlamak isterler. Bu nedenle kadın olmanın gücünü yeniden keşfederek, kendinden emin ve güzel görünmek ister. Çok uç stiller yerine, içinize sinen daha yumuşak şekil, boya ve stiller deneyin.

Yumuşak kesimler ve çizgiler olgun cildi ortaya çıkarır. Flört eden yani hareketli, daha az yapmacık duran saç stilleri tercih edin. Bu tür stil sizi hareketlendirecek. Yumuşak ve parlak saçlar her zaman gençler tarafından beğenilir. Yumuşak renkler ise saçlarınızı daha dolgun ve parlak gösterir. Düzneli olarak bakım yaptırmayı ihmal etmeyin.

Doğal ürünlerle zahmetsiz bakım

Saçlarınız çok mu yıprandı? Belki de sürekli elektrikleniyordur? Yoksa saç dökülmesinden mi şikayetçisiniz? Üzülmeyin, çaresi burada...

Saç Bakımınız İçin Doğal Yöntemler
Saçların Çabuk Uzaması İçin:
Bir adet turpu rendeleyip suda yarım saat kadar pişirip süzün. Elde ettiğiniz turp suyuna yumurta sarısı ilave edip iyice çırpın. Bulamaç haline geldikten sonra saçlarınızı ovarak yıkayın.

Koyu renk saçlı kişilerin uygulayabileceği bir başka bakım yöntemi ise aşağıda anlatılan bu karışımdır. İçinde su kaynayan genişçe bir tencerenin içine daha küçük bir kabı oturtun. Yarım çay fincanı ayçiçeği yağını, 1 çorba kaşığı kakao yağını, 1 çorba kaşığı susuz lanolini bu ikinci kabın içinde eritin. Bütün bu yağlar eriyince, kabı kaynar suyun içinden alın ve karışımı iyice çırpın. Bu karışımdan 1 çorba kaşığı kadarını alarak buna 1 çorba kaşığı su katın, iyice karıştırın. Bu sıvıyı ovarak başınıza sürün ve bu durumda 15 dakika ile yarım saat arasında bekleyin. Ardından saçınızı yıkayıp durulayın. Bu tedavi koyu renk saçlara yeni bir canlılık ve parlaklık verir.

Parlak saçlar için:
1 yumurtanın sarısı ile 2 çorba kaşığı zeytinyağını karıştırın. Saç diplerine sürüp masaj yapın ve 10 dakika bekleyin. Şampuanla yıkayıp durulayın. Saçlarınızın parlak ve sağlıklı bir görünüm kazandığını göreceksiniz.

Besleyici maske:
1 yumurta sarısı, 1 çay bardağı demlenmiş çay, 1 çorba kaşığı badem yağı ve 2 damla limon suyunu bir kapta karıştırın. Saç diplerinize sürüp masaj yaparak iyice yedirin. 10-15 dakika bekleyip şampuanla yıkayın.

Kepekli saçlar için:
2 çorba kaşığı limon suyu veya sirkeyi 4 su bardağı suya ilave edip ılıtın. Saçlarınızı yıkadıktan sonra bu karışımla durulayın.

Derinlemesine temizlik ve parlak görünüm için:
Saçlarınızı şampuanladıktan sonra bir fincan limon suyu ya da sirkeyi saçlarınıza döküp, masaj yaparak iyice yedirin. Ardından saçlarınızı durulayın. Saç kremi sürün ve yıkayın. Bu, saçlarınızdaki tüm kiri alır ve saçlarınıza nefis bir parlaklık verir. Bu yöntemi 2 haftadan önce tekrarlamayın.

Kepekli, dökülen ya da incelen ve kırılan saçlar için:
Çemen tohumlarını çektirin ve geceden suya yatırın. Elde ettiğiniz macunu saç derisine masaj yaparak sürün ve 15-20 dakika bırakın. Yumuşak bir şampuanla yıkayın. Bu macun kepek, dökülen, incelen, kırılan saçlar ve kellik gibi sorunlara iyi gelir.

Yumuşak ve parlak saçlar için
Saçınıza uygun otu, yeter miktarda kaynayan suya atın ve yarım saat tutun. Buna çeyrek fincan elma sirkesini de ekleyerek iyice karıştırın. Saçlarınızı şampuanlayın. Karışımı saçlarınıza tekrar tekrar dökün

Saçlarınıza özen gösteriyor musunuz?

Kış mevsiminde oluşan hava kirliliği nedeniyle saçlarınız daha çok yıpranır ve daha çok özen ister..


Kendisi gibi kadın kuaförü olan eşi Kader Özkara’nın saçlarına şekiller veren 28 yıldır kuaförlük yapan Fethi Özkara, kış mevsiminde saçlarda topuz modelinin ilgi gördüğünü söyledi. Özkara kışın moda renginin ise kızıl ve turuncu olduğunu kaydetti.

Saçların kış mevsiminde yıprandığını ifade eden Fethi Özkara, kadınların bu mevsimde saçlarını korumaları gerektiğini söyledi. Özkara şöyle konuştu: "Kışın havalar isli ve dumanlı oluyor. Bu nedenle saçlar daha çok yıpranıyor. Duman ve isin yapıştığı saçlarda tarama güçlüğü çekiliyor, kırılmalar oluyor. Bayanlar saçlarına kış aylarında daha fazla dikkat etmeli. Kış aylarında saçlar mümkünse hergün yıkanmalı. Şampuanla birlikte saç kremi de kullanılmalı."

Yıldızların 2008 saçları

Saç tasarımcıları, Hollywood yıldızlarında uyguladıkları yeni kesimler hakkında ipuçları veriyorlar.


Hilary Swank
Geçen yılın moda saç modeli bob bu yıl kıvırcık şekliyle kendini gösteriyor. Önleri daha uzun, arkaya doğru kısalan bob modeli geçen yıl birçok yıldızın tercihi olmuştu. Saç tasarımcısı Kevin Ryan, "Bu kesimde uçtaki dalgalar modeli yumuşatıyor ve saçın daha hacimli görünmesini sağlıyor" dedi. Oscar ödüllü yıldız Hilary Swank kıvırcık bob modelini sayesinde dışarı çıkmak için hazırlanırken 20 dakika kazandığını söylüyor.

Charlize Theron
Beverly Hills'in ünlü kuaförü Yuki Sharoni’den Enzo Angileri oval, uzun ve kalp yüzlülere yakışan kâküllü kesimin kadınlara daha genç ve çekici bir hava kattığını söylüyor. Klasik bir tarzı tercih ettiğini söyleyen oyuncu Charlize Theron kâküllü modelin yeni temsilcilerinden.

Elisha Cuthbert
Beverly Hills saç stilistlerinden Mara Roszak pageboy kesiminin özellikle gözlere vurgu yaptığını söylüyor. Roszak'a göre yuvarlak yüzlü kadınlar bu modelden uzak durmalı. Oyuncu Elisha Cuthbert "Kesimden sonra saçımı yapmak sadece dört saniyemi alıyor" dedi.

Saçınızı istediğiniz gibi kullanın!

Saçınız için doğru kesimi bulun, istediğiniz gibi kullanın...

Kimi kadın uzun, kimi kadın da kısa saç tutkunudur. Ama doğru olan, tipinize uygun kesimi bulmaktır. Boynunuz kısaysa kısa saçtan, yüzünüz uzunza uzun saçtan şaşmayın...

Kısa
Görünüm: Kısa saç yine moda. Yaşınız kaç olursa olsun, kısa saç, özgüvenli kadınlara yakışır. Eğer flört anlayışınız, saçınızla oynayıp, buklelerinizi kıvırmak ise saçınızı kısa kestirmeyi düşünmeyin bile!

Doğru kullanmak: Kısa saç kesinlikle sıradan bir kesimi kaldırmaz. Farklı açılara ve değişik katlara sahip olmalı, yoksa son derece sıkıcı görünürsünüz. Şu sıralar en popüler olan kısa saç kesimlerinden biri Victoria Beckham'a ait. Bir tarafı daha uzun olan bu model, çok yönlü bir kullanım imkanı da veriyor.

Şekil verme sırları: Kısa kesimlerin erkeksi görünme potansiyeli vardır ama yüzü çevreleyen katlar ve perçemler kısa saçın daha feminen görünmesini sağlar. Katlar ne kadar uzun olursa, görünümünüzü o kadar çok değiştirebilirsiniz. Victoria Beckham; uzun perçemleri sayesinde, dilerse saçını olduğu gibi bırakıyor, dilerse bir saç bandıyla arkaya doğru sıkıca toplayabiliyor.

Omuz hizası
Görünüm: Saçlarınızın cinsi ne olursa olsun; dalgalı, kıvırcık veya dümdüz; omuz hizası kesimde güzel görünecektir. Fakat orantılarınızı göz önüne almayı unutmayın. Eğer boyunuz veya vücudunuzun üst bölümü kısaysa, omuzlarınızı açıkta bırakan daha kısa saçlar size daha çok yakışacaktır. Özellikle kısa boyunlarda uzun saç, boynun daha kısa görünmesine neden olacaktır.

Doğru kullanmak: İnce ve hafif kaküller kullanmayın. Çünkü, son zamanlarda, perçemlerin kalın ve belirgin olması çok moda. Eğer bu şekilde kestirmeyecekseniz, hiç kestirmeyin daha iyi.

Şekil verme sırları: Bu boy, bir çok kat kesildiğinde çok hoş oluyor. Ama daha uzun katlarla da son derece iyi sonuçlar almak mümkün. En kısa katı, 15-20 cm. olan saçı, farklı şekillerde kullanma avantajı var. Örneğin; saçınızı topuz yaptığınızda, önde uzun birkaç perçem bırakarak saçınız uzunmuş etkisi yaratabilirsiniz.

Omuz hizasının üstünde
Görünüm: Bu, son derece kullanışlı bir saç boyudur. Eğer yüzünüz güçlü ve geniş bir yapıya sahipse, saçınızın daha hacimli olmasına özen gösterin. Eğer yüzünüz küçükse, saçınız yüzünüze daha yakın bir şekilde düşebilir ve onu çerçeveleyebilir. Saçınızın kalitesi nasıl olursa olsun, doğru kesilmiş katlar modern görünüm verir.

Doğru kullanmak: Diane Sawyer'ın sert hatlara sahip olmayan ve yüzü mükemmel çevreleyen saçı tam çene altına düşüyor. Bu kesim düz, bukleli ve dalgalı saçlarda da güzel duruyor.

Şekil verme sırları: Bu boy saçın sıradan görünmemesi önemli. Kesimin seksi ve feminen durması için, kuaförünüzden katlar veya bir yana doğru ayrılmış uzun perçemler kesmesini isteyin. Saçınızı fönlerken, önce kısa perçemleri ve kısa katları kurutun. Yüzünüzün çevresindeki saçlar elektriklenirse, sizi yaşlı gösterir.

Uzun
Görünüm: Uzun saç genelde, kısa kesimlerden daha seksi ve kadınsı görünür. Eğer yüz hatlarınız ince ve uzunsa veya 60 yaş üzerindeyseniz, kısa saçla hoş görünebilirsiniz. Uzunluğu yukarı çekmek yüz hatlarınızı da yukarı doğru çeker ve yüzünüze daha fazla derinlik verir. Bir yaştan sonra, bu model genç görünmeye özendiğinizi düşündürteceği için, saçınızı kısaltmalısınız.

Doğru kullanmak: Jennifer Ariston'ın saçlarındaki gibi uzun katlar, saça hareket veriyor ve doğal yapısının ön plana çıkmasını sağlıyor. Perçemler ise bu saçın daha uzun yüzlülere de yakışmasını sağlıyor.

Şekil verme sırları: En kısa katları elmacık kemiklerinin altına düşen Beyonce Knowles gibi kadınlar için uzunluk, tarzlarını kolayca değiştirmelerine olanak veriyor. Uzun saçlar mutlaka bakımlı olmalı. Eğer saçlarınız mat ve donuksa, uzun saçlarla güzel görünmeniz imkansız. Uzun saçla mükemmel görünen kadınların hepsinin saçları sağlıklı ve canlı görünüyor.

Saç kremi kullanıyor musunuz?

Şampuan sonrası kullanılan saç bakım kremleri saçların dolaşmasını önlüyor; aynı zamanda saç tellerine güç kazandırıyor. Peki, saç kremleriyle ilgili tam olarak neler biliyoruz?


Saç kremleriyle ilgili doğru bildiğimiz yanlışlar:

Yanlış: 2'si bir arada şampuan kullanınca, saç kremi kullanmama gerek yok.

Doğru: Şampuan çoğunlukla saçı temizlemek, saçtaki fazla yağı ve tozu arındırmak için formüle edilmiştir. Saç kreminin sahip olduğu kadar besleme ve koruma özelliklerine sahip değildir. O nedenle sadece şampuan kullanmak, saçın düzenli bakımı için yeterli değildir.

Yanlış: Saç kremi saçları döker.

Doğru: Öncelikle her gün 100 tele kadar saç kaybının normal olduğunu bilmek lazım. Ancak saç kremi kullanımıyla bunda bir artık olmadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Yanlış: Saç kremi kepek yapar ve saç derisini kaşındırır.

Doğru: Cildin yenilenme sürecinde ölü deri hücrelerinin normalden daha hızlı ve büyük parçalar halinde dökülmesine kepek deniyor. Saç kremi kullanımının buna yol açmadığı yine bilimsel olarak kanıtlanmış.

Yanlış: Şampuan üstüne sürekli saç kremi kullanmak, uzun vadede saça zarar verir.

Doğru: Saç kremi tersine saç üzerinde koruyucu tabaka oluşturarak saçı besler, onarır ve gelecek zararlara karşı korur.