Cilt Bakımı,Cilt maskesi,Sivilceler için maske,Siyah noktalar,Saç Bakımı,Normal Cilt Bakımı,Saç Sağlığı,aç Bakımı Saç Maskeleri saç dökülmesi saç bakım ürünleri evde saç bakımı saç maskeleri doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı erkek cilt bakım saç bakımı cilt maskeleri cilt lekeleri siyah noktalar sivilceler Bitkisel Cilt Bakımı Cilt Bakımı ve Güzellik Kuru Cilt Bakımı doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı epilasyon laser epilasyon

Blog Arşivi




Benler nedir..?

Benler genel olarak derinizin zararsız değişikliklerin sayılırlar. Tıp dilinde melanositik nevüs olarak bilinirler ve melanosit denen pigment hücrelerin çoğalması sonucunda gelişmektedirler.

. Benler ne şekilde görülebilirler .? Benler düzyada kabarık olabilir.. Renkleri ise pembeden kahverengi ve siyaha kadar değişiklik gösterebilir.

Benler ne zaman oluşurlar vede nasıl gelişirler?...Benler doğumla olabildikleri gibi genel olarak çocukluk yaşında gelişirler. Erken evrede nevüs hücreleri derinin üst tabakası (epidermis) ile derinin orta kısmı (dermis) arasındadır. Bu nevüslere Junctional nevüs denir. Bu benler düz ve renklidirler. Benler geliştikçe nevüs hücreleri dermise de yayılır(compound nevüs) veya sadece dermiste bulunurlar (dermal nevüs). Bu benler kalınlaşmıştırlar ve sıklıkla deri yüzeyinden kabarıktırlar.Renkli omayan dermal nevüsler sellüler nevüs olarak adlandırılırlar. Bazı nevüsler ise oldukça koyu mavi renktedirler ve mavi nevüs adını alırlar. Benler güneşe maruz kalındıktan sonra vede gebelikte koyulaşırlar. Erişkin çağda renklerini kaybeder vede yaşlılık döneminde tamamen kaybolabilirler.En iyi sonucu doktorunuza sorun.

Lens kullananlara makyaj önerileri

Kontakt Lens kullananlara makyaj önerileri


Lenslerinizi takarken göz farınızın partikülleri lenslere bulaşarak gözünüzü yaşartır, görüşünüz bulanır; gözlerinizin vurgulanması için kullandığınız sıvı eye-liner bulaşıp gözlerinizin kızarmış ve şiş görünmesine neden olur. Sonunda, tek alternatifinizin gözlüklerinizi takmak olduğuna karar verirsiniz! Böyle durumlarla karşılaşmanızı önlemek için birkaç ipucunu bir araya getirdik. Kontakt lenslerinizi sürekli veya aralıklarla da kullansanız, yazımız aklınızda kalabilecek birçok soru işaretini cevaplayacak.


Lenslerinizi daima makyajdan önce takmalısınız. Böylece gözünüze partiküllerin girmesini önlemiş olursunuz. Makyaj sonrası lens takmak için bu işte uzman olmak gerekir. Bunu makyajı bozmadan ya da lenslerinize makyaj bulaştırıp görüşünüzü bozmadan yapmak hem oldukça zordur hem de sizi gereksiz bir riske ve strese sokar.


Pudra Toz pudralar yerine kompakt (sıkıştırılmış) pudralar kullanın. Böylece pudra partiküllerinin gözünüze kaçma riskini en aza indirmiş olursunuz. Allık Allık sürerken tozlanmayı minimuma indirmek için fırçayı yüzünüzde yavaşça gezdirin, darbelerden kaçının. Yumuşak kılları olan büyük ve temiz bir fırçayla allığınızın fazlasını alın. Gözlerinizi bu işlem sırasında kapalı tutun. Göz Farı Sıvı göz farlarını kullanın; çok daha verimli olduğunu fark edeceksiniz. Eğer mutlaka toz farlardan kullanacaksanız her uygulamada azar azar kullanmaya çalışın. Uygulamayı mutlaka sünger uçlu bir aplikatör yardımıyla yapın ve farı sürmeden önce süngerin üzerinden fazlalıkları yok ettiğinizden emin olun. Böylece göze ve lens altına far partiküllerinin girmesine engel olursunuz. Hangi far türünü kullanırsanız kullanın, geniş ve enlemesine darbeler yerine kısa ve boylamasına darbelerle uygulama yapın. Böylece lenslerinizin yerinden oynama riskini azaltırsınız. Eye-liner Sıvı veya kalem şeklindeki eye-linerı hiç bir şekilde alt gözün iç kısmına sürmeyin. Gözün alt kenarını çizmek için minik darbeler uygulamayın. Yumuşak uçlu kalem eye-linerlar tercih edin. Rimel Çoğu rimel türlerini kullanmanızda hiçbir sakınca yoktur. Ancak kirpiklerin hacmini artırmak için içinde mikro elyaflar bulunduran rimellerden kaçının. Bu elyaflarda gözlerinize kaçabilir.

Gece makyajı

Gece makyaji

Gece sihrini yakalamak için çehre değişikliği gereklidir. Bazen az, bazen de çok; ancak gündüze oranla kesin bir değişiklik. Yeni renkler deneyerek ve çok net olmayan parıltılar ekleyerek bir “çabuk-değişme” sanatçısı olun ! Ama unutmayın, şık bir görünüm elde etmenin sırrı hoş ve taze makyajda saklıdır; fazla makyajda değil.

- Makyajınız nereye gittiğiniz ve gecenin tarzına bağlıdır. “İki dirhem bir çekirdek” giyindiğiniz zaman göz ve dudaklarınız daha belirgin olmalı. Restoranda yenecek bir yemek için ise daha esrarengiz bir değişiklik yapılmalı. Ancak her durumda sade olmaya özen gösterin. Sadelik her zaman ağır bir makyajdan daha modern ve hoş görünür. - Biraz parlaklık, doğal görünümden özel görünüme geçmeniz için gereken şey olabilir. Göz kapaklarınızda parıltılı farlar deneyin. Tırnaklarınıza ise soluk ve opal ojeler uygulayın. Ojenizin rengine uygun ama daha parlak ve yoğun bir rujun üzerine süreceğiniz parlatıcı, makyajınıza son noktayı koyacaktır. - Eğer resminiz çekilecekse dudak ve gözlerinizi vurgulamaya dikkat edin, ancak fazla koyu tonlardan da kaçının. Flaş ışıkları pembe tonları belirginleştirir, bu nedenle sarı bazlı fondöten ve pudra kullanın. Tüm renkleri süzdüğü için saydam pudralardan kaçının. Çekimin hemen öncesinde cildinizi pudra ile rötuşlayın; parlak bir cilt fotoğraflarda yağlı görünür.


- Fondöten: Gece veya gündüz fark etmez. Cilt renginize uyumlu olun. Ancak kış sezonunda omuz veya kollar daha açık renk ise bir ton açık fondöten seçin. Fondöten sonrası mutlaka yüzünüzü pudralayın. - Gözler: Daha dramatik bir görünüm elde etmek için cilt renginizle kontrast oluşturacak renkler uygulayın. Eyeliner veya göz kalemi kullanmıyorsanız, gözlerinizi vurgulamak için bir fırçayla kirpik çizgisini gölgeleyin. En az iki kat rimel uygulayın. - Dudaklar: Gün boyu kullandığınız renklerden daha yoğun bir renk seçerek dudaklarınızı belirginleştirin, ancak aynı tonlara sadık kalın. Eğer daha ilgi çekici olmak istiyorsanız, kırmızı veya moru deneyin. Mat bir ruj sürdüyseniz, bir lip gloss ile parlaklık verin. Rujunuzun dağılmaması için dudak çevrenize dudak kalemi kullanmayı unutmayın.


- Dekolte: Bakımlı ve sağlıklı bir görünüm için açıkta kalan tüm cilt bölgelerinizi nemlendirin. Eğer boyun ve göğüs kısmınız açık olacaksa, bu bölgelere hafif bir bronz pudra veya koyu bir yüz pudrası sürün. Belirgin bir hat oluşturmamak için sürdüğünüz rengi çeneden aşağıya doğru kademeli olarak uygulayın. Omuz veya göğsünüze altın ya da gümüş sim uygulamaktan kaçının.

En güzel olun....

En güzel siz olun

Saç ve cilt bakımı ile makyaj yapımının incelikleri konusunda söylenen her şeyi unutun... Bütün kadınların ihtiyacı olan basit ama çözüme ulaştıran bu güzellik tüyoları ile bakımlı ve etkileyici bir görünüme kavuşmanız hiç de zor değil!

Güzellik ve bakım üzerine çok şey yazılıp çiziliyor... Eğer siz de bu kadar öneriden hangisini değerlendirmem gerekiyor diyenlerdenseniz, Cosmopolitan dergisinin ekim sayısında sayfalarına taşıdığı tüm zamanların en gözde güzellik önerilerine göz atın. Saç bakımında uygulanması gereken basit önerilerden hangi göz tipine hangi makyajın yapılması gerektiğine, en etkili cilt bakımı sırlarından büyüleyici görünen dudaklara kadar verilen ufak püf noktaları ile harikalar yaratacaksınız...


Saçlarınızın kolay şekil alması için... * Saçınıza seksi bir dolgunluk kazandırmak için, kuruturken yuvarlak fön fırçanızı dik bir şeklide iki parmak kalınlığında saçınıza dolayın ve fön çekin. * Kuaförünüzden saç uçlarınızı incelterek kesmesini isteyin. * Saçınızı düz veya hafif dalgalı bir biçime sokmak için kuruturken fırça kullanmayın ki doğal bir görünüm kazansın. * Mükemmel bir röfleye sahip olmak için kuaförünüze aynı renk grubunun değişik tonlarını kullanmasını söyleyin. Böylece saçlarınız derinlik kazanır. * Saçınızı forma sokmanın en kolay yolu saçınız nemliyken silikon içeren bir serum uygulamaktır. * Mükemmel bir at kuyruğu yapmak için saçı toplamadan önce saç diplerine sprey sıkmalısınız. * Kuru olan saça şekil vermek için saçınızı öne atıp, saç diplerine sprey sıkın. Böylece saçlarınızı geri attığınız zaman hoş bir form oluştuğunu göreceksiniz. * Saçınızdaki düzgün olmayan dalgaları daha düzgün bir forma getirmek için nemli olan saçınıza düzleştirici serum uygulayın. Daha sonra, bir parmak genişliğinde birer tutam saçı dolayıp kendiliğinden kurumaya bırakın, son olarak bukleleri yumuşak bir şekilde elinizle ayırın. * Eğer saçınızı yukarıdan topluyorsanız kuaförünüze saçınıza yapacağı röfleleri saçınızın alt kısmına uygulamasını söyleyin. Bu şekilde at kuyruğunuz bir ışıltı kazanacaktır. * Saçlarınıza seksi bir görünüm kazandırmak istiyorsanız bir parça jöleyi iki avucunuza alıp, parmaklarınız tarak görevi görecek şekilde yukarıdan aşağıya doğru tarayın. * Saçlarınızı kuruturken dipten dışa doğru ters bir şekilde taradığınız takdirde saçlarınız daha dolgun bir görünüm kazanacaktır. * Gece çıkmadan önce saçınıza parlaklık kazandırmak için bir allık fırçası yardımıyla far veya allığınızı saçınıza sürün. * Saçlarınızı yıkarken şampuanı sadece diplere, kremi ise uçlara sürün, bu saçınızın kurumasını engelleyecektir. Göz makyajı için farklı efektler * Gözünüze ilk önce açık gri bir eyeliner çekin. Daha sonra açık mavi bir far alarak gözünüzün iç köşesine ve kaşınızın alt kısmına sürün. * Gözünüze altın parlaklığı kazandırmak için bronz renkte bir göz farını gözkapağınızın tam üstüne sürün. * Gözlerinizi daha büyük ve parlak göstermek istiyorsanız bir kat siyah rimelin üzerine bir kat lacivert rimel sürün, bu gözlerinizin beyazını ortaya çıkaracaktır. * Rimeli kirpiklerinizin en dibinden başlayarak ve yavaşça sürün. * Gözkapağınızın iç tarafına siyah eyeliner çekerek gözünüzü birkaç kez kırpıştırın. Bu, gözünüzün alt kısmına da yayılıp doğal bir görünüm kazanmasını sağlayacaktır. * Gözünüzün mükemmel görünmesi için ilk olarak gözkapağınızın üzerine ve gözünüzün iç köşe kısımlarına kapatıcı sürün. * Kirpiklerinizin uzun görünmesi için rimeli ilk olarak kirpiklerinizin uç kısımlarına sürün, kuruduktan sonra ikinci ve üçüncü katları dipten uca doğru sürün


En güzel cilt sizinki olacak! * Yatmadan önce yüzünüzü yıkadıktan sonra lavaboya doğru eğilerek kafanızı bir havluyla örtün. Sıcak suyu akıtarak buharın yüzünüze gelmesini sağlayın ve maske uygulayın. * Pürüzsüz bir görünüm için fondöteninizi sıvı bronzlaştırıcı veya nemlendiriciyle karıştırarak sürün. * Bronz bir görünüm kazanmak için elmacık kemiklerinize dore simler içeren terra cotta bir allığı yuvarlak bir fırça ile sürün. * Elmacık kemiklerinizi belirginleştirmek için ilk olarak teninizin renginde bir pudra sürün. Üzerine gül kurusu tonunda krem allık uygulayın. Son olarak allıkla elmacık kemiklerinin üstüne aşağıdan yukarı doğru hat çekin. * Makyajınızı uzun süre korumak için elmacık kemiklerinize ilk olarak krem fondöten, daha sonra üzerine toz pudra sürün. * Pürüzsüz bir cilt için şeftaliyi ezin, balla karıştırarak yüzünüze sürün, onbeş dakika beklettikten sonra ılık suyla durulayın. * İlk olarak dudaklarınızın doğal rengine uygun bir kalemle dudak çevrenizi belirginleştirin, ardından kalemden daha açık tonda olan rujunuzu çizdiğiniz kontürün içine sürün. * Dudaklarınızın gün boyu seksi görünümünü kaybetmemesi için rujunuzu sürdükten hemen sonra dudaklarınızı bir kağıt peçeteye bastırın ve üzerine toz pudra sürün. Son olarak parlatıcınızı uygulayın. * Dudaklarınızın dikkat çekmesini istiyorsanız üst dudağınızdaki 'V' bölgesine simli bir parlatıcı sürün. * Dudakları güzel göstermenin en basit yolu herhangi bir ruj üzerine parlatıcı sürmektir. Vücut bakımı ihmale gelmez * Bacaklarınızı tıraş ederken tıraş köpüğünü fırça yardımıyla sürün. * Sağlıklı bir renk elde etmek için solaryuma girin veya banyoda keselendikten sonra bronzlaştırıcı krem kullanın. * İpeksi yumuşaklıkta bir cilt elde etmek için küvetinizdeki suya süt tozu dökün. Laktik asit cildinize yumuşaklık kazandıracaktır. * Bikini bölgesindeki tüylerinizi aldıktan sonra elinize sıvı krem döküp avuç içinizde ıslattıktan sonra o bölgelere sürün. Kremin yatıştırıcı özellikte olmasına dikkat edin. * Dekolte giyindiğinizde göğüs arasına bronz tonlarında allık sürüp, üzerine parlatıcı serpin, ışıl ışıl bir dekolteye sahip olacaksınız. * Yüzünüzde homojen bir görünüm sağlamak için açık renkte fondöten üzerine elmacık kemiklerinizi pembe bir pudrayla canlandırın. * Gümüş simler içeren parlak beyaz bir farı göz kapağınızla kaşınızın arasına sürün. * Bir partide bütün gözlerin üzerinizde olmasını istiyorsanız göz makyajınızın kıyafetinize uygun olmasına özen gösterin. * Kirpiklerinizi daha dolgun göstermek için kirpiklerinizin kenar ya da orta kısmına da takma kirpik takabilirsiniz.....

Göz kalemi kullanımı

Göz kalemi ve eyeliner nasıl kullanılır?

Eyeliner ve göz kalemi kullanmadan önce bilmeniz gereken en önemli şey, her iki malzemenin de mümkün olduğunca ince çizgilerle çizilmesinin gözü daha güzel göstereceğidir.

Siyah göz kalemi, siyah saçlı, esmer tenli bayanlar için çok uygundur. Esmerler dışındaki bayanlarda bu renkte bir göz kalemi ve eyeliner çok koyu sayılabilir. Beyaz tenli kadınlar yumuşak kahverengi ya da gri tonlarını tercih etmelidirler. Gece ise, göze sürülen fara uyan renkli bir kalem tercih edilmelidir.


Eyeliner'ı çok ince uçlu bir fırçayla sürmek güzel bir görüntü oluşturacaktır. Eğer eyeliner sürmeyi bir türlü beceremiyorsanız işte size bir öneri. Mümkün olduğunca aşağıya doğru bakın ve elinizle gerdiğiniz üst gözkapağınızdaki kirpiklerin dibine mümkün olduğunca yakın bir çizgi çekin.


Bu çizgi göz kuyruğunda sona ermeli, dışa doğru uzamamalıdır. Alt gözkapağına kesin bir çizgi çizmek istemiyorsanız, buraya eyeliner'la yanyana noktalar yapın veya eğrilemesine kısa kısa çizgiler çizin. Bazen gözün üst kapağındaki kirpiklerin altına çizgi çizilmesi de hoş bir görünüm kazandırır. Bunun da yine ince ve düzgün olmasına dikkat edin.

Çabuk makyaj

Çok az zamanınız var ve evden hemen çıkmanız gerekiyor bu durumda makyajınız ne olacak?

İşte size, adım adım hızlı makyaj önerileri: Ten Cildiniz donuksa kayısı ve bej tonlarında bir makyaj altı sürün. Göz altlarınızda morluklar, yüzünüzde sivilce ve kızarıklıklar varsa mutlaka bir kapatıcı kullanın. Rengi cildinizden bir ya da iki ton açık olmalı. Kapatıcıyı parmaklarınızla cildinize iyice yedirin. Fondöteninizi uygulayın. Fondöten rengini cildinizle aynı tonda veya yarım ton daha açık seçin. Büyük bir fırça ile pudranızı ve allığınızı sürün.


Göz Üst göz kapağınızın tamamına göz farını sürün. Gözleriniz koyu renk ise ideal far renkleriniz bej ve sedef tonlarıdır. Açık renk gözlerde her renk rahatlıkla kullanılabilir. Gri, siyah ve kahverengi derin bir bakış; mavi ve yeşil tonları ise daha genç bir görünüm verir. Gözleriniz büyükse göz içine, küçükse kirpik diplerinden kalem çekin. Pamuklu çubuk ile çizgiyi dağıtıp gölgelendirin. Kirpiklerinizi tarayın ve iki kat rimel sürün.


Dudak Dudak kalemi kullanıyorsanız, rujunuza uygun bir renkle dudaklarınızı çevreleyin. Fırça ile rujunuzu sürün. Dudaklarınızın tam ortasına bir parça parlatıcı ekleyin.

Göz makyajı

Göz makyajı, gözlerinizi renklendirin

Makyajın en önemli ayrıntılarından biri olan far rengini seçerken dikkatli davranmalısınız.

Mavi gözlüler Gözlerinizin doğal güzelliğini ortaya çıkarmak için, çizelgede mavinin karşısında olan, yani turuncu ailesinden bir ton seçin. "The Color Answer Book" kitabının yazarı Leatrice Eiseman "Toprak renklerinden oluşan turuncular grubu, çikolata kahvesi ve bejlerin yanı sıra, mandalina rengi gibi daha canlı tonları da içerir" diyor. Modeldeki efekti elde etmek istiyorsanız, kahverengi kalemle gözlerinizin alt ve üst kenarlarını çizerek, göz şeklini belirginleştirin. Far için mercan tonlarını tercih edin. Farı göz kapaklarınıza birkaç kat uygulayın ve derinlik vermek için, özellikle göz çizgisinde farı daha belirgin olarak sürün. Gözlerinizi parlak kılmak istiyorsanız, patlıcana çalan kahverengiyi tercih edebilirsiniz. Aynı zamanda füme de mavi gözleri buğulu gösterir. Yeşil gözlüler "Gözleriniz yeşilse, bakışlarınızı keskinleştirmek için, çizelgede yeşilin karşısında olan, kırmızı paletinden bir renk seçebilirsiniz. Pembeler ve sıcak lavanta tonları gözlerinize en iyi giden renklerdir" diyor Kate Hudson'ın makyözü Paul Starr. Kırmızı ailesinden renk seçerken, gözlerinizden daha canlı renklerden kaçının, yoksa gözlerinizi ön plana çıkarmak yerine, tam tersine onların soluk kalmasına neden olacaksınız. Starr'dan bir öneri daha: "Siyah likit kalem kullanırsanız, uçuk tondaki farla son derece seksi bir kontrast elde edersiniz." Ayrıca açık sarıya çalan bakır tonlarını çok ince bir şekilde kullanırsanız ilgi çekici bir makyaj sağlayabilirsiniz.


Kahverengi gözlüler Kahverengi gözlerinizin sıradan olduğunu asla düşünmeyin. Yapmanız gereken tek şey, mavi renk kullanarak, onları ön plana çıkarmak. Kahverenginin kontrastı olan mavi, gözlerinizi son derece çekici gösterecek. "Zengin bir kobalt, parlak bir gök mavisi veya uçuk bir bebek mavisi kullanabilirsiniz." diyor Janet Jackson ve Jennifer Anniston'un makyözü BJ Gillian. Işıltılı bir mavi tercih ediyorsanız, daha dramatik bir efekt için, gözünüzün alt tarafını koyu bir mavi kalemle çizerek, kalemin üzerine açık renkteki farı sürün. Ancak daha doğal bir bakış elde etmek istiyorsanız, haki ve kahverengi tonlar da kullanabilirsiniz. Gri-mavi gözler Göz kapaklarında asker yeşili far kullanılabilir. Asker yeşili bu renk gözleri daha çok öne çıkarır, çok doğal durur.


Mavi-yeşil gözler Gece mavisi bu göz rengini daha çok vurgular. Yalnız gece mavisini transparan şeklinde kullanmayı tercih edin, yani abartıya kaçmayın, hafif sürmeye dikkat edin. Gri gözler Jean mavisi gri gözleri ön plana çıkarır. Ama bu göz rengi için inci beyazı ya da opal rengi de son zamanlarda çok fazla tercih ediliyor. Gri-yeşil gözler Gül kurusu gri ve yeşil karışımı gözler için idealdir ama gözün üstünü de siyah bir eye liner ile belirginleştirin. Ayrıca gümüş ya da azur renklerini ayrı ayrı ya da kombine ederek kullanmak da çok beğeniliyor. Ela gözler Kahverengi tonları bu göz rengini belirginleştirir. Yalnız kahverengi tonlarını göz kapağı ve kaş kenarına doğru farklı tonlarda kullanmak daha doğru olur.

Dudaklarınız artık daha çekici!

Dudaklarınız artık daha çekici!

Renkler, parlaklık, ipuçları, hileler ve bu sıcak havalarda dudaklarınızın çekiciliğini artırmak için yapmanız gerekenler!

Kış boyunca dudaklarınızda kullandığınız renkler, sizi yazın inanılmaz lezzetli gösterecek olan renklerden çok farklıdır. Yüzünüz biraz renklendiğinde pastel renkli rujlar bile işe yarayacaktır. Yaz için favori tonlar bej ve toz pembesi. Eğer amacınız güçlü bir kadın imajı çizmekse, klasik mat kırmızı rujdan vazgeçmeyin. Dudaklara acil bakım Dudak bakımı yaz aylarında, kışın olduğu gibi bütün zamanınızı alan bir işlem değildir. Kurutan ısıtma sisteminden ve dudaklarınızı parçalayan kış soğuğundan uzakta olsanız da bu sefer dudaklarınızın büyük düşmanı güneş oluyor. Dudakların doğal koruması yoktur ve dudaklardaki deri o kadar incedir ki sadece ruj ve parlatıcı sürmek güneş yanmalarına ve çatlaklara davetiyedir. Önemli olan dudaklarınızı nemli tutabilmek. Bunu yapmak için çok fazla su içmek gerek. Dudaklarınızı sürekli nemli tutmak için bir makyaj hilesi de, nemlendiriciyi dudaklarınıza sürmek ve kuru bir diş fırçasıyla fırçalamaktır.


Parlak mı, mat mı? Bu ateşli bir tartışma konusu. Parlaklığı savunan makyaj uzmanları bir rujun ne kadar şeffaflığı varsa dudaklara o kadar çok boyut ve gerçeklik verdiğini savunuyor. Matlığı savunanlar ise sıcak pembe ve gerçek kırmızı gibi bazı renklerin mat varyasyonlarının daha güzel durduğunu savunuyor. Eğer ille de mat ruj kullanmakta kararlıysanız, nemlendirici özelliği olan rujları seçin. Önce dudaklarınıza nemlendirici sürün ve daha sonra rengi parmaklarınızla dudaklarınıza yedirin. Ruj sürme tüyoları Ruju parmaklarınızla veya doğrudan tüpten sürerseniz, dudaklarınıza daha doğal bir hava verebilirsiniz. Dudaklarınızın şeklini iyice bilmelisiniz. Ruju ortadan başlayarak sürün. Ruj fırçasını ileri ve geri hareket ettirin. Turuncu tonları dişlerin sararmış gözükmesine neden olabilir.


Yumuşak dudaklar Sıcak yaz günlerinin dudaklarınız iç in gizli silahı nemlendiricilerdir. Çantanızda her zaman iyi cinsinden bir nemlendirici bulundurmalısınız. Yazın nemlendiriciler tedavi ürünü olmaktan çıkıp makyaj malzemesi haline dönüşüyor. Ruj sürmeyi sevmeyen biri olsanız dahi dudaklarınıza sadece nemlendirici sürererek muhteşem bir görüntüye sahip olabilirsiniz. Dudakların parlaklığı Makyaj uzmanlarının mükemmel yaz dudakları için duymak istedikleri en doğru sıfat: 'Nemli.' Bunun sebebi ise yazın tenininizin daha çıplak ve nemli olması ve bu yüzden dudaklarınızın da bunu yansıtması. Dikkat etmeniz gereken şey ise fazlasıyla parlatıcıya bulanmış dudakların öpüşmeyi bir kabusa dönüştürmesi ve saçınıza yapışması..

Makyajı hatasız yap

Makyajı hatasız yapın...


Kadınların en büyük güzellik sırrıdır makyaj. Cildinizdeki kusurları kapatır, kendinizi iyi hissettirir. Fakat bazen öyle hatalar yapılır ki makyaj sizi güzelleştirmekten çok çirkinleştirir. Bir güzellik adımı daha atmadan makyaj yaparken yapılan hataları gözden geçirin...

Dudak kaleminin koyu renk olması - Koyu renk bir dudak kalemi ancak koyu renk bir rujla işe yarar. Başka türlü dudağınızın üstüne bir halka çizilmiş gibi durur. Bu hatayı düzeltmek için açık renk bir dudak kalemi ile dudak etrafındaki gölgeleri alın. Nemlendiriciden hemen sonra makyaja başlamak - Pudra, fondöten ya da kapatıcıdan hemen once nemlendirici sürdüyseniz makyajınız her yere bulaşır ve renkler birbirine girer. Bu hatanın tekrarlanmaması için nemlendiriciyi sürdükten sonra 10 dakika bekleyin.


Çok açık renk kapatıcı kullanmak - Kapatıcının amacı yüzünüzde saklanması gereken lekeleri, göz altındaki morlukları yok etmektir. Eğer teninizden çok daha açık renk bir kapatıcı kullanırsanız saklamak istediğiniz bölge daha çok göz önüne çıkar. Bu hatayı düzeltmek için cildinize uyan bir kapatıcı alın; mesela cildinizin bir ton açığı olabilir.


Allığın çok koyu renk olması - Elmacık kemiklerinizi belirginleştirmek için koyu renk allık kullanırsanız emin olun istediğinizden çok daha fazla dikkat çeker. Ve koyu renk allık yüzünüzü kirli gibi gösterir. Doğal bir görünüm için çok koyu olmayan bir allık kullanın. Çok parlak renkler kullanmak - Koyu pembe ya da turuncu özel bir gün için ideal seçim olabilir fakat günlük yaşantınızda bu renkler sizi hem çok abartılı hem de daha yaşlı gösterir. Bu hatayı düzeltmek için günlük hayatta daha doğal renkleri tercih edin; örneğin kahverengi, bej gibi. Bu tonlar her cilt tipine uyar.

Saçlarınızı Canlandır

Sıcak Yağ Tedavisi Kurumuş ve yıpranmış saçları en iyi canlandırma yöntemi zeytinyağı tedavisidir. Saçlarınıza parlaklık vermek ve beslemek için 2 çorba kaşığı zeytinyağını ısıtın. Bunu yavaş yavaş tüm saç derinize yedirin. Sıcak suda ıslattığınız bir havluyu sıktıktan sonra bir türban gibi başınıza sarın. Havlu soğurken bu işlemi iki veya üç defa tekrarlayarak, başın yağı iyice emmesini sağlayın. Sonra saçlarınızı yıkayarak, iyice durulayın. Bu bakım türü, özellikle çabuk kırılan saçlar için çok yararlıdır. Hintyağı Tedavisi Yarım çay fincanı hintyağını ısıttıktan sonra baş derinizi ovarak saçınızın yağı emmesini sağlayın. Yavaş yavaş tarayacağınız saçlarınızı kaynar suya batırırıp sıktığınız havluyla sarın. Bu işlemi yaptıktan sonra yarım saat kadar bekleyip şampuanla yıkayın. Bu tedavi, fazla ince, çabuk kırılan, kuru saçlara iyi gelir. Zeytinyağı ve Bal Tedavisi Yarım çay fincanı yeşil zeytinyağıyla bir çay fincanı süzme balı karıştırın. Bu sıvıyı iyice sallayıp çalkalayın ve bir kaç gün dinlenmeye bırakın

Daha sonra bu karışımı baş derisinize ovarak ve tarayarak yedirin. Ancak bu işlemi yaparken tarağın dişlerinin baş derinize batmamasına özen gösterin. Başınıza bir naylon torba geçirerek, başın sıcaklığını muhafaza etmeyi sağlayın. Karışımı başınızda yarım saat beklettikten sonra, saçlarınızı bol suyla durulayın. Bu işlem, koyu renk saçların ışıltılı bir hal alıp parlamasını sağlar. Protein Tedavisi Yumurta ile yapılacak protein tedavisi hemen hemen her tür saç için uygundur. İki yumurtayı çırpın ve içine yavaş yavaş bir çorba kaşığı zeytinyağı, bir çorba kaşığı gliserin, bir çorba kaşığı sirke (mümkünse elma sirkesi) ilave edin. Saçınızı bir kez şampuanladıktan sonra saçlarınıza bu karışımı sürüp 15-20 dakika bekleyin. Saçlarınızı iyice duruladıktan sonra saçlarınızın çok kısa sürede canlandığını fark edeceksiniz.


Kakao Yağı Tedavisi Koyu renk saçlı kişilerin uygulayabileceği bir başka bakım yöntemi ise aşağıda anlatılan bu karışımdır. İçinde su kaynayan genişçe bir tencerenin içine daha küçük bir kabı oturtun. Yarım çay fincanı ayçiçeği yağını, 1 çorba kaşığı kakao yağını, 1 çorba kaşığı susuz lanolini bu ikinci kabın içinde eritin. Bütün bu yağlar eriyince, kabı kaynar suyun içinden alın ve karışımı iyice çırpın. Bu karışımdan 1 çorba kaşığı kadarını alarak buna 1 çorba kaşığı su katın, iyice karıştırın. Bu sıvıyı ovarak başınıza sürün ve bu durumda 15 dakika ile yarım saat arasında bekleyin. Ardından saçınızı yıkayıp durulayın. Bu tedavi koyu renk saçlara yeni bir canlılık ve parlaklık verir.


Mayonez Tedavisi Kuru saçların en büyük ihtiyacı saç derisinin tıkanmış olmasından dolayı kaynaklanan yağ eksikliğidir. Bu açığı gidermek için mayonez tedavisi uzmanlar tarafından önerilen bir bakım türüdür. Bir yumurtayı, 1 çorba kaşığı sirkeyi, 2 çorba kaşığı bitkisel yağı, işe koyulmadan hemen önce karıştırarak çırpın. Bu karışımı baş derinize ovarak iyice içirin. Ardından saçlarınızı tarayarak bütün karışımın saçlarınıza eşit yayılmasını sağlayın. 15 dakika böyle bekledikten sonra saçlarınızı yıkayarak durulayın. Bu tedavi baş derisine nem kazandırılmasına yardım eder, kuru saçın yağla beslenmesini sağlar.

Saç dökülmesi

Saç dökülmesi yaygın ve sık görülen bir sağlık sorunudur. Yaşamınızın herhangi bir döneminde bu sorunu siz de yaşayabilirsiniz.

Araştırmalar, saç dökülmesinin kadınlarda da görüldüğünü, 20 yaşın üzerindeki her kadının, yaşamının herhangi bir döneminde saç dökülmesi nedeniyle tıbbi yardıma ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Son yıllarda tıbbi küf olarak tanımlanan özel bir küfün ise özellikle kadınlarda sık görülen hormonal olmayan saç dökülmelerinde son derece etkin bir tedavi aracı olduğunu gösteren güvenilir çalışmalar var.


Saçın esas maddesi keratin’dir. Saçlarınızı beslemek, sağlıklı ve parlak saçlara sahip olmak istiyorsanız bir kuralı hiç unutmamalısınız: Saç sadece kökünden beslenir. Saçlarınızı daha iyi beslemek için işe, doğru ve dengeli bir beslenme planı yaparak başlamalısınız. Dışarıdan yapacağınız çabalardan sonuç alamazsınız. Saç bakımı ürünleri saçın yıpranmış görüntüsünde kısa süreli değişmeler dışında pek yarar sağlamazlar. Bu ürünlerle saçlarınızı daha temiz ve bakımlı tutabilir, dış etkilerin oluşturduğu yıpranmanın sonuçlarını bir süre gizleyebilirsiniz. Saç bakım ürünleri ile saçınıza sadece bir dış bakım sağlayabilirsiniz. Bir kez daha hatırlatalım: Saçınız için gerekli olan besin unsurları saça sadece kan yolu ile ulaşabilirler. Saçınız için gerekli besin unsurlarını ağız yolu ile doğal besinler veya besin destekleri ile alabilirsiniz.


Saç dökülmelerinin hormonal, metabolik, mikrobik pek çok sebepleri var. Sorunun kaynağını araştırın. Demir, çinko veya başka bir besin unsurunun yetersiz alımı ile ilişkili olup olmadığını öğrenin. Yanlış planlanmış dengesiz ve çok düşük kalorili diyetlerin de saçınızı dökebileceğini unutmayın. Sorunu, saçlarınızın ihtiyaç duyduğu vitamin, mineral ve proteinlerin ona yalnızca kan dolaşımı ile ulaşabileceğini unutmadan çözmeyi deneyin. Saç dökülmeniz beslenmenize ilişkin sorunlardan kaynaklanıyorsa, kalsiyum, çinko, selenyum gibi minerallerin, p-aminobenzoik asit, keratin, sistin ve tiamin gibi besin unsurlarını ihtiva eden bazı hazır ürünlerin veya besinlerin ağız yoluyla alımı halinde yardımcı olabileceklerinden şüphe etmeyin! Bir hatırlatma Son yıllarda tıbbi küf olarak tanımlanan özel bir küfün özellikle kadınlarda sık görülen hormonal olmayan saç dökülmelerinde son derece etkin bir tedavi aracı olduğunu gösteren güvenilir çalışmalar var. Bu küf, ilk kez 1970’li yıllarda Almanya’da kullanıma verildi. Tıbbi küfün tiamin, keratin ve sistin ile birlikte kullanımının daha etkili olduğunu ise 1990 sonrasında yapılan yeni ve güvenilir çalışmalar gösterdi. Saç dökülmesini durdurmak, saç hasarını önlemek istiyorsanız çözümün dıştan değil içten geldiğini unutmayın. Önce doğru ve dengeli bir beslenme planı yapın, stresten, üzüntüden, uykusuzluktan uzak bir yaşam planı yapın. Gerektiğinde bir uzman danışmanlığı alarak yukarıda belirtilen besin unsurlarını bir arada içeren yeni ve etkili ürünlerden yararlanın. Saç kaybını artıran etkenler Tükenmişlik durumu, stres Ateş, enfeksiyonlar Tiroid bozukluğu gibi bazı hormonel ve metabolik hastalıklar (Tiroid bezi tembelliği) Kansızlık Mevsimsel dökülmeler Hamilelik ve emzirme dönemleri Beslenme bozuklukları, bilinçsiz ve ağır sık tekrarlanan diyet rejimleri, alkol bağımlılığı Kanser tedavileri gibi ilaçların kullanımı Zehirlenmeler Radyasyon Gerçekler ve rakamalar Saç sayısı: Her insanda 100.000 - 150.000 Saç yoğunluğu: 200/cm² Çapı: 0.1 mm Her bir saç telinin aylık uzama miktarı: 1 cm Bir günde toplam saç uzaması: 20-30 m Günde kaybedilen toplam saç sayısı: 50-100

Saç bakımı için doğal yöntem

Saç bakımı için doğal yöntemler


Herkes uzun ve sağlıklı bir saça sahip olmak için onu sürekli kestirmeniz gerektiğini duyarsınız. Aslında sürekli saçınızı kestirmek sadece onun daha kısa olmasını sağlar. Sağlıklı olması ile hiçbir ilgisi yoktur.

Saç uzunluğu kafanızın şekli ve genişliği ile orantılıdır ve yeni teknolojilerle bile bunu değiştirmenize olanak yoktur. Sağlıklı ya da sağlıksız saç yoktur. Saçımız aslında ölüdür. Ölü olmasaydı kesildiğinde canımız yanmazmıydı? Eğer saçlarınızın ucu kırılmamışsa ya da boyama yüzünden hasar görmemişse onu sürekli kestirip sağlıklı ve uzun yapmaya çalışmak yanlış bir şey. Sadece stil değişikliği düşünenler için sık saç kestirilmesi önerilebilir. Saçınızın sağlıklı olması için yapabilecekleriniz: - Günlük olarak pahalı olmayan bir Vitamin (One-A-Day) alın. - Saçınızı fazla taramayın. Sadece gerektiğinde şekil vermek için tarayın. - Kaliteli bir tarak ya da fırça kullanın. Keskin metal ya da plastik uçlar saçlarınızın uçlarının kırılmasına neden olur.


Kaliteli saç ürünleri kullanın. Çoğu alışveriş merkezlerinde satılan şampuan ve saç ürünleri aslında birçok kötü kimyasal maddeyi içlerinde bulunduruyor. Mesela 'ammonium laurel sulfate' , ya da silikon içeren ürünler saçınızı kurutarak daha kolay kırılmasına neden olabiliyor. İçlerinde birçok koruyucu madde bulunduğunu iddia eden bu ürünler saçınız için aslında en büyük tehlikeyi oluşturuyor. - Saçınızı sıkı bantlarla toplamayın. Bırakın rahat kalsın. Bu tür toplama şekilleri de kırılmalara neden oluyor.


Sıcak yağ tedavisi Kurumuş ve yıpranmış saçları en iyi canlandırma yöntemi zeytinyağı tedavisidir. Saçlarınıza parlaklık vermek ve beslemek için 2 çorba kaşığı zeytinyağını ısıtın. Bunu yavaş yavaş tüm saç derinize yedirin. Sıcak suda ıslattığınız bir havluyu sıktıktan sonra bir türban gibi başınıza sarın. Havlu soğurken bu işlemi iki veya üç defa tekrarlayarak, başın yağı iyice emmesini sağlayın. Sonra saçlarınızı yıkayarak, iyice durulayın. Bu bakım türü, özellikle çabuk kırılan saçlar için çok yararlıdır. Hintyağı tedavisi Yarım çay fincanı hintyağını ısıttıktan sonra baş derinizi ovarak saçınızın yağı emmesini sağlayın. Yavaş yavaş tarayacağınız saçlarınızı kaynar suya batırırıp sıktığınız havluyla sarın. Bu işlemi yaptıktan sonra yarım saat kadar bekleyip şampuanla yıkayın. Bu tedavi, fazla ince, çabuk kırılan, kuru saçlara iyi gelir. Zeytinyağı ve bal tedavisi Yarım çay fincanı yeşil zeytinyağıyla bir çay fincanı süzme balı karıştırın. Bu sıvıyı iyice sallayıp çalkalayın ve bir kaç gün dinlenmeye bırakın. Daha sonra bu karışımı baş derisinize ovarak ve tarayarak yedirin. Ancak bu işlemi yaparken tarağın dişlerinin baş derinize batmamasına özen gösterin. Başınıza bir naylon torba geçirerek, başın sıcaklığını muhafaza etmeyi sağlayın. Karışımı başınızda yarım saat beklettikten sonra, saçlarınızı bol suyla durulayın. Bu işlem, koyu renk saçların ışıltılı bir hal alıp parlamasını sağlar. Protein tedavisi Yumurta ile yapılacak protein tedavisi hemen hemen her tür saç için uygundur. İki yumurtayı çırpın ve içine yavaş yavaş bir çorba kaşığı zeytinyağı, bir çorba kaşığı gliserin, bir çorba kaşığı sirke (mümkünse elma sirkesi) ilave edin. Saçınızı bir kez şampuanladıktan sonra saçlarınıza bu karışımı sürüp 15-20 dakika bekleyin. Saçlarınızı iyice duruladıktan sonra saçlarınızın çok kısa sürede canlandığını fark edeceksiniz. Kakao yağı tedavisi Koyu renk saçlı kişilerin uygulayabileceği bir başka bakım yöntemi ise aşağıda anlatılan bu karışımdır. İçinde su kaynayan genişçe bir tencerenin içine daha küçük bir kabı oturtun. Yarım çay fincanı ayçiçeği yağını, 1 çorba kaşığı kakao yağını, 1 çorba kaşığı susuz lanolini bu ikinci kabın içinde eritin. Bütün bu yağlar eriyince, kabı kaynar suyun içinden alın ve karışımı iyice çırpın. Bu karışımdan 1 çorba kaşığı kadarını alarak buna 1 çorba kaşığı su katın, iyice karıştırın. Bu sıvıyı ovarak başınıza sürün ve bu durumda 15 dakika ile yarım saat arasında bekleyin. Ardından saçınızı yıkayıp durulayın. Bu tedavi koyu renk saçlara yeni bir canlılık vede parlaklık verir.

Hangi yüze hangi saç modeli

1-Yuvarlak Yüz: Dengeli yumuşak bir yüz yapısıdır.Suratta değişiklik yapmaz. Ama yüzünüzün yuvarlaklığından şikayetçi iseniz ve bunu biraz olsun inceltmek istiyorsanız saçınızın volümünü yüksek tutacak modelleri tercih etmelisiniz. Böylece saçınız ön planda olup,yüzünüzün yuvarlaklığı biraz olsun azalacaktır.Yüzünüzün hatlarına göre öne doğru kesilmiş tutamlarda yüzünüzü biraz olsun inceltecektir. 2-Kare Yüz: Kare yüz yapısıda yuvarlak yüz gibi dengelidir. Sertlik ön plandadır. Kare bir yüze saç kesimi yaparken eğer yüz şeklinizi değiştirmek istemiyorsanız size en uygun olanı yine kare bir kesimdir. Fakat yüzünüzdeki ifadeyi yumuşatmak, dengelemek istiyorsanız saçınıza yuvarlak modeller kestirmelisiniz.Bunu yaparken saçınıza yuvarlak bir kesimli kahkül ve şakaklarınıza inen saç tutamları yaptırabilirsiniz. 3-Diktörtgen Yüz: Suratta değişiklik yapan ama fazla değiştirmiyen bir yüz şeklidir. Eğer yüzünüzü biraz kısalmak amacı ile kesim düşünüyorsanız çene kemiğini geçmeyecek şekilde kesim yaptırabilsiniz. Şakak kemiğini örtecek şekilde kesilen kesimler ile dengeli,uyumlu saç modellerine sahip olabilirsiniz. 4-Enine Diktörtgen Yüz: Bu yüz şeklinde yüzünüzü biraz uzatmak ver şakak kemiklerinizin ön plana çıkmasını istemiyorsanız uzun saç modelleri ya da saçınızda yukarlara verilecek volümlerle saçınızın biçimini dikdörtgen şeklinde kesimler vasıtası ile yüzünüzü inceltebilir ve yüz yapınızda birazda olsun değişiklikler yapabilirsiniz. 5-Ters Üçgen Yüz: Surat yapısını tamamen değiştirebilen yüz şeklidir.Bu tip yüz şekillerinde daha modern kesimler yapmak mümkündür. Makyaj için ise en elverişli yüz biçimidir. Kişileri çok enerji dolu gösteren bu yüz şekline eğer yüz biçimini değiştirmeden daha bir güçlülük katmak istiyorsanız, saçınızın yanlarını ve enselerini kısa kestirerek ,saç tepesine volüm vererek kesilen saç modellerini tercih etmelisiniz. Ama kendinize biraz dengeli,uyumlu ve yumuşak bir yüz ifadesi vermek istiyorsanız tam tersi enselerde daha çok volümü olan ve saçın tepesine doğru volümü azaltılmış saç modellerini tercih etmelisiniz.


6-Üçgen Yüz: Saç şeklinde daha negatif olan bir yüz biçimidir. Kişileri enerjisi zayıflamış ve yorgun gösterir. Bu tip yüz şekillerinde negatif olan yüz biçimini saçınıza verilecek pozitif enerji ile dengelemelisiniz. Bunu enselerde saçı azaltarak şakak kemiğindeki bölgeden saç tepesine doğru volümü arttırarak yaptırabilirsiniz. Küçük kare kesimler yaptırabilirsiniz. 7-Baklava Yüz: Bu yüz biçiminde saçınıza uzun, kısa, düz, dalgalı, kahküllü modelleri uygulayabilirsiniz. Sadece bunları uygularken kuaförünüz ile diyalog kurarak boyunuza,kilonuza ya da yüzünüzde nerenin ön planda, nereniz arka planda kalmasına karar vererek saç modelinizi bulmalısınız. Dikkat Edilmesi Gerekenler: Yüz şekline göre saç kesilirken kuaförünüzle uzun uzun bir diyalog yapmalı, yüzünüzü mü, saçınızı mı ön plana çıkarmak istediğinizi belirtmeli, kilo, boy, giyim tarzınız ve hatta kişiliğinizi bile konuşmalı ve ona göre saç kesimi yaptırmalısınız......

Tüm yönleriyle saç boyama

Kimyasal boyalar mı yoksa doğal boyalar mı, hangisini seçmeli? Saç rengini değiştirmek, beyazları gizlemek veya sadece bir ışıltı yaratmak için... En uygun saç boyası nasıl seçilir? Hangi metoda öncelik tanınmalı? Saç sağlığına zarar vermeden nasıl kullanmak lazım? Güzel günlerin şerefine saçlarınıza eğlence katın!

Kına çok popülerdir. Kınanın avantajı çivit, papatya gibi diğer doğal boyaların saç sağlığına verebileceği tehlikelerin hiçbirini bulundurmamasıdır. Kına en fazla tanınan doğal saç boyasıdır.


Hem saç boyası hem de dövme yapımında kullanılan kına; Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Hindistan’da yetiştirilen bir bitkiden elde edilir. Bu bitkiden elde edilen renkler sarıdan kırmızıya kadar değişirken esmer veya turuncu tonlarından geçer. Bunlar da maun ve kumral yansımalar elde edilmesine neden olur.


Birçok doğal boya kına kullanılarak yapılır. Ancak, bu bitki fazla bir renk seçeneği sunmaz; bu nedenle bazı üreticiler kına ile çivit gibi farklı karışımlar yoluna gider. Doğal boyalar saç telinin içine nüfuz etmez, beyaz saçı tam olarak kapatamaz. Ancak saça bir ışıltı ve dolgunluk kazandırır. Dolayısıyla saça bakım yapmaları nedeniyle avantajlıdır. Eğer saçınızı boyamak değil de sadece kuvvetlendirmek istiyorsanız nötr kına uygulayın: boya maddelerinden arınmış kına saçınızı boyamaz. Doğal boyaların özelliği, sentez ile elde edilmiş boyalarınkine oranla çok daha ufak olan molekülleridir. Bu özellik onların saç telinin tümüne ve özellikle saç telini oluşturan kabuğa nüfuz etmelerini sağlar. Böylece direkt boyaların yaptığı gibi saç renginin geneliyle bütünleşirler. Doğal boyalar şampuanlamayla yok olur. Düzenli olarak kullanılırsa yoğunlukları artar; çünkü saçta halen var olan boyanın üzerine tutunurlar. Böylece doğal boyalar, saçın genel bütünlüğünü bozmadan saç renginin sabit tutulabilmesi açısından yararlıdır. Kimyasal boyalara oranla daha uzun bir bekleme süresiyle uygulanmalıdırlar. Bu süre genellikle bir saat olmasına rağmen, her şey saçınızın doğal rengi ve kalitesine bağlı olarak dikkatle uygulanmalıdır. Örneğin açık renk saçta “havuç turuncusu” gibi bir sonuç istenmiyorsa, uygulama süresi kısa tutulmalıdır. Doğal boyayla boyanmış bir saça kimyasal boya uygulandığında, kutuda belirtilen süreden daha uzun bir uygulama süresine ihtiyaç vardır. Kimyasal bazlı boyanın kuvvetlenen saça nüfuz etmesi ve bunu aşması daha uzun süre tutar. Beklenen neticeyi almak bazen birkaç denemeyle mümkün olur.

Güzelliğiniz takıntı haline mi geldi

Ayna hastalığı olarak bilinmekte olan dismorfofobide kişi kendi vücudu ile ilgili sürekli eleştirecek birşey bulur vede estetik cerraha koşuyor.

Güzel olmayı herkes ister ancak bu istek bir takıntı halini alır ve kişi kendinde sürekli kusur arayıp bularak mutsuz olmaya başlarsa... Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Teoman Doğan, 'kusursuz güzellik ' imajının yarattığı bir hastalık olan 'dismorfofobi' (halk arasında ayna hastalığı olarak bilinir) hakkında bilgi verdi.


Hastayı dinlemek gerekir Op. Dr. Teoman Doğan 'ameliyat öncesi kişinin öyküsünü dinlemek çok önemlidir. Onu bize getiren nedenleri bilmemiz gerekiyor. Psikolojik durumu gerçekten çok belirleyicidir. Özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde yüzünden veya bedenindeki herhangi bir bölgeden utanan, bu nedenle çevresi tarafından alaya alınan kişilerin duygusal durumları çok hassas olabilmektedir'


Sık sık aynaya bakar Dismorfofobi'si olan bir kişinin estetik operasyon sonrası alınan sonuçtan büyük olasılıkla memnun kalması da mümkün değil. Bu kişiler sürekli aynalarla yakın olmak isterler. Takıntılı derecede kendilerini inceleme halindedirler. Görünümlerinden hoşnut olmadıkları için de aynalara baktıkça depresif ruh halleri artar. Tam aksi de görülebilir. Kişi hiçbir koşulda aynaya bakmayı kabul etmeyebilir. Bu da hastalığın belirtilerindendir. Dr. Doğan'a göre, genellikle burnundan veya göğüslerinden şikayet eden bu kişiler kulaklarının veya kalçalarının büyüklüğünden de yakınırlar. Oysa aslında durum hiç de onların abarttıkları gibi değildir. Ünlülere benzeme hayali Hastalıkta sıklıkla rastlanan bir durum da kişinin kendine rol model olarak ünlüleri alması. Dr. Doğan, bu konu hakkında şunları söylüyor: 'Bu tip hastaların çoğu bir ünlüye benzemek istiyor. Bunun üzerinde durmak lazım. Örneğin, eline Angelina Jolie'nin resimlerini alıp gelmiş bir kadın hasta baştan ayağa Jolie'ye benzemek istediğini söylüyorsa burada bir problem vardır. Böyle bir durumda yapılması gereken kişileri psikiyatrlara yönlendirmektir.

Cildinizde bahar havası

Bu bahar günleri ruhumuzu aydınlatırken, etkisini bazen cildimizde aynı güzellikte göstermiyor. Özellikle de hava kirliliği, stres, yanlış bakım kremleri gibi faktörler eklenince, durum vahim hale gelebiliyor.

Çevremizin yemyeşil bir görüntüye büründüğü, güneşin kendini bizden esirgemediği ılık bahar günleri ruhumuzu aydınlatırken, etkisini bazen cildimizde aynı güzellikte göstermiyor. Özellikle de hava kirliliği, stres, yanlış bakım kremleri gibi faktörler eklenince, durum vahim hale gelebiliyor. Herkes kendini doğanın kucağına bırakıp baharın tadını çıkarırken, siz saklanacak bir yer arıyorsanız, yalnız değilsiniz. Kadın, erkek demeden birçok insan yılın bu aylarında ciddi cilt sorunlarından yakınıyor. Diğer mevsimlerde pek bir problem olmadığı halde, bazılarımızın Nisan başında cildi pul pul dökülüyor ve kızarıklıklar beliriyor. Bunun nedeni elbette sadece bahar değil. Mevsim değişikliği, UV ışınlarının veya dengesiz beslenmenin yol açtığı sıradan cilt sorunları ile birleştiğinde rahatsızlıklar da baş gösteriyor.


Hava kirliliği, stres ve klima İster açık havada olalım ister kapalı mekanlarda, cildimiz bir kez hassaslaşmışsa tepki göstermeye başlar. Çeşitli gaz atıklarının yarattığı hava kirliliği dışarıda bizi tehdit ederken, çoğu işyerinde kullanılan klimalar da alerjik reaksiyonları artırır. Sigara dumanı ve hayatımızın kaçınılmaz bir parçası haline gelen stresi de hafife almamak gerekiyor. Cilt nem dengisini kaybediyor ve kırışıklıklara zemin hazırlanıyor. Kuruluktan şikayetçiyseniz, haftada bir kez peeling yapmak ve düzenli olarak uygun nemlendiriciler kullanmak sorunları büyük ölçüde çözer. Yağlı cilde sahip olanlar üç günde bir peeling yapıp yağ dengesini koruyan kremlere başvurabilir. Her iki durumda da önemli olan; cildi tahriş etmeyecek, antialerjik ürünler kullanmaktır. Kızarıklıklar engellenebilir Özellikle açık ten rengine sahip olanlar kızarıklıklar konusunda çok hassas. En çok yanak, alın, burun ve elmacık kemiklerinde görülen lekemsi renk değişiklikleri baharda polenlerin uçuşması ile artıyor. Ağır vakalar ya da daha önce bu tür sorunları olanların uzman bir doktora başvurması doğru olur. Daha hafif kızarıklık durumlarında önlem almak için cildinizi aşırı sıcak ve soğuktan mümkün olduğunca koruyun. Uzmanlar hamam, sauna, buhar banyosu veya buz küpleri ile yapılan kürlerden uzak durulmasını tavsiye ediyor. Kafeinli ve çok sıcak içecekler de ağırlaştırıcı faktörler arasında. A, E vitaminleri, kolajen tarzı maddeler içeren bakım ürünlerinden de kaçınmaya çalışın. Bu ürünler kan dolaşımını hızlandırdığından, cildin tepkisini ağırlaştırırlar.


Kozmetik ürünlerine dikkat Sürekli kullandığınız nemlendirici veya bakım kremi birden bire ters tepki veriyorsa endişelenmeyin. Öncelikle ürünü kullanmayı bırakın. Bir güzellik uzmanı veya doktora danışabilirsiniz. Bunun dışında kullanmakta olduğunuz nemlendirici veya kremin dermatolojik olarak test edilip edilmediğini ve hangi maddeleri içerdiğini kontrol edin. Hypoalerjik(aşırı hassas) ciltlere uygun ürünler kullanmaya çalışın. Güneş lekeleri sizi üzmesin Tıbben kesin nedeni bilinmeyen ve özellikle bahar ve yaz aylarında ortaya çıkan kahverengi lekeler, mağdurlarını her yıl üzer. Cerrahi bir müdahale ile cildin ilk katmanını soymanın dışında yüzde yüz sonuç getiren bir tedavisi yoktur. Ancak önceden önlem alınabiliyor. Her şeyden önce baharın ilk günlerinden itibaren yüksek koruma faktörlü güneş kremi sürmeyi ihmal etmeyin. Renk açıcı kremler ve leke gidericilerle sorunlu bölgelerin koyulaşmasını önleyebilirsiniz. Bu arada kış aylarında da güneş kremini kullanmaya devam etmekte yarar var. Sivilceler ve akneler Ergenlik çağını bir yetişkin olarak tekrar yaşamak çok sıkıcı. Ne yazık ki bazen hormonlarımız rayından çıktığından veya yediklerimiz ağır geldiğinden pürüzsüz yüzümüz sivilcelerle dolabiliyor. Tedavinin başlayabilmesi için teşhisin doğru yapılması gerekiyor. Bundan dolayı bir uzmana başvurmak en hızlı çözüm yoludur. Ayrıca kullandığınız toniğin az alkol ve aynı zamanda antiseptik içermesine dikkat edin. Lavanta, adaçayı, biberiye, A, E ve F vitamini içeren nemlendiriciler de yağ üretimini azaltır. Yağsız makyaj malzemelerini tercih ediniz...

Cildin maske keşifi


Cilt, 30’lu yaşlara yaklaştıkça daha yoğun bir bakıma ihtiyaç duyuyor. Bu bakımı da ona cildin yapısına ve ihtiyaçlarına göre seçilmiş "maskeler" verebilir. Gençlik, kolajen ya da kil, acaba sizin maskeniz hangisi?

Cilt, 30’lu yaşlara yaklaştıkça daha yoğun bir bakıma ihtiyaç duyuyor. Bu bakımı da ona cildin yapısına ve ihtiyaçlarına göre seçilmiş "maskeler" verebilir. Gençlik, kolajen ya da kil, acaba sizin maskeniz hangisi? Cildiniz solgun mu görünüyor? Ya da kullandığınız ürünlerin çok etkili olmadığını mı düşünüyorsunuz? Bir de ince çizgiler var tabii. Ciltteki tüm bu sorunlardan kurtulmanın yolu, derin ve etkili bir temizlikten geçiyor. Vücudumuzu her türlü dış etkenlerden koruyan cildimiz için uzmanlar, onun ihtiyaçlarını karşılayan maskeler öneriyor. Cildin ihtiyaçlarına göre seçilen maskeler, haftada bir veya iki kez cildin durumuna göre uygulanıyor. Ancak maske uygulamadan önce iki soruyu cevaplamanız gerekiyor:


1- Hangi cilt tipine sahipsiniz? 2- Cildinizin ihtiyaçlarını biliyor musunuz? Eğer bu sorulara net cevaplar veremiyorsanız, cilt bakımında ilk adımı doğru atmak ve uygulamanın sonucundan memnun kalmak için öncelikle bir uzmana danışın. Sonrasında, cildinizin ihtiyacı olan bakım ürünlerinden edinmelisiniz. 20’li yaşların başlarında, sadece nemlendiren bir ürünle hayat bulan cilt, 30’lu yaşlara yaklaştıkça daha yoğun bir bakıma ihtiyaç duymaya başlıyor. İşte bu noktada yardımınıza koşan maskeler, etkili bileşenleriyle cilt yüzeyinde kısa sürede gözle görülür sonuçlar yaratabiliyor. "Kolajen" maskeleri: Maskeleri, uzmanların yardımıyla cilt tipine ve ihtiyaçlarına göre seçmenin ve uygulamanın dışında, evde de hazırlayabilirsiniz. Bitkilerle hazırlanan maskeler, cildi temizleme ve rahatlatma özelliğine sahiptirler. Kil, derin temizlikte oldukça başarılı bir madde. Bal ise yaşlı ve yorgun ciltleri canlandırıyor. Kısacası, cildin bakım kalkanları maskeler, evde veya güzellik merkezlerinde sıkça kullanılıyor. Merkezlerde uygulanan yoğun maskeler, etkili bileşenleriyle profesyonel bakımın önemli bir parçası. Ecz. Gülnur Araman enstitülerde uygulanan maske bakımları hakkında şunları söylüyor: ‘Enstitüde uygulanan cilt bakımları yaklaşık 60-90 dakika sürüyor. 30 dakikasını maske uygulamaları için ayırıyoruz. Biz, merkezimizde derin temizlik yapan, nemlendiren ve yatıştırıcı maskeler kullanıyoruz. Son yıllarda sıkça başvurduğumuz özel uygulamalardan biri de cildin elastikiyet kaybına karşı kullanılan ‘kolajen’ maskeleri. Yaşlanma etkilerine savaş açan ‘kolajen’ bakımı, özellikle de orta yaşın üzerindeki kadınlarda daha yoğun uygulanıyor. Enstitülerde yapılan maske uygulamalarını evdekilerden ayıran en önemli fark ise öncesinde ve sonrasında bazı kozmetik ve profesyonel cihazlar yardımıyla desteklenmesi.


Sizin maskeniz hangisi? M&G İstanbul Dermatoloji Enstitüsü’nden Ecz. Gülnur Araman, ‘Maskeler cildin ihtiyacına göre seçilmeli’ diyor; Temizlik maskeleri: Ciltte 10 dakika kalıyor ve kolay temizleniyor. Derin temizlik maskeleri: 10-15 dakika uygulanıyor. Peeling öncesi kullanılıyor. Nem maskeleri: Ciltte 15-20 dakika kalıyor. Peeling etkisiyle aktif hale gelen cilt bu maskelerle rahatlıyor. Gençlik maskeleri: Yaşlı ve yorgun ciltlere sıkılaştırıcı ve elastikiyet kazandıran maskeler en etkililerden biri. Kalıcı bronzluk Avon’dan Avon, bu yaz gelmeden bronzlaşmak isteyenler için bir alternatif sunuyor : ‘beBronze Self Tanning.’ Güneş olmadan da kalıcı ve kusursuz bir bronzluk mümkün. Gün için üç renk HR sezon makyajını yıldız ürünü Painter palette, 3 ana renk olan kırmızı, mavi ve sarı ile sunuyor. Gün içinde bulunacağınız ortama göre istediğiniz tonlarda farklı sonuçlar yaratabilirsiniz. İster ışıltılı bir makyajla parlarsınız, ister sofistike olursunuz.

Cildinize doğru bakım

Vücut yağları, yağlı cilde neden iyi geliyor? Gece kremleri 30 yaşından sonra neden mutlaka kullanılması gereken bakımlar arasına giriyor? Tonik, cilt için bir gereklilik mi, yoksa lüks mü? İşte bu soruların yanıtları ve cilde dair tüm ayrıntılar...

Genel olarak bakıldığında, dünyanın en iyi kremi bile cilt temizliği sırasında işlediğimiz günahları affedecek kudrete sahip değil. Bu yüzden temizlik sırasında en önemli nokta hiçbir şeyi yanlış yapmamak. Hassas ve kuru ciltlerin ihtiyacı olan temizlik ürünü sadece sütler ve kremlerdir. Önemli olan ürünlerin bileşiminde nem tutan (örneğin aloe vera) etkili içeriklerin bulunmasıdır. Sütlü emülsiyonlar ve köpükler özellikle normal ve yağlıcilt tipleri için idealdir. Çok yağlı ciltler ise jel ya da köpük temizleyicileri tercih etmelidirler. Aynı kural karma ciltler için de geçerli. Sabun kesinlikle yüz ve boyun bölgesinin temizliği için kullanılmamalı. Cildin üst katmanını çok fazla yağlandırdıkları için cildin koruyucu katmanı da bu yüzden zarar görebilir.


Temizleme losyonları Vazgeçilmez mi yoksa lüks mü? Tüm cilt tiplerinde kesinlikle vazgeçilmez ürünler arasında yer almaktadır. Çünkü temizlik sırasında cildin pH değerlerinin dengesi bozulur. İşte temizleme tonikleri cildin bu dengesini yeniden sağlamasına yardımcı olur. Çok hassas ya da kuru bir cilde sahipseniz hamamelis, ıhlamur ya da arnika gibi yatıştırıcı içerikli ürünleri tercih edebilirsiniz. Kesinlikle alkollü tüz tonikleri kullanmayın. Tüm cilt tiplerinde çok keskin olumsuzlukları vardır. Yağlı ciltlere iyi bir alternatif de nemlendirici etkili okaliptüs ya da eğreltiotu ekstreli ürünler. Cildi aynı zamanda kirlerinde de arındırmaya bire bir. Su ya da makyaj pamuğu Temizleme sütünü yüzümüzden nasıl çıkaralım? Ilık su aslında bir istisna dışında tüm ciltler için en iyi temizleme metodudur. Eğer çok kuru bir cilde sahipseniz o zaman yapmanız gereken temizleme ürünlerinin cilt yüzeyindeki fazlalıklarını makyaj pamuğu ya da ıslak mendille almak. Yağlı ciltler için ise duş sonrası kısa bir süreliğine soğuk suyu yüzlerine tutmak harika bir etki yaratıyor. Soğuk su gözeneklerin kapanmasını sağlıyor. Eğer kılcal damarlarınız cilt yüzeyine çok yakınsa cildinizi asla sıcak suyla yıkamayın. Sıcak gözenekleri açarak damarcıkların yırlıtmasına neden olabilir. Cilt kremi seçiminde Nelere dikkat etmeli? Tüm cilt tipleri için en önemli şey; nemlendirme... Eğer cilt 20’li yaşlarda nemden yeterince nasibini almışsa kırışıklıkların oluşumu da daha geç ortaya çıkar. Yağlı ciltler için ideal olan yosun bileşenli günlük bakım kremleri kullanmak. Meyve asitli kremler ise kuru ciltlerde etkili. Bitkisel yağlardan oluşan sansiyel yağ asidi bileşenli kremler hassas ciltleri yatıştırıcı etkileriyle biliniyor. 30 yaşından itibaren cildin hücre yenileme sürecini uzatmak için gece bakım kremi kullanımına başlamak gerekiyor. Hafif, yağsız emülsiyonlar yağlı ve karma ciltlerde etkiliyken, kuru ciltlerin ihtiyacı zengin içerikli kremler olarak öne çıkıyor. Antiaging bakımı 40 yaş altı ciltler için adeta bir zehir. Bu ürünlerin erken kullanımı alerjik reaksiyonların ciltte ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor.


Peeling... Kimler için yararlı, kimler kendini uzak tutmalı? Ölü hücreler cilt yüzeyini mat gösterir. Cilt yüzeyine kadar pürüzsüz ise ten de o kadarparlak ve sağlıklı bir görünüm kazanır. Bu yüzden peeling ürünleri aşağı yukarı tüm cilt tiplerine uygun olarak geliştirilmiştir. Her cilt tipi için mükemmel bir öneri; beyaz pudradan oluşan ve suyla karıştırılarak elde edilen enzim peelinglerdir. Bu ürünlerin içinde kürecikler bulunmaz, enzimler tarafından taşınırlar. Dolayısıyla kuperoz eğilimli ciltlerde de rahatlıkla kullanılabilirler. Hassas ciltlere haftada bir kez peeling uygulanmalıdır. Diğer tüm cilt tiplerinin bu uygulamayı iki ya da üç kez yapması mümkündür. Peeling sadece akşamları cilt temizlendikten sonra yapılır. Sabahları yapıldığında makyajın lekeli görünmesi gibi bir riskle karşı karşıya kalmanız mümkündür. Peelingler çok kuru ciltler için pek uygun değildir. Bu cilt tipine sahipseniz peeling yerine cildinize temizleme maskesi uygulayabilirsiniz. Bu maskeler yağlı ciltler için de idealdir. ÜRÜN MARKET Mükemmel kapatıcı Coverderm, suya dayanıklı yüz ve vücut fondötenleri, damar genişlemeleri, varisler, sedef, vitiligo, yanıklar, yara izleri, dövme, güneş lekeleri ve akne gibi tüm cilt sorunlarını mükemmel bir şekilde kapatıyor. 24 saat boyunca hatta yüzerken ve terliyken bile kapatıcılık görevini sürdüren ürün doğal bir görünüm sağlıyor. Güzelliğiniz için... Tırnak cilası, far, allık, fırçalı likit ruj, likit fondöten... Avon’un en geniş makyaj serisi olan’Avon Colour’ ile kadınlar bu sezon birer yıldız gibi parlayacak. Yumuşak ambalajları, yenilenen teknolojisi ve etkileyici renkleriyle Avon’un ultra modern yeni görünümü tam size göre. Parfümünü yarat Kişiliğinize ve değişen ruh halinize uygun parfümü henüz keşfedemediniz mi? Body Shop, yeni parfüm serisindeki 9 parfümü ister tek başına kullanabilir, ister yaratıcılığınızla 300 binden fazla farklı karışım arasından kendinize özel parfüm gardırobunuzu yaratabilirsiniz.

Boyun ve dekolte

Kadınlar geniş dekolteler giymeye bayılır. Belli bir yaştan sonra bacaklarını, kollarını beğenmeyip saklasalar bile, dekoltelerden hoşlanmaya devam ederler.

Bir akrabam, tüm gençliği boyunca "boynum kalın" diyerek, ne kışın ne de yazın yakasız bluz giymemişti. Ancak yaşı ilerleyince rahatladı. Ona nedenini sorduğumda bana cevabı, "Boş vermişim dünyaya" oldu ve kahkahayı bastı. Aslında menopoz sıkıntıları, ateş basmaları, ani terleme nöbetlerinden sonra sıcağa tahammülü kalmamıştı ve nasıl göründüğü de, artık pek umurunda değil gibiydi... Bence dekoltesi kırışmamıştı ve açık yakalı giysiler boynunu daha düzgün gösteriyordu. O da bu durumun keyfini çıkarıyordu! İşin aslına bakacak olursak, boynumuz genelde çok çabuk kırışır. Hatta yüzümüzden önce bize ihanet eder. Boyun derisi yüz derisinden daha ince ve daha hassastır. Güneşten inanılmaz derecede etkilenir. Öte yandan yüzümüze oranla çok daha fazla baskı altındadır. Gün boyunca kıvrılır, katlanır, şekilden şekile girer. Gece uyurken bile aynı baskı devam eder.


Dik durmak önemli Gün boyunca başımızı eğeriz. Her türlü işi yaparken; okurken, yazarken, düşünürken, bilgisayar başında boynumuz daima öne doğru eğilir. Sonunda kat kat kırışır ve yatkın olanların gıdıları da büyür. Masa başında, saatlerce başımız öne eğik olarak çalışmak hem kırışıklık, hem de kireçlenme açısından sakıncalıdır. Siz en iyisi başınızı daima dik tutun. Bunu sağlamak için sırt ve omuzlarınızı da dik tutmanız gerekir ki, bu bütün duruşunuzu ve vücut dilinizi olumlu yönde etkiler. Yatış şekline dikkat Yüksek yastıklar yüzümüzün ve boynumuzun kırışmasına hatırı sayılır katkıda bulunur. Size tavsiyem, yastıksız ve sırt üstü yatmanız. Uykuda durmadan sağa sola dönerseniz cildinizde yastık izleri kalır. Bu izler zaman içinde yer edip kırışıklık haline gelir. Saten bir yastık kullanırsanız izler azalır ama yine de zamanla basınçtan oluşan çizgiler oluşabilir. Vücudunuzun şeklini alan visco yastıklar hem yüzünüzü hem boynunuzu katlanmaktan korur. Sırtüstü uyumak için, seyahatlerde kullanılan ve boyuna takılan şişme yastıkları da kullanabilirsiniz. En azından bir havluyu kıvırarak boynunuzun altına koyabilirsiniz. Bu önlemler hem sağa sola dönmenizi azaltır, hem omurganızı dinlendirir hem de boyun, dekolte ve yüzünüzde kat yerleri oluşmasını önler.


Güneş büyük düşman Boyun ve dekoltemiz güneşte en kolay kuruyan, lekelenen ve kırışan bölgemizdir. Güneş ve aşırı solaryum etkisini ilk önce boyunda gösterir. Boyun derisi kısa sürede kalınlaşır, kabalaşır ve kırışır. İşin garip tarafı yüzümüze kat kat kremler süreriz ama birçoğumuz boyun ve özellikle dekoltemizi bu bakımdan mahrum ederiz. Oysa güneşten koruma, yüz temizleme ve nemlendirme adına yaptığımız her şeye hatta peeling'ler ve maskelere boyun ve üst dekoltemizin de ihtiyacı vardır. Geçen hafta araba kullanırken boynumuzun, dekoltemizin savunmasız bir halde güneşe maruz kaldığına hatta eşit olmayan bir şekilde tek taraflı yandığına değinmiştim. Parfümler Parfüm şişesini elimize aldığımızda ilk yaptığımız hemen boyun kenarlarına ve göğsümüze sıkmaktır. Oysa parfüm, güneşe karşı hassasiyetimizi ciddi ölçüde artırır. Özellikle yaz aylarında, boyun bölgesine parfüm sürmeyin. Boyun ve göğüsteki lekelerin çoğu parfümlerin eseridir. Geceleri parfüm sürdüğünüzde sabah duş almadan güneşe çıkmayın. İnce uzun boyunlar daha şanslı Boynumuzun doğal şekli kırışıklığın oluşumunda çok etkilidir. Kalın ve kısa boyunlarda çocukluktan itibaren, hafif yatay çizgiler oluşmaya başlar. Bu çizgiler giderek derinleşir. Hele çene küçükse boyunda şekil bozulmaları ve gıdı daha fazla dikkat çeker. İstenirse çene dolgu veya protezle büyütülüp kamufle edilebilir. Yuvarlak yüzlerin boynu genellikle kısadır. İnce, uzun boyunlar hareketten daha az etkilendikleri için daha geç kırışırlar ve bütün tedavilere daha iyi yanıt verirler. Boyun gençleştirme Boynumuzu gençleştirip güzelleştirmenin birçok yöntemi var. Ama her şeyden önce günlük bakım, yatış şekli ve güneşten koruma gelir. İhtiyaca göre birçok yöntemden yararlanılabilir. Estetik cerrahi, botox, dolgu teknikleri, ışık tedavisi (Foto IPL), Mikro Dermabrazyon, Karbossi Terapi, peeling çeşitleri gibi. Ancak bunların birçoğu için sonbaharı beklemek gerekiyor, bu konudaki ayrıntıları o zaman yazmak üzere erteliyorum. Botox veya dolguya ihtiyacınız varsa her mevsimde yararlanabilirsiniz. Masaj boyun için çok yararlıdır ve mevsimi olmayan etkili bir tedavidir. Masaja cilt pembeleşinceye kadar devam edilmeli, sonra maske veya kompres ile cildi dinlendirmeye geçebiliriz. Boyun maskeleri Yaz mevsiminde cildinizi tahriş etmeyecek, güneşe karşı hassasiyetinizi arttırmayacak bir boyun maskesi ile kompres önerebilirim... * Patates maskesi: Pişmiş patatesi soyup ezdikten sonra bir yumurta sarısı, bir çay kaşığı bal, bir çay kaşığı zeytinyağı ekleyip bir lapa haline getirin. Bu karışımı bir sargı bezi veya tülbent içine koyup boynunuza sarın. Yüzünüz yuvarlak ise 20-30 dakika, ince ise 10-15 dakika kadar bekletin. Bu maskeyi haftada iki kere uygulayabilirsiniz. * Dinlendirici kompres: Bir kabın yarısına soğuk süt koyup üzerini su ile doldurun. Yani yarısı süt yarısı su olan bir karışım hazırlayın. Sonra büyükçe bir pamuk parçası ile boynunuza birkaç kere kompres yapın. Ardından soğuk su ile yıkayın. Bu kompres anında etki eder. Boynunuz daha diri ve pürüzsüz görünür.

Bebek gibi bir yüz

İşte size bebek gibi bir yüze sahip olmanın yolları. Evde kolayca bulabileceğiniz malzemelerle hazırlayabileceğiniz bu karışımları deneyerek farkı görebilirsiniz.

Yüz için nemlendirici maske Malzemeler: Yumurta sarısı + süt Hazırlanışı: Bir kapta yumurta sarısı ve bir kaşık sütü karıştırın. Bu karışımı yüzünüze yayın, üzerini ince bir bezle örterek on beş dakika bekleyin. Ardından kağıt mendille silerek temizleyin. Daha sonra sırasıyla, ılık ve soğuk suyla yüzünüzü yıkayın. Ne işe yarıyor: Kuru ve nemsiz bir cildiniz varsa bu maske sizin için birebir. İçinde bulunan yumurta sarısı cildinizi beslerken, süt nemlendirecek, yumuşaklık verecek ve sıkılaştıracak. Ne zaman kullanmalı: Bu maskeyi haftada bir kez uygulamak yeterli.


Siyah noktaların sonu geliyor Malzemeler: Limon suyu + yoğurt Hazırlanışı: Bir kase yoğurda bir limonun suyunu karıştırın. Bu karışımı, gözlerinize gelmemesine dikkat ederek yüzünüze yayın ve 15 dakika bekleyin. Yüzünüzde kuruyan maskeyi ılık suyla yıkayarak çıkarın. Ne işe yarıyor: Limon suyu cildi dezenfekte eder, sivilceleri kurutur ve siyah noktaların kaybolmasına yardımcı olur. Yoğurt ise cildi besler, nemlendirir ve yağ miktarını dengeler. Ne zaman kullanmalı: Bu maske haftada bir kez uygulanabilir.


Sivilceler için karnıbahar Malzemeler: Karnıbahar + Zeytinyağı Hazırlanışı: Sekiz adet karnıbahar yaprağını iki kaşık zeytinyağı ile beraber mikserden geçirin. Karışımı, problemli bölgeler üzerinde daha yoğun olacak şekilde yüzünüze yayın, on dakika bekleyin ve yüzünü ılık suyla temizleyin. Ne işe yarıyor: Karnıbahar yapraklarının temizleyici fonksiyonu vardır. Ne zaman kullanılmalı: Haftada bir ya da iki kez. Kırışıklara karşı maske Malzemeler: Kaymak + Elma Hazırlanışı: Bu maskeyi hazırlamak için soyulmuş bir elma ve üç kaşık kaymağı mikserle bir kaç dakika karıştırmanız yeterli. Karışımı cildinize yaydıktan sonra temiz bir bezle yüzünüzü kapatın. Yaklaşık on dakika bekledikten sonra maskeyi silin ve yüzünüzü ılık suyla temizleyin. Ne işe yarıyor: Kaymak cildi yumuşatır, nemlendirir ve cilde elastikiyet kazandırır. Kırışıklara karşı da etkilidir. Elma ise cildin diri kalması için önemli etken. Ne zaman kullanmalı: Haftada bir kez. Yağlı ciltler için Malzemeler: Bal + süt + limon suyu Hazırlanışı: Bir fincan içinde bir kaşık balı, bir kaşık limon suyunu ve kıvamın koyuluğunu bozmayacak miktarda sütü karıştırın. Karışımı yüzünüze ve boynunuza yayın ve hafifçe kuruyana kadar bekleyin. Maskeyi nemli bir sünger yardımıyla silerek temizleyin. Ne işe yarıyor: Bal cildi yumuşatır ve limon suyunda bulunan aktif maddelerin daha iyi emilmesini sağlar. Bu maddeler de cildin yağ salgısını dengeler, fazla yağ salgısı sonucu oluşabilecek sivilceleri önler. Ne zaman kullanılmalı: İhtiyaca göre 10 - 15 günde bir tekrarlayabilirsiniz.

Cilt tipinize göre korunmak

Bazı insanlar kısa bir süre güneşlendikten sonra bronz bir tene kavuşurken, bazıları da birkaç dakika güneşin altında kaldıktan sonra kıpkırmızı bir tene sahip olmaktadırlar.

işte size öneriler


1- Aşırı hassas ciltler Beyaz bir ten, beyaz-sarı veya kızıl saçlar, mavi veya yeşil gözler, ciltte çiller. Bu cilt tipine sahip olanlar genelde bronzlaşamaz, güneşte kızarırlar. İlk kez güneşe çıkarken, 5-10 dakikadan fazla kalmamalılar. Güneşlenirken yüzlerine koruma faktörü 35, vücutlarına da koruma faktörü 30 olan ürünleri sürmeli, güneşin en yoğun olduğu saatlerde (11.00 - 16.00) asla şapkasız ve güneş gözlüksüz dışarı çıkmamalılar. 2- Hassas ciltler Açık renk ten, sarı veya kızıl saçlar, mavi veya yeşil gözler, ciltte çiller. Bu cilt tipine sahip olanlar, çabuk yanmalarına karşın çok zor bronzlaşırlar. İlk kez güneşe çıkarken, 10 - 20 dakikadan fazla kalmamalılar. Güneşlenirken yüzlerine ve vücutlarına koruma faktörü 20 - 30 olan ürünleri sürmeli, mutlaka suya dayanıklı ürünleri tercih etmeliler. Hafif bronzlaşmış olanlar, koruma faktörü 15 olan ürünleri kullanabilirler. Saat 11.00 - 15.00 arasında güneşe çıkmaktan kaçınmalılar. 3- Az hassas ciltler Açık, pembemsi cilt, mavi veya yeşil gözler. Güneşlenirken kızarmalarına rağmen bronzlaşmayı başaramazlar. İlk kez güneşe çıkarken, 15 - 25 dakikadan fazla kalmamalılar. Bu cilt tipine sahip olanlar, güneşlenirken koruma faktörü 10 olan ürünleri tercih etmeli ve saat 11.00 - 15.00 arasında gölgede veya şemsiye altında oturmalılar. Bronzlaşanlar, güneşlenirken koruma faktörü 8 olan ürünleri de tercih edebilirler.


4- Normal ciltler Buğday tenli, koyu sarı veya kumral saçlar, mavi, yeşil veya kahverengi gözler. Genelde çabuk bronzlaşır ve güneş yanığına maruz kalmazlar. İlk kez güneşe çıkarken, 20 - 30 dakikadan fazla kalmamalılar. Bu cilt tipine sahip olanlar, güneşlenirken koruma faktörü 8, su sporları yaparken koruma faktörü 10 ve suya dayanıklı olan ürünleri tercih etmeliler. Hafif bronzlaşmış olanlar, koruma faktörü 6 olan ürünleri kullanabilirler. 5- Sorunsuz ciltler Esmer ten, koyu kumral veya esmer saçlar, kahverengi gözler. Çabuk bronzlaşır ve güneş yanığı nedir bilmezler. Ama yine de güneşe ilk çıktıklarında 30 - 40 dakikadan fazla kalmamalılar. Sorunsuz bir cilde sahip olanlar, güneşlenirken koruma faktörü 6 olan ürünleri tercih edebilirler. 6- Alerjik ciltler Cildin güneşe karşı alerjik olmasının nedeni; UVA ışınları ve serbest radikallerdir. Bu nedenle uzmanlar, güneşe karşı alerjik bir cilde sahip olanların, tatile çıkmadan üç hafta önce, haftada 2 - 3 kez solaryuma girmelerinde fayda olduğunu söylüyorlar. Alerjik olan ciltler, güneşlenirken koruma faktörü 20 - 25 olan ürünleri tercih etmeliler. Özellikle omuz, burun ve ayak tabanlarına bol miktarda koruyucu krem sürmeli ve her saat başı bunu tekrarlamalılar.

Cildinize kivi

Kivi çok özel bir meyve. Tüm meyvelerde olduğu gibi onun da içinde asitler ve birçoğundan fazla C vitamini var. Kivinin bir başka özelliği de sindiriminin çok kolay olması. Genelde yemekten hemen sonra meyve, mideyi şişirir ve yediklerimizin yağa dönüşmesini kolaylaştırır. Bu konuda istisna olan iki meyve vardır, biri çilek diğeri de bugün konumuz olan kivi. Asitler cildinizi yeniler: Meyve asitleri cildimizin yüzeyindeki ölü deri tabakasını hafifçe soyarlar. Yani "peeling" yaparlar. Böylece cildin rengi canlanır, yumuşar ve hafif lekeler, siyah noktalar azalır. Ölü deri atıldığı için cilt yenilenir, kolajen sentezi canlanır, içten dışa doğru dolgunluğu ve esnekliği artar. Meyve asitlerinde mikrop üremesi zordur. Tümünün anti bakteriyel özelliği vardır. Bu nedenle sivilcelere de çok iyi gelirler.


Vitaminler besler C vitamini bakımından en zengin meyvelerden biri kividir. C Vitamini ise kolajenin en iyi besinlerinden biridir. Ayrıca kivi, bir miktar B vitamini ve zengin minerallerle doludur. Örneğin kalsiyum, magnezyum ve fosfor gibi. Tümü de cildimize yararlıdır. Kivi maskeleri Sizin için hazırlanması en basit olan maskelerden birkaç örnek vereceğim. Esasında harika kivi kremleri de yapılabilir ama onlar biraz daha fazla malzeme ve özen isterler. Aşağıdaki yöntemleri ise kolayca uygulayabilirsiniz. Hangisini seçerseniz seçin, ardından yüzünüzü ılık ve soğuk suyla dönüşümlü olarak çalkalayıp, yumuşak bir havluyla ovalamadan kurulayın. Sonra nemlendiricinizi sürün.


Dilimlenmiş kivi halkaları Fazla olgunlaşmamış bir kivinin kabuklarını bir zar gibi soyun, sonra keskin bir bıçakla, mümkün olduğu kadar ince dilimlere ayırın. Ardından rahatça uzanıp, hatta bir de müzik eşliğinde bu halkaları yüzünüze yerleştirin. Cilt tipinize bağlı olarak 5-15 dakika kadar bu şekilde dinlenin. Kivi suyu ile kompres Kiviyi önce presle veya blender ile sıvı hale getirin. Sonra steril bir sargı bezini hazırladığınız kivi suyuna batırarak, yüzünüze kompres yapın. Bu işlemi 10 dakika kadar sürdürebilirsiniz. Kivi suyu + kil Kivi suyuna bir miktar kil ilave edip, temiz ve küçük bir tahta kaşıkla krem kıvamına getirin. Bu karışımı maske şeklinde yüzünüze sürün. Sırt üstü uzanıp veya koltuğa yaslanıp 10 dakika dinlenin. Bu maske özellikle yağlı ve sivilceli ciltler için çok yararlıdır. Her cilt özeldir Herkesin cildinin kendine has özellikleri vardır. Örneğin vitamin ve mineralleri emebilme kapasitesi aynı değildir. Kalın ve yağlı ciltlerde emilim daha zordur ve ölü tabakalar daha fazladır. Bu nedenle daha güçlü ürünlere ihtiyaç duyarlar. Kişinin yaşı da önemlidir. Zamanla cildin emme gücü azalır. Dolayısıyla ya daha güçlü ürünler seçmek ya da kullanma sıklığını artırmak gerekir. Kalın ve yağlı cilt Cildiniz kalın ve yağlı ise, kivi maskeleri sizin için idealdir. Cildinizdeki gözenekleri sıkıştırır ve yağlanmayı dengeler. Mümkünse olgunlaşmamış kivi kullanmaya çalışın. Haftada iki kere 15 dakikalık maske uygulayabilirsiniz. Eğer sivilceleriniz varsa, killi maskeyi tercih edin. Yağlı ve ince ciltler Bu tip ciltler kadınlara özgüdür. Erkeklerin cildi genelde daha yağlı ve kalındır. Ne yazık ki ince ciltler kolayca sarkabilir. Kivi maskesi bu tip cilt için çok uygundur. Bol miktarda C vitamini sayesinde kolajen sentezi artar ve cilt gerilir. Haftada 2 kez 5'er dakikalık maskeler sizin için yeterlidir. İnce ve kuru cilt En hassas cilt tipidir. Şevkat ve bakıma ihtiyacı çoktur. Kivinin özellikle kabuk kısmındaki C vitamini bu tip ciltlerin yenilenmesine yardımcı olur. Haftada iki kez uygulayabilirsiniz. Cildin tahriş olmaması için maskeyi 5 dakikadan fazla tutmayın. Normal cilt Kivi maskesi bu tip ciltleri daha da berraklaştırır ve rengini açar. Maske için önereceğim sıklık ve süre, haftada 2 kez, 10 dakikadır.

Cilt temizliğinin kuralları

İyi bir yüz temizliği, ciltteki yağın kirlenen kısmını ve fazlasını arındırmalı ancak tümünü silip süpürmemelidir.

Bütün bir yıl yaz mevsimini bekliyoruz. Ama hepsi iki aydan ibaret ve hemen geçip gidiyor. Eylül ayını yarıladık bile! Havada tatlı bir serinlik ve rüzgar hakim. Yağmur ise yağdı yağacak. Sonbahar evimize ve kendimize döndüğümüz bir mevsim. Zaten sıcaktan kaçmaya çabaladığımız hareketli bir dönemden sonra, biraz dinginliğe ve bakıma ihtiyacımız var. Şimdi sağlık sorunlarımızla ilgilenmenin, yavaş yavaş cildimizi ve yıpranan saçlarımızı toparlamanın zamanı geldi. Güneşin pırıltısı biraz daha azalınca derin bakımlara geçebiliriz.


CİLDİNİZİ TEMİZLEYİN Eylül başı temizlik dönemidir. Bir seyahatten sonra eve döndüğünüzde ne yaparsınız? Önce evinizi toparlar ardından valizlerinizi boşaltıp son olarak da çamaşırlarınızı yıkarsınız. Bunlar, cildimiz için de geçerlidir. Cilt bakımında ilk adım, günlük temizliktir. Her sabah ve her akşam olmak üzere, günde iki defa cildimizi özenle temizlemeli ve tonikle silmeliyiz. Ardından nemlendiricimizi sürebiliriz. Birçok insan makyaj yapmayı ihmal etmez ancak cilt temizliğine gereken özeni göstermez. Oysa makyaj yapılsa da yapılmasa da, yüzünüzün düzenli olarak günlük birikimlerden arındırılması gerekiyor. KURU CİLTLERE KREM Yağlı ciltlerde jeller ve losyonlar, kuru ciltlerde kremler tercih edilir. Bu tip ürünlere, genel olarak "temizleme sütü" adı verilir. Bu tip temizleyiciler, özellikle kıl köklerinde bulunan sertleşmiş sebumun (cildin yağ salgısı) ve sebuma bulaşmış olan kir ve makyaj artıklarının temizlenmesinde çok etkilidir. Bu açıdan derin bir temizlik sağlarlar. Temizleme kremlerinde daha fazla yağ (%40-50) losyonlarda ise daha az yağ (%10-25) bulunur. Yağlar, ciltteki yağı (sebum, yağ ve makyaj artıkları), su ise suda eriyebilen maddeleri çözer. Kir ve keratin pulları gibi eriyemeyen maddeler ise tonikli pamukla silinerek temizlenir. Göz çevresindeki deri çok hassastır. Bu nedenle daima özel bir temizleyici tercih edilmeli ve göz çevresine çok nazik davranılmalıdır.


MİKROFİBER KUMAŞLAR Cilt temizliği veya hafif peeling için özel olarak imal edilen mikrofiber kumaşlar ve eldivenler oldukça etkili bir şekilde temizliği tamamlarlar. Onları sadece su ile ıslatarak kullanırsanız, daha önce özenle temizlediğiniz yüzünüzden hala kir çıktığını fark edersiniz. İçinde hiçbir kimyasal olmadığı için en hassas ciltlere bile uygulanabilir. Her yerde bulunmuyor ama rastlarsanız hem yüzünüze hem de vücudunuza uygulayabilirsiniz. TONİK TEMİZLİĞİ ÖNEMLİ Cildin günlük bakımı yapılırken ikinci adım, kalan son artıkları arındıran ve gözenekleri sıkıştırmaya yarayan tonik uygulamasıdır. Temizleme kremleri ve losyonlar, sabunlar ve jeller ciltteki yağı ve suda eriyebilen maddeleri çözdükten sonra, kir ve keratin pulları gibi eriyemeyen maddeler tonikle silinerek temizlenir. Tonik, özel bir solüsyondur. Genellikle su ve alkol ile hazırlanır. Bazı toniklerde salisilik asit, portakal çiçeği kolonyası, gül suyu veya daha farklı maddeler de kullanılır. Tonik seçerken alkolsüz olanları tercih edin. Sade gül suyu ve maden sodası gayet iyi toniklerdir. GÖZENEKLERİ TEMİZLEYİN Gözeneklerin sıkışması aslında hatalı bir ifadedir. Çünkü gözeneklerin kas yapısı yoktur. Bu nedenle de açılıp kapanması veya sıkışıp gevşemesi söz konusu değildir. Ancak biriken kirler ciltteki gözenekleri tıkayarak zorlar ve genişlemesine yol açar. Tonikler bunları temizlediği için gözenekler tekrar normal boyutlarına dönerler. Tonikler düzenli olarak kullanıldığında gözeneklerin açılmasına pek fırsat kalmaz. Öte yandan, toniklerin içinde bulunan maddeler cildi biraz tahriş ettiği için dokular hafifçe şişer. Bu tepki gözenekleri geçici bir süre için sıkıştırır. Tabii bu yapısal bir değişiklik değildir, kısa süreli bir toparlanmadır..

Suna Dumankaya dan doğal güzellik sırları...

Güzellik salonuna gitmeden para harcamadan güzelleşmek için, tıklamaya başlayın!

Temizleme sütü
Yüzdeki gözeneklere dolan kirleri ve makyajı temizlenin en kolay ve ucuz yolu, evde doğal malzemelerden hazırlayacağınız karışımlardır. Temizleme sütünü parmaklarınızla ve yuvarlak hareketlerle sürün.

Hazırlanışı:
1 salatalık, 1 su bardağı süt Uygulama: Salatalığı rendeleyip, 1 su bardağı sütte kaynatın ve süzün. Her gün, sabah ve aksam bu karışımla cildinizi silin.

Karma ciltler için
Temizleme toniği
Tonik, ciltte kalmış kir, yağ ve temizleyici kalıntılarını temizler ve cildi tazeler. Temizleyicinin ardından sürülür.

Aşağıdaki tariflerle hazırladığınız tonikten birkaç damla pamuğa damlatıp, silmeden, tamponlayarak cildinize uygulayın. Tonikleşmeden sonra yüzünüze maden suyu püskürtün ve kağıt mendille tamponlayarak kurutun. Sonraki asama nemlendirme olacak.

Hazırlanışı:
Lavanta, melisa, papatya, hatmi çiçeği, yarım fincan saf alkol, içme suyu

Nemlendirici
Nemlendirme, çevrenin yol açtığı buharlaşma etkilerinin önlenmesine yardımcı olur. Nemlendirici cildi düzgünleştirir, dolgunlaştırır, gözenekleri kapatarak makyaj için iyi bir zemin hazırlar.

Uygulama:
Kaynamış suyun içine birer tutam lavanta, melisa, papatya ve hatmi çiçeği atin, 15- 20 dakika demlendirip süzün. Saf alkol ekleyin. Hazırlanan karışım, kapalı bir şişede buzdolabında saklayın

Hassas ciltler için

Hazırlanışı:
Biberiye, gül suyu Uygulama: Bir çorba kasığı biberiyeyi, 300 ml. gül suyuna karıştırarak karanlık bir yerde saklayın. Bununla her aksam cildinizi temizleyin

Kırışıklıklar için

Hazırlanışı:
Yarim litre ilik su, 1 tatlı kasığı karbonat Uygulama: Su ve karbonatı karıştırın. Pamukla, cildinize uygulayın.

Hazırlanışı:
Havuç, zeytinyağı, limon Uygulama: Havucu rendeleyin. İçine zeytinyağı ve limon suyu ilave edip, yiyin. Bu karışım vücut için çok faydalıdır. Bağırsakları düzene sokar ve cilde nem sağlar.

Peeling
Cildi ölü hücrelerden, biriken yağlardan ve siyah noktalardan arındırmak için, derin bir temizlik yapmalısınız. Bunu peeling, buhar banyosu veya maskelerle gerçekleştirebilirsiniz. İste evde yapabileceğiniz basit peeling tarifleri:

Hazırlanışı:
1 kahve fincanı yulaf ezmesi, 2,5 çay kasığı bal, 1 tatlı kasığı elma sirkesi, yarım tatlı kasığı sıcak su Uygulama: Malzemeleri karıştırın ve cilde uygulayın. 15 dakika bekleyin ve yumuşak, nemli bir bezle ovarak çıkarın. Bol su ile yıkayın.

Sivilceden kurtulmak için
Sivilceler her yasta birçok insana sorun yaratır. Sivilceleri yok ederek daha sağlıklı ve güzel bir cilde kavuşmanın en güzel yolu yine doğadan geçiyor. Sivilceleri yok etmek için beraber bu basit formülü hazırlayabilirsiniz.

Hazırlanışı:
100 gram alkol, 6 adet aspirin Uygulama: Aspirini ezin ve alkolle karıştırıp 3 gün bekletin. Bu karışımla cildinizi her gün silin.

Lekeleri yok etmek için
Hazırlanışı:
1 çay kasığı amonyak, 1 çay kaşığı peridrol, 1 çay kaşığı saf su, 1 çay kaşığı sabun
Uygulama:
Kullanılmamış bir sabunu rendeleyin ve diğer malzemelerle karıştırın. Cildin hassaslığının ölçülmesi için önce elinizin üzerine deneyin, sonra lekelerin üzerinde bekletip, bol su ile yıkayın. Bu karışım haftada bir kez uygulanabilir. Dışarı çıkarken güneşten koruyucu ürünler kullanmaya dikkat edin.

Çillerinden kurtulmak isteyenlere
Hazırlanışı:
Keten tohumu Uygulama: Keten tohumunu kaynatın, suyu ile cilde masaj yaparak çillere ve lekelere maske olarak uygulayın.

Bütün bu bakim ürünlerinin yanı sıra bunları da ihmal etmeyin.

Cildinizi güneşten koruyun:
Günesin zararlı etkilerinden korunmak için her gün koruyucu krem kullanmalı.

Cildinizi aşırı sıcak ve aşırı soğuktan koruyun:
Sıcak ve soğuk havalarda cilt nemini kaybeder. Özellikle kisin cilt tipiniz için uygun nemlendiricileri mutlaka uygulayın.

Sigara içmeyin:
Sigara cildin ihtiyacı olan oksijeni azaltır ve cildin yenilenmesini engeller. Cilde solgun görünüm verir.

Cildinizi derinlemesine temizleyin:
Bazı yaşı ilerlemiş bayanlar cildi kurutacağı ve kırışıklıkları artıracağı düşüncesiyle cilt temizliği yapmaktan kaçınır. Pamukla uygulayacağınız bir temizleyici kremin, birkaç dakika cildin üstünde kaldıktan sonra bol suyla yıkanması yeterli olur.

tüy ve kıl sorunları

Jilet
Son derece yaygın ve pratik. Evde rahatlıkla uygulanabilmesi ve çabukluğu yüzünden pek çok kadının tercihi.

Nelere dikkat etmeli? Jilet, kuru veya ıslak olarak uygulanabilir. Islak yöntemde traş bıçağıya birlikte ayrıca traş köpüğü de kullanmalısınız. Bunu yaparken cildi ıslatın ve traş köpüğü sürün. Batık oluşumunu engellemek için jileti kılların çıkış istikametinde kullanın.

Çok acil bir durum olmadıkça, kuru cilt üzerinde jilet kullanmaktan kaçınmalısınız. İllaki kullanmanız gerekiyorsa, traş edeceğiniz bölgeyi talk pudralayıp yumuşattıktan sonra, kılların çıkış yönüne doğru jiletleyin. Uygulamadan sonra, cildi mutlaka bir vücut nemlendiricisiyle nemlendirin.

Uzama süresi: Kılların en fazla iki gün sonra eski yerlerini almasına hazırlıklı olun. Kılların uçları, jiletle kesildiğinden düzleşmiş olur, bu yüzden daha sert ve daha koyu renk çıkmış izlenimine kapılırsınız. Bunun dışında jiletin kılları gürleştirici ve sertleştirici bir etkisi kesinlikle söz konusu değildir.

Acı faktörü: Jilet yaparken bir yerlerinizi kesmediğiniz sürece acı duymazsınız. Sadece uzarken hafif bir kaşıntı ve acı sözkonusu olabilir.

Krem ve losyonlar
Tüy dökücü krem ve losyonlar, özellikle kısa süreli çözüm arayanların kurtarıcısıdır.

Nelere dikkat etmeli? Tüylerden arındırmak istediğiniz bölgeyi krem veya losyonla kaplayın. Kremin içindeki aktif kokulu madde kıllar üzerinde etkili olarak cilt yüzeyinden kolayca kopmalarını sağlayacaktır. Pürüzsüz bir cilt için kremin üzerinde belirtilen bekleme süresinin sonunda ılık suyla yıkamanız yeterli.

Uzama süresi: Losyonlar, jilete nazaran biraz daha rahatlama sağlar. En geç yedi gün içinde kıllar, jilet kadar sert olmamakla birlikte çıkmaya başlar.

Acı faktörü: Tüy dökücü kremler, özellikle hassas ciltler üzerinde reaksiyon gösterebilirler. Bunu önlemek için cildinizin küçük bir bölümünde test edebilirsiniz. Bunun dışında hiçbir acı duymazsınız.

El ağdası
Kadınlar tarafından hala en çok kullanılan epilasyon yöntemlerinden biri. Limon ve şekerden oluşan karışımıyla evde de uygulanabilir. Ancak şekerin kılları besleyen özelliği gözardı edilmemeli.

Nelere dikkat etmeli? Elde edilen karışım çok sıcak olmamak kayıyla varise neden olabilir istenilen bölgeye yapıştırılır. Temiz bir bez yardımıyla, kılların çıkış yönünün tersine hızla çekilir.

Uzama süresi: Yaklaşık bir ay sonra, kıllar uzamaya başlar. Ancak jilet ya da tüy dökücü losyonlar gibi sert değildir.

Acı faktörü: El ağdası, epilasyon yöntemleri arasında en fazla acı veren olarak bilinir.

Sir ağda
El ağdasına nazaran birçok avantajlar içeren bu yöntem ancak güzellik salonlarında uygulanabiliyor.

Nelere dikkat etmeli? Sir ağda, normal ağdalardan farklı olarak şeker ve limon yerine bitki özleri ve reçineden yapılıyor ve sadece alkolle temizlenebiliyor. Bu sayede herhangi bir enfeksiyon meydana gelmiyor.

Uzama süresi: Kıllar daha seyrek ve yumuşak çıkıyor. Tabii yine de ayda bir kez yenilenmesi gerekiyor.

Acı faktörü: Kıl kökünü yumuşattığı için can yakmıyor ve vücut sıcaklığında olduğundan el ağdasından daha acısız.

Epilatörler
Uç kısmındaki döner başlıklar sayesinde kılları kökünden koparan epilatörler, artık sadece bacaklarda değil hassas bölgelerde de kullanılıyor.

Nelere dikkat etmeli? Elektrikli epilatörleri kullanmadan önce, cilt mutlaka talk pudrasıyla pudralanmalıdır. Kıllar, çıkış istimetinin tam tersinden aşağıdan yukarı doğru alınmalı. Böylece daha rahat ve çabuk epilasyon sağlayacaksınız. Sonrasında ise uygulanan bölgeyi parfüm içermeyen bir nemlendiriciyle nemlendirmelisiniz.

Uzama süresi: Bu tür epilasyondan sonra kıllar en az dört hafta görünmez ancak, bu sürenin sonunda bir de bakarsınız ki, hepsi aynı boyda değildir. Epilatörlerin en can sıkıcı yana da budur zaten.

Acı faktörü: Bütün epilasyon yöntemlerinden daha fazla acıtmaz. Ama epilatör almadan önce mutlaka deneyin!

İğneli epilasyon
Kıllar için en etkili ve kesin çözüm. Ancak her kıl kökünün ayrı ayrı yokedilmesi gerektiğinden hem yıllar alan hem de pahalı bir yöntem. Bu yüzden vücudun yüz, kasıklar ve koltukaltı gibi bölgelerinde uygulanması daha uygun.

Nelere dikkat edilmeli? Çok ince bir iğne her kılın köküne enjekte ediliyor ve kısa bir elektrik dalgası veriliyor. Bu dalga kılın kökünü yakıyor. Düzenli tedavi sonunda kıl kökü giderek zayıflıyor ve bir noktadan sonra büyüme duruyor. Bu çok hassas tedavinin uzman kişiler tarafından yapılmaması halinde enfeksiyonlara ve yara izlerine yolaçabiliyor.

Uzama süresi: Tedaviden yaklaşık bir ay sonra, kıllar uzamaya başlar. Her defasında daha da incelir ve azalır ancak, tedavi süresinde tek bir kıla bile kendiniz müdahale etmeme koşuluyla.

Acı faktörü: Bu cildinizin hassaslığına ve uygulama yapılan böleye bağlıdır. Sadece kıl köküne elektrik verildiği an, kısa bir yanma söz konusudur. Tedavi sonrasında cilt yüzeyinde kırmızı lekeler oluşur ve bunlar bir-iki saat sonra kendiliğinden geçer.

Lazer epilasyon
Nelere dikkat edilmeli? Lazer epilasyondan istenilen çözümün alınabilmesinin ön koşulu tüylerin siyah ve sert olmasıdır. epilasyon öncesinde ve sonrasında 3 hafta süreyle güneşten 100 koruyucu kremlerle o bölgeyi korumak gerekir, aksi takdirde ciltte kalıcı leke bırakabilir.

Uzama süresi: Periyodik bir uygulama sistemi var. Seans aralarında jilet kullanılabiliyor.

Acı faktörü: Kullanılan alete ve kişinin hassasiyetine göre değişebilir.

Epilight
Fotokimyasal bir reaksiyon sonucu, temel etki sistemiyle çalışıyor. Gittikçe yaygınlaşan etkili bir yöntem.

Nelere dikkat etmeli? En önemli avantajı enfeksiyon, alerji gibi yan etkilerinin olmayışı. Kronik kıl batmasına bağlı kıl kökü iltihaplarında da rahatlıkla kullanılabiliyor.

Uzama süresi: Yüz, bikini ve koltukaltı bölgelerinin herbiri için 3- 4 seans yeterli. İki seans arasında en az 4- 6 hafta geçmesi gerekiyor. En geç 3- 4 ay içindeyse istenmeyen tüylerden sonsuza kadar kurtulmak mümkün.

Acı faktörü: Hiçbir acı yok.

saç kremi kullanın

Şampuandan sonrasında kullandığınız saç bakım kremleri saçların dolaşmasını önlüyor aynı zamanda da saç tellerine güç kazandırıyor. Peki saç kremleriyle ilgili tam olarak neler bilmekteyiz.

Saç kremleriyle ilgili doğru bildiğimiz yanlışlar:

Yanlış: ikisi bir arada şampuan kullanınca bizim saç kremi kullanmamıza gerek yok.

Doğru: Şampuan çoğunlukla saçı temizlemek, saçtaki fazla yağı ve tozu arındırmak için formüle edilmiştir. Saç kreminin sahip olduğu kadar besleme ve koruma özelliklerine sahip değildir. O nedenle sadece şampuan kullanmak, saçın düzenli bakımı için yeterli değildir.

Yanlış: Saç kremi saçları döker.

Doğru: Öncelikle her gün 100 tele kadar saç kaybının normal olduğunu bilmek lazım. Ancak saç kremi kullanımıyla bunda bir artık olmadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Yanlış: Saç kremi kepek yapar ve saç derisini kaşındırır.

Doğru: Cildin yenilenme sürecinde ölü deri hücrelerinin normalden daha hızlı ve büyük parçalar halinde dökülmesine kepek deniyor. Saç kremi kullanımının buna yol açmadığı yine bilimsel olarak kanıtlanmış.

Yanlış: Şampuan üstüne sürekli saç kremi kullanmak saça zarar vermektedir.

Doğru: Saç kremi tersine saç üzerinde koruyucu tabaka oluşturarak saçı besleyip onarır vede gelecek zararlara karşı korur.

gelin saçı modelleri













Kafesli Topuz modeli



















Saç tarzları

Saç stilisti Malcolm Edwardsa göre saçınızı nereden ayırmanız gerektiğini, yüz şekli, doğal ayırım hattı vede alın genişliği belirliyor.

Edwards yuvarlak yüzlü olanların kısa ayrımlardan uzak durması gerektiğine dikkat çekiyor. Çünkü bu yüzü daha kısa ve yuvarlak gösteriyor. Eğer yüz şekliniz oval ve üçgene dönükse o zaman radikal kısa ayırımları deneyebilirsiniz.

Headmastersın kreatif direktörü Zoe Irvine göre ayrımlar bazen tarzınızın değişik görünmesine yardımcı olabiliyor. Örneğin ortadan ayrılan saç, hippi tarzını; yandan ayrılan ise kararlı bir ifadeyi çağrıştırır.

Mükemmel bir ayrım için, ince uçlu taraktan yardım alın. Daha doğal bir ayrım içinse parmakları kullanmak size yeter.

Edwards kolay şekil almayan saçlara, ıslakken kesinlikle köpük sürmeyi öneriyor. Böylece ayrım uzun süre dayanabiliyor.

Irwin ortadan ayırmak isteyene önce saçlarını alnın gerisinde toplamayı önerirken, arkaya tarayıp serbest bırakmayı öneriyor. Böylece saç kendi ayrımını bulabilir.

Parlak bir görüntü içinde tam tepe ayrımının olduğu yere serum sıkabilirsiniz. Uzmanımızın bu konudaki önerisi ise Charles Worthingtondan Dream Hair Divine isimli ürün.

Edwards, keskin bir stil için Loreal Professionelin Fix Design isimli ürününü kullanmayı öneriyor. Bu ürün, güçlü tutucu özelliği ve ıslak görünüm yaratması nedeniyle mükemmel bir sonuç vermekte..

2008 in yaz saçları


2008 yaz saçları

Dünyanın en ünlü artistik takımına dahil edilen kuaför İlker Yavrutürk ten,siz lere saçlarda ilkbahar yaz tredleri...


"Dünyanın en ünlü artistik takımına dâhil edildim vede bu sayede Eylül Ayında Taiwan da Tigi Artistic Team ile birlikte mükemmel bir show hazırlığı yaptık. Kesimler ve Renkler Harika; değişim inanılmaz..."




"Saçlar ya dümdüz ya da çok dalgalı... Küt kahkuller ve hem sağa hem sola taranabilen mükemmel kesimler. Tepeden aşağıya inerken değişik boylarda uzayan dokulu katlar, uçlarda hafif inceltmeler ve daha neler neler Bu yaz kesinlikle saçlarda özgürlük yazı olacak."



"Bu sinerji sayesinde mesleğimin ne kadar güzel olduğunu bir kere daha fark ettim. Almış olduğum uluslararası sertifika beni biraz daha gururlandırdı. Dünyanın en iyi kuaförleri Anthony Mascolo ve Zak Mascolo ile beraber çalışacağımdan dolayı ben İlker Yavruturk, inanılmaz mutluyum!"

Instinctive Collection ile Tigi ürünleri 13 ayrı modelle harikalar yaratıyor.Daha detaylı bilgi almak isteyen okurlarımızın www.ilkeryavruturk.com u vede salonunu ziyaret edebilirler.

"Bir konuda daha iddialıyım! Saç kesimlerinden sonra kesimlerini kullanmak için fön çektirmeye gerek duymayacaklardır!"

Tırnak bakımı

Kadınların güzelliği vede bakımı için sadece yüzünü nemlendirmesi vede kusursuz bir makyaj yapması yetmez. En az onlar kadar önemli bir diğer unsur da güçlü ve bakımlı tırnaklara sahip olmak gerekir. Çünkü hiçbir kadın çatlamış, ojelerinin bir kısmı çıkmış vede boyları birbirinden farklı tırnaklara sahip olmayı istemez. Bunun için illa ki bir güzellik salonuna gitmeniz de gerekmıyor. Evinizde kendi manikürünüzü yaparak yıpranan ve kırılan tırnaklarınızı istediğiniz şekle sokabilirsiniz. İşte tırnak bakımı:

1. Adımda: ojenizi çıkartın. Bu arada kullandığınız asetonun nemlendirici özelliği olmasına da dikkat ediniz. Bu sayede tırnaklarınızı da beslemiş olursunuz

2. Adımda: tırnaklarınızın hepsinin aynı uzunlukta olmasına özen gösterin. Çünkü uzun tırnaklar arasında birinin kısa olması göze hiç de hoş gözükmeyecektir.

3. Adımda: sıra geldi törpülemeye . Tırnağınızı ne kadar iyi vede doğru şekilde törpülerseniz o kadar dayanıklı vede o kadar sağlıklı olur. Tırnaklarınızı sadece tek bir yönde törpüleyiniz ; ileri vede geri törpülemek tırnaklarınızı daha güçsüzleştireceğinden kırılmalara vede çatlamalara yol açar

4. Adımda: Törpüleme işleminden sonra tırnak etlerinizi yumuşatmak için ellerinizi ılık ve kremli bir suda üç dakika kadar bekletin. Daha sonra da yumuşayan etleri bir makas yardımıyla fazla derine inmeden dikkatlice kesin. Eğer bununla uğraşmak istemiyorsanız iyice yumuşadıktan sonra etlerinizi tırnak diplerine doğru itebilirsiniz.

5. Adımda : Sıra şekil verdiğiniz tırnaklara oje sürerek bakımınızı bitirmeye geldi… Unutmayın ki ojesiz tırnaklar korunmasızdır ve de bu yüzden koyu renkleri sevmeseniz de en azından bir kat cila sürmeyi ihmal etmeyiniz. Süreceğiniz ojenin rengini zevkinize ya da giydiğiniz kıyafete göre seçin.
. Bu konuda oldukça fazla seçeneğiniz bulunuyor; kırmızı, pembe, beyaz, bordo, mavi, mor, kahverengi . Bunun yanısıra ojenizin üstüne değişik desenler yaparak tırnaklarınızı süsleyebilirsiniz. Ojeniz tamamen kurumadan elinizi bir yere sürmeyin. Yoksa ojenizi bozabilirsiniz. Bu arada kozmetik dünyası bu soruna da çabuk kuruyan ojeleri piyasaya sürerek çözüm getirdi. Dilerseniz onları kullanabilirsiniz. Son olarak ise de ; Ev işi yaparken eldiven kullanmayı alışkanlık haline getirin. Bu tırnaklarınıza yaptığınız bakımın daha uzun süre bozulmadan kalmasını sağlayacaktır. Ayrıca tırnaklarınızı nemlendirici kremlerle güçlendirin.Böylece kolay kırılmalarını engelleyebilir, sağlıklı tırnaklara sahip olabilirsiniz.
Tırnaklarınızı bir kaç dakika limonla ovup sararmalarını önleyebilirsiniz vede daha parlak tırnaklara kavuşabilirsiniz.

Kahvaltı yapın cilt güzelliğine kavuşun

uyanınca aç karnına ılık su içiniz.. Çaydaki tein adlı maddeise uyarıcı vede susuzluğu giderici özellikler içeriyor. E vitamininden 20 kat daha güçlü bir antioksidan olan polifenol adlı madde dolaşımı hızlandırırken, hücrelerin oksitlenmesini önlüyor ve cildin yaşlanmasını geciktirerek sıkılaştırıcı bir etki sağlıyor. Yoğun bir çalışma temponuz varsada çayla yapılan kompresler yorgun gözlerinizi dinlendirecektir. Bir parça pamuğu soğuk çaya batırıp göz kapaklarınızın üzerine yerleştirin. on beş dakika dinlenip yüzünüzü yıkayın.