Cilt Bakımı,Cilt maskesi,Sivilceler için maske,Siyah noktalar,Saç Bakımı,Normal Cilt Bakımı,Saç Sağlığı,aç Bakımı Saç Maskeleri saç dökülmesi saç bakım ürünleri evde saç bakımı saç maskeleri doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı erkek cilt bakım saç bakımı cilt maskeleri cilt lekeleri siyah noktalar sivilceler Bitkisel Cilt Bakımı Cilt Bakımı ve Güzellik Kuru Cilt Bakımı doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı epilasyon laser epilasyon

Blog Arşivi

Kadın özel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kadın özel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster



Yosunlu Vücut Bakımı

Diyet yapmadan vede aç kalmadan, eziyet çekmeden, günde sadece bir saat ayırarak vücuttaki fazla yağlardan, selülitlerden kurtulmak mümkün.

Parafin ve yosun çamuruyla gerçekleştirilen zayıflama seansları, cildin kurumasını ve vücutta toksit maddelerin birikmesini engelliyor.

Hastalar 45 dakika parafine sarılıp bekletiliyor. Ardından 15 dakika makine ve 15 dakika el masajı ile yağlar kırılıp yumuşatılıyor. Portakal kabuğunu andıran selilütlerin başdüşmanı olan bu yöntemle, 10 seansta iki beden ve beş kilo zayıflamak mümkün. Yosun tedavisi ise 1 saat sürüyor. Tedavi vücuda sürülen selülit giderici ampulün mikro ses dalgalarıyla vücuda yedirilmesiyle başlıyor. Ardından sıkılaştırıcı ve zehir çekici özel yosun vücuda sürülüyor ve vücut folyo ile sarılıyor. Yarım saat bekletildikten sonra yosun vücuttan temizleniyor ve masaja geçiliyor. 10 seanslık bir program sonucu istenilen sonuca ulaşmak mümkün oluyor




Menopoz döneminde cildinizi ihmal etmeyin

Menopoz dönemi ile birlikte kadınlarda bazı cilt değşiklikleri de ortaya çıkıyor. Bu dönemdeki cilt değişiklikleri ve bakımı ile ilgili bilgileri İstanbul Cerrahi Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Günnur Onarslan Pedersen veriyor. Cildin yaşlanması iç ve dış faktörlerle oluşur. Cilt, yaşlanmayla birlikte en belirgin değişiklikleri gösteren organdır. Cildi olumsuz etkileyen dış faktörler arasında güneş ışınları, çevre kirliliği, kötü beslenme ve sigara sayılabilir.

SİGARA CİLDİ BOZUYOR
Kadınlar yaşamlarının en azından 20 yılını menopozda yani başka bir deyişle hormonal eksikliklerle geçirir. Kadınlarda östrojen, progesteron eksikliği ve yaşla birlikte büyüme hormonu, melatonin gibi diğer hormonlarda da bariz azalma olur. Hormonal eksikliklerle birlikte ciltte de birçok belirgin değişiklikler ortaya çıkar. Bu nedenle östrojen ve progesteron eksikliğinde deri ve mukozalar (göz, ağız, vajina gibi) kurur, dolaşımında yavaşlaması nedeniyle beslenme azalır ve cilt soluk görünür. Alın, dudak çevresi, göz kenarları, hatta ayak altı ve avuç içlerinde kırışıklıklar oluşur. Cilt incelir ve yavaş yavaş elastikliğini kaybederek sarkmaya başlar. Cilt kuruluğu sırtta ve eklemler etrafında çok belirgindir ve rahatsız edici kaşıntılara sebep olabilir. Bu şikayetler kuru ortamlarda ve kış aylarında belirgin artış gösterir. Kuruluğa bağlı olarak vajinal dokuda yanma ve kaşıntı görülür. Yapılan çalışmalar sigaranın hücre yaşlanmasını arttırdığını göstermektedir.

NELER YAPILMALI?
Yüz: Kişinin cilt tipine uygun bir nemlendirici sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez kullanılmalıdır.
Vücut ve vajina: Cildi kurutan temizleyicilerden kaçınılmalı ve hemen banyodan sonra nemlendiriciler uygulanmalıdır. Vajina kuruluğu için ilave olarak doktorun önereceği hormon ihtiva eden kremler uygulanabilir.
Güneşten koruma da çok önemlidir, günlük 15 faktörlük bir güneş koruyucusu gerekir.
IPL veya lazer ile cilt yenileme tedavileri de olumlu sonuçlar vermektedir.
Botoks uygulamaları, kırışıklıklar içine dolgu enjeksiyonu ve mezoterapi de diğer tedavi seçeneklerindendir.

Cinsel bölgedeki yaralara dikkat

Tüm dünyada Türkçe olarak anılan tek hastalık olan Behçet hastalığı ilk olarak basit belirtilerle kendini gösterse de vücutta tüm sistemleri olumsuz etkileyerek ölümcül sonuçlara neden olabilir. Ağzınızda senede 3’ ten fazla aft çıkıyorsa, Cinsel bölgenizde yaralar oluşuyorsa, Vücudunuzda sivilce benzeri lezyonlar, bacaklarınızda ağrılı kızarık şişlikler görülüyorsa anlamlandıramadığınız bu şikayetler Behçet hastalığına işaret ediyor olabilir. Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ayfer Aydın ,“ Ağız yaraları ve Behçet hastalığı ilişkisi” Behçet hastalığı nasıl bir hastalıktır?

Behçet Hastalığı, başlangıç aşamasında ağız içi ve cinsel bölgede yaralarla ortaya çıkan ;ancak bütün sistemleri tutabilen ve hastanın yaşam kalitesini ciddi bir şekilde etkileyebilen, hatta hastanın ölümüne neden olabilen bir hastalıktır. 1937 yılında bir cilt hastalıkları uzmanı olan Hulusi Behçet tarafından tanımlanmıştır.

Behçet Hastalığının nedenleri nelerdir?
Hastalığın tam olarak nedeni bilinmemekle birlikte, otoimmün (bağışıklık sistemini ilgilendiren )bir hastalık olarak tanımlamaktadır. Otoimmün hastalıklarda bağışıklık sistemi vücuttaki dokulara karşı savaşa geçer. Hastalığın gelişiminde bakteri ve virüs enfeksiyonlarının rolü olabileceği de düşünülmektedir. Genetik geçiş şekli tam olarak bilinmemekle birlikte, hastalığın ortaya çıkmasında kalıtımsal faktörlerinde rol oynadığı bilinmektedir. Ağızda çıkan yaralar

Ağızda oluşan aftlar Behçet hastalarının hemen hepsinde vardır. Bu belirti, hastalığın diğer belirtileri ortaya çıkmadan yıllarca önce tek başına görülebilir. Yaralar; yanak içi, dil, dudaklar, yumuşak damakta tek ya da çok sayıda ortaya çıkabilir. Yaraların ortası kirli beyaz, etrafı kızarık ve ağrılıdır. Genellikle 7 ile 14 gün içinde iyileşirler. Bu ağız yaralarının en önemli özelliği, yıl içinde tekrar tekrar ortaya çıkmasıdır ancak; tekrarlama sıklığı hastadan hastaya değişir.

Genital bölgede görülen yaralar
Ağızdaki aftlara benzer şekilde genital bölgede de yaralar çıkabilir.

Diğer Deri Belirtileri
Ağız ve genital bölgede görülen aftlar dışında deride görülen belirtiler, hastalığın başlangıcında veya seyri esnasında sık görülür. Genelde bacakların ön yüzünde 1-5 santimetre çapında, kırmızı ve ağrılı sertlikler görülür. Bunlar nadiren gövdede düzensiz ve dağınık olarak ortaya çıkabilirler. Bu lezyonlar bir hafta-on gün içinde, yara haline dönmeden, çoğunlukla yerlerinde hafif bir leke bırakarak iyileşirler. Sivilce benzeri belirtiler, sırt, yüz, göğüs, kasıklar, kalçalar, cinsel bölge, kol ve bacaklarda ortaya çıkan, mikropsuz; ancak iltihaplı görünümde lezyonlardır. Görünüm açısından sivilceden farklı değildirler. Bu nedenle hastalığın diğer belirtileri ile birlikte değerlendirmek bir anlam taşır. Vücudun genellikle; koltuk altı, meme, ayak parmak araları ve cinsel bölge haricinde, ağız içindeki aftlara benzeyen yaralar görülebilir. Bunlar diğer belirtilere göre daha az ortaya çıkar. Behçet hastalığı deri dışında hangi organları tutar?
Behçet Hastalığı Tüm organ sistemlerini tutabilen ve ciddi sonuçlar doğurabilen bir hastalıktır.

Göz tutulumu: Bu, hastalığın en ciddi tablolarından biridir. Tutulum genellikle iki taraflıdır. Gözler hastalığın başlangıcından sonraki ilk 3 yıl içinde tutulabilir. Bu tutulum alevlenmelerle giden, tekrarlayıcı bir seyir gösterir. Gözün hem ön hem arka kamaraları tutulur. Her alevlenmeden sonra, giderek körlüğe neden olacak bazı yapısal hasarlar oluşturabilir.

Eklem tutulumu: Genellikle, ayak bileği, diz, el bileği ve dirsek eklemleri etkilenir. Monoartiküler (tek eklem tutulumu ) ya da oligoartiküler (4 ya da daha az eklem tutulumu) gözlenir. Bu iltihap genellikle birkaç hafta sürer ve eklemde hasar bırakmadan düzelir.

Nörolojik tutulum: Sara nöbetleri, artmış kafa içi basıncıyla ilişkili baş ağrısı ve beyin bulguları karakteristiktir. En ağır biçimi, erkeklerde görülür. Bazı hastalar, psikiyatrik problemler geliştirebilir.

Gastrointestinal tutulum: Mide- bağırsak sisteminde de ülserler (yaralar) görülebilir.
Hastalığın Tanısı

Behçet hastalığı bir vaskülittir yani bir damar duvarı iltihabıdır. En önemli ve diğer belirtiler henüz ortaya çıkmadan kendini gösteren ilk bulgu: ağızda tekrar eden yaralardır(aftlar)

Behçet hastalığında bütün bulgular bir arada olmadığında tanı koymak zor olabilir. Eğer hastada ağızda, cinsel bölgede, göz ve deride bulgular varsa tanı kolaylaşır.

Hastalığın tanısı aşağıdaki kriterlere göre konulur:

Yılda en az 3 kez ağızda tekrar eden aft ile birlikte aşağıdaki kriterlerden iki veya daha fazlasının bulunması:

Cinsel bölgede yaralar Göz tutulumu (Üveit ve retinada hasar) Deri bulguları Pozitif paterji testi (Behçet hastalığını tanımak için yapılan bir test) Paterji (Derinin Özgün Olmayan Reaksiyonu) derinin aşırı duyarlılığını ortaya koyan bir testtir. Paterji testi, hastanın önkol derisine steril bir iğne batırılarak yapılır. Reaksiyon 24 saatte belirginleşip 48 saatte maksimum seviyeye ulaşır. Önce kırmızı 1-2 milimetrelik bir kabarıklık iken steril cerahatli sivilce haline de dönebilir. Paterji testinin pozitif olması Behçet hastalarında pozitif tanı kriteri olarak kabul edilir. Tedavisi
Tedavinin seçimi hastanın klinik belirtilerine bağlıdır. Alevlenmeler ve düzelmelerle seyreden bu hastalık zaman içinde belirtilerinin hafiflediği veya kaybolduğu devreler gösterebilir. Tedavi lokal(haricen) ve sistemik olmak üzere iki kısımdan oluşur. Lokal tedavi deri, ağız içi ve cinsel bölge belirtilerinde uygulanır. Sistemik tedavi ise organ tutulumlarında kullanılır.

Behçet hastalığı bütün organları tutabilen bir hastalık olduğu ve sonuçları tutulan sisteme bağlı olarak (Örneğin göz tutulumu körlük ile sonuçlanabilir) hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilemesinin yanı sıra hastanın ölümüne dahi neden olabilir. Bu nedenle hastalığın erken tanı ve tedavisi çok önemlidir. Hastalık tekrarlayıcı olması sebebiyle bir uzman tarafından düzenli takip gerektirir.

MENOPOZA GİRERKEN NELER YAPILMALIDIR

Menopoz, adetlerin kesilmesiyle oluşan doğal bir sürecin başlangıcıdır. Türkiyede ortalama menopoz yaşı 48’dir. 40 yaş altını “erken menopoz”, 55 yaş üzerinde “geç girilen menopoz” yaşı olarak değerlendiriyoruz. Erken menopoz hormon tedavisini gerektirir, geç menopoz kendi hormonal aktivitesi fazla ve uzun süren kadınlarda oluşur. Başta genetik faktörler olmak üzere diğer hormon sistemlerinin dengesizliği, bir kısım ilaçlar, radyasyon, aşırı stres gibi sorunlar menopozun başlangıcını etkilemektedir.
Bazı kadınlarda menopoz aniden başlar, bazılarında ise önce düzensiz adet kanamaları, sonra menopoz oluşur. Menopoza girerken oluşan hormonal salgı düzensizliği nedeniyle hormon etkisine açık organlarda, özellikle rahimin içindeki tabakada ve göğüslerde bir kısım zararlı etkiler olabilir. Rahim içindeki tabakanın kalınlaşması rahim içi kanserine zemin hazırlayabilir. Bu arada olan aşırı kanamalar kişiyi halsiz bırakabilir. Rahim içinden doku örneklemesi yapılması gerekebilir. Kansızlıkta demir tedavisiyle destek yapılabilir. Kanama bozukluğu veya rahim içinde hücre bozulmaları başlangıcı durumunda zararı önleyici hormon tedavisi gerekebilir.
Psikolojik sıkıntılarda antidepresif tedaviden, ateş ve ter basmasında düzenli östrojen kullanımından fayda alınabilir. Menopoza girerken yapılan hormon tedavisi sırasında eski adet düzeni bir müddet daha sağlanabilir. Bu hanımlar ilk kez kemik yoğunluğu tayini yaptırabilirler, kalsiyum benzeri tedaviler başlanabilir.
Mamografiler menopoza kadar 2 yılda bir iken menopoz sonra yılda bir’e düşer. Mammografiyle birlikte meme ultrasonu yapılması teşhisi tamamlar.
Kısacası, kadın hayatında ergenlik ve beraberindeki tıbbi-sosyal sıkıntıların benzeri menopoza girilirken de yaşanabilir, bu sebeple başta kadın-doğum uzmanı olmak üzere doktor kontrollerinin sıklaşması doğaldır. Bunu, uçağın iniş-kalkışı sırasında otomatik pilottan çılılmasına benzetebiliriz. Menopoz başladıktan sonra durum kontrol altına alındığından normal bir takip başlayabilir.
Er veya geç bu süreç başladığında, hanımların normal günlük yaşamlarını bozmadan, egzersiz ve doğal beslenmeye önem vererek, sosyal ilişkilerini daha da geliştirerek, ailesiyle de mutlu olmaya devam ettiği sürece, geçiş döneminin çok daha sıkıntısız olacağını bilinmekte.