Cilt Bakımı,Cilt maskesi,Sivilceler için maske,Siyah noktalar,Saç Bakımı,Normal Cilt Bakımı,Saç Sağlığı,aç Bakımı Saç Maskeleri saç dökülmesi saç bakım ürünleri evde saç bakımı saç maskeleri doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı erkek cilt bakım saç bakımı cilt maskeleri cilt lekeleri siyah noktalar sivilceler Bitkisel Cilt Bakımı Cilt Bakımı ve Güzellik Kuru Cilt Bakımı doğal cilt bakımı bitkisel cilt bakımı epilasyon laser epilasyon

Blog Arşivi




Kadında Cinsel Taciz

Cinsel taciz, bireyin, istemediği halde cinsel tekliflere, cinsel içerikli görsel, sözel ya da fiziksel bir harekete maruz kalması olarak tarif edilebilir. Bu konuda yapılan araştırmalar halen devam etmekle birlikte elimizde olayın gelişimi ve sonuçları ile ilgili önemi bilgiler de bulunmaktadır.


Cinsel taciz hem kadınların hem erkeklerin yaşadığı bir olay olabilmektedir. Çocukluk çağı cinsel tacizi söz konusu olabildiği gibi, yetişkinlerde görülen cinsel taciz vakaları da az değildir. Cinsel tacizin sonuçlarına bakıldığında pek çok faktöre dikkat edilmesi gerekmektedir. Örneğin cinsel taciz mağdurunun olay sırasındaki yaşı, aile geçmişi, aile ve sosyal desteği, olayın nitelikleri, olayı algılayış biçimi, sonrasındaki başa çıkma stratejileri, uzman yardımı alınıp alınmaması gibi pek çok etken cinsel travmanın olası sonuçlarını etkilemektedir.


Cinsel tacizin, kişinin sonraki hayatını mutlak suretle olumsuz etkileyeceği ve kesinlikle psikolojik rahatsızlıklara sebep olabileceği gibi kesin bir bağlantıdan söz etmemekte fayda var. Ancak yine de bu travmatik olayın, kişinin hayatının ileriki yılları için riskler taşıdığı belirtilmelidir.


Cinsel taciz yaşayan kadınların sıklıkla yaşayabildiği sıkıntılar şu şekilde özetlenebilir: Olayı etrafındakilere (ailesi, arkadaşları vb) anlatamama, utanç, güvensizlik, kaygı, yoğun üzüntü, uykusuzluk, konsantre olamama, kabuslar, aşırı uyarılmışlık ve tetiktelik hali, olayla ilgili geriye dönüp istemsiz hatırlamalar, olayın bazı ayrıntılarını hatırlayamama, korku, inkar, çaresizlik, suçluluk, içe kapanma, girişkenlik azalması, sosyal ilişkileri devam ettirememe ve yenilerini kuramama, öfke vb.


Yukarıda sayılan tepkilerin bazıları olayın hemen sonrasın verilen doğal tepkiler olabildiği ve olayla baş edildiği takdirde ortadan kalkabildiği gibi; bazıları da dalgalanmalarla uzun yıllar devam edebilip, artabilmektedir. Elbette olay sonrasında mağdurun karşılaştığı sosyal destek ağı (olayı anlatıp destek görebileceği ailesi, arkadaşları, hukuki yollara başvurduğunda ikincil travmalar yaşamaması, uzman desteği alması vb) bu tepkilerin artmaması ve ortadan kalkabilmesi için oldukça önemlidir. Ancak olayla başa çıkılamadığı takdirde bu tepkilerin devamı ve daha başka psikolojik rahatsızlıkların riski söz konusudur. Bunları şu şekilde tanımlayabiliriz:

Duygudurum ile ilgili problemler:
Majör depresyon: Çok yoğun ve uzun süreli üzüntü, çaresizlik, değersizlik, umutsuzluk hissi, iştah ve uyku azalması ya da artması, hiçbir şey yapmak istememe, motivasyon azalması, konsantrasyon sorunları, intihar düşünce ya da girişimleri.

Distimik bozukluk: Kişinin hayatının geneline yayılmış ve karakterize hale gelmiş üzüntü, çaresizlik, umutsuzluk, değersizlik hissi.

Bunların dışında ya da yanı sıra yoğun üzüntü, utanç, suçluluk, yas duyguları.

Kaygı ile ilgili problemler:
Panik bozukluk: Terleme, kalp çarpıntısı, nefes darlığı, görme bulanıklığı, göğüs ağrısı,bulantı, baş dönmesi gibi fiziksel belirtiler ve bayılacakmış, delirecekmiş, kalp krizi geçirecekmiş, ölecekmiş zannetmekle belirtili nöbetler.

Sosyal fobi: Kalabalık içerisinde ya da başka insanların bulunduğu yerlerde bulunmaktan, özellikle böyle ortamlarda performansla alakalı eylemlerlerde (yemek yemek, yürümek, imza atmak, telefonla konuşmak, sunum yapmak, toplantı yönetmek vb) bulunmaktan yoğun kaygı duymak.

Travma sonrası stres bozukluğu: Yaşanan travmatik bir olayın ardından, olayla ilgili canlanan görüntüler, hatıralar, kabuslar, olayı hatırlatan durum ve mekanlarla ilgili yoğun korku ve kaygı ve bunlardan kaçınma, aşırı uyarılmışlık ve tetiktelik, umutsuzluk, çaresizlik, üzüntü hisleri, hafıza sorunları, duygusal uyuşmuşluk ile karakterize kaygı belirtileri yaşamak.

Yaygın kaygı bozukluğu: Genel bir kaygı hali ile yaşanan ve belli bir durum, kişi, mekan, nesneye bağlı olmayan ve işlevsizliğe sebep olan yaygın kaygı hali.

Obsesif kompulsif bozukluk: İstemsiz bir şekilde akla gelen ve sıkıntı ve kaygı yaratan düşünceler ve bu düşüncelerin yarattığı kaygıyı azaltmak için yapılan tekrarlı davranışlar.


Diğer problemler:

Somatik şikayetler: Psikolojik kökenli ve her hangi bir fizyolojik sebebe bağlı olmayan bedenin çeşitli yerlerinde eklem ve kas ağrıları, tansiyon, bulantı, kusma, ishal, kanama vb.

Cinsel işlev bozuklukları: Cinsel istek azlığı, cinsel uyarılma problemleri, cinsel aktiviteye bağlı ağrılar.

Kişiler arası problemler: Güven kaybı, yeni sosyal ilişkiler kuramama, hali hazırdaki ilişkilerini sağlıklı şekilde devam ettirememe, sosyal rollerinden feragat etme, içe kapanma, sosyal beceri eksiklikleri, iletişim becerisi eksiklikleri.


Cinsel taciz, kişiyi pek çok faktörden etkileyen bir olay olduğu için ve yukarıdaki riskleri taşıdığı için sosyal destek ve uzman yardımı çok önemlidir.